Anasayfa » KUR’AN’A GÖRE: ŞİRKİN SEBEPLERİ VE ALAMETLERİ

KUR’AN’A GÖRE: ŞİRKİN SEBEPLERİ VE ALAMETLERİ

Yazar: yonetici
0 Yorum 349 Görüntüleyen

Giriş: Şirkin tarifi

 

a) Müşrikler Allah’ın varlığını değil, sıfatlarını ve hükümranlığını inkâr ederler.

 

“De ki: ‘Göklerden ve yerden sizlere rızık veren kimdir? Kulaklara ve gözlere malik olan kimdir? Diriyi ölüden çıkaran ve ölüyü diriden çıkaran kimdir? Ve işleri evirip-çeviren kimdir? Onlar: ‘Allah’ diyeceklerdir. Öyleyse de ki: ‘Peki siz yine de korkup-sakınmayacak mısınız?” (Yunus: 31)

 

“Mü’minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir. O’nun ayetleri okunduğunda imanlarını arttırır ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler.” (Enfal: 2)

 

“Müşrikler istemese de O dini (İslam’ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O’dur.” (Tevbe: 33)

 

b) Zorluk sıkıntı ve sarsıntılar gelince müşrikler de Allah’a yalvarıp dua ederler.

 

“De ki: ‘Düşündünüz mü hiç; eğer size Allah’ın azabı gelirse ya da saat (kıyamet) gelip çatarsa, Allah’tan başkasını mı çağıracaksınız? Eğer doğru sözlüler iseniz (çağırın bakalım.)

 

Hayır, yalnızca O’nu çağırırsınız, dilerse kendisini çağırdığınız şeyi açar (giderir) ve şirk koşmakta olduklarınızı unutursunuz.” (Enam: 40-41)

 

“Biz, İsrailoğullarını denizden geçirdik; Firavun ve askerleri azgınlıkla ve düşmanlıkla peşlerine düştü. Sular onu boğacak düzeye erişince (Firavun): ‘İsrailoğullarının kendisine inandığı (ilahtan) başka ilah olmadığına inandım ve ben de Müslümanlardanım’ dedi.

 

Şimdi, öyle mi? Oysa sen önceleri isyan etmiştin ve bozgunculuk çıkaranlardandın.” (Yunus: 90-91)

 

c) Müşrikler Allah’a karşı ve din adına yalan uyduruverirler.

 

“Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden veya O’nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir? Hiç şüphesiz o zalimler kurtuluşa eremezler.

 

Onların tümünü toplayacağımız gün; sonra şirk koşanlara diyeceğiz ki: ‘Nerede (o bir şey) sanıp da ortak koştuklarınız?’

 

(Bundan) Sonra onların: ‘Rabbimiz olan Allah’a and olsun ki, biz müşriklerden değildik’ demelerinden başka bir fitneleri olmadı (kalmadı.)” (Enam: 21-22-23)

 

“Ayetlerimizi yalanlayanları ise, onları bilmeyecekleri bir yönden derece derece (günahları yükletip azaba) yaklaştıracağız.” (Araf: 182)

 

ç) Müşrikler Allah’la beraber başka ilahlar edinirler.

 

“Allah dedi ki: ‘İki ilah edinmeyin: O, ancak tek bir ilahtır. Öyleyse benden, yalnızca benden korkun.’

 

Sonra sizden zararı kaldırdığında, sizden bir grup (hemen) Rablerine şirk koşar;

 

Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etmek için. Öyleyse yararlanın, ilerde bileceksiniz.

 

Artık Allah’a benzerler aramaya kalkışmayın; çünkü Allah bilir, siz ise bilmezsiniz.

 

O şirk koşanlar, şirk koştuklarını gördükleri zaman: ‘Rabbimiz, seni bırakıp bizim taptığımız ortaklarımız bunlardır’ diyecekler. (Onlar da bunlara:) ‘Siz gerçekten yalan söyleyenlersiniz’ diye sözü (geri çevirip) fırlatacaklar.” (Nahl: 51-54-55-74-86)

 

d) Müşrikler pisliktirler.

 

“Ey iman edenler, müşrikler ancak bir pisliktirler; öyleyse bu yıllarından sonra artık Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar. Eğer ihtiyaç içinde kalmaktan korkarsanız, Allah dilerse sizi kendi fazlından zengin kılar. Şüphesiz Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe: 28)

 

Şirkin başlıca çeşitleri ve yansıma şekilleri:

 

1- Allah’a tam iman ve teslimiyet göstermemek

 

“Onların çoğu Allah’a iman etmezler de ancak şirk katıp-dururlar.” (Yusuf: 106)

 

2- Allah’a ortak koşmayı benimsemek

 

“İşte böyle; Çünkü Allah’a vahid (yegâne yardım umulacak ve korkulup sığınılacak Zat) olarak (imana) çağrıldığınızda inkâr ettiniz. (Ama) Ona ortak koşulduğunda ise inanıp kabullendiniz.” (Mü’min: 12)

 

3- Tağut’a ve Cibt’e ulûhiyet payı vermek 

 

“Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Onlar, tağuta ve cibt’e inanıyorlar ve diğer inkâr edenler için: ‘Bunlar, iman edenlerden daha doğru bir yoldadır’ diyorlar.” (Nisa: 51)

 

“Allah ile beraber başka ilahlar edinme, yoksa kınanmış ve kendi başına (yapayalnız ve yardımcısız) bırakılmış olursun.” (İsra: 22)

 

4- Gerçek anlamda yararı ve zararı Allah’tan başkasından bilmek

 

“De ki: ‘Bize yararı ve zararı olmayan Allah’tan başka şeylere mi tapalım? Allah bizi hidayete erdirdikten sonra, şeytanların ayartarak yerde şaşkınca bıraktıkları, arkadaşlarının da: ‘Doğru yola, bize gel’ diye kendisini çağırdığı kimse gibi topuklarımız üzerinde gerisin geri mi döndürülelim?’ De ki: ‘Hiç şüphesiz Allah’ın yolu, asıl yoldur. Ve biz âlemlerin Rabbine (kendimizi) teslim etmekle emrolunduk.’” (En’am: 71)

 

“Allah’ı bırakıp kendilerine zarar vermeyecek ve yararları dokunmayacak şeylere kulluk ederler ve: ‘Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir’ derler. De ki: ‘Siz, Allah’a, göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? O, sizin şirk koştuklarınızdan uzak ve yücedir.’” (Yunus: 18)

 

“Allah’tan başka, kendisine ne zararı dokunan, ne yararı olan şeylere yakarır. İşte bu, en uzak bir sapıklıktır.

 

(Ya da) Zararı, yararından daha yakın olana tapar; ne kötü yardımcı ve ne kötü yoldaştır.” (Hac: 12-13)

 

“Yardım görürler umuduyla, Allah’tan başka ilahlar edindiler.

 

Onların (o ilahların) kendilerine yardım etmeye güçleri yetmez; oysa kendileri onlar için hazır bulundurulmuş askerlerdir.” (Yasin: 74-75)

 

5- Hanımı, evladı ve malı Allah’ın rızasına tercih etmek

 

“Ama O, onlara (Adem’in çocukları erkek ve kadınlara) salih (bir çocuk) verince, kendilerine verdiği şey konusunda O’na ortaklar kılmaya başladılar. Allah, onların şirk koştuklarından yücedir.” (Araf: 190)

 

6- Kulları veli edinmek

 

“İnkâr edenler, Beni bırakıp kullarımı veliler edindiklerini mi sandılar? Gerçekten Biz cehennemi kâfirler için bir durak olarak hazırlamışız.” (Kehf: 102)

 

“Kendilerine güç (izzet) sağlasınlar diye, Allah’tan başka ilahlar edindiler.” (Meryem: 81)

 

“De ki: ‘Allah’ın dilemesi dışında kendim için yarardan ve zarardan (hiç bir şeye) malik değilim. Eğer gaybı bilebilseydim muhakkak hayırdan yaptıklarımı arttırırdım ve bana bir kötülük dokunmazdı. Ben, iman eden bir topluluk için, bir uyarıcı ve bir müjde vericiden başkası değilim.’

 

Allah’tan başka taptıklarınız sizin gibi kullardır. Eğer doğru iseniz, hemen onları çağırın da size icabet etsinler.” (Araf: 188-194)

 

7- Allah’a bir ucundan ibadet etmek

 

“İnsanlardan kimi, Allah’a bir ucundan ibadet eder, eğer kendisine bir hayır dokunursa, bununla tatmin bulur ve eğer kendisine bir fitne isabet edecek olursa yüzü üstü dönüverir. O, dünyayı kaybetmiştir, ahireti de. İşte bu, apaçık bir kayıptır.” (Hacc: 11)

 

8- En şiddetli ve tehlikeli düşman olarak Siyonist Yahudi’yi görmemek

 

“Andolsun, insanlar içinde, mü’minlere en şiddetli düşman olarak Yahudileri ve müşrikleri bulursun. Onlardan, iman edenlere sevgi bakımından en yakın olarak da: ‘Hıristiyanlarız’ diyenleri bulursun. Bu, onlardan (birtakım) papaz ve rahiplerin olması ve onların gerçekte büyüklük taslamamaları nedeniyledir.” (Maide: 82)

 

9- Kâfir ve zalimlerin zahiri gücünden korkup cihadı terk etmek

 

“Onlar, kendilerine insanlar: ‘Size karşı insanlar topla(n)dılar, artık onlardan korkun’ dedikleri halde imanları artanlar ve: ‘Allah bize yeter, O ne güzel vekildir’ diyenlerdir.

 

İşte bu şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Siz onlardan korkmayın, eğer mü’minlerseniz, Ben’den korkun.” (Al-i İmran: 173-175)

 

10- Allah’ın dışında ortak sevgi-perestlik bağları edinmek (futbolcu, sanatçı gibi)

 

“(İbrahim) Dedi ki: ‘Siz gerçekten, Allah’ı bırakıp dünya hayatında aranızda bir sevgi-bağı olarak putları (ilahlar) edindiniz. Sonra kıyamet günü, kiminiz kiminizi inkâr edip-tanımayacak ve kiminiz kiminize lanet edeceksiniz. Barınma yeriniz ateştir ve hiç bir yardımcınız yoktur.’” (Ankebut: 25)

 

11- Riyakârlığı meslek edinmek 

 

“De ki: ‘Şüphesiz ben, ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim; yalnızca bana sizin ilahınızın tek bir ilah olduğu vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak tutmasın.’” (Kehf: 110)

 

12- Allah adına yalan uydurup fetva vermek 

 

“Allah’a karşı yalan söyleyen (ayet ve hadisleri eğip bükerek yanlış fetva veren) ve kendisine (hakikat) gelip (gösterildiğinde) doğruyu tekzip (ve tahrif) edenden daha zalim kimdir?” (Zümer: 32)

 

“Yalanı, yalnızca Allah’ın ayetlerine inanmayanlar uydurur. İşte yalancıların asıl kendileri onlardır.” (Nahl: 105)

 

“Onlar neredeyse, sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı düzüp uydurman için seni fitneye düşüreceklerdi; o zaman seni dost edineceklerdi.” (İsra: 73)

 

13- Hakkı Batıl ile örtmek

 

“Hakkı batıl ile örtmeyin (veya karıştırmayın) ve hakkı gizlemeyin. (Kaldı ki) siz (gerçeği) biliyorsunuz.

 

Artık vay hallerine; kitabı kendi elleriyle yazıp, sonra az bir değer karşılığında satmak için ‘Bu Allah katındandır’ diyenlere. Artık vay, elleriyle yazdıklarından dolayı onlara; vay kazanmakta olduklarına.” (Bakara: 42-79)

 

“Ey Kitap Ehli, neden hakkı batıl ile örtüyor ve bildiğiniz halde hakkı gizliyorsunuz?” (Al-i İmran: 71)

 

14- Ayetleri menfaat için değiştirmek

 

“Yanınızda olan (Tevrat)ı, doğrulayıcı olarak indirdiğime (Kur’an’a) iman edin; onu inkâr edenlerin ilki siz olmayın ve ayetlerimizi az bir değer karşılığında değişmeyin. Ve yalnızca benden korkun.

 

Ama zulmedenler, kendilerine söylenen sözü bir başkasıyla değiştirdiler. Biz de o zalimlerin yaptıkları bozgunculuğa karşılık, üzerlerine gökten iğrenç bir azab indirdik.

 

Allah’ın indirdiği Kitaptan bir şeyi göz ardı edip saklayanlar ve onunla değeri az (bir şeyi) satın alanlar; onların yedikleri, karınlarında ateşten başkası değildir. Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz ve onları arındırmaz. Ve onlar için acı bir azab vardır.” (Bakara:41-59-174)

 

“Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden veya kendisine hiç bir şey vahyolunmamışken “Bana da vahy geldi’ diyen ve ‘Allah’ın indirdiğinin bir benzerini de ben indireceğim’ diyenden daha zalim kimdir? Sen bu zalimleri, ölümün ‘şiddetli sarsıntıları’ sırasında meleklerin ellerini uzatarak onlara: ‘Canlarınızı (bu kıskıvrak yakalanıştan) çıkarın, bugün Allah’a karşı haksız olanı söylediğiniz ve O’nun ayetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolayısıyla alçaltıcı bir azabla karşılık göreceksiniz’ (dediklerinde) bir görsen…” (En-am: 93)

 

“Onlardan zulmedenler, sözü kendilerine söylenenden başka bir şeyle değiştirdiler. Biz de bunun üzerine zulmetmeleri dolayısıyla gökten ‘iğrenç bir azab’ indirdik.” (Araf: 162)

 

15- Cehennem azabın sayılı gün dokunacağını ileri sürmek

 

“Dediler ki: ‘Sayılı günlerin dışında, ateş asla bize değmeyecektir.’ De ki: ‘Allah katından bir ahid mi aldınız? -ki Allah asla ahdinden dönmez- Yoksa Allah’a karşı bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?’

 

Evet; kim bir kötülük işler de günahı kendisini kuşatırsa, (artık) onlar, ateşin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır.” (Bakara: 80-81)

 

16- Hak kitapları ve Kur’an-ı değil, yorumlarını temel kabullenmek

 

“Onlara: ‘Allah’ın indirdiklerine iman edin’ denildiğinde: ‘Biz, bize indirilene iman ederiz’ derler ve ondan sonra olan (Kur’an)ı inkâr ederler. Oysa o (Kur’an), ellerindeki (Kitabı) doğrulayan bir gerçektir. (Onlara) De ki: ‘Eğer inanıyor idiyseniz, daha önce ne diye Allah’ın peygamberlerini öldürüyordunuz?” (Bakara: 91)

 

“Onun tevilinden başkasına bakmazlar mı? Onun tevilinin geleceği gün, daha önce onu unutanlar, diyecekler ki: ‘Gerçekten Rabbimizin elçileri bize hakkı getirmişlerdi. Şimdi bize şefaat edecek şefaatçiler var mıdır? Veya geri çevrilsek de işlediklerimizden başkasını yapsak.’ Gerçek şu ki onlar, kendilerini hüsrana uğratmışlardır, uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuşlardır.” (Araf: 53)

 

17- Dünyayı ahirete tercih etmek

 

“İşte bunlar, ahireti verip dünya hayatını satın alanlardır; bundan dolayı azabları hafifletilmez ve kendilerine yardım edilmez.

 

De ki: ‘Eğer Allah katında ahiret yurdu, başka insanların değil de, yalnızca sizin ise, (ve) doğru sözlüyseniz, öyleyse hemen ölümü dileyin.’

 

Andolsun, onları hayata karşı (diğer) insanlardan ve şirk koşanlardan (bile) daha ihtiraslı bulursun. (Onlardan) Her biri, bin yıl yaşatılsın ister; oysa bunca yaşaması onu azabtan kurtarmaz. Allah, onların yapmakta olduklarını görendir.” (Bakara: 86-94-96)

 

“Kim dünya hayatını ve onun çekiciliğini isterse, onlara yapıp ettiklerini onda tastamam öderiz ve onlar bunda hiç bir eksikliğe uğratılmazlar.

 

İşte bunların, ahirette kendileri için ateşten başkası yoktur. Onların orada (dünyada) bütün işledikleri boşa çıkmıştır ve yapmakta oldukları şeyler de geçersiz olmuştur.” (Hud: 15-16)

 

“Bu, onların dünya hayatını ahirete göre daha sevimli bulmalarından ve şüphesiz Allah’ın da inkâr eden bir topluluğu hidayete erdirmemesi nedeniyledir.” (Nahl: 107)

 

18- Mü’minlerin zaferini ve galibiyetini istememek

 

“Kitap Ehlinden olan kâfirler ve müşrikler, Rabbinizden üzerinize bir hayrın indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, dilediğine rahmetini tahsis eder. Allah büyük fazl sahibidir.” (Bakara: 105)

 

19- Yahudi ve Hıristiyanlığı hakikat ve ehli cennet bilmek

 

“Yoksa siz, gerçekten İbrahim’in, İsmail’in, İshak’ın, Yakub’un ve torunlarının Yahudi veya Hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: ‘Siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah mı?” (Bakara: 140)

 

“Hiç şüphesiz din, Allah katında İslam’dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki ‘kıskançlık ve hakka başkaldırma’ (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın ayetlerini inkâr ederse, (bilsin ki) gerçekten Allah, hesabı pek çabuk görendir.” (Al-i İmran: 19)

 

“Kendilerine kitap verilenlerden, Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, Allah’ın ve Resûlü’nün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini (İslam’ı) din edinmeyenlerle, küçük düşürülüp cizyeyi kendi elleriyle verinceye kadar savaşın.” (Tevbe: 29)

 

20- Atalar dinine ve gelenek-göreneklere göre hareket

 

“Ne zaman onlara: ‘Allah’ın indirdiklerine uyun’ denilse, onlar: ‘Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız’ derler. (Peki) Ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulamamış idiyseler?” (Bakara: 170)

 

21- Haksızlık ve hile ile mal ve menfaat devşirmek

 

“Birbirinizin mallarını haksızlıkla yemeyin ve bile bile günahla insanların mallarından bir bölümünü yemeniz için onları hâkimlere aktarmayın.” (Bakara: 188)

 

22- Cihadı terk edip gereksiz görmek, gevşeklik göstermek

 

“(Yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık zulüm yapanlardan başkasına karşı düşmanlık yoktur.

 

Savaş, hoşunuza gitmediği halde üzerinize yazıldı (farz kılındı). Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.” (Bakara: 193-216)

 

“(Düşmanınız olan) Topluluğu aramakta gevşeklik göstermeyin. Siz acı çekiyorsanız, şüphesiz onlar da, acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Oysa siz, onların umud etmediklerini Allah’tan umuyorsunuz. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Nisa: 104)

 

23- Eline iktidar ve imkân geçince ilahi adalet ve fıtratı değiştirmek

 

“O, iş başına geçti mi (ya da sırtını çevirip gitti mi) yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ekini ve nesli helak etmeye çaba harcar. Allah ise, bozgunculuğu sevmez.

 

Şüphesiz iman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler; işte onlar, Allah’ın rahmetini umabilirler. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” (Bakara: 205-218)

 

“Ey iman edenler, Allah’a ve Resûlü’ne ihanet etmeyin, bile bile emanetlerinize de ihanet etmeyin.” (Enfal: 27)

 

24- Zaferi Allah’tan değil, maddi hazırlıktan bilmek

 

“…(O zaman) Muhakkak Allah’a kavuşacaklarını umanlar (şöyle) dediler: ‘Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah’ın izniyle galib gelmiştir; Allah sabredenlerle beraberdir.’

 

Onlar, Calut ve ordusuna karşı meydana (savaşa) çıktıklarında, dediler ki: ‘Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, adımlarımızı sabit kıl (kaydırma) ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.’

 

Böylece onları, Allah’ın izniyle yenilgiye uğrattılar. Davud Calut’u öldürdü. Allah da ona mülk ve hikmet verdi; ona dilediğinden öğretti. Eğer Allah’ın, insanların bir kısmı ile bir kısmını def’i (engellemesi) olmasaydı, yeryüzü mutlaka fesada uğrardı. Ancak Allah, âlemlere karşı büyük fazl (ve ihsan) sahibidir.” (Bakara: 249-250-251)

 

25- Tağuti rejimleri benimseyip desteklemek

 

“Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp Allah’a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur. Allah, işitendir, bilendir.

 

Allah, iman edenlerin velisi (dostu ve destekçisi)dir. Onları karanlıklardan nura çıkarır; inkâr edenlerin velileri ise tağut’tur. Onları nurdan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar, ateşin halkıdırlar, onda süresiz kalacaklardır.” (Bakara: 256-257)

 

26- İnsanlara gösteriş ve din istismarına girişmek

 

“Ey iman edenler, Allah’a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara karşı gösteriş olsun diye malını infak eden gibi minnet ve eziyet ederek sadakalarınızı geçersiz kılmayın. Böylesinin durumu, üzerinde toprak bulunan bir kayanın durumuna benzer; üzerine sağnak bir yağmur düştü mü, onu çırılçıplak bırakıverir. Onlar kazandıklarından hiç bir şeye güç yetiremez (elde edemez)ler. Allah, kâfirler topluluğuna hidayet vermez.” (Bakara: 264)

 

“Onlar, mallarını insanlara gösteriş olsun diye harcarlar, Allah’a ve ahiret gününe inanmazlar. Şeytan, kime arkadaş olursa, artık ne kötü bir arkadaştır o.

 

Onlar, insanlardan gizlerler de Allah’tan gizlemezler. Oysa O, kendileri, sözden (plan olarak) hoşnut olmayacağı şeyi ‘geceleri düzenleyip kurarlarken,’ onlarla beraberdir. Allah, yaptıklarını kuşatandır.” (Nisa: 38-108)

 

27- Faizci ekonomik düzeni, dünyasını realitesi kabul etmek

 

“Ey iman edenler, Allah’tan sakının ve eğer inanmışsanız, faizden artakalanı bırakın.

 

Şayet böyle yapmazsanız, Allah’a ve Resulüne karşı savaş açtığınızı bilin. Eğer tevbe ederseniz, artık sermayeleriniz sizindir. (Böylece) Ne zulmetmiş olursunuz, ne zulme uğratılmış olursunuz.” (Bakara: 278-279)

 

28- Kâfirleri korunak ve sığınak edinmek 

 

“Mü’minler, mü’minleri bırakıp da kâfirleri veliler edinmesinler. Kim böyle yaparsa, Allah’tan hiç bir şey (yardım) yoktur. Ancak onlardan korunma gayesiyle sakınma(nız) başka. Allah, sizi kendisinden sakındırır. Varış Allah’adır.” (Al-i İmran: 28)

 

29- Bugünkü Yahudilik ve Nasranîliği İbrahimi Din diye İslam’la bütünleştirmek

 

“İbrahim, ne Yahudi idi, ne Hıristiyan’dı: ancak, O hanif (muvahhid) bir Müslüman’dı, müşriklerden de değildi.” (Al-i İmran:67)

 

30- İslam’dan başka, ılımlı veya katı din uydurup peşine gitmek

 

“Kim İslam’dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de kayba uğrayanlardandır.

 

İşte bunların cezası, Allah’ın meleklerin ve bütün insanların lanetlerinin üzerine olmasıdır.

 

Doğrusu, imanlarından sonra inkâr edenler, sonra inkârlarını arttıranlar; bunların tevbeleri kesinlikle kabul edilmez. İşte bunlar, sapıkların ta kendileridir.” (Al-i İmran: 85-87-90)

 

31- Ehli kitabı rehber edinip peşine düşmek

 

“Ey iman edenler, eğer kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba (veya bir gruba) boyun eğecek olursanız, sizi imanınızdan sonra tekrar küfre döndürürler.

 

Sizler, işte böylesiniz; onları seversiniz, oysa onlar sizi sevmezler. Siz Kitabın tümüne inanırsınız, onlar sizinle karşılaştıklarında ‘inandık’ derler, kendi başlarına kaldıklarında ise, size olan kin ve öfkelerinden dolayı parmak uçlarını ısırırlar. De ki: ‘Kin ve öfkenizle ölün.’ Şüphesiz Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.

 

Size bir iyilik dokununca tasalanırlar, size bir kötülük isabet ettiğindeyse buna sevinirler. Eğer siz sabreder ve sakınırsanız, onların ‘hileli düzenleri’ size hiçbir zarar veremez. Şüphesiz, Allah, yapmakta olduklarını kuşatandır.” (Al-i İmran: 100-119-120)

 

“Gerçek şu ki, İbrahim (tek başına) bir ümmetti; Allah’a gönülden yönelip itaat eden bir muvahhiddi ve o müşriklerden değildi.” (Nahl: 120)

 

32- Batılıları ve Batı olanları üstün görmek

 

“Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz.

 

Nice peygamberle birlikte birçok Rabbani (bilgin)ler savaşa girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne boyun eğdiler. Allah, sabredenleri sever.

 

Onların söyledikleri: ‘Rabbimiz, günahlarımızı ve işimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, ayaklarımızı (bastıkları yerde) sağlamlaştır ve bize kâfirler topluluğuna karşı yardım et’ demelerinden başka bir şey değildi.

 

Böylece Allah, dünya ve ahiret sevabının güzelliğini onlara verdi. Allah iyilikte bulunanları sever.” (Al-i İmran: 139-146-147-148)

 

33- Allah’ın rızasına değil gazabına uğratacak işleri akıllılık zannetmek

 

“Allah’ın rızasına uyan kişi, Allah’tan bir gazaba uğrayan ve barınma yeri cehennem olan kişi gibi midir? Ne kötü barınaktır o.” (Al-i İmran: 162)

 

“Onlar, Allah’ın nimetini biliyorlar, sonra da inkâr ediyorlar; onların çoğu inkâr edenlerdir.” (Nahl: 83)

 

34- Müşriklerin eziyetlerine direnmeyip davadan dönmek

 

“Andolsun, mallarınızla ve canlarınızla imtihan edileceksiniz ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve şirk koşmakta olanlardan elbette çok eziyet verici (sözler) işiteceksiniz. Eğer sabreder ve sakınırsanız (bu) emirlere olan azimdendir.” (Al-i İmran: 186)

 

35- Ayetlerin bir kısmın gizlemek

 

“Hani kitap verilenlerden: ‘Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz’ diye kesin söz almıştı. Fakat onlar, bunu arkalarına attılar ve ona karşılık az bir değeri satın aldılar. O aldıkları şey ne kötüdür.” (Al-i İmran: 187)

 

36- Eserleriyle böbürlenmek, ezbere övülmekten sevinmek

 

“Getirdikleriyle sevinen ve yapmadıkları şeyler nedeniyle övülmekten hoşlananları (kazançlı) sayma; onları azaptan kurtulmuş olarak sayma. Onlar için acı bir azap vardır.

 

Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Allah, her şeye güç yetirendir.” (Al-i İmran: 188-189)

 

37- Allah’ın ve elçisinin sınırlarını değiştirmek

 

“Kim Allah’a ve elçisine isyan eder ve onun sınırlarını aşarsa, onu da içinde ebedi kalacağı ateşe sokar. Onun için alçaltıcı bir azab vardır.” (Nisa: 14)

 

38- Allah’ın düşman bildirdiklerini dost edinmek

 

“Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez.

 

İşte kalplerinde hastalık olanları: ‘Zamanın, felaketleriyle aleyhimize dönüp bize çarpmasından korkuyoruz’ diyerek aralarında çabalar yürüttüklerini görürsün. Umulur ki Allah, bir fetih veya katından bir emir getirecek de, onlar, nefislerinde gizli tuttuklarından dolayı pişman olacaklardır.” (Maide: 51-52)

 

“Allah, sizin düşmanlarınızı daha iyi bilendir; bir veli (en güvenilir bir dost) olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah yeter.” (Nisa: 45)

 

39- Tağuti temellere dayanan zulüm sistemlerini, İslam’ın adalet düzenine tercih etmek

 

“Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten inandıklarını öne sürenleri görmedin mi? Bunlar, tağut’un önünde muhakeme olmayı istemektedirler; oysa onu reddetmekle emrolunmuşlardır. Şeytan onları uzak bir sapıklıkla saptırmak ister.

 

Onlara: ‘Allah’ın indirdiğine ve elçiye gelin’ denildiğinde, o münafıkların senden kaçabildiklerince kaçtıklarını görürsün.

 

Şüphesiz, Allah’ın sana gösterdiği gibi insanlar arasında hükmetmen için biz sana Kitabı hak olarak indirdik. (Sakın) Hainlerin savunucusu olma.” (Nisa: 60-61-105)

 

40- Mü’minlerin yolundan ayrılıp kâfirlerin ardınca gitmek

 

“Kim kendisine ‘dosdoğru yol’ apaçık belli olduktan sonra, elçiye muhalefet ederse ve mü’minlerin yolundan başka bir yola uyarsa, onu döndüğü şeyde bırakırız ve cehenneme sokarız. Ne kötü bir yataktır o!..

 

Allah, onu lanetlemiştir. O da (şöyle) dedi: ‘Andolsun, senin kullarından ‘miktarları tespit edilmiş bir grubu’ (kendime uşak) edineceğim.

 

(Şeytan) Onlara vaad ediyor, onları en olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan, onlara bir aldanıştan başka bir şey va’detmez.” (Nisa: 115-118-120)

 

“Düzene konulması (ıslah)ından sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarmayın; O’na korkarak ve umut taşıyarak dua edin. Doğrusu Allah’ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır.” (Araf: 56)

 

41- Allah’ın şiarına saygısızlık ve küstahlık göstermek

 

“Ey iman edenler, Allah’ın şiarlarına, haram olan ay’a, kurbanlık hayvanlara, (onlardaki) gerdanlıklara ve Rablerinden bir fazl ve hoşnutluk isteyerek Beyt-i Haram’a gelenlere sakın saygısızlık etmeyin…” (Maide: 2)

 

42- Haksız yere insanların katledilmesine fetva vermek ve zalimleri desteklemek

 

“Bu nedenle, İsrailoğullarına şunu yazdık: Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız yere) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur. Andolsun, elçilerimiz onlara apaçık belgelerle gelmişlerdir. Sonra bunun ardından onlardan birçoğu yeryüzünde ölçüyü taşıranlardır.” (Maide: 32)

 

43- Allah’ın indirdikleriyle hüküm vermemek ve hükümet etmemek

 

“…Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, zalim olanlardır.

 

Aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet ve onların hevalarına uyma. Allah’ın sana indirdiklerinin bir kısmından seni şaşırtmamaları için diye onlardan sakın. Şayet yüz çevirirlerse, bil ki, Allah bir kısım günahları nedeniyle onlara bir musibeti tattırmak istemektedir. Şüphesiz, insanların çoğu fasıklardır.

 

Onlar hâlâ cahiliye hükmünü mü arıyorlar? Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah’tan daha güzel olan kimdir?” (Maide: 45-49-50)

 

Allah’tan başka hakem aramak ta şirktir

 

“Allah’tan başka bir hakem mi arayayım?…” (En’am: 114)

 

44- Hakka ve hayra olana değil, kalabalıklara ve hâkim güçlü bulunanlara güvenmek

 

“Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah’ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak ‘zan ve tahminle yalan söylerler.’” (En’am: 116)

 

45- Allah’ın kaderinde haksızlık ve yanlışlık görmek

 

“Her nerede olursanız (olun), ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile. Onlara bir iyilik dokunsa: ‘Bu, Allah’tandır’ derler; onlara bir kötülük dokunsa: ‘Bu sendendir’ derler. De ki: ‘Tümü Allah’tandır.’ Fakat ne oluyor ki bu topluluğa, hiç bir sözü anlamaya çalışmıyorlar?

 

Sana iyilikten her ne gelirse Allah’tandır, kötülükten de sana ne gelirse o da kendindendir. Biz seni insanlara bir elçi olarak gönderdik; şahid olarak Allah yeter.” (Nisa: 78-79)

 

“Böylece biz, kazandıkları dolayısıyla zalimlerin bir kısmını bir kısmının başına geçiririz.

 

Hiç şüphesiz, size vadedilen mutlaka gelecektir. Ve siz (bizi) aciz bırakacak değilsiniz.

 

De ki: ‘Ey kavmim, bütün yapabileceğinizi yapın; şüphesiz ben de yapıyorum. Bu yurdun (dünyanın) sonu, kimindir, bilip-öğreneceksiniz. Gerçekten zalimler kurtuluşa ermeyeceklerdir.’” (En’am: 129-134-135)

 

46- Çocukları manen ve ahlaken öldürmek Ateist eğitimlerin ve maddeci zihniyetlerin tuzağına itmek

 

“Yine bunun gibi onların ortakları, müşriklerden çoğuna çocuklarını öldürmeyi süslü gösterdiler. Hem onları helake düşürmek, hem kendi aleyhlerinde dinlerini karmakarışık kılmak için. Allah dileseydi bunu yapmazlardı; sen onları ve düzmekte oldukları iftiraları bırak.” (En’am: 137)

 

47- Nefsi, felsefi ve şeytani gerekçelerle hâşâ Allah’ı suçlu ve sorumlu göstermek

 

Şirk koşanlar diyecekler ki: ‘Allah dileseydi ne biz şirk koşardık, ne atalarımız ve hiç bir şeyi de haram kılmazdık.’ Onlardan öncekiler de, bizim zorlu-azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki: ‘Sizin yanınızda, bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var? Siz ancak zanna uymaktasınız ve siz ancak ‘zan ve tahminle yalan söylersiniz.’

 

‘Bizden önce kitap yalnız iki topluluğa indirildi, biz ise onların ders gördüklerinden habersizlerdik’ dememeniz;

 

Ya da: ‘Kitap bize de indirilseydi, elbette onlardan daha çok doğru yolda olurduk’ dememeniz (için) işte size Rabbinizden apaçık bir belge, bir hidayet ve bir rahmet gelmiştir. Allah’ın ayetlerini yalanlayandan ve (insanları) ondan alıkoyup-çevirenden daha zalim kimdir? Ayetlerimizden alıkoyup-çevirenlere, bu ‘engelleme ve çevirmelerinden’ dolayı pek çetin bir azabla karşılık vereceğiz.” (En’am: 148-156-157)

 

48- Takva diye dini zorlaştırmaya yeltenmek

 

De ki: ‘Allah’ın kulları için çıkardığı ziyneti ve temiz rızıkları kim haram kılmıştır?’ De ki: ‘Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır.’ Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız.

 

De ki: ‘Rabbim yalnızca çirkin-hayâsızlıkları -onlardan açıkta olanlarını ve gizli olanlarını,- günah işlemeyi, haksız yere ‘isyan ve saldırıyı’ kendisi hakkında ispatlayıcı bir delil indirmediği şeyi Allah’a şirk koşmanızı ve Allah’a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır.’

 

Öyleyse, Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden veya ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir? Kitap’tan kendilerine bir pay erişecek olanlar bunlardır. Nihayet elçilerimiz, hayatlarına son vermek üzere kendilerine gittiklerinde onlara diyecekler ki: ‘Allah’tan başka taptıklarınız nerede?’ ‘Onlar bizi (yüzüstü) bırakıp-kayboldular’ diyecekler. (Böylelikle) Bunlar, gerçekten kâfirler olduklarına kendi aleyhlerinde şehadet ettiler.” (Araf: 32-33-37)

 

Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla şuna helal, buna haram demeyin. Çünkü Allah’a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Şüphesiz Allah’a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa ermezler.” (Nahl: 116)

 

49- Dinlerini bir eğlence ve oyalanma vesilesi ve hayatın yedek lastiği edinmek

 

“Onlar, dinlerini bir eğlence ve oyun (konusu) edinmişlerdi ve dünya hayatı onları aldatmıştı. Onlar, bu günleriyle karşılaşmayı unuttukları ve bizim ayetlerimizi ‘yok sayarak tanımadıkları’ gibi, biz de bugün onları unutacağız.” (Araf: 51)

 

50- İslam’a ve Hak davaya uyduklarına pişmanlık sergilemek

 

“Dediler ki: ‘Sen bize gelmeden önce de, geldikten sonra da eziyete uğratıldık.’ (Musa:) ‘Umulur ki, Rabbiniz düşmanınızı helak edecek ve sizleri yeryüzünde halifeler (egemenler) kılacak, böylece nasıl davranacağınızı gözleyecek’ dedi.

 

Onlara bir iyilik geldiği zaman ‘Bu bizim için’ dediler; onlara bir kötülük isabet ettiğinde (bunu da) Musa ve beraberindekilerin bir uğursuzluğu olarak yorumlarlardı. Haberiniz olsun, Allah katında asıl uğursuz olanlar kendileridir; ama onların çoğu bilmezler.” (Araf: 129-131)

 

51- Esas olarak Rabbini ve ahireti değil, nefsini ve dünya menfaatini gözetmek

 

“Yeryüzünde haksız yere büyüklenenleri ayetlerimden engelleyeceğim. Onlar her ayeti görseler bile ona inanmazlar; dosdoğru yolu (rüşd yolunu) da görseler, yol olarak benimsemezler, azgınlık yolunu, gördüklerinde ise onu yol olarak benimserler. Bu, onların ayetlerimizi yalanlamaları ve onlardan gafil olmaları dolayısıyladır.” (Araf: 146)

 

52- Cihattan ve Din yolunda sıkıntı ve zorluklardan kaçınıp kâfirlerden çekinmek

 

“Kim onlara böyle bir günde -yine savaşmak için bir yana çekilen ya da bir başka bölüğe katılmak için yer tutanın dışında- arkasını çevirirse, gerçekten o, Allah’tan bir gazaba uğramıştır ve onun barınma yeri cehennemdir. Ne kötü bir yataktır o.

 

Ey iman edenler, size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’a ve Resûlü’ne icabet edin. Ve bilin ki muhakkak Allah, kişi ile kalbi arasına girer ve siz gerçekten O’na götürülüp toplanacaksınız.” (Enfal: 16-24)

 

“’Allah’a iman edin, O’nun elçisi ile cihada çıkın’ diye bir sûre indirildiği zaman onlardan servet sahibi olanlar, senden izin isteyip: ‘Bizi bırakıver, oturanlarla birlikte olalım’ dediler.” (Tevbe: 86)

 

53- Hak hâkim olsun diye cihadı gereksiz ve önemsiz göstermek

 

“Hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram’ı onarmayı, Allah’a ve ahiret gününe iman eden ve Allah yolunda cihad edenin (yaptıkları) gibi mi saydınız? (Bunlar) Allah katında bir olmazlar. Allah zulmeden bir topluluğa hidayet vermez.

 

De ki: ‘Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, az kâr getireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah’tan, O’nun Resûlü’nden ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez.” (Tevbe: 19-24)

 

54- Allah’tan gayrı ‘Rab’ler edinmek

 

“Onlar, Allah’ı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini rablar (ilahlar) edindiler ve Meryem oğlu Mesih’i de.. Oysa onlar, tek olan bir ilah’a ibadet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. O’ndan başka ilah yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden yücedir.” (Tevbe: 31)

 

55- Kur’an ayetlerini araştırıp anlamadan inkâra ve itiraza yönelmek

 

“Hayır, onlar ilmini kuşatamadıkları ve kendilerine henüz yorumu gelmemiş bir şeyi yalanladılar. Onlardan öncekiler de böyle yalanlamışlardı. Zulmedenlerin nasıl bir sonuca uğradıklarına bir bak.” (Yunus: 39)

 

56- Allah’ın yolundan insanları engellemek

 

“Bunlar Allah’ın yolundan engelleyenler ve onda çarpıklık arayanlardır. Onlar, ahireti tanımayanlardır.

 

Bunlar, yeryüzünde (Allah’ı) aciz bırakacak değildir ve bunların Allah’tan başka velileri yoktur. Azab onlar için kat kat arttırılır. Bunlar (hakkı) işitmeye güç yetirmezlerdi ve görmezlerdi de.(Hud:19-20)

 

57- Dini bir geçim vasıtası ve şöhret-servet ve etiket aracı olarak değerlendirmek

 

“Dedi ki: ‘Ey Kavmim, görüşünüz nedir söyleyin? Eğer ben Rabbimden apaçık bir belge üzerinde isem ve Rabbim bana kendi katından bir rahmet vermiş de (bu,) sizin gözlerinizden saklı tutulmuşsa? Siz bunu istemiyorken biz sizi buna zorlayacak mıyız?’

 

‘Ben size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum. Melek olduğumu söylemiyorum ve gözlerinizin aşağılık gördüklerine, Allah kesin olarak bir hayır vermez de demiyorum. Nefislerinde olanı Allah daha iyi bilir. Bu durumda (bunun aksini yaparsam) gerçekten o zaman zalimlerdenim (demek)dir.’” (Hud: 29-31)

 

58- Zalimlere meyletmek

 

“Seninle birlikte tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru davran. Ve azıtmayın. Çünkü O, yaptıklarınızı görendir.

 

Zulmedenlere eğilim göstermeyin, yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka velileriniz yoktur, sonra yardım göremezsiniz.” (Hud: 112-113)

 

59- Allah’tan ümit kesmek

 

“Musa ve kardeşine (şöyle) vahyettik: ‘Mısır’da kavminiz için evler hazırlayın, evlerinizi namaz kılınan (ve kıbleye dönük) yerler yapın ve namazı dosdoğru kılın. Mü’minleri de müjdele.’” (Yunus: 87)

 

“Dedi ki: “Sapıklar dışında Rabbinin rahmetinden kim umut keser?”” (Hicr: 56)

 

60- Allah’ın rızasına ve Hakkın hatırına da insanların ayıplamasına ve alkışlamasına göre hareket etmek

 

“Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerine) kendisinin onları sevdiği, onların da kendisini sevdiği mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı ise ‘güçlü ve onurlu,’ Allah yolunda cihad eden ve kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah’ın bir fazlıdır, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir.” (Maide: 54)

 

61- Takdir ve taksiminden dolayı Allah’ı suçlamaya girişmek

 

“Hani, meleklere: ‘Âdem’e secde edin’ demiştik. İblis’in dışında (hepsi) secde etmişlerdi. Demişti ki: ‘Bir çamur olarak yarattığın kimseye ben secde eder miyim?’

 

Demişti ki: ‘Şu bana karşı yücelttiğine bir bak; andolsun, eğer bana kıyamet gününe kadar süre tanırsan, onun soyunu -pek az dışında- kuşkusuz kendime bağlı kılacağım.” (İsra: 61-62)

 

“Dedi ki: ‘Rabbim, beni kışkırttığın şeye karşılık, andolsun, ben de yeryüzünde onlara, (sana başkaldırmayı ve dünya tutkularını) süsleyip-çekici göstereceğim ve onların tümünü mutlaka kışkırtıp-saptıracağım.” (Hicr: 39)

 

62- Kur’an’ı parçalara ayırıp bir kısmını gereksiz görmek

 

“Ki onlar Kur’anı parça-parça kıldılar.”

 

“Rabbine andolsun, onların tümüne (bunu) soracağız.”

 

“Yapmakta oldukları şeyleri.”

 

“Öyleyse sen emrolunduğun şeyi açıkça söyle ve müşriklere aldırış etme.”

 

“Şüphesiz o alay edenlere (karşı) Biz sana yeteriz.”

 

“Ki onlar, Allah ile beraber başka İlahları (ortak) kılmaktadırlar; onlar yakında bilip-öğreneceklerdir.” (Hicr: 91-96)

 

63- İbadet ve emirlerin önem ve öncelik sırasını keyfine göre değiştirmek

 

“…Yoksa siz, kitabın bir bölümüne inanıp da bir bölümünü inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların dünya hayatındaki cezası aşağılık olmaktan başka değildir; kıyamet gününde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.”

 

“İşte bunlar, ahireti verip dünya hayatını satın alanlardır; bundan dolayı azapları hafifletilmez ve kendilerine yardım edilmez. (Bakara: 85-86)

 

64- İnsanlardan bazılarını Allah gibi sevmek

 

“İnsanlar içinde, Allah’tan başkasını ‘eş ve ortak’ tutanlar vardır ki, onlar (bunları), Allah’ı sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah’a olan sevgileri daha güçlüdür. O zulmedenler, azaba uğrayacakları zaman, muhakkak bütün kuvvetin tümüyle Allah’ın olduğunu ve Allah’ın vereceği azabın gerçekten şiddetli olduğunu bir bilselerdi.” (Bakara: 165)

 

65- Allah’ın izni ve emri dışında insanlardan şefaat beklemek

 

“(Allah’ın) izni ve iradesi olmaksızın Onun katında şefaatle bulunacak kimdir?” (Ayetel Kürsi)

 

66- Allah’ın takdirini değil olayların nedeni olarak sebepleri göstermek

 

“Artık Allah’a benzerler aramaya kalkışmayın; çünkü Allah bilir, siz ise bilmezsiniz.” (Nahl: 74)

 

“- Onların işlemiş oldukları her şey kitaplarda (yazılı)dır.

 

Küçük, büyük her şey satır satır (yazılı)dır.” (Kamer: 52-53)

 

67- Tabiatı ve kâinatı kurulu

 

68- mekanizma zannedip Allah’ın her an her şeyi yarattığını düşünmemek

 

“- Ey insanlar, (size) bir örnek verildi; şimdi onu dinleyin. Sizin, Allah’ın dışında tapmakta olduklarınız -hepsi bunun için bir araya gelseler dahi- gerçekten bir sinek bile yaratamazlar. Eğer sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu da ondan geri alamazlar. İsteyen de güçsüz, istenen de.” (Hacc: 73)

 

“O’nun dışında, hiç bir şeyi yaratmayan, üstelik kendileri yaratılmış olan, kendi nefislerine bile ne zarar, ne yarar sağlayamayan, öldürmeye, yaşatmaya ve yeniden diriltip-yaymaya güçleri yetmeyen bir takım ilahlar edindiler.” (Furkan: 3)

 

“Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri zeval bulurlar diye (her an kudreti altında) tutuyor. Andolsun, eğer zeval bulacak olurlarsa, kendisinden sonra artık kimse onları tutamaz. Doğrusu O, Halim’dir, bağışlayandır.” (Fatır: 41)

 

69- Allah’tan başkasına doğrudan dua etmek

 

“Ve onlar Allah ile beraber başka ilaha dua edip yalvarmazlar.” (Furkan: 68)

 

“Kendilerine rızık olarak verdiklerimizden, hiç bir şey bilmeyenlere paylar ayırıyorlar. Andolsun Allah’a, iftira ettiklerinizden dolayı mutlaka sorguya çekileceksiniz.” (Nahl: 56)

 

70- Kendi nefsinde veya başka kimselerde Allah’tan bağımsız güç vehmetmek

 

“Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.” (İnsan: 30)

 

“Onların taptıkları da, -hangisi daha yakındır diye- Rablerine (yaklaşmak için) bir vesile arıyorlar. O’nun rahmetini umuyorlar ve azabından korkuyorlar. Şüphesiz senin Rabbinin azabı korkunçtur.” (İsra: 57)

 

“Ey insanlar, siz Allah’a (karşı fakir olan) muhtaçlarsınız; Allah ise, Ğaniy (hiç bir şeye ihtiyacı olmayan)dır, Hamid (övülmeye layık)tır.” (Fatır: 15)

 

71- Cenabı Allah’ı hâşâ, haksızlık ve yanlışlık yapmakla itham etmek

 

“İşte bugün hiç kimseye (hiç) bir şeyle zulmedilmez ve siz de yaptıklarınızdan başkasıyla karşılık görmezsiniz.” (Yasin: 54)

 

72- Hz. Peygamber Efendimizin sünnetinin ve hadisi şeriflerin artık geçersiz olduğunu söylemek

 

“(Hz.) Muhammed, ancak Allah’ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. (Nübüvvet ve rehberliği kıyamete kadar süreklidir.) “ (Ahzap: 43)

 

73- Zalim ve kâfirlere sığınıp güç ve iktidar beklemek

 

“Kendilerine güç (izzet) sağlasınlar diye, Allah’tan başka ilahlar edindiler.” (Meryem: 81)

 

“Kim izzeti istiyorsa, artık bütün izzet Allah’ındır. Güzel söz O’na yükselir, salih amel de onu yükseltir. Kötülükleri tasarlayıp düzenleyenler ise; onlar için şiddetli bir azab vardır. Onların tasarladıkları ‘boşa çıkıp bozulur’.” (Fatır: 10)

 

“(Firavun) dedi ki: ‘Andolsun, benim dışımda bir ilah edinecek olursan, seni mutlaka hapse atacağım.’” (Şuara: 29)

 

74- Şeytanın Allah’tan bağımsız bir şer ve fitne odağı zannetmek

 

“Oysa onun, kendilerine karşı hiç bir zorlayıcı-gücü yoktu; ancak biz ahirete iman edeni, ondan kuşku içinde olandan ayırdetmek için (ona bu imkânı verdik). Senin Rabbin, her şeyin üzerinde gözetici-koruyucudur.” (Sebe: 21)

 

75- Dini konuları oyun ve eğlence gibi basite indirgemek

 

“Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılanları bırak. Onunla (Kur’an’la) hatırlat ki, bir nefis, kendi kazandıklarıyla helake düşmesin; (böylesinin) Allah’tan başka ne bir velisi, ne bir şefaatçisi vardır; her türlü fidyeyi verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıkları nedeniyle helake uğrayanlardır; küfre saptıklarından dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azap vardır.” (En’am: 70)

 

76- Nefsü hevasını ilah edinmek

 

“Şimdi sen, kendi hevasını ilah edinen ve Allah’ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Allah’tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp-düşünmüyor musunuz?” (Casiye: 23)

 

KAYNAK:

http://www.millicozum.com/mc/eylul-2011/kurana-gore-sirkin-sebep

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi