Anasayfa » Sn. Sadrettin Karaduman Okumuyor mu, Anlamıyor mu? ALİ BULAÇ’IN MİSYONU VE “FIS YÖNÜ”!

Sn. Sadrettin Karaduman Okumuyor mu, Anlamıyor mu? ALİ BULAÇ’IN MİSYONU VE “FIS YÖNÜ”!

Yazar: yonetici
0 Yorum 207 Görüntüleyen

Sn. Sadrettin Karaduman Okumuyor mu, Anlamıyor mu? ALİ BULAÇ’IN MİSYONU VE “FIS YÖNÜ”!

 

Ali Bulaç, Zaman Gazetesindeki “İslamcıların Üç Nesli” (23.07.2012) yazısında:

“İslamcıların üç ana dönemde üç nesil olarak birbirlerini takip ettiklerini düşünüyorum: Birinci nesil İslamcılar 1850-1924; ikinci nesil İslamcılar 1950-2000 yılları arasında rol oynadılar. 21. yüzyılın ilk yıllarından başlamak üzere üçüncü nesil İslamcılar yakın tarih sahnesine çıkmış bulunuyorlar.

1850-1924 yılları arasında rol oynamış bulunan birinci nesil İslamcıların referans çerçevesi “Kur’an ve Sünnet’e dönüş”tür. Bununla bağlantılı olarak ilk nesil İslamcılar “içtihad kapısının açılması” ve “cihad ruhunun uyandırılması” hedeflerini öne çıkarıyorlardı.

İlk nesil İslamcıların entelektüelleri, kanaat önderleri ve politik sözcüleri “ulema-aydın profili”ne sahipti. Hemen hemen hepsi İslami ilimlere, İslam tefekkürüne ve İslam tarihine vâkıf kimselerdi. Bunun yanında Batılı eğitimden geçmişlerdi. Her iki dünyayı az çok tanıyan bu insanlar hem Emevi-Abbasi uleması gibi kamusal alanda mücadele ediyor hem de Osmanlı resmi ulemasından farklı olarak “sivil karakterleri”ni koruyabiliyorlardı. Bu yüzden Osmanlı devlet yöneticileri ve resmi uleması onlardan hazzetmiyordu.” Ali Bulaç burada yanılıyordu. Çünkü dönemin şuurlu âlimlerini hazzetmeyen “Osmanlı Devlet yöneticileri” değil Mason ve dönme İttihat ve Terakki hükümetiydi.

“1950-2000 yılları arasında sahneye çıkan ikinci nesil İslamcıların referans çerçevesi “modern-ulus devlet” oldu. İnsiyaki olarak meşruiyet krizini aşma kaygısıyla; Batılı sosyo-politik yapıları İslamileştirme çabasına büyük önem verdiler. Bu dönem İslamcılarının zihin evreninde bilgi, eğitim, toplumsal kurumlar, siyaset ve ekonomik gündem esas itibarıyla Batılı karakterde teşekkül etti. Ancak bu ya “İslami renge büründürüldü” ya da, yan tarafa “icad edilmiş ahlaki-manevi/imani-metafizik özerk alanlar” ilave edildi.” Diyen Ali Bulaç, “ikinci nesil İslamcı” saydıklarının bel kemiğini oluşturan Erbakan ve hareketini “Batılı karakterin İslami renge boyanması” olarak niteleyip açıkça iftira atmakta ve gerçekleri çarpıtmaktadır. Hemen arkasından:

 

..

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi