DİYANET VAKFININ:
FAİZE FETVA ARAYIŞLARI MI?
Dindar Kahramanların Sırıtan Korkaklığı
Konuya dindar kahraman olarak hava atan iktidarın, ortağının ve yandaşlarının gerçek ayarını ve amacını ortaya koyan çarpıcı bir saptama ile başlayalım. 2021 Ramazan Bayramı namazına giden müminler belki farkına bile varamamışlardı; ne namaz öncesi (Elazığda) Müftü Bey tarafından yapılan vaazü nasihatte ne de Hoca Efendilerin okudukları hutbede, hatta maalesef ondan sonraki Cuma hutbesinde; Kudüste ve Filistinde yaşanan korkunç katliam ve saldırılarla ilgili olarak, soysuz ve kuduz İSRAİL kelimesi dahi yer almamıştı. Öyle anlaşılıyor ki, Erdoğan iktidarınca Diyanet Başkanlığına özel talimat verilerek melun Yahudilerin ve Siyonist İsrailin kesinlikle ve ismen suçlanmaması ve sadece zulmeden bir topluluk denilerek geçiştirilmeye çalışılması için sıkı bir tenbihat yapılmıştı. Zaten günlerdir yandaş medya yorumcuları ve yazarları da; Bütün bu vahşetlerin, Netanyahunun oy devşirme telaşı ve çabası olduğu kanaatini işleyip durmakta, işgalci ve zalim İsrailin Siyonist amaçları ve Türkiyemizin de yarısını içine alan Büyük İsrail planları, kasıtlı olarak unutturulmaya uğraşılmaktaydı. Yoksa yandaş Abdurrahman Dilipakın da itiraf ettiği gibi, kuruluş aşamasında Sn. Erdoğana iktidara taşınmak karşılığında dayatılan: İsmen ve resmen İsrail ve Siyonizm aleyhtarlığı yapmama şartına mı uyulmaktaydı!? Elbette bu Kurani ve tarihi gerçeklerin ve fiili cinayetlerin perde arkasını gizleyip saklamaya ve Siyonist odaklara ve onlara destek çıkan Haçlı Amerika ve Avrupaya yaranmaya çalışanlar, kesinlikle Allahın, meleklerin ve müminlerin lanetine ve kahrına uğrayacaklardı. Tarih böyle bir korkaklığa ve kuklalığa şahit olmamıştı.
Gerçekten, apaçık belgelerden (ibaret emirler olarak) indirdiklerimizi (Kurani hüküm ve hakikatleri) ve insanlar için Kitapta açıkça beyan ettiğimiz hidayeti (şeriat ve istikamet prensiplerini) gizlemekte olanlar (güç odaklarının vereceği zarardan korkarak veya onlardan makam ve menfaat umarak, Kurani gerçekleri kısmen veya tamamen örtmeye çalışanlar var ya); işte onlara, hem Allah lanet etmektedir, hem de (bütün) lanet ediciler(in bedduası onların üzerinedir). (Bakara: 159)
Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları arasında 323. sıra numarasıyla çıkarılan ve 4 kişilik bir profesör heyetine hazırlatılan İLMİHAL Kitabı, 2. Cilt 12.06.2005 basımı, 420-426 sayfalarında; Müslüman halkımıza, ekonomik ve ahlâki yüzlerce belanın asıl kaynağı ve çok tehlikeli ve tahripçi bir zulüm ve sömürü aracı olan ve bu nedenlerle şiddetle yasaklanan FAİZ batağından kurtulma çareleri arama gayreti ve mesuliyeti kazandırma yerine; tam tersine, Bu hâkim şartlar ve mecburi ihtiyaçlar karşısında onu mübah ve caiz gören âlimler de vardır marazlı mantığı sıklıkla ve aktarım kılıfıyla hatırlatılarak beyinler bulandırılmaktadır. Şimdi şu alıntıları dikkatle ve ibretle okuyalım:
Faiz Konusunda İslam Bilginlerinin Tavrı
Kuranda ve Sünnette faiz (ribâ) açıkça yasaklanmış olup bu konuda bütün İslam bilginleri fikir birliği içindedir. Ancak fıkıh bilginleri faizin kapsamı ve faizli işlemlerin hukukî sonuçları konusunda farklı tavır ve görüşler ortaya koymuşlardır.
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ
https://www.millicozum.com/mc/duyurular/diyanet-vakfinin-faize-fetva-arayislari-mi