9 “S” KURALI VE İNANCIN SORUMLULUKLARI
1- Sağlam inanç ve itikat
2- Sadakat ve Hakka bağlı kalmak
3- Sabır ve kadere rıza
4- Sabitkadem olmak
5- Sarsılmaz bir ümit ve heyecanla yaşamak
6- Samimi ve dürüst davranmak
7- Sorumluluk bilinci ve duyarlılık taşımak
8- Sormak, sorgulamak, okumak ve araştırmak
9- Sonsuz hayatı = Ahiret hesabını ve azabını asla unutmamak
1- Sağlam inanç ve itikat:
Yaratılış amacının farkında olmayan, bu yönde şaşmaz ve sapmaz değer yargıları bulunmayan insanlardan; kendisine, ailesine, çevresine ve ülkesine yararlı çabalar harcamasını beklemek boşunadır. Ama ahlâk, takva ve cihat ehli “Marş, marş!..” dese, Arş bile yürümeye başlayacaktır…
Şu ayet-i kerimeler, sağlam ve sarsılmaz bir imana sahip olmamız konusunda bizleri uyarmaktadır:
“Bedeviler (her asırdaki cahil, gafil ve menfaatçi kesimler; kavim ve kabilesiyle övünen cahil kimseler): ‘Biz de iman ettik’ derler. (Onlara) De ki: ‘(Hayır) Siz (hâlâ) iman etmediniz; ancak (mecburen ve görünüşte) İslam (veya teslim) olduk deyin.’ (Çünkü) İman henüz kalplerinize girmiş değildir. Eğer Allah’a ve Resulüne (tam iman ve) itaat ederseniz (Kur’an ve Sünnet ölçülerine göre hayatınızı düzenlerseniz), O (zaman Allah CC) sizin amellerinizden hiçbir şeyi eksiltmeyecek (ve emeklerinizi boşa vermeyecektir). Şüphesiz Allah, çok Bağışlayandır, çok Esirgeyendir.”
“(Hakiki) Mü’minler ancak o kimselerdir ki: Allah’a (Kur’an’ın hükümlerine) ve Resulüne (Hz. Peygamberin öğretilerine tamamen ve samimiyetle) iman getirirler; sonra hiçbir kuşkuya (ve korkuya) kapılmadan (ve asla Hakk’tan caymadan) mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihad ederler. İşte bunlar, (iman davasında) sadık olanların ta kendileridir. [Not: Demek ki Hakk hâkim olsun ve adil bir düzen kurulsun da tüm insanlık huzura kavuşsun diye, mallarıyla canlarıyla ve bütün imkânlarıyla çalışıp çabalamayanlar veya dünyalık heves ve hesaplarla haklı davalarından yan çizip bâtıl yollara kayanlar ve Batılılara yaslananlar, iman şuurunu ve hidayet huzurunu kaybedeceklerdir.] (Cihad mesuliyeti ve mecburiyeti kendilerine ağır gelenlere) De ki: ‘Allah’a dininizi(n kurallarını ve kulluk imtihanını kazanma şartlarını) siz mi öğreteceksiniz? (Yoksa nasıl mü’min ve makbul olacağınızı Kur’an’dan ve Resulüllah’tan mı öğreneceksiniz?) Oysa Allah, göklerde ve yerde olanları (ve sizin kuruntu ve kaytarmalarınızı) bilir. Allah, her şeyi Bilendir.’”
“(Ey Resulüm, bazıları) Müslüman oldular (ve birtakım hizmet ve fedakârlıkta bulundular) diye (gelip başına kakmak niyetiyle) Sana minnet etmektedirler. (Başlarına gelen sıkıntıların sorumluluğunu Sana yüklemektedirler.) De ki: ‘Müslümanlığınızı Bana karşı minnet (konusu) etmeyin. (Hizmet ve ibadetlerinize karşılık dünyalık makam ve menfaat beklemeyin, kendinizi ayrıcalıklı zannetmeyin!) Tam tersine, sizi imana yönelttiği (küfür ve kötülükten çekip çevirdiği) için Allah size minnet edip (verdiği nimet ve faziletlerin şükrünü isteyebilir). Eğer doğru sözlüler (ve temiz özlüler) iseniz (bunu böyle kabullenmeniz gerekir.) Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybını (görünmeyen tüm sırlarını) bilir. (Sizlerin her türlü niyet ve gayretinizden de habersiz değildir; hak ettiğiniz karşılığı elbette verecektir. Ancak Rabbinizi kendinize borçlu zannetmek büyük bir gaflet ve edepsizliktir) Allah, yaptıklarınızı Görendir.’” (Hucurât Suresi: 14-18) ayetlerini dikkatle ve defaatle okumalı ve her an hayatımıza uygulamalıdır.
2- Sadakat ve Hakka bağlı kalmak:
Olumlu inanç ve amaçlara bağlı kalmak, asla doğruluk ve adaletten ayrılmamak, insani erdemlerin en başında yer alır. Zaten İslam’ın hedefi ve tüm ahlâki öğretilerin gayesi de; ilim, iman ve irfan bakımından bireyleri olgunlaştırmak, ameli, ahlâki ve ailevi huzura ulaştırmaktır.
Şu ayet-i kerimeler dikkatle okunmalı ve emirleri tutulmalıdır:
“Ey iman edenler! (Her konuda) Allah’tan korkun (Kur’an’ın ve Resulüllah’ın yoluna uyun) ve (Hakk davasında sağlam duran) doğru (sadık)larla birlikte olun (ki iman; Hakka tarafgirlik ve davaya sadakattir).” (Tevbe Suresi: 119)
“(Ey Resulüm!) Emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Seninle beraber (küfür ve kötülükten) tevbe edenler de (böyle davransın). Ve (sakın) azıtıp (haddinizi aşmayın). Çünkü O, yaptıklarınızı Görendir.” (Hud Suresi: 112)
…
makalenin tamamı için tıklayınız..