Anasayfa » İnsan Sağlığının ve Toplum Ahlakının; Zehirli İlaçlar, GDO’lu ve Hazır Gıdalar ve Porno Tahribatıyla Yozlaştırılıp Fesada Uğratılması ve BİR MİLYARA DÜŞÜRÜLMEK ÜZERE DÜNYA NÜFUSUNUN GİZLİ İMHASI

İnsan Sağlığının ve Toplum Ahlakının; Zehirli İlaçlar, GDO’lu ve Hazır Gıdalar ve Porno Tahribatıyla Yozlaştırılıp Fesada Uğratılması ve BİR MİLYARA DÜŞÜRÜLMEK ÜZERE DÜNYA NÜFUSUNUN GİZLİ İMHASI

Yazar: yonetici
0 Yorum 268 Görüntüleyen

İnsan Sağlığının ve Toplum Ahlakının;

Zehirli İlaçlar, GDO’lu ve Hazır Gıdalar ve Porno Tahribatıyla

Yozlaştırılıp Fesada Uğratılması ve

BİR MİLYARA DÜŞÜRÜLMEK ÜZERE

DÜNYA NÜFUSUNUN GİZLİ İMHASI

      

12 Ağustos 2018 tarihli televizyon haberlerinde; “Yakalandığı lenf kanserine, tarlalarda kullandığı zehirli tarım ilaçlarının yol açtığı, satıcı firmanın kanserojen madde içerdiğini bile bile bu ilacı sattığı ve müşterilerini uyarmadığı” gerekçesiyle mahkemeye başvuran Amerikalı çiftçi Dwayne Johnson’un 289 milyon dolar tazminat kazandığı duyurulmaktaydı. Bu haberlerde aynı şikâyetle, 5 bin kadar üreticinin de mahkemelere dava açtıkları hatırlatılmıştı. İşin üzücü ve ürkütücü tarafı ise, kullanıcılarda lenf kanserine yol açan ve tarımsal gıdaları zehirlediği anlaşılan bu tarım ilacı, hâlâ Türkiye’de rahatlıkla ve bol miktarda satılmaktaydı. Çiftçi Dwayne Johnson’un kan kanserine yakalanmasına sebep olan Raundup ve Ranger Pro markalı kimyasal maddeleri üretip satan ve çiftçileri uyarmayan California eyaletindeki Monsanto şirketi, yabancı otları yok etmekte kullanılan glifosat maddesini tarım ilaçlarına kattığı gerekçesiyle suçlu bulunup 289 milyon dolarlık cezaya çarptırılmıştı. Türkiye’de ise, Kanada merkezli, Yahudi menşeli ve kanserojen madde içerikli bir hazır gıda şirketinin Ortadoğu temsilcisi Tarım Bakanlığı’na atanmıştı.

 

Yahudilerin Siyonist takımı ve onların kiralık adamları; yeryüzünde var olan doğal imkânların giderek azaldığını, tarım ve sanayi ürünlerinin 7 milyara yeterli olmadığını ve hele bu artış hızıyla dünya nüfusunun 10 milyara çıkması halinde, insanlığın açlık, kıtlık ve yaygın hastalıklarla boğuşmak zorunda kalacağını, bu nedenle: • Kadınların kısırlaştırılması ve sıkı bir doğum kontrolü yapılması, • Anne karnındaki bebeklerin; zayıf, hastalıklı, sakat ve zihinsel sıkıntılı olanların belirlenip doğmadan ayıklanması, • Halen yaşayan zihinsel ve bedensel engelli, zayıf ve hastalıklı veya çok yaşlı kimselerin de bir şekilde ortadan kaldırılması, • Ve adım adım azaltılarak dünya nüfusunun bir milyarda dondurulması gerektiğine inanmakta ve bu amaçla çok sinsi ve Şeytani planlar hazırlayıp uygulamaktadırlar. Tarihte görülmemiş bu gaddarlık ve canavarlık düşünce ve girişimlerini bir kısım sözde bilimsel gerçeklere ve gerekçelere dayandırmaya uğraşan bu zalimler aslında dünyadaki yaygın perişanlık ve hastalıkların, tamamen kendi zulüm ve sömürü düzenlerinin bir sonucu olduğunu gizlemeye çalışmaktadırlar. Çünkü Adil bir Düzen kurulması ve herkesin hak ettiğini alması, faiz ve sömürü çarkının kırılması, sağlığa ve ahlaka yönelik sistemli tahribatların durdurulması halinde, Cenab-ı Hak’kın yarattığı imkânlar ve fırsatlar, mevcut nüfusun katbekat fazlasını doyurmaya ve insanca yaşama şartları oluşturmaya müsait bulunmaktadır. Bu Şeytan şebekesi Siyonistlerin ırkçı emperyalistlerin asıl amacı; kuracakları yeryüzü imparatorluklarındaki fabrikalarında verimli çalışacak ucuz ve uyumlu işçi, çiftliklerinde ve tarlalarında verdikleri görevleri sorunsuz yapacak itaatkâr ve çalışkan emekçi; ve tabi kendilerinin ve Batılı beylerin sapkın ve azgın zevklerini dindirmek üzere, küçük yaştan otuzuna kadar kız ve erkek çocuklarını seks kölesi ve şehvet aleti olmaya yetecek kadar nüfus bırakmaktır.

Hazır suni gıdalarla ve özellikle sıvı mısırözü yağlarıyla; nesillerin sağlıklarını bozmak ve kendi ürettikleri “gizli zehirli” gıdalarına ve ilaçlarına mecbur bırakmak için, şeytanı bile şaşırtan tedbirlere başvurmuşlar ve bu maksatla işbirlikçi ülke yönetimlerini de kullanmışlardır. Örneğin 2. Dünya Savaşı sonrasında, 1947 yılında, Marshall yardımı alabilmek için, ABD’nin Türkiye’ye koştuğu şartlardan birisi de; halkımızın yemeklerde zeytinyağı ve tereyağı kullanmaktan vazgeçirilip, bunların yerine mısır yağları ve margarin yemelerini özendirecek psikolojik beyin yıkama metotlarına başvurmuşlar ve bu amaçla şu türküyü yazdırıp besteletmiş ve radyolarda sürekli tekrarlatmışlardır.

 

 

..

 

 

makalenin tamamı için tıklayınız…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi