Anasayfa » MESAJ VE MÜJDE YÜKLÜ RÜYALAR

MESAJ VE MÜJDE YÜKLÜ RÜYALAR

Yazar: yonetici
0 Yorum 74 Görüntüleyen

MESAJ VE MÜJDE YÜKLÜ
RÜYALAR

                                                                                        

F.BETÜL ERİŞKİN’İN
RÜYASI

KONYA=16/06/2012

Rüyada:Ahmet hocamı misafir ediyoruz. Akşam
herkes yatıyor. Sabah kahvaltı hazırlanıyor, Ahmet Hocamdan ses gelmiyor,
ikindiye kadar bekliyoruz, ses gelmeyince kapısını vurup açıyoruz. Salon
camları kırılmış, perdeler parça parça olmuş, Ahmet Hocam yok; telefon dahil
tüm eşyaları duruyor. Dışarı çıkıyoruz ve her yerde Onu arıyoruz; parkta,
kamelyalarda, binaların bodrumlarında ama bir türlü bulamıyoruz. Eşim telefonla
sorulabilecek yerlere soruyor, kimsenin haberi yok. Biz ararken program saati
de yaklaşıyor ve tedirginliğimiz daha da artıyor.

“Acaba Erbakan Hocamı arasak mı?”Diyoruz. Bu sırada beş yaşındaki oğlum Yahya:  Erbakan Hocamın vefat ettiğini bildiği için: “Hiç toprak altında telefon olur mu?”diye soruyor.

  Biz şaşkın ve ne yapacağımızı bilemez
haldeyken birden telefon çalıyor
.Erbakan Hocam ses veriyor: “Ne oldu?
niye telaşlandınız?”
diye sorunca, AhmetHocamızın
kaybolduğunu kısaca anlatıyoruz. Bunun üzerine bize:
”Hemen hazırlanıp dışarıya çıkın!” buyuruyor. Çıkıyoruz, üstü ahşap antika bir arabayla Erbakan Hocam
önümüzde duruyor. Şoför mahallinden inip eşime anahtarı veriyor, kendisi de
aynı sıraya öne oturuyor, biz de çocuklarla arkaya oturuyoruz. Hocamın suratı
ve tavrı çok rahat görünüyor (endişe hali sezilmiyor, sanki nereye gideceğimizi
biliyor gibi hareket ediyor.) Bize dönüp:

“Neler yaptınız.? Nasıl geçti birkaç gününüz?”buyuruyor. Eşim yapılan hizmetleri ve sohbetleri anlatıyor.Hocamız “Peki sonuç ne?”diye tekrar soruyor.“Bu çalışmalarınızın sonucu  ne oldu? ”buyuruyor. Ve bizim
görevimizi yapıp neticeyi Allah’ın takdirine bırakmamız gerektiğine işaret
ediyor.
Ahmet Hocamızı kastedip: ”Nereye gideceği konusunda bir bilginiz var
mı?”
diye soruyor. Biz de olmadığını
söylüyoruz.  Bunun üzerine Erbakan
Hocamız:
”Kimde Kuranı Kerim  varsaFatiha ve Fatır Suresini  okusun”buyuruyor.  Fatırsuresini sesli bir şekilde okuyoruz. Daha sonra arazilerin olduğu bir alana
geliyoruz. Tamamen toprak ve tarlalar bulunuyor, iniyoruz arabadan ve Ahmet
Hocamızı aramak üzere yürüyoruz.

Bu toprak arsalar
üzerinde Erbakan Hocam önde biz arkada, Fatiha ve Fatırsurelerini  Erbakan Hocam okuyor halde ilerliyoruz.
İleride vaha gibi yem yeşil bir alan görüyoruz. (küçük bir alan) Erbakan Hocam
papatya topluyor,  Ahmet Akgül Hocamızı
kastederek;
“Bunlar onun midesine çok iyi gelecek”buyuruyor. Erbakan
Hocamızın elinde bir fener var; karanlık olunca onu açıyor her yer gündüz gibi
aydınlanıyor. Derken bir ağacın altında, gövdesine sıkıca bağlı olduğu halde
Ahmet Hocamı buluyoruz. Gözlerini kapatmış rabıta ediyor gibi duruyor. Erbakan
Hocamız selam verip yaklaşınca, Ahmet Hocam gözlerini açıp selamını alıyor ve:
“Ahmet, program saatin geçiyor, sen
burada uyuyorsun?”
diye omuzlarını silke silke gülerek
takılıyor.  Erbakan Hocamız elindeki
papatyalardan bir parça Ahmet Hocamın ağzına veriyor. Onun bağlı olan ellerini
ve ayaklarını çözüyor, Ahmet Hocam da Erbakan Hocamızın espirisine gülüp
seviniyor. Sonra Erbakan Hocamız:
“Bize bu papatyalardan kaynatın biraz!”buyuruyor. Sonra evimizde oluyoruz.

 Ahmet Hocam üzerini değiştirirken herkese
papatya kaynatıyorum. Erbakan Hocamız:
“Haydi sizi programa yetiştireyim”buyuruyor. Ahşap ve antika arabayla bizi konferans salonuna bırakıyor.“Sabah namazından sonra bir yere
yetişmek zorunda olduğunu”
söyleyip ayrılıyor. Biz salona
giriyoruz
.Ama salon stadyuma dönüşüyor  ve biz oturacak yer bile bulamıyoruz, çünkü
ağzına kadar hınca hınç dolmuş oluyor.

TEVİLİ:

Siyonist  odakların ve işbirlikçi
kuklalarının, CIA, MOSSAD ve yerli ajanlarının; MİLLİ ÇÖZÜM’ü susturmak üzere Ahmet AKGÜL Hocamızı içeri almak veya
kaçırmak gibi şeytani planlara baş vurabileceklerine; ancak Allahın inayeti ve
Aziz Hocamızın himmet ve ruhaniyetiyle bu tuzaktan kurtulup şerefli ve talihli
hizmetlerine devam edeceğine… Ve bu mütevazi hizmetlerin çok büyük neticeler
vereceğine işaret ve beşarettir.

 Ayrıca Fatiha ve Fatır surelerinin okunmasını
tavsiye bulunmaları ise; tam bir iman ve teslimiyetle, ihlas ve istikamet
üzerinde gayret göstermemize ve pek yakında ilahi müjdelere ve zaferlere
erişileceğine delalettir. En doğrusunu Allah bilir.

FATIR SURESİ 2. Ayet : “Allah, insanlar için rahmetinden her neyi
(hangi nimet, fazilet ve muvaffakiyet kapısını) açacak olsa artık onu
kısıp-tutacak (ve engel olacak) yoktur; Her neyi kısar-tutarsa (her kime bir
devlet ve nimet kapısını taktir buyurmamışsa), artık onu da ondan salıverecek
yoktur. O, üstün ve güçlü olandır ve hüküm ve hikmet sahibidir.

Konya’dan Halil ÇELİK’ in
Rüyası: ( 07-06-2012 )

Ahmet AKGÜL Hocam’ la beraber bir yerde oluyoruz ve kendisi çok rahatsız
görünüyor. Bu rahatsızlığı Onda yürüme zorluğuna yol açtığından tekerlekli
sandalyede oturuyor. Karanlık ve kalabalık bir ortamdayız, fakat insanların
yüzleri görünmüyor ve tanınmıyorlar. Herkes Ahmet Hocam’ ı kendi istediği
tarafa çekip götürmek istiyor. Ahmet Hocam ise, onlara itiraz edip beni
çağırıyor. Dar ve uzun bir koridorda ben kendisini bir yere doğru taşıyorum.
Derken bir odaya giriyoruz, içerisinde büyük bir toplantı masası var ve
etrafında Konya Milli Çözüm Ekibi bulunuyor ve Ahmet Hocam’ ı görünce hepsi
ayağa kalkıyor. Aralarından birisi
“ Aman sessiz olun,
içeride ERBAKAN Hocamız abdest alıyor! “
deyince herkesi bir
heyecan kaplıyor. Tam o sırada Rahmetli Erbakan Hocamız Ahmet Akgül Hocamın
geldiğini duyunca; kolları sıvalı, yakası açık ve pantolon paçaları katlanmış
vaziyette salona giriyor. Şefkat ve muhabbetle
“ Nasılsın? “ diye Ahmet Hocam’ a soruyor. Ahmet Hocam edep ve hürmetle “ çok şükür “yanıtını veriyor.Erbakan Hocamız Ahmet Hocamızın yürüyemediğini görünce, mübarek elleriyle
dizlerini ovalayıp dua buyuruyor ve Ahmet Hocamız hemen kalkıp yürümeye
başlıyor
ve Erbakan Hocamızla hasretle
kucaklaşıyor. Erbakan Hocamızın yüzünde, kazanılmış bir zaferin neşesi
yayılıyor. Nur saçıyor ve sevincinden yerinde duramayıp, bir koltuktan diğerine
oturuyor ve kendi kendine
“ Mücahit Erbakan! “ diye slogan atması dikkat çekiyor. Bu arada dönüp Ahmet Hocamıza iltifat
ve ihsanla her ne soruyorsa, O sadece :
“ çok şükür! “ diye karşılık veriyor.

 

 

KONYA’DAN MEHMET
SITMAPINAR’ IN RÜYASI ( MAYIS 2012)

Bir sohbet ortamındayız. Milli Çözüm Ekibi’ ne ve samimi destekçilerine
Ahmet Akgül Hocam sohbet yapıyor; umut ve heyecan aşılıyor. Derken, birden
Erbakan Hocamız içeriye giriyor, herkes büyük bir hasret ve hayretle ayağa
kalkıyor. Erbakan Hocamız, muhabbetle ve tebrik kasdiyle Ahmet Hocamıza
yaklaşıyor, ama aniden Erbakan Hocamız kayboluyor ve Ahmet Hocanın simasında
tecelli edip görülmeye başlıyor…

 

 

 

ORHAN YILAN’IN 2004
YILINDA GÖRDÜĞÜ RÜYA

         Rüyamda
:
Bağcılar Saadet Partisi Gençlik Kollarında  çalışan arkadaşlarım bana: “Orhan eskiden
gelir giderdin; şimdi, nerelerdesin?” diye halimi hatırımı sorup, birazda sitem
ediyorlar.

 Halbuki tam aksine, partiye gitmemizden rahatsız oluyorlar,  hatta yasaklıyorlar. Buna rağmen beni suçlu
ve sorumlu göstermek için üstüme geliyorlar. Bunlara bir yanıt vereyim diye
düşünürken, birden ağzımdan ve kendiliğinden şu mısralar dökülüyor. Bu duruma
onlarda şaşırıp kalıyorlar.

“Ben şimdi Milli Çözümdeyim

(Cayıp kaymadım, özümdeyim

Yine davamın derdindeyim)

Hamdolsun çok derinlerdeyim!”

 

ORHAN YILAN’IN
05.06.2012 TARİHİNDE GÖRDÜĞÜ RÜYA

                Rüyamda:ERABAKAN HOCAMIZIN kabrini ziyaret
ettikten sonra tam çıkarken, Milli Çözüm’ den ayrılan ve hakarete başlayan bir
kişiyi Merkez Efendi Kabristanındaki makamına gelirken görüyorum ve ayağına
çelme takar gibi yapınca buna bozuluyor. Sonra; bu kişi orada bulunankalabalığa
“ben kendi vücudumda Erbakan Hocayı
size göstereceğim”
diyerek riyakarlık ve şarlatanlığa
başlıyor. Ben hemen yanına gidip:
”haydi göster bakalım da ayarını anlayalım” deyince bu eski arkadaş; vücudundaki elbiseleri çıkartmaya başlıyor ve
bir donla kalıyor. Ardındankarın bölgesini sıkmaya başlayarak kendince keramet
göstermeye yelteniyor. Sıktığı yerler kızarmaya başlıyor, çirkinleşiyor, ama
bir türlü Erbakan Hocamızın tecellisi ortaya çıkmıyor.

 Ben ona :  “Ey zavallı sahtekar,
hani sen Hocamızı vücudundan yansıtacaktın?” Deyince bozuluyor. Bunun üzerine
elini tutup duvarlara falan sürtüyor, ama oradan da bir şey çıkmıyor.  Ben artık dayanamayıp:
“ bırak bu hilekarlığı, şimdi gel de
Ahmet Hocamız ERBAKAN HOCAMIZ’IN tecellisini nasıl gösteriyor, seyret”
diyorum. Ve Ahmet Hocamız Milli Çözüm ekibiyle içeri giriyor. Ve elini
mermer duvara sürünce, birden Rahmetli Hocamızın çok güzel, canlı görüntüleri
ve onu anlatan yeşil renkli tablo bilgileri ortaya çıkıyor. Elini duvardan
çektiğinde bu görüntüler kayboluyor. Herkes hayret ve hayranlıkla bunları
izleyip huzur buluyor.  Ancak: Milli
Çözüm’ den ayrılan o kişi rezil ve perişan oluyor.


BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi