İSLAM; EDEBİYAT DEĞİL, İCRAATTIR
Kuru Heves ve Heyecan Macerası Değil,
Hikmet ve Hizmet Mecrasıdır.
Benim için çok acı, ama açık ve çarpıcı bir rastlantıydı. Elazığla ilgili haberleri araştırırken Kanal 23teki Ajanda programında, yakından tanıdığım ve hep hayırla ve hüsnü zanla andığım MÜSİAD Eski Başkanı Av. İbrahim Gök Beyin, şu sözleri beni şaşırtmıştı:
Elazığ'ın Boğazkere ve Öküzgözü üzümlerinden kaliteli şarap üretilmesi ve içicilerin Fransa ve İspanya'dan ithal etmek yerine, Elazığ şarabını tercih edip tüketmesi gerektiğini Ve bu yaklaşımın Elazığ tarımına katkı vereceğini, üstelik bir bilgiçlik ve hoşgörü havariliği edasıyla aktarmışlardı. Evet, bu durum bâtıl bir sistemi ve hıyaneti savunanların, nasıl yozlaşıp Hak yoldan çıktıklarının ibret ve hayret verici bir manzarasıydı. İnandığı gibi yaşamayan ve Kuran nizamını savunamayan insanlar, sonunda yaşadıkları ve savundukları gibi inanmaya başlamışlardı. Şarap, kumar ve faizi bir kazanç kapısı sayan ve bu haram ve hayâsızlıkların doğal ve normal olduğunu savunan bir insan, artık imani ve vicdani duyarlılıklarını kaybetmekle karşı karşıyaydı. Av. İbrahim Gök Beyin bu yanlış ve yalama yaklaşımı: Esrar ve eroin gibi çeşitli uyuşturucuların Avrupa'ya ve diğer gâvurlara satışı ve bunların kazancı mubahtır fetvası veren bazı fasık ve sapık hocaların vicdansız tavrından farksızdı. Maalesef İbrahim Gök gibi pek çok AKP yandaşı, güya hâlâ İslamcı, hâlâ dindar tavırlı ve hâlâ sakallıydı. Ve bunlar Millî Görüş kaçkınlarıydı. Oysa, şarabın ve tüm uyuşturucuların, sadece Müslümanlara değil, hangi din ve kavimden olursa olsun, bütün insanlara satılması ve tabi üretilip hazırlanması haramdır ve yasaktır. Çünkü her türlü içki ve uyuşturucu çeşitleri insan sağlığının, toplum hayatının ve genel ahlakın bozulmasına yol açtığı için temel insan haklarına aykırı sayılmıştır.
Aynı programda katılımcı olarak bulunan ve Elazığ'ın yetiştirdiği ender ve rehber şahsiyetlerden olan mübarek Şeyh Haydar Baba Hazretleri'nin torunu Sn. Yunus Evliyaoğlu da, maalesef bu hezeyanlar karşısında susmak ve karşı çıkmamak suretiyle, Av. İbrahim Gökün Elazığ ekonomisini kalkındırmak üzere, şarap üretimi yapılıp pazarlanmasıteklifini dolaylı biçimde onaylamış, en azından bu talihsiz beyandan rahatsızlık duymamışlardı.
Evet, AKP yandaşlığı işte insanı böyle yapardı. İbrahim Gök gibileri bir zamanlar şarap fabrikasının ve faizci bankaların önünden geçerken, en azından buğz edip huzursuzluk duydukları haramları, şimdi kazanç kapısı saymaktalardı. Biz böyle inanıyor ve âleme ilan ediyoruz ki; her bakış açısı, yaşam tarzı ve kazanç kuralları bir din anlayışını yansıtmaktadır. Ama bu Din Hak mı Bâtıl mı? Bu da şahısların ve toplumların tensip ve prensiplerine göre şekil almaktadır. Bunun gibi her Din de elbette bir hayat tarzı, bir hukuk ve ahlak nizamıdır.
İslam, hâşâ bir macera arayışı veya geçici-güncel bir kandil heyecanı değil, o bir huzur, onur ve sorumluluk, yani kulluk mecrasıdır. Tekrar ediyorum; İslam macera değil, bir mecradır, İlahi bir nur, onur ve huzur kaynağıdır. Teknoloji oldukça gelişse, artık istediğimiz anda Aya ve diğer gezegenlere gidip gelme imkânı doğuverse bile, bizim işimiz yine Mars'ta ezan okuyup namaz kılmak, yine Merih'te, görüşü-kültürü ne olursa olsun, tüm insanların temel haklarını sağlayacak, Kuranî kurallara uygun ve uygar bir Adil Düzen kurmak olacaktır. Ve tabi özellikle vurgulayalım ki, İslam bir istismar aracı olmadığı gibi, bir kuru edebiyat ve tarihi hatırat tekrarı da olmayıp; çağın, şartların ve ihtiyaçların doğurduğu bütün sorunların aşılmasının asli ve kutsi dayanağıdır.
Sadece laf cambazlığıyla uğraşan, İslamı bir edebiyat ve istismar konusu yapan şair ve hatipleri, Kuran şöyle anlatıp uyarmaktadır:
MAKALENİN TAMAMI İÇİN:
http://www.millicozum.com/mc/duyurular/islam-edebiyat-degil-icraattir