Anasayfa » MEHDİYLE BİR DEĞİŞİM YAŞANACAK ..

MEHDİYLE BİR DEĞİŞİM YAŞANACAK ..

Yazar: yonetici
0 Yorum 165 Görüntüleyen

MEHDİYLE BİR DEĞİŞİM YAŞANACAK

 

 

Hz. Mehdi, insanlık tarihinin en mutlu ve en muhteşem inkilabını gerçekleştirecek ve bütün dünyayı huzur ve hürriyete eriştirecek, seçilmiş ve şerefli bir şahıstır…

“İnkılap”; sözlük anlamı olarak, dönme ve değişme, bir halden başka bir hale geçme ve devrimleşme gibi manaları taşır.

Siyasi bakımdan ise, mevcut düzenin ve değer ölçülerinin, çeşitli ve etkili metotlarla alt – üst edilmesi ve tersine çevrilmesi anlamında kullanılır. Kur’an’daki inkilab, köklü bir değişim ve düzenlemeyi anlatmaktadır.

İki şey arasındaki bolluk ve bozulmak ve zarara uğramak demek olan “halel” kökünden türetilen “ihtilal” ise, mevcut durumu zorla bozmak ve koparmak ve idareye el koymak anlamındadır ve ihtilaller, inkılâpların vasıtalarından sadece biri sayılmaktadır.

Bizim kanaatimize göre, insanlık, Türkiye`de yaşanacak ve bütün İslâm alemini ve topyekün dünya düzenini etkisi altına alacak bir değişime hazırlanmaktadır. Bu beklenen ve kaçınılmaz görünen değişimin ardından, yanlışların yerine doğrular koyulacak, tağutlar yırtılacak ve bütün tabular yıkılacaktır.

Zira bütün barbar ve batıl düzenlerin ve özellikle güdümlü ve göstermelik demokrasilerin temel özelliği şudur: Kendi bozuk tabiatı ve tahribatı gereği, insanları öylesine eler ve öylesine süzgeçlerden geçirir ki, sonunda en kötüleri ve en kalitesizleri en üste çıkarır. Yönetimin kilit noktalarına ve köşe başlarına hep zalim ve hain tipleri oturtur. En iyiler ise en altta kalır.

Adalet düzeni ise, bunun tam aksine, kendi âdil ve asil yapısı nedeniyle, insanları öylesine eğitir ve yetiştirir ve öylesine hassas eleklerden geçirir ki, sonunda en iyiler en üste çıkar. En kötüler ve karaktersizler ise en alta düşer.

Bu nedenle bâtıl ve bozuk bir düzenin arkasından, haklı ve hayırlı bir sistemin kurulması ve oturması için mutlaka bir “inkılâba” ihtiyaç vardır. Yani bir “değişim” kaçınılmazdır.

Halkı uyandırmak, yeterli kadroları oluşturmak, etkili ve yetkili kesimleri şuurlandırmak gibi mutlaka gerekli olan bazı altyapı hazırlıklarını tamamlamak için, mevcut düzenin bazı kurum ve kurallarından yararlanmak caiz ve geçerli olsa da, gerçek ” değişim ve dönüşümü ” sağlayabilmek için herhalde köklü bir devrim şarttır. Bütün bunlarda Mehdi’nin önderliğinde yaşanacaktır.

Hz. Yusuf misali, kendi aslî düşünce ve düzenini yerleştirinceye kadar, tağuti sistemlerin verdiği bazı imkânları ve fırsatları değerlendirmek ve bunları amacına hizmet eden bir araç olarak görmek gerekse de, hazırlıklar tamamlandıktan ve şartlar olgunlaştıktan sonra, kendi kurduğun ve kullandığın ” araç kurumları ” ve geçiş döneminde bir takım etiket ve meziyetlerinden yararlandığın bazı şahısları da içine katarak, tüm bozuk dengeleri ve değerleriyle beraber, mevcut düzeni yeniden düzeltecek bir değişim yapılmalıdır…

Çünkü, her yönüyle bozulmuş ve kokuşmuş bir düzenin sadece bazı taraflarını tamire yönelik pansuman tedbirlerle neticeye ulaşmak olanaksızdır.

Öyle zannediyorum ve kuvvetle ihtimal veriyorum ki, çürükleri yıkacak ve ayıklayacak ve sadece sağlamları ayakta bırakacak bir sarsıntı kaçınılmazdır.

Görünüşte ne adına? nasıl? ve kimler tarafından? olacağını kestiremediğim, ama neticede İslâm`ın ve insanlığın hayrına olacağını hissettiğim gelişmeler ortaya çıkacaktır.

Ortadoğu’ya bütünüyle hakim olmak, petrolü kendi kontrolüne almak, Büyük İsrail’i kurmak ve İslam’ı ortadan kaldırmak amacıyla başlatılan ve barbarlığın son örneği olan Irak savaşı,

·       Hem Müslümanların toparlanıp birleşmesine,

 

 

·       Hem Siyonizme ve ABD emperyalizmine karşı Doğu-Batı ittifakının meydana gelmesine ve 33 yıllık hazırlık sürecini ve devrimin tüm alt yapı projesini tamamlayan Mehdi’nin artık kesin zafer ve hükümranlık inkilabını gerçekleştirmesine vesile olacaktır.

 

 

Evet bu “değişim”; yeni ve bağımsız bir başlangıç olmayacak, yıllar süren bir çabanın ve plânın sonucu olarak ortaya çıkacak ve şeytanların bile aklı şaşacaktır..

 

 

Çok yakında “Zulmedenler, nasıl bir inkılâba uğrayıp devrileceklerini yakında bilecek ve anlayacaklardır.”[1]

 

 

Çaresi yok, bu ezeli takdir kuralıdır. Küfür ve zulüm düzenleri mutlaka inkiraza uğrayıp, yıkılacak ve “her şeytani inkılâp bir Rahmanî inkılâbla” ortadan kaldırılacak, siyonist ve süfyani sistemler tarihin çöplüğüne atılacaktır.

 

 

Zira:”(O zalimler) Daha önce de fitne çıkarmak istediler ve sana (İslâm`a) karşı nice işleri tersine çevirdiler. (Batıl bir inkılâpla İslâmî düşünce ve değerleri bir bir devirdiler) Ama sonunda, onlar hoşlanmadıkları ve (karşı çıktıkları) halde Hak geldi ve Allah`ın emri (ve hükümleri) yürürlüğe girdi.”[2] hikmeti ve hakikati zâhir olacaktır.

 

 

Bize resimli levhalar ve resmî kurumlar değil, sadık ve samimi kadrolar lazımdır ve onlar da hazırdır.

 

 

Çeşitli zorbalıklarla levhalar indirilse ve resmî kurumlar feshedilse de, asıl inançlı ve şuurlu kadrolar devamlı kalacak ve ileride elbette bunlar işe yarayacaktır.

 

 

Şükürler olsun ki, uzun bir zaman dilimi içerisinde insanımız eğitilmiş, yetiştirilmiş, denenmiş, elenmiş ve sadıklar belirlenmiş ve bilinçlenmiştir.

 

 

Artık inkılâplardan korkmuyoruz ve gerçek inkılâpları bekliyoruz

 

 

“Bir kısım kimseler mü`minlere: (Düşmanınız olan) insanlar size karşı (ordu) toplamışlar, aman onlardan korkun. ” dediklerinde, bu (tehdit) inanmış olanların (sadece) imanlarını (ve Allah`a itimatlarını) artırdı ve “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir. ” dediler.

 

 

İşte bundan dolayı, Allah`ın nimet ve faziletiyle kendilerine hiçbir zarar ve kötülük dokunmaksızın bir inkılaba uğradılar. Böylece Allah`ın rızasına ve rıdvanına uymuş oldular. Zira Allah, çok büyük üstünlük ve iyilik sahibidir”[3]

 

 

Ayetlerinin işaret buyurduğu gibi, mü`minler yakında bir inkılâba uğrayacak ve inşallah bundan kârlı çıkacaklardır.

 

 

“Sabredin. Allah`ın vaadi haktır. İnancı ve itikadı sağlam olmayanlar bizi telaşa ve tedirginliğe düşürmesin.”[4]

 

 

Şimdilik (gaflet ve hıyanet ehlini) bırak ve “Selamet olsun” de… Onlar yakında görecek ve bileceklerdir.”[5]

 

 

” Biraz daha bekle, (zira, zaten) onlar da beklemektedir.”[6] 

 

 

Velhasıl, inançla ve sabırla bekliyoruz. Mutlu ve kutlu değişime hazırlanıyoruz. Hıyanet ehlinin Müslümanların ve tüm mazlumların aleyhine hazırlayacakları bir tuzak, kendilerinin başına geçecektir. Ve pek yakında adalet sancağı zafer burcuna dikilecektir.

 

 

Mehdiyet müjdesi mutlak gerçekleşecektir.

 

 

 


 

[1] Şuara: 227

 

 

[2] Tevbe: 48

 

 

[3] Al-i İmran: 173, 174

 

 

[4] Rum: 60

 

 

[5] Zuhruf: 89

 

 

[6] Duhan: 59

 

 



MİLLİ ÇÖZÜM MAKALELERİ İÇİN TIKLAYINIZ…

 

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi

acilis-duyuru-son