Anasayfa » MEDYADA MİLLİ ÇÖZÜM AÇILIŞI VE YANSIMALARI

MEDYADA MİLLİ ÇÖZÜM AÇILIŞI VE YANSIMALARI

Yazar: yonetici
0 Yorum 127 Görüntüleyen

Milli Çözüm; geçmişimizle geleceğimizi, Atatürk’ün önderliğinde başlatılan ve Allah’ın izniyle başarılan Şanlı Kurtuluş Mücadelemizdeki Kuvay-ı Milliye hedefleriyle Milli Görüş Düşüncesini, örnek bir LAİKLİK ve Demokrasiyle yüksek imani ve ahlâki prensipleri, hem de hamasetle değil bilimsel hakikatlerle bağdaştırıp kaynaştıran… Kendi toplumumuza ve insanlığa akılcı, kalıcı ve kucaklayıcı programlar sunan, belki de yegâne hizmet mektebidir!.. Milli Görüş; ilmi, insani ve İslami prensiplere ve tarihi temellere dayalı ve orijinal-çağdaş program ve projeleri olan bir harekettir.

Ama Milli Görüş; özellikle AKP ve yandaş oluşumları için kullanılan anlamda bir “İSLAMCI” hareket asla değildir. İslamcılık, genelde DİN istismarcılığını veya taklitçi dindarlığı çağrıştıran ve din karşıtları tarafından böyle yaftalanan bir kavram olduğu için, Milli Görüş’ün bu safa sokulması yanlıştır. Adil Düzen’de; demokratik kurumları çalıştırmak, halkın yönetime daha aktif katılımını sağlamak ve muhalefetin hükümeti denetleme mekanizmasını kolaylaştırmak üzere getirilecek iki önemli kuralı hatırlatmamızda fayda vardır;

1- Seçimlere katılan partiler iktidar olmaları halinde, 5 yıl içerisinde hangi hizmetleri ve değişimleri, hangi süreler içerisinde ve hangi kaynak paketleriyle yapacaklarını taahhüt eden bir belgeyi-bildirgeyi; hem halka açıklayacaklar, hem de resmen imzalayıp Yüksek Seçim Kurulu’na sunacaklardır. İşbaşına geldiklerinde; bu vaatlerini ve söz verilen vakitte yapıp yapmadıklarını takip ve teftiş edecek YSK bünyesindeki yetkili kurum, halkı aldattıklarını ve oyaladıklarını tespit ettikleri ve uyarıldıkları halde taahhütlerini yerine getirmeyen hükümetler ve partiler, öyle 5 yıl mecburen beklemeye gerek kalmadan, Yüksek Mahkeme kararıyla yetkileri sonlandırılacak ve iktidardan alınacaklardır. Yerlerine ikinci sıradaki partiler hükümeti kuracaklardır. Böylece palavra politikaları ve istismar edebiyatı son bulacaktır.

2- Adil Düzen’de, siyasete ve yönetime getirilecek çok önemli diğer bir kurum ise; bütün Muhalefet Parti Başkanları, Devlet ve Hükümet Başkanı’nın etkili ve yetkili danışmanları konumunda sayılacak; Bakanları ve bürokratları resmen denetleme ve rapor etme fırsatı tanınacaktır.

Ama şu anda, maalesef Muhalefet liderlerinin oldukça yararlı ve hayırlı önerileri ve birikimleri hiç hesaba katılmamakta ve heba olmaktadır. Örneğin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Helâlleşme çağrısı” tarihi bir adımdı ve Milli birlik ve dirliği pekiştirici, mevcut kamplaşma ve kutuplaşmayı törpüleyici bir fırsattı. Ve tabi her şeyden önce ve özellikle, CHP’nin, Din karşıtı eylem ve söylemlerden uzaklaşmasının ve dindar halkımızla barıştığını kanıtlamasının, her kesimi sevindirmesi lazımdı.

Çünkü her partinin geçmişteki hatalarını itiraf etmesi, toplumdan ve özellikle mağdurlardan özür dilemesi ve artık benzer yanlışlık ve haksızlıklardan vazgeçtiklerini bildirmeleri, olumlu ve sorumlu bir yaklaşımdı. Ancak önyargılar ve bağnaz saldırılarla böylesi açılımlar boğulmaya çalışılmaktaydı.

İşte bu nedenle Milli Çözüm olarak bize göre şu 5 şeyin partisi yanlıştır, yapıcı değil yıkıcı sonuçlar doğurmaktadır:

1- Din Partisi veya Mezhep Partisi yanlıştır. İslam Partisi-Hristiyan Partisi, Sünni Partisi-Alevi Partisi olmamalıdır.

2- Irk temelli parti yanlıştır, ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcıdır. Türk Partisi-Kürt Partisi, Çerkez Partisi-Göçmen Partisi olmamalıdır.

3- Bölge Partisi yanlıştır. Güneydoğu Partisi-Ege Partisi yararlı değil zararlı sonuçlar doğuracaktır.

4- Mesleklerin Partisi değil Sendikası olmalıdır. Bu nedenle İşçi Partisi-Köylü Partisi yanlıştır.

5- Millete ait Ortak Değerler Partisi istismarcılıktır. Atatürk Partisi, Bayrak Partisi, Cumhuriyet Partisi, Vatan Partisi kurulmamalıdır. Çünkü bunlar bütün milletin ve tüm partilerin ortak değerleri konumundadır.

Günümüzde siyaset arenasında ve particilik anlayışında görülen, toplumun temel değerlerini ve beklentilerini İNKÂRCILIĞIN da İSTİSMARCILIĞIN da artık önünü kesmek lazımdır. Maalesef bir kısım partiler ve kesimler Dini, ahlâki ve milli değerleri inkâr ederek, AKP gibi partiler ise istismar ederek ve hatta bunlar birbirlerini besleyerek; Erbakan Hocamızın Demokratur tiyatroları dediği bir demokrasi diktatoryası kurmuşlardır.

 

 

 

 

 

 

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi