HAKKA TARAF OLMAK!…
::::::::::::::::
TARAFIMIZ ŞEREFİMİZDİR!…
Tam 41 yıldır bu milletin vicdanı
olabilmeyi başarmış yegane gazete olan Millî Gazete, dünyadaki ve Türkiyedeki
bütün gelişmeleri bu sorumluluğunun şuurunda ele almaya, analiz etmeye, hak ve
…
Tam 41 yıldır bu milletin vicdanı
olabilmeyi başarmış yegane gazete olan Millî Gazete, dünyadaki ve Türkiyedeki
bütün gelişmeleri bu sorumluluğunun şuurunda ele almaya, analiz etmeye, hak ve
hakikatin peşinde koşmaya devam etmektedir.
Millî Gazete hiçbir dönemde olayları
kişisel düzlemlere indirgememiş; hiçbir kişiye, kuruma, kuruluşa düşmanca bir
yaklaşım içerisinde olmamıştır. Karşısına hep batılı koymuştur. Batıla
karşı, bilerek ya da bilmeyerek batıl adına yapılanlara karşı Hakkın yanında
saf tutmayı taraf bilmişizdir. Kendimizi hiçbir zaman tarafsız görmedik.
Hiçbir zaman tarafsısız diye de kendimizi tanımlamadık. Tarafımızı ilan
etmekle kalmadık, Hak Geldi Batıl Zail Oldu düsturuyla bütünleşen
tarafımızın da şerefimiz olduğunu deklare ettik. Çıkar çatışmalarının, şahsi
kavgaların, bir takım hesaplaşmaların, ihale savaşlarının o tarafında, bu
tarafında, sağında solunda hiç bulunmadık. Taraf olunması gereken bir durum söz
konusuysa onun, bunun ya da şunun değil hep Hakkın tarafında olmayı
yeğledik.
Helalle-haramın, doğruyla-yanlışın, hakikatle-sanalın
birbirine en fazla yaklaştırıldığı, izlerin birbirine karıştığı bu dönemde bu
sorumluluğumuzun daha da arttığının bilincindeyiz. Asla kimsenin özel hayatına
musallat olmadık. Asla kimsenin şahsiyetini zedeleyici bir yaklaşım içerisinde
bulunmadık. Kimseyi karalama derdine hiç düşmedik. Kimseyi tehdit de etmedik.
Kimseye şantaj da yapmadık… Kimseye karşı dosya da biriktirmedik. Ama
gördüğümüz, bildiğimiz hak ve hakikatleri de hiçbir zaman sümen altına mahkûm
etmedik. Hesabımız olmadı kimseye karşı. Taaa başından beri bildiğimizi
saklamadık, gördüğümüzü de yazdık.
İktidarlara muhalefetimiz oldu…
Muhalefetimiz sadece ve sadece milletin derdi, ümmetin sızısı için oldu. Bugün
de var… Yarın da olacak. Çok sert manşetler attık. Kızgınlığımız da oldu,
öfkemiz de oldu. Ama bu ümmet için, bu millet için kızdık, öfkelendik. Her
yanlışı, her hatayı dahi alkışlamayı vazife sayanlar bir tarafa, biz hataları,
yanlışları göstererek Allah (c.c.) indinde bugüne kadar herkese karşı gerçek
dostluk sergiledik. O yüzdendir ki, eleştirilerimizi hep zihniyet üzerine inşa
ettik. Yapılanlar ya da yapılmayanlar üzerine manşetlerimizi attık! Muhatabımız
kişiler değil zihniyet oldu.
Bugüne kadar kimsenin kavgasının da bir
tarafı olmadık. Bugün iktidar ile cemaat arasında cereyan ettiğini artık sağır
sultanın bile bildiği kavganın da bir tarafında değiliz. Çıkar kavgaları hiçbir
zaman bizim taraf olduğumuz bir durum değildir. Eğer bir kavga varsa, eğer bir
süreç varsa biz bu kavganın, bu sürecin ancak milletimizi ilgilendiren
tarafında bulunuruz.
Dünkü manşetimizde açıkça vurguladık:
BİR
TARAFTA: Yolsuzluk… Rüşvet… İhaleye fesat
karıştırma… Karapara aklama… Kasalar, deste deste dolarlar
DİĞER
TARAFTA: Tehdit… Şantaj… Bel altı kasetler…
Dosya biriktirme… Ne ararsanız var. 11 yıllık koalisyon çatlayınca bütün
rezillikler ortalık yere döküldü… Üstelik etrafa saçılanlar daha
hesaplaşmanın en başındakiler…
Bu, sadece bizim kanaatimiz değil, gündemin
merkezine oturan durumun ta kendisiydi. Bize düşen de bu fotoğrafı çekmekti.
Lakin Al birini vur öbürüne diyecek değiliz. Ya da kimseye sen
zamanında şunları, bunları da yapmıştın, öyleyse şimdi gör bakalım gününü
diyecek de değiliz. Evet geçmiş geleceğe, suyun suya benzediği gibi benzer.
Evet dünya etme bulma dünyası ama biz şimdi bu sayfayı da açacak değiliz.
İstediğimiz şu ki; hukuk yürüsün, yürütülsün ve hak yerini bulsun. Varsa
çeteler, varsa gizli yapılanmalar onlar da ortaya çıksın. Ancak şayiası arşa
yükselen, epey zamandır dumanı tütmekte olan yolsuzluk ateşinin, rüşvet
belasının, ihale takipçiliğinin, komisyonculuğun da önüne geçilmelidir.
İktidar, eğer siyasi iradenin üzerine bir takım planlar kurgulandığını hissedip
de boyun eğmeyiz demesi gerektiği gibi biz yolsuzluk yapmayız, yapmadık da
diyebilmelidir. Bu cümleler berrak bir şekilde kurulamıyorsa duman yersiz
yere çıkmamıştır! Bu ateşin söndürülmesi gerekir. Hatırlatalım: İlahi adalet en
büyük hakikattir…
Beraber yürünen yolun, onca senenin
sonunda bugün karşılıklı ithamlar varsa eğer; ortada yanlışlar üzerine yürünmüş
bir yol var demektir. Hangi yolda olduğumuz mühimdir. Kiminle yola
çıktığınız, kiminle yürüdüğünüz de çok önemli!.. En az kimi bırakıp kime
koştuğunuz kadar!…
Yeni Türkiye deniyor. Öyleyse bu
millete düşen görev bu manzarayı iyi analiz etmektir. Yeni Türkiyenin Millî
Görüşsüz olmayacağı bir kez daha ortaya çıkmıştır
TarafınızI seçin diyorlar… Biz
tarafımızı tam 41 yıl önce seçtik… Bugün de; ne yolsuzluk ve rüşvetin
tarafında, ne de tehdit ve şantajın tarafındayız. Biliyoruz ki, Hakktan taraf
olmayan, bertaraf olur.