ERBAKAN HOCAMIZIN RÜ’YADA UYARILARI
Nefse İblis’e rakip, Rabbime yâr olayım
Özüm imanla donat, gözünde var olayım1
Gözünden düşmektense, koy taru-mar2 olayım
Hakk’ın kahrına uğrar, şımarıp da kuduran
Pişman perîşan olur, hep mazeret uyduran…
Her yerde ve her halde, her an seninledir Hakk3
Allah seninle iken, ya sen kiminlesin bak
Rabbin cephesine geç, artık gemileri yak
Şeytanları şaşırtır, dağdan gemi kaydıran
Ucuz uyuz kahraman, hep mazeret uyduran…
Seven sevdiğne benzer, “Fenafil Mahbub”4 olur
Gafletle yanlış yapsa, çok fena mahcup olur
İman zevkine varsan, Dost sana matlub5 olur
Vuslat bağın bulmaz mı, Dostun yolların soran
Yarı yolda kalacak, hep mazeret uyduran…
Gönlünde Hakk olmayan, yolu Hakka çıkmazmış
Sadık dava adamı, Hak yolundan bıkmazmış
Her gönül bir Kâbe’dir, mü’min gönül yıkmazmış
Mevlâ’yı memnun eder, şefkatle mazlum saran
Nasıl Dosta ulaşır, hep mazeret uyduran…
Anlaşılıp sevilmek, en büyük zenginliktir
İlmi Kur’an’a girmek, ne geniş enginliktir
Hak’la huzura ermek, sekinet dinginliktir6
Galip; hikmet okuyla, Bâtıl beynini vuran7
Kutlu Fatih olur mu, hep mazeret uyduran…
Düşmanla savaşamaz, dostlarıyla uğraşan
Allah rızası yeter, hiç gerekmez namu şan
Kim riyakâr sahtekâr, sonunda per perişan
Nefs kızağına binip, halkı Hak’tan caydıran
En aşağı mahlûkmuş, hep mazeret uyduran…
Nefisler Ebrehe’dir, mü’min kalpler Kâbe’dir
İstismarcı münafık, ki kıblesi AB’dir
Hâzâ müslim odur ki, bütün meyli Rabbe’dir
Azgın düşman safını, o tek başına yaran
Kahraman lazım; korkak, hep mazeret uyduran…
Nerye bakacak? göster, ne görecek? sen deme
Gerçeği kendi sezsin, hem getirsin gündeme
İrfan cihatla geçen, şükreyleyin her deme8
Ne bahtiyar kişidir, rıza makama varan
Ama sonu müflistir, hep mazeret uyduran…
Doğru-Yanlış ayırmaz, kişinin aklı kıttır
Haine sahip çıkan, bil ki ahlâkı kıttır
Nifakı alkışlayan, iman vicdanı kıttır
Bize mücahit lazım, her yana Hakk duyuran
Yaramaz ürkek gevşek, hep mazeret uyduran…
Kulluk kutlu davadır, kat’a bıkılmaz dostum
Kim Allah’a dayanır, asla yıkılmaz dostum
Şu iki tip insanla, yola çıkılmaz dostum:
Nereye? diye soran, yola çıkınca duran
Fedakârlık gerekse, bir mazeret uyduran…
Haset riya hıyanet, amellerin yakacak
Allah; lafına değil, yaptığına bakacak
En sevdiğin ne ise, hayal ona akacak
Hayra nasıl ulaşır, gönlünü şerre yoran
Hizmet ibadet etmez, hep mazeret uyduran…
Hidayetinle açtın, şükür gönül gözümü
Kelâm-ı Kadiminle9, kıymetlendir sözümü
Fani fenadan çevir, Sana döndür özümü
Mealiyle okuttur, fikrü zikrimiz Kur’an
Sefer zaferden mahrum, hep mazeret uyduran…
1- (Ey Resulüm! Sen) Rabbinin hükmüne sabret, çünkü kesinlikle Sen (sürekli) gözlerimiz(in önün)desin. (Biz Seni her halde görüp gözetmekteyiz.) Ve her (ibadet ve hizmet için) kalkışında Rabbini hamd ile tesbih et (ki kulluk bunu gerektirir.) (Tur: 48)
2- Tarumar: Perişan ve darmadağın olmak.
3- “Gökleri ve yeri altı günlerde (dönemde) yaratan, sonra Arş’a istiva edip (ilim ve kudretiyle kuşatan) O’dur. Yere (toprağa) gireni, ondan çıkanı, gökten ineni ve ona yükseleni (hepsini ve ayrıntılarıyla Allah) bilir. Her nerede (ve ne halde) olur iseniz, O (kesinlikle) sizinle beraberdir; Allah yaptıklarınızı (sürekli ve tüm ayrıntıları ile) Görendir.” (Hadid: 4)
4- Fenafil Mahbub: Sevdiğinde kaybolmak, sevdiğinin huyuna ve yoluna kapılmak.
5- Matlub: Talep olunan, rızası aranan Allah (CC).
6- Dinginlik: Mutmain olup sakinleşme ve manevi huzura erişme.
7- “Hayır, doğrusu Biz Hakkı Bâtılın üstüne fırlatırız, O da onun beynini darmadağın-mahvedip bitirir. (Ardından) Bir de bakarsın ki, o (bâtıl ve barbar rejimler, zalimler ve işbirlikçiler yıkılıp) yok olup gitmiştir. (Allah’a karşı; ‘sözünde durmaz, süper güçlerle başa çıkamaz’ gibi zanlardan ve) nitelendirdiğiniz yakışıksız sıfatlardan dolayı yazıklar olsun size! [Not: Beyni parçalanan ve fikriyatı boşa çıkarılan bâtıl ve barbar sistemin, geri kalan görkemli gövdesinin çökmesi ve çözülmesi artık kolay ve kaçınılmaz olacaktır.]” (Enbiya: 18)
8- Her dem: Her an, her saniye.
9- Kelâmı Kadim: Allah (CC) Ezelî ve Ebedi sözleri, Kur’an-ı Kerim.
https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/erbakan-hocamizin-ruyada-uyarilari-siir/