Anasayfa » İSRAİL’İN KUDURMASI VE ARMAGEDDON KURGULARI

İSRAİL’İN KUDURMASI VE ARMAGEDDON KURGULARI

Yazar: yonetici
0 Yorum 157 Görüntüleyen

İSRAİL’İN KUDURMASI VE ARMAGEDDON KURGULARI

Yazımıza başlarken, öncelikle Kahraman Ordumuzun kahpe PKK teröristlerine ve arkasındaki ABD, İsrail ve AB güçlerine karşı verdikleri şanlı mücadelede canlarını feda eden aziz şehitlerimize rahmet ve cennet… Kederli ailelerine ve Milletimize sabır ve metanet diliyorum.

Bu vesileyle hem hukuken hem vicdanen kırk kere kapatılmayı hak etmiş, PKK’nın siyasi ayağını, AB’nin dayatmasıyla bir türlü kapatmayan… HDP’ye Meclis Başkanvekilliği ve komisyon üyelikleri verip TBMM kürsüsünden Ordumuza kin kusma fırsatı tanıyan, ve tüm Meclis çalışmalarına ortak yapan, ama dışarıda HDP’ye selam verenleri vatan hainliği ile suçlayan Cumhur İttifakı’nın bu münafıklığını kınıyorum!..

Ve tabi; PKK ve arkasındaki Amerika ile yaptığımız vatan savunmamıza destek çıkmayan… Hatta Gazze’deki kendi vahşet ve cinayetlerini unutarak; “Türkler Kürtleri bombalıyor!” diye zırvalayan Kuduz İsrail’le aynı ağzı konuşan şu sorumsuz ve onursuz muhalefet anlayışını da kabul etmiyorum!..

Yani ne bu iktidarla ne de halkımızı bu iktidarın tuzağına iten bu muhalefet kafasıyla Türkiye’nin düze çıkamayacağını bir kez daha hatırlatıyorum. Çünkü PKK’lı teröristlerin, askerlerimize tuzak kurup katletmeleri için İsrail ve ABD’nin istihbarat bilgisi verdiklerini ve bunu bilen iktidarın bu ülkelere karşı ciddi ve caydırıcı hiçbir tavır ve tedbir geliştirmediğini de biliyorum…

Türkiye Sekiz Yönden Kuşatılmıştı!

Türkiye’yi kuşatmak ve Karadeniz’e açılmak için bölgeye resmen tüm teçhizatı yığan ABD’den yeni bir hamle başlamıştı. Daha önce, ABD’nin yıllık Savunma Bütçesi Washington kentinde oylamada onaylanmıştı. Dedeağaç’ın ön planda olması gerçekten şaşırtıcıydı. ABD Savunma Bütçesi’nden oldukça yüksek bir rakam Dedeağaç’a aktarılacak ve Amerikalıların Batı Trakya’daki varlığı, önemli ölçüde artacaktı. Bu hamle sonrası bölgeye yeni savaş uçakları, savaş gemileri, füzeler, tanklar ve helikopterler yollanacaktı. Hedefin Türkiye olduğu açıktı.

Şimdi de tüm Doğu Akdeniz ve Kızıldeniz, ABD ve müttefikleri tarafından adı konulmamış bir işgal altına alınmıştı!

ABD’nin doktrinleri Naval Postgraduate School isimli okulda oluşturulmaktadır. Bu okulda önemli bir tez vardır: Kalabalık sığınmacı göçler, milli devletleri yıkmak için bir silah olarak nasıl kullanılır? Bu doktrine göre bir devlet göç akınlarıyla 7 basamakta yıkılır:

1- Bu aşırı sığınmacı akınıyla o devletin politikasını istediğiniz yönde değiştirebilirsiniz.

2- O ülkenin bazı bölgelerini sessiz ve derinden işgal edebilirsiniz.

3- Kendi ülkesini boşaltmak istediğiniz unsurları o ülkeye göçmen akınıyla ihraç edebilirsiniz.

4- Bu göçmenleri casus olarak kullanabilirsiniz.

5- Tecrübeli teröristleri sızdırarak bu göçmenler üzerinden bu ülkeleri karıştırabilirsiniz.

6- İstediğiniz gibi propaganda yaparak Milli birlik algısını değiştirebilirsiniz.

7- Bu başıbozuk göçmen sürüleriyle birleştirici çimento halini almış, bütün köklü inanç ve ahlâkını ve bir milleti millet yapan bütün unsurları ortadan kaldırabilirsiniz.

Dünyada 193 tane devlet bulunmaktadır. BM rakamlarına göre dünyadaki toplam kayıtlı sığınmacıların neredeyse %20’si yani 1/5’i Türkiye’ye yığılmıştır. Bunun, Siyonist ve emperyalist bir yıkım stratejisi olduğu açıktır!

Amerikan Derin Devletinin Yayını Foreign Policy Yazmıştı: Türkiye NATO’dan Atılmalıdır!

Amerikan derin devletinin yayını Foreign Policy, Türkiye’nin NATO üyeliğini tartışmaya açan bir yazı yayımlamıştı. Yazıda; “Türkiye’nin NATO üyeliğini yeniden değerlendirmenin zamanı geldi” notu vardı ve şunlar yer almıştı:

“NATO’ya katılmak, Türkiye’nin bir Cumhuriyet olarak var olduğu süre boyunca giriştiği en iyi dış politika arayışıydı. Soğuk Savaş sırasında ittifaka üyeliği, Türkiye’nin Sovyetler Birliği tarafından istila edilmesini engellemiş ve Batılı bir müttefik olarak ekonomik kalkınması için alan yaratılmasına yardımcı olmuştur. O halde ittifak; neden Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan gibi iş birliği yapmayan ve hatta zaman zaman kavgacı bir Türk liderle boğuşmak zorunda kalıyor? Görünen o ki Erdoğan her durumda kendini transatlantik ittifakın altını oymaya adamış durumda. NATO’nun, Türkiye’nin üyeliğini yeniden gözden geçirmesinin zamanı gelmiş durumdadır. Türkiye’nin kalkınma hedeflerine ulaşmasını sağlayan şey diplomatik beceriden çok NATO üyeliğinin sağladığı güvenlik kalkanıdır. Türkiye, Truman yönetiminin, Avrupa’da komünizmi kontrol altına almanın bu ülkelerin üyeliği olmadan mümkün olamayacağına inanması nedeniyle 1952 yılında Yunanistan’la birlikte ittifaka alınmıştır.”

“NATO müttefiklerinin davranışlarını etkileşimler değil, ortak değerler ve tehdit algılamaları sağlamalıdır. ABD ve müttefiklerinin İsveç’i NATO’ya kabul etmek istemelerinin nedeni, Rusya’nın savaşçı tutumunun Avrupa’nın güvenliğini tehdit etmesi ve İsveç’in NATO’ya kabul edilmesinin bu tehdide karşı NATO’nun güçlendirilmesine yardımcı olacak olmasıdır. Ancak Türkiye, Rusya’nın yarattığı tehdidi engellemek için asgari düzeyde çabadan kaçınmıştır. Nitekim 2019 yılında Türkiye, NATO’nun bütünlüğüne doğrudan zarar veren Rus askeri donanımını (S-400 füze sistemi) satın almaktan sakınmamıştır. Bu hamle nedeniyle Ankara, ABD’nin F-35 programından çıkarılmış ve Trump yönetimi tarafından CAATSA yaptırımlarına maruz kalmıştır. Ancak Türkiye, bu kabul edilemez tutumundan geri adım atmak için hiçbir şey yapmamıştır. Rusya’nın, Ukrayna’yı işgal ettiği 2022’den bu yana Biden yönetimi, Erdoğan’dan -zaman zaman Türk kuruluşlarına yaptırım uygulayarak- Rus oligarkların uluslararası yaptırımları aşmalarını sağlayan ortama engel olmasını istemiş, ancak Erdoğan bunu yapmakta başarısız olmakla kalmamış, yakın tarihli bir habere göre; muhtemelen hükümetin izni ile Türkiye’nin, Putin’in kişisel yatının tadilattan geçmesi için karasularında yer sağladığı ortaya çıkmıştır.”

 

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..

 

 

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi