Çok değerli konuklar ve aziz dostlar!..
Öncelikle mübarek Muharrem ayının ülkemize, Milletimize ve insanlık âlemine ve özellikle Alevi kardeşlerimize hayır ve huzur getirmesini umuyorum. Tutulan oruçların, yapılan duaların ve yakılan ağıtların kabulünü diliyorum.
Farklı din ve düşünceden, farklı kültür ve kökenden bütün insanların, barış ve refah içinde yaşayacakları, Aziz Erbakan Hocamızın hazırlattığı Adil Düzen değişiminin bir an evvel gerçekleşmesi duasıyla başlıyorum.
Bu tür buluşma ve toplantılarımıza, ülke sorunlarımızı ve çıkış yollarımızı konuşmamıza vesile olan başta Necmettin Musa kardeşim, tüm Konya Milli Çözüm Ekibimizin fedakâr ve cefakâr dava erlerine de, tebrik, takdir ve teşekkürlerimi arz ediyorum.
Bu kirli AKP-MHP ittifakından kurtulup bir Milli Mutabakat iktidarına acilen ihtiyaç vardır. Vatan, Vicdan ve (Tarihe-Millete) vefa duygusu taşıyanların asgari müşterekler ve ortak hedefler etrafında birleşmesi artık bir zorunluluk halini almıştır.
Çünkü Türkiyemiz; gafillerce işbilir sanılan bu işbirlikçi iktidarın, şahsi çıkarları ve siyasi makamları uğruna, bir uçurumun kenarına getirilmiş durumdadır:
İşte pandemi salgını ve Ukrayna Savaşı nedeniyle dünya genelinde enflasyon %10 iken, bizde %100leri aşmıştır. İşçi, emekli, memur, köylü geçim sıkıntısından bunalmış, intiharlar artmıştır.
İşsizlik ve çaresizlik toplumun önemli kesimini canından bıktırmıştır.
Ziraat ve hayvancılık yapan çiftçi sahipsiz bırakılmış, tarım tıkanmıştır. Erdoğan iktidarının geçen aylar sildiği, yandaş ve rantiyeci firmaların vergi borcu, Konya, Çukurova ve Trakya çiftçisinin mazot, gübre ve yem parasından fazladır.
Ailevi ve ahlâki dejenerasyonla yuvalar yıkılmaya, kadın cinayetleri artmaya, kısaca toplum çıldırmaya başlamıştır.
Soygun, vurgun, yolsuzluk, kanunsuzluk, uygunsuzluk bütün devlet kurumlarını kuşatmış, hatta KPSS imtihan sorularını bile çalıp satmışlardır.
Hiç olmadığı kadar büyük bir DİN tahribatı yoğunlaşmış, Ateizm, Deizm gibi sapkınlıklar çoğalmıştır.
İşte bu nedenle, ya bir Milli Mutabakat iktidarı sağlanacak, ya da ülke çok tehlikeli bir kaos ve kargaşanın kucağına atılacaktır.
Bakınız, Merkez Bankası'nın Londra'ya gönderdiği altınlar ortaya çıkmıştı. Zaten İngilizler de bütün gizli gelişmeleri yazmıştı!
Ünlü ekonomi bloğu Zero Hedge; Türkiye ekonomisinin çöktüğünü ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın ekonomik krize çözüm olarak rezerv altınları Londra'ya gönderdiğini yazmıştı. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğanın eski doktoru ve eski Balıkesir AKP Milletvekili Turhan Çömez, Nureddin Nebati'ye “Neler oluyor?” diye sormuşlardı.
Yetmez, Merkez Bankası'nın 2020'de, Türkiye'den dünyanın en likit altın piyasalarından biri olan Londra'ya altın göndermeye başladığı söylenen haberde 2021 sonunda TCMB'nin İngiltere Merkez Bankası'nda (BOE) 78 ton altın tuttuğunu vurgulamıştı. Haberin devamında şu ifadeler kullanılmıştı: “Türkiye muhtemelen, acil bir satış için Londra'da altın tutmak zorunda kalmıştır. Altının, lirayı savunmak veya uluslararası ödemeler yapmak için FX ile takas edilmesi daha olasıdır. Türkiye ekonomisi zor durumdadır. Tüketici fiyat enflasyonu %80'de ve Türk Lirası 14 yıldan kısa bir sürede ABD doları karşısında %90 değer kaybetmiş durumdadır. Döviz krizi Türkiye'nin döviz rezervlerini yiyip tüketmeye başlamıştır.”[2]
Merkez Bankası'nın son 7 ayda arka kapıdan dağıttığı dolar miktarı ortaya çıkmıştı. Türkiye'nin parasını babalarının parası gibi dağıtmışlardı.
Bloomberg Ekonomisti Selva Baziki, TCMBnin Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebatinin göreve geldiği yaklaşık 7 ayda dövizdeki artışın önüne geçmek için 66 milyar dolarlık rezerv sattığını tahmin ettiklerini açıklamıştı. Bloomberg Türkiye ve İsveç Ekonomisti Selva Baziki sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebatinin göreve geldiği 2021 Aralık ayından 22 Temmuz tarihine kadar Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının dövizdeki artışın önüne geçerek Türk Lirasını desteklemek için 66 milyar dolarlık rezerv sattığını vurgulamıştı.
Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş ise bu paylaşıma yaptığı yorumda, Yazık ki ne yazık. Türkiyenin bu yıl her ay 10 milyar dolar sattığı konuşulmaktadır. Bu yıl toplam 66 milyar dolar satılmıştır. Bu tip mega kararlar için Türkiyedeki herkesin onayı alınmalıydı! Çok yazık. Bu para Türkiyenin şimdi gizlice IMFden alacağı paranın bile kat kat fazlasıdır yorumunu yapmıştı.
Bütün bu talan ve tahribatlar sonunda, iflas etmiş tüccar gibi bu sefer Vatan toprakları ve askeri alanlar imara açılıp yandaşlara peşkeş çekilmeye başlanmıştı. Evet İstanbuldaki bir askeri alan boşaltılarak, Bilal Erdoğanın mütevelli heyet başkanı olduğu üniversiteye aktarılmıştı.
İlim Adamlarının Sorumlulukları ve Günahları Çok Ağırdır!
Fas'taki özel İspanyol bölgesine ulaşmak ve güya insanca yaşam şartlarına kavuşmak ümidiyle, yüksek dikenli tel örgülere hücum edip tırmanmaya çalışırken, Fas ve İspanya güvenlik güçlerinin darbeleriyle ve binlerce insanın yığıldığı o sıkışıklık halinde can veren yüzlerce Müslümana; ne Siyonist zalimler, ne Haçlı kâfirler, ne de onların güdümündeki lider kılıflı hainler hiç acımamışlar ve sahip çıkmamışlardı. Ve hele, ilim adamı ve ilahiyatçı bilinenlerin duyarsızlığı daha da acıydı Ve yine Doğu Türkistandaki Çin zulmüne niçin sahip çıkılmazdı ve dünyanın gündemine taşınmazdı? Evet, evet; Adil Düzen devrimi yaşanmadan bu sorunların hiçbirine çare bulunamayacaktı…
Erbakan Hocamızın:
● İslam Birleşmiş Milletler Teşkilatı
● İslam Ortak Pazarı
● Müşterek İslam Dinarı
● İslam Savunma Paktı
● Ve İslam Ortak Bilim ve Kültür İşbirliği Vakfı
gibi tarihi ve talihli projelerini bırakıp, onca hakaret ve husumetlerine rağmen hâlâ Haçlı ve ahlâksız ABye girmek için çırpınanlar, bu uğursuz manzaralar karşısında rahatsızlık bile duymazlardı.
Ve bu arada, ilim adamı ve ilahiyatçı fikir erbabı geçinenlere de bir hatırlatmamız daha olacaktır: İnsanların huzur ve refah hatırına ölümüne can attıkları Barbar ve Bâtıl Batı Medeniyetine karşı; İslam adına her yönden Batıda yaşayanların bile gıpta ve hayranlıkla bakıp örnek alacakları bir Bereket ve Merhamet Medeniyetini oluşturamadıktan sonra, öyle yaldızlı temenniler ve jelatin kılıflı tesellilerle oyalanmanız ve Müslümanları avutup uyutmanız, sizi utandırmalıdır. Aziz Erbakan Hocamızın hazırlatıp olgunlaştırdığı ve tüm insanlığa tanıttığı Milli Çözüm Ekibinin de, noksan kısımlarını tamamlayıp 3-4 dile çevirerek yüzlerce devlet adamına ve ilim erbabına ulaştırdığı “ADİL DÜZEN ve YENİ BİR DÜNYA” kitabımızı okumaya, katkı sunmaya ve savunmaya ve bu ilmi, insani ve İslami programları gündeme taşıyıp toplumu aydınlatmaya bile gayret ve cesaret edemeyen ilim ve irfan sahipleri, Adil Düzen devriminde nereye saklanacaklar ve ahirette Allah'ın huzuruna nasıl çıkacaklardı?
Bizim inancımızda İNSAN AMAÇtır, İslam ise insanların olgunlaşması ve huzura kavuşması için bir ARAÇtır. Bir insanın veya toplumun huzur bulması ve onurlu yaşaması, şu dört temel ihtiyacının doğru ve doyurucu şekilde karşılanmasına bağlıdır. 4-K formülü dediğimiz bu doğal ihtiyaçların aksaması ise; çeşitli rahatsızlıklarının, hatta itiraz ve isyanlarının başlangıcıdır.
…
makalenin tamamı için tıklayınız..