CIA Ortadoğu ve Türkiye
Şefi Graham Fuller: M. KEMAL İ NİYE BİTİRMEK İSTİYOR?
Graham Fuller siyonisti şunları söylemişti:
· Türkiyede Mustafa Kemal modeli bitti
Mustafa Kemal çok hürmet ettiğim bir şahıstır. Besbelli ki Türkiye`yi
emperyalizmden o kurtardı. Hem de bazı çok hayati reformları yerine getirdi.
Ama bu zorunlu Batılılaşma Türk toplumunda bazı yaralar da bıraktı. Kendi
Osmanlı tarihini, İslam geleneklerini sevenler vardı. Batılılaşma İslamiyet`i
aşağılayan bir hale dönüşünce bu bir memnuniyetsizlik yarattı. Şimdilerde ise
sarkaç daha merkeze geldi. Anadolu Kaplanları da yeni bir Türkiye içinde yeni
bir rol oynamaya başladılar. Yani bir bağdaşma var. Bu çok sağlıklı bir
gelişmedir diyor.
· Bir makalenizde “Mustafa Kemal`in işlevi
bitmiştir” dediğinizde bu ülkede pek çok insanı ne kadar kızdırdığınızı
biliyor musunuz?
Zorlu bir süreç olarak sonuna geldiğini ve belki de sonuna gelmesinin
iyi olduğunu söyledim. Türkiye`ye artık yeni bir harmoni getirmek lazım
şeklinde cevap veriyor.
Komplo: Türkiye komplo teorisi üretmede Arap dünyasından daha zayıf.
Türkler yaşadıkları bölgelerde hep emir verendi. Asıl komplo teorileri ise
başka bir ülkenin hükümranlığında yaşayan halklar tarafından üretilir. Bu
konuda kimse İranlıları geçemez. Dünya seviyesinde bir numaralar.
ODTÜ: Haziran 2003`teki o protesto olayı büyük bir mesele değildi, hiç
korkmadım. Ama içimi acıtan tek bir şey oldu. Söyleyeceklerim onların hoşuna
gidebilirdi. Oysa duymak bile istemediler. Önyargıyla beni reddettiler. Bu beni
acıttı.
· Peki bu cihatçılar ve radikal İslamcılar sorununu
başımıza ABD açmadı mı? Hatta CIA`nın Ortadoğu Masası Şefi olarak sorumlusu
bizzat siz değil misiniz? Sorusuna, hiç gocunmadan:
Efendim, zannederim radikal İslam`ı, siyasal İslam`ı ilk olarak biz
yaratmadık. Sadece biz kullanmadık. Ayrıca bütün dünya radikal İslam`ı
Sovyetlere karşı kullanmak istedi. Sadece ABD değil. Bütün Arap dünyası,
Avrupalılar, herkes: Sovyetler bir hezimete uğrasın diye radikal İslamcılara
yardım ettiler. Parayla, silahla… Her şekilde ve farklı yollarla…
karşılığını yapıştırıyor.
· Yeşil Kuşak ilk kimin fikriydi peki? ABD`nin değil mi? Sorusuna
da:
Soğuk Savaş zamanında Sovyetler`in güneye doğru yayılmasını önlemek
içindi. Fikir herhalde bizimdi. Ama o zamanlar bütün İslam devletleri de
komünizme karşı Müslümanlığın çok güçlü bir duvar olduğunu benimsemişti
diyerek Radikal İslamı da, Layt İslamı da Siyonist, Amerikanın kurup kullandığını itiraf
ediyor..
· Türkiye`de bu fikrin en ateşli savunucusu olarak siz
biliniyorsunuz?.. Sorusuna karşılık:
Benim için şeref sayılabilir ama ben kabul etmiyorum. Tek bir kişi
olarak bunu sahiplenemem. Suudi Arabistan`ın da büyük katkısı vardı. Herhalde
fikir babası ben olsam da, bu organizede yalnız değilim. Diye övünüyor
· CIA`nin Ortadoğu Masası Şefi sizdiniz. En azından
büyük katkı size ait değil mi?
Oldu tabii, belki bu kavram hakkında en çok konuşan bendim. Çok da haklı bir
tezdi. Çok çok doğruydu. Komünizme karşı gerçek bir duvar oluyordu İslam
· Bu yüzden siz de bölgede sürekli radikal İslam`ı
pompaladınız?..
Sadece biz pompalamadık. Bizden evvel Suudi Arabistan yaptı bunu. ABD`nin
Afganistan üzerindeki rolü daha büyüktü.
· Peki Türkiye`yi niye kattınız bu kuşağın içine? Tam da
Türkiye`de laik bir reform oturtulmaya çalışılırken?..
Çünkü Türkiye`de çok kuvvetli bir sol vardı. Aynı şekilde İran`da da…
Hem 1950,1960`larda hem 70`lerde… Komünizm hareketi çok kuvvetliydi. Ve
Türkiye`de İslam komünizme karşı çok efektif değildi. İslam zayıf ama solculuk
güçlüydü. Kominizme karşı İslamdan yararlandık..
· Ve ABD bunu tersine çevirmeye karar verdi, değil mi?
Hayır, biz hiçbir değişim getirmedik Türkiye`de.
· Nasıl getirmediniz? Mendereslerden bu yana sağ
hükümetleri desteklemediniz mi?
Evet, doğru. Ama aynı zamanda Türkiye`de çok güçlü bir sol hareket de
vardı. Ve Türkler için de komünizm İslam`dan daha büyük teh görüldü.
· Kimse durup dururken “Aa, solculuk çok kötü bir
şeymiş, vazgeçiyorum” demedi ki… Bu ülkede bir sürü solcu ne
işkencelerden geçti, kaç darbe yapıldı? Ve bunlar hep ABD desteğiyle olmadı mı?
Evet, zannederim her zaman ABD biraz iki şekilliydi. Bir yandan
Türkiye`de demokrasinin güçlenmesini istiyorduk. Bir yandan da komünizmi
zayıflatmaya çalışıyorduk. Sanırım çelişkili davrandık o zamanlar
Ama şimdi AKP İslam dünyası için iyi bir örnek
· Sonuçtan memnun musunuz peki?
Tabii, bence şu anda Türkiye çok iyi bir noktada Diyerek sinsi ve
Siyonist şeytanlıklarını açığa vuruyor[1]
Amerika`yı İsrail yönlendiriyor
İstanbul`da bir konferans veren Musevi entellektüel İsrael Shamir,
Irak`tan sonra operasyonun İran, Suudi Arabistan ve Pakistan`la devam edeceğini
belirterek, ABD`yi İsrail`in yönlendirdiğini söyledi
Yahudi entellektüel İsrael Shamir, ABD`nin Irak`a yapmayı
planladığı saldırının sebebinin Avrasya`ya yeni bir şekil kazandırmak olduğunu
ileri sürdü. Shamir, Irak`tan sonra operasyonun İran, Suudi Arabistan ve
Pakistan`la devam edeceğini belirtti. Shamir, İsrail için `güvenlikli bir alan`
oluşturulacağını savundu.
İsrael Shamir, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire
Başkanlığı ve Yarın Dergisi işbirliğiyle düzenlenen Avrasya konferansları
çerçevesinde dün CRR konser salonunda “Avrasyada barış ve istikrar”
konulu bir konferans verdi.
ABD`nin arkasındaki güç
Yarın Dergisi yazarları Dr. Altay Ünaltay ve Burhan Metin`in müzakereci
olarak katıldığı konferansta Shamir, Afganistan ve Irak operasyonlarının uzun
yıllardır hazırlanan bir planın parçası olduğunu vurguladı. Shamir şöyle devam
etti:
“Irak`tan sonra sıra İran ve Suudi Arabistan`a gelecek. Amerika`daki
güçlü Yahudi lobisi Pakistan`dan Arabistan`a kadar uzanan bölgede güvenli bir
alan yaratmak istiyor. Bu bölgenin hakimiyeti de İsrail`e verilecek. İsrail`in
bütün dünyaya ABD`nin politikalarını yönlendirme gücüne sahip. Ancak,
`Yapılanları biz yapmıyoruz` havasına giriyor. ABD devlet mekanizmasındaki
etkili Yahudiler bu savaşı destekliyor.”
Türkiye dünyanın merkezi
“Türkiye dünyanın merkezidir, kültürler arasında bir köprüdür. Irak
meselesine Amerika`nın vekili gibi ya da Amerika`daki Yahudi lobisi`nin
perspektifiyle yaklaşmamalıdır” diyen Shamir, Afganistan`da yakalanarak
Guantamo`ya götürülen esirler arasından 11 Eylül saldırılarıyla ilgili olarak
bilgisi olan tek bir kişinin bile çıkmadığını söyledi.
Avrasya`nın ruhani değerlerinin değiştirilmek istendiğine dikkat
çeken Shamir, “Müslümanlık ve Hıristiyanlık temel olarak aynıdır. Bu
inançlar ABD tarafından saldırı altında tutulmaktadır. Amerikan medyasında
İslam çok ağır bir şekilde eleştirilmektedir. İki dini de çökertmek istiyorlar.
Osmanlı döneminde Hıristiyanlık daha iyi yönetiliyordu. Bu durumda bir insanın
inançlı olarak varlığını sürdürmesi bir savaşa dönüşüyor” diye konuştu.
ABD`nin Irak`a yapacağı saldırının petrol lobileriyle direkt ilgili
olmadığını da vurgulayan Shamir, ABD`nin Irak petrol sanayiine ihtiyacı
olmadığını ifade etti.
Türkiye`ye Osmanlı rolü
İsrael Shamir, Amerika`yı yönlendiren gücün İsrail olduğunu belirterek,
“ABD`nin medyasında görev yapan üst düzey yöneticilerin yüzde 60`ı
yöneticidir. Sıradan bir Amerikan vatandaşı bir gün boyunca çalıştıktan sonra
evine gider ve televizyon seyreder. İnsanların kafasına hakim olan fikir yapıcı
denen bu Yahudiler ABD`yi savaşa sürüklüyor” şeklinde konuştu. 1900`lü
yılların başında Arap yarımadasına ve Filistin`e çıkarak Osmanlı
İmparatorluğu`nun yıkılmasında etkili olan İngilizler`in bu savaştan bir
çıkarlarının olmadığını vurgulayan Shamir, şunları kaydetti:
“Tıpkı bugünkü Amerikan askerleri gibi o zaman da İngilizler bir
maşa idi. Osmanlı bölgede istikrarı sağlayan olumlu bir güçtü. Osmanlı yok
olduktan sonra bu sorumluluk Türkiye`nin üzerine düşüyor. Türkiye Doğu`nun
savunucusu olmak veya Yahudiler tarafından yönlendirilen Batılı bir güce köprü
vazifesi görmek arasında tarihi bir tercih yapacak.”
Shamir Kimdir?
Tanınmış İsrailli aydın, yazar, çevirmen gazeteci. Filistinli ünlü bir
hahamın soyundan gelmektedir. Rus Bilimler Akademisi`nde matematik ve hukuk
okudu. 1969`da İsrail`e göç etti. 1973 Arap-İsrail savaşında paraşütçü ve
komando olarak bulundu. Askerliğinden sonra Kudüs İbrani Üniversitesi`nde hukuk
öğrenimini bitirdi ancak mesleğe girmedi. Kariyerine gazeteci yazar olarak
devam etti. Dünyanın çeşitli ülkelerini dolaştı. Filistin ve İsrailler için
“Tek halk, tek oy, tek devlet” siyasetinin öncülüğünü yapmaktadır.
[1] Vatan
Gazetesi / 01.11.2004