ATATÜRK’Ü YENİDEN ANLAMAK
VE
“SADAT”I TERSİNDEN TANIMAK!
Tarih: Bir konuda konuşulup aktarılanlara ve yazılı kaynaklara bakarak; gündeme taşınmayan ve tartışılmayan asıl gerçekleri anlamaya, bunlara doğru ve uygun yorumlar yapmaya yarayan bir sosyal ilim dalıdır. Bunu yapabilmek için de; 1- Tarafsız ve doğru kaynaklara… 2- Uygun ve doyurucu yorumlara ihtiyaç vardır. Tarihi hadiselerin ve şahsiyetlerin gerçek niyetlerini ve hedeflerini, iyi ve isabetli tespit etmeden, sadece ilgili girişim ve gelişmelerin seyrini ve zahiri sebeplerini sıralamakla oyalananlar; hem kendileri gerçeklerin farkına varamazlar, hem de Millete ve insanlık âlemine yeni bakış açıları ve kaynaşıp kucaklaşma fırsatları sunamazlar.
Resmi ve zoraki tarihle, sivil ve samimi tarih arasındaki tezatların ve tutarsızlıkların nedenlerini ve neticelerini araştırıp-anlayıp ortaya koyamayan… Ve daha da önemlisi ilmi, akli ve vicdani arayışları sonucu farkına vardığı doğal ve orijinal durumları ve çarpıcı doğruları, cesaretle sahiplenip savunma dirayeti bulunmayan yazar ve yorumcular, topluma yeni ufuklar açamazlar ve yeterli umutlar aşılayamazlar. Yani “gerçek”lerle “gerekenler”in arasını uzlaştırma, dayatılmış ve kalıplaşmış kanaatleri yıkma bilgeliği ve becerisi olmayanlar… Ve hele tarihi girişim ve kişilikleri, kendi ideolojik saplantı ve saptırmalarını aklama ve haklı çıkarma vasıtası… Yani tarihi; yanlış, kasıtlı ve Batılı düşüncelerini meşrulaştırma ve istismar aracı olarak kullananlar, asla topluma yararlı ve hayırlı kapılar gösterip, yapıcı ve kucaklayıcı programlar ortaya koyamazlar.
Son bir asırdır, en fazla istismar ve suistimal edilen… Bazılarınca aşırı yüceltilerek putlaştırılıp kutsallaştırılan; bazılarınca da körü körüne ve asılsız telkinlere göre nefret edilerek tağutlaştırılan şahsiyetlerin başında Mustafa Kemal Atatürk’ün olduğu açıktır. Örneğin, Hz. İsa Aleyhisselam’ı ilahlaştıran Hristiyanlarla, Onu -hâşâ- veledi zina sayan Yahudi sapkınların haksız ve ahlâksız yaklaşımlarının ikisi de yanlıştır.
Kurgulayıcı ve sorgulayıcı olmayan, kuru ve kuruntulu kurallar mahkûmu akademisyen kafasıyla da, tarihi derinliklere ve tabii düşüncelere ulaşmak da imkânsızdır.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…