Anasayfa DosyalarFETÖ DOSYASI SİYONİST PATRONLARIN, FETÖ’DEN BAŞKA PİYONLARI VE AKP İKTİDARININ KOF PALAVRALARI

SİYONİST PATRONLARIN, FETÖ’DEN BAŞKA PİYONLARI VE AKP İKTİDARININ KOF PALAVRALARI

Yazar: yonetici
0 Yorum 528 Görüntüleyen

SİYONİST PATRONLARIN, FETÖ’DEN BAŞKA PİYONLARI VE AKP İKTİDARININ KOF PALAVRALARI

 

15 Temmuz hıyanet kalkışması aydınlatılmaya mı, yoksa çarpıtılıp, saptırılıp karartılmaya mı çalışılmaktaydı?

Öncelikle ve esefle vurgulayalım ki; CIA destekli FETÖ şebekesinin kalkıştığı 15 Temmuz ayaklanmasını, şuurlu ve onurlu bir direnişle tankların önüne yatan halkımız yanında, bu hıyanet girişimini asıl önleyen ve dehşetli tehlikeyi bertaraf eden, paşasından erbaşına, bu darbeye katılmayan kahraman TSK mensuplarımız olduğu gerçeğinin, hesaplı ve kasıtlı bir tavırla gizlenmeye çalışılması vicdanlarımızı sızlatmaktaydı. Çünkü bu darbe teşebbüsüne, Ordumuzun çok az bir bölümü dışında; diğer komutanlarımız ve subaylarımız hem katılmayarak, hıyanet girişiminin başarı şansısını ortadan kaldırmış, hem de hainlere karşı ilk ve en etkili karşı mücadeleyi onlar başlatmışlardı. Buna rağmen FETÖ kalkışmasının; maalesef TSK’nın topyekûn yıpratılmasına, hizaya sokulmasına(!) ve her türlü gayrı milli girişimin altında “asker bulunduğu” imajını yaygınlaştırmaya yönelik bir algının oluşturulmaya çalışılması, bize göre FETÖ yapılanması kadar tehlikeli bir yaklaşımdı.

İşte yandaş medya ile, karşıt medyanın karşılıklı FETÖ suçlamaları!

Bize göre, birbirleri hakkında hepsi de doğruları konuşmaktaydı, çünkü zaten suç ortaklarıydı.

Aydın Doğan ve Turgay Ciner medya grubundaki bazı yazarlar organize bir şekilde eskiden FETÖ yalakası, şimdilerde FETÖ karşıtı Hüseyin Gülerce’yi hedef alan yazılara ve yayınlara başlamışlardı. Bu saldırılara karşı Türkiye Gazetesi yazarı Cem Küçük’ün Hüseyin Gülerce’yi sahiplenmesi kafaları karıştırmıştı. Cem Küçük, Aydın Doğan ve Turgay Ciner grubuna bağlı gazetelerin geçmişte FETÖ lideri Gülen ile yaptıkları ve sürmanşetten günlerce yayınladıkları röportajları hatırlatmıştı. Gerçekten Cem Küçük, bu röportajları yapan köşe yazarlarının bugün Hüseyin Gülerce’ye saldıran yazarlar olduğunu ortaya çıkarmıştı. Cem Küçük’ün bu gerçekleri ortaya çıkarması ile birlikte Aydın Doğan medya grubu ile TGRT arasında bir savaş patlamıştı.

Buna karşılık Hürriyet’ten Ahmet Hakan ve Ertuğrul Özkök, geçmişte hortumlandığı için batan ve halen daha 15 bin mudinin parasını alamadığı İhlas Finans dosyasını açarak İhlas Grubuna karşı itibarsızlaştırma operasyonunun fitilini yakmışlardı. Tam bu sırada, Aydın Doğan Grubuna, Aydınlık Gazetesi yazarı Sabahattin Önkibar’dan büyük destek atışları da dikkatlerden kaçmamıştı. Sabahattin Önkibar, geçmişte Türkiye gazetesinin Ankara temsilciliğinde bulunup uzun yıllar TGRT’de “Alternatif” programını yaptığı için İhlas grubuyla ilgili çok önemli detaylara ve sırlara vakıf bir insandı. Bu sırları, “Takkeli Firavunlar ve Büyük Siyasi Sırlar” adlı kitabında kamuoyu ile paylaşan Sabahattin Önkibar, bazı konulara ait çok değerli bilgileri yeniden köşesine taşıyarak Aydın Doğan grubuna önemli bir destek sağlamıştı. Önkibar özellikle İhlas Finansın batışının sebepleriyle ilgili verdiği bilgilerin içeriğinde Sn. Recep T. Erdoğan da vardı. Sabahattin Önkibar ve Aydın Doğan grubunun bu yıpratma ve itibarsızlaştırma kampanyasına karşı İhlas Grubu Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar ise Emniyet ve Yargıdaki FETÖ yapılanması ile Aydın Doğan grubunun arasındaki gizli irtibatı deşifre çabaları yoğunlaşmıştı. Geçmişte FETÖ mensubu yüksek maliye bürokratlarının çeşitli bahanelerle Aydın Doğan’a 850 milyon civarında bir para cezası kesilip işleme konulduğunu; bunu ödemek istemeyen Aydın Doğan’ın FETÖ’nün kapısını çalarak, Eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer ile yargıdaki üst düzey bürokratların devreye sokulmasıyla hakkında açılmış 850 milyon liralık para cezasından kurtulduğunu yazmıştı. FETÖ’nün bu iyiliği karşılığında Hadımköy’deki 68 dönümlük arazisini 50 milyon liraya FETÖ’ye sattığını Batuhan Yaşar açıklamıştı. Oysa bu arazinin gerçek değerinin 100 milyondan fazla olduğu konuşulmaktaydı. Batuhan Yaşar’ın 28 Şubat sürecinde FETÖ liderinin Aydın Doğan televizyonlarında nasıl ağırlandığını ve gazetelerde nasıl manşetlere taşındığına dair arşivleri de köşesine taşıması Erbakan’a karşı işbirlikçi hainlerin gizli çıkar çatışmalarının belgelerle yansıtılmasıydı.

Niye Almanya’ya Öksüz notası, Amerika’ya ise “müzik notası!?”

Türkiye, Milliyet Gazetesinin de gündeme getirdiği FETÖ’nün Hava Kuvvetleri imamı olduğu belirtilen firari Adil Öksüz’ün Almanya’da olduğu yönündeki haberlerin ardından Almanya’ya nota vermişti. Almanya Dışişleri Bakanlığı’na verilen notada, basına yansıyan haberlerde Öksüz’ün Almanya’nın farklı kentlerinde görüldüğünün ifade edildiği hatırlatılarak, bu konuda Alman makamlarının bilgisi olup olmadığı soruldu ve haberlere yansıyan iddiaların araştırılması istenmişti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TRT Haber’de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak sorulara yanıt vermişti. Öksüz’ün Almanya’da olduğuna ilişkin medyada yer alan haberlerin sorulması üzerine Çavuşoğlu, “FETÖ firarisi Adil Öksüz’ün Almanya’da olduğuna, hatta nerede yaşadığına dair bazı haberler çıkmaya başladı. Biz de Dışişleri Bakanlığı olarak Almanya’ya resmi olarak bir nota verdik. Bu kişinin varsa Almanya’da tespit edilmesi ve bir an evvel tutuklanarak Türkiye’ye iade edilmesini istedik” demişti. Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği’nin Alman Dışişleri Bakanlığı’na notayı ilettiğini aktaran Çavuşoğlu, değişik kaynaklardan bu haberin defalarca çıkması üzerine ne olduğunu da resmi kaynaklardan öğrenmek gerektiğini belirtmişti.

 

..

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi