Anasayfa » Şerler Hayır Doğuracaktır ve DİL KALBİN TERCÜMANIDIR (ŞİİR)

Şerler Hayır Doğuracaktır ve DİL KALBİN TERCÜMANIDIR (ŞİİR)

Yazar: yonetici
0 Yorum 27 Görüntüleyen


Şerler
Hayır Doğuracaktır

ve

DİL
KALBİN TERCÜMANIDIR

    

Sabır ve sebat gerektir, kutlu sona varmak üzre

Dava uzun ince bir yol, vatan çapında bir kilim

Sık eleyip ince doku, bir kılı kırk yarmak üzre

İman ışık, İslam ölçü; akıl mihenk rehber ilim

Şükür Kur’an tercümanı, ondan hakkı söyler dilim…

    

Tedbir al Allah’a güven, Mevla varken gam çekilmez

Sünnetullah’a riayet, kayaya tohum ekilmez

Başarı gecikti diye, bu cihattan vaz geçilmez

Ya Rab Senden gayrısına, asla bükülmez bu belim

Sultanın hazır kurbanı, ondan hakkı söyler dilim…

    

Nimet lezzet gelip geçer, salih ameller kârımdır

Servet şöhret huyun büker, sadık dostlar tek yarımdır

İhlassız söz riyakârlık, ukbada ahu zarımdır

Kafadan havadan atmam, ayet hadistir delilim

Doğruluktan hiç ayrılmam, ondan hakkı söyler dilim…

    

Temel insan haklarında, eşit herkes ve her kesim

Her mahlûka şefkatliyiz, zalimleri çarpar tersim

Mehdiyet medresesinde, baş Hocamdan aldım dersim

Hakka hürmet halka hizmet, İslam barış demek; silim

Erbakan’ın tam devamı, ondan hakkı söyler dilim…

    

Hakka hıyanet edenler, sapıtmış sanki divane

İman iz’an harap olmuş, vicdanları da virane

Merkez alıp dönerim Dost, ben hak nuruna pervane

Bu devran hep devam eder, bitinceye kadar pilim

Hak Resulün has hayranı, ondan hakkı söyler dilim…

    

Kapasitesi dar adam, bir avuç koysan taşırmış

Kendiler ters yöne girmiş, bizi sanırlar şaşırmış

Hidayet yar oldu bize, nice sarp dağlar aşırmış

Hak bildiğim yoldan dönmem, doğrasalar dilim dilim

Umar cennette seyranı, ondan hakkı söyler dilim…

      

Dilsiz şeytanlık yapamam, haksızlığa hiç susamam

Allah’tan gayrıdan umup, veya korkup da pusamam

Haram ve haksız kazanıp, ahirette zor kusamam

Görevim Rabbe kulluktur, dosta varmaktır dileğim

Yalan münafık ahlakı, ondan hakkı söyler dilim…

    

Kullar özgür seçim yapar, tercihinden sorumludur

Lakin takdir Hüda’nındır, kader hükmü zorunludur

Şer sanırsın hayır çıkar, Hakkı tutan onurludur

Hayra hizmettir amacım, şaşkın şımarık değilim

Yakın hak düzen devranı, ondan hakkı söyler dilim…

      

Hem ilim hem takva ehli, doğru uçar çift cenahtır

Tahminle tahlil yapılmaz, zannla konuşmak günahtır

Sağlam dayanak lazımdır, tevil ve tefsir mubahtır

Kitap Sünnet temel kaynak, aklıselim müspet ilim

Esas alan asla varır, ondan hakkı söyler dilim…

      

        

Not: Bu
seçimden sonra neler yaşanacağı hususunda, tefaül sonucu çıkan Enbiya Suresi
(son sahifesi):

      

102- Onun (cehennemin korkunç) uğultusunu
bile işitmeyeceklerdir. Onlar nefislerinin arzuladığı 
(sayısız
nimet)
 içinde ebediliğe erişeceklerdir.

103- (Ahiretteki) O
en büyük korku 
(ve kuşku ortamı) onları
hüzne sürüklemeyecek ve: “
(Gözünüz aydın) İşte
bu sizin 
(en kutlu mutluluk)gününüzdür
ki, size va'ad edilmişti” diye melekler onları karşılayıp
(sevindirecektir).

104- Bizim, göğü kitabın sahifelerini katlar gibi katlayacağımız
gün, ilk yaratmaya başladığımız gibi, yine onu 
(eski
durumuna)
 iade edeceğiz. Bu, Bizim üzerimizde bir vaiddir. Elbette,
Biz bunu yapıvereceğiz. 
(Bu ayet yerkürenin ve bütün göklerin
elektrik-enerji sinyallerinden oluşan bir film şeridi gibi olduğuna işaret
etmektedir).

105- Yemin olsun ki zikirden (Tevrat’tan) sonra
Zebur’da da yazıp 
(belirttik)ki: “(Sonunda) Yeryüzüne
mutlaka salih kullarım varis olacak 
(galibiyet
ve hakimiyet, mü’min ve mücahitlerin eline geçecek)
tir.”

106- Gerçek şu ki kulluk eden (Allah’a
teslimiyet ve ubudiyet gösteren)
 bir topluluk için
Bunda 
(Kur'an'da) 'açık bir mesaj' (veya
gerçek çıkış yolları gösterilmiştir.)

107- (Ey Nebim!) Biz
Seni 
(ve Kur’an’ı Kerim’i) bütün
alemlere 
(ve dönemlere) rahmet (vesilesi
ve selâmet rehberi)
 olarak gönderdik.

108- De ki: “Gerçekten Bana: Sizin İlahınız yalnızca bir
tek İlahtır diye vahyolunuyor; artık siz Müslüman olacak 
(davetime
ve tebliğ ettiklerime uyacak)
mısınız? (söyleyin.)” 

109- Buna rağmen yüz çevirecek olurlarsa, de ki: “Size
eşitlik üzere
(zengin fakir, güçlü zayıf ayırt etmeden
hepinizi Allah’ın kulları bilerek)
 açıklamada
bulundum. 
(Artık vaid) Tehdit
edildiğiniz 
(sorgu ve azap günü) yakın
mı, uzak mı, Ben bilemem 
(ama kesindir ve mutlaka
gelecektir)
.”

110- “Şüphesiz O (Allah), sözün
açıkça konuşulanını da bilmekte, 
(gizleyip)saklamakta
olduklarınızı da bilmektedir.”

111- “Bilmiyorum, belki de O (Allah) sizi
denemek 
(üzere) bir
süreye kadar yaşatmak ve yararlandırmak için 
(mühlet) vermektedir.” (Yani
azabın ertelenmesi ve insanlara mühlet verilmesi, onları imtihan etmek ve belli
bir süreye kadar dünya nimetleriyle eğlendirmek içindir.)

112- Dedi ki: “Rabbim (aramızda) Hakk
ile 
(adaletle) hükmet. Bizim Rabbimiz,
sizin her türlü nitelendirmelerinize karşı yardımına sığınılan Rahman 
(olan
Allah)
dan (başkası değildir) 

 

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi