GÖSTER ARKADAŞINI, SÖYLEYEYİM AHLAKINI!…
Büyüklerimiz:
Göster arkadaşını, söyleyeyim ahlakını! diyordu. Bu sözü şimdi: Söyle
danışmanını, diyeyim ayarını! şeklinde de anlamak gerekiyordu. Bakınız Yiğit
Bulut Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığına atanıyordu. Bu kişi 1972 Keşan doğumluydu ve E. AP Edirne Milletvekili Mustafa Bulutun
oğluydu. Malum Doğramacının Bilkentini bitiriyor, Sorbonne üniversitesinde
ihtisas yapıyordu, Kanal-D spikeri Şule Zeybekten (E. MHPli Kültür Bakanı
Namık Kemal Zeybekin kızı, Aydın Doğanın bacanağı) 2010da boşanıyordu.
Yüksel Şengülle yaptığı bir röportajda eski karısı Şule Zeybek; öyle
sırlarını, açıklarını ve ayıplarını açıklarım ki sığınacak dalı, sokağa çıkacak
mecali kalmaz! cinsinden tehditler savuruyordu. Demek ki Yiğit Bulutun ne kahramanlıklarını
(!) biliyordu
Bir ara koyu ulusalcı ve AKP karşıtı olarak
Ergenekoncuların hararetli savunucusuydu. TSK mensuplarına ve aydınlara yönelik
operasyonlara şiddetle karşı çıkıyor ve kınıyordu. Ama ne olduysa bir gecede
ıslah ve irşat oluyor, cıvık ve yılışık bir Erdoğan hayranı olarak
sabahlıyordu. Böyle giderse seni de içeri alacaklar, vazgeçersen önemli imkân
ve makamlara taşıyacaklar! teklif ve tehdidinin hidayet bulmasında çok etkili
olduğu söyleniyordu. Gerçekten dönüş yaptıktan sonra şöhret basamaklarını hızla
tırmanıyor, Türk Telekom Yönetim Kurulu üyeliğine bile atanıyor, yetmez
Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığına getiriliyordu. Önceleri
ABye girmeyi vatan hainliği sayarken, şimdi AB aşığı sn. Recep Beyin
kerametlerini saya saya bitiremiyordu. Ara sıra AB bizi almaz ve sürekli
oyalarsa, biz de ABD ve Rusya güdümlü bir Ortadoğu Ortak Pazarına kayarız!
gibisinden ve yılandan kaçarken çıyanın tuzağına yakalanmak cinsinden laflar
ediyor, ama aldığı yüksek kapitalist eğitimin ve genlerine işlemiş geleneğin
etkisiyle Faizsiz Düzenden ve İslam Birliğinden hiç söz edemiyordu.
Erbakanın projelerine bir türlü akıl erdiremiyor ve içine sindiremiyordu. İşte
Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğanı böylesi akıldaneler bilgilendirip yönlendiriyordu.
Evet yakın arkadaşları ve danışmanları, kişilerin ayarını ve ahlakını
yansıtıyordu.
ŞİİR
Nice yiğit var ki; zoru, görünce yitik olur
Dalkavuka danışanın, işleri bitik olur
Buluta güvenme; yolun, yönün kaybolur birden
Ayyaşı müsteşar tutsan, senkinden etik olur!
Kimileri; İslam Nizamının ve Kurani kuralların
sadece edebiyatını ve lafta taraftarlığını yapıp, ama fiiliyatta faizci, zina
serbestçisi ve Avrupa Birlikçi AKP iktidarına ve pansuman programlarına razı
olup alkış tutarken
Kimileri; Allahın varlığını, kudret ve rahmet
eserleri olan harika yaratıklarını bilimsel belgelerle konuşup durmayı,
ittihadı İslam gibi içeriği, projesi ve pratiği belli olmayan sloganik
sohbetler yapmayı yeterli sayıp ve sanki hiç İslam ahkâmı ve Kuranın şeriat
nizamı yokmuş veya haşa lüzumsuzmuş gibi sürekli İslam ahlakından dem
vurmayı marifet sanıp toplumu kuru avuntularla oyalarken
Hatta genelev kadını
kıyafetli kediciklerinin karşısında, İslam fıkhı ve kaynakları konusundaki koyu
cehaletine rağmen; çoğu yerini anlamadığı, aktarım ve basım hatalarının bile
farkına varmadığı Ali Bulaç mealiyle müçtehitlik taslayarak, başta muhterem
dört mezhep imamımızın içtihatlarını ve ümmetin 1400 yıllık icmasını Ortadoks
kafalı hurafeci ve gerici yobazlar
diye horlayacak kadar küstahlaşan
Müslüman
Türk halkını kastederek: Bunlar çok kalitesiz ve kabiliyetsiz oldukları için
Avrupalılar içlerine almıyor, çünkü onlar çok kaliteli bir hayat yaşıyor. Hatta
bazıları çok meymenetsiz ve kıcık tipli olduğu için Amerika vize vermiyor!
diyerek, Kuranın necis=pislik saydığı (Tevbe: 28) teslisci müşriklere
hayranlığını, müminlere ise, genlerinden kaynaklı gizli düşmanlığını kusan
Ama Cumhurbaşkanı Tayyip Hocasına övgüler yağdıran, Mehdi müsveddeleri
medeniyet öncülüğüne soyunurken
Kimileri; Siyonist Yahudi şebekesinin (yani
Deccalizm taifesinin) ekonomik, siyasi ve kültürel dünya hakimiyetine hizmet
edecek ve uyum sergileyecek bir Ilımlı İslam safsatasıyla imanın özünü
çürütüp, yeryüzünde Kuranın Hak ve adalet esaslarını hâkim kılma şuurunu
körletirken
Kimileri de, Adil Düzeni ve Milli Görüş
medeniyetini benimseyip destekleseler de bunların hangi kural ve kurumlardan
meydana geldiğini, hangi yöntem ve yetkilerle yürütüleceğini, zalim dünya
düzenin nasıl devrilip düzeltileceğini maalesef bilmezken, merak etmezken;
hatta bu yönde bir ümit bile beslemezken
Siz ey imani ve İslami gerçekler, insani ve vicdani
gerekler, ilmi ve akli belgelerle: hakkın ve hayrın hâkimiyetine kilitlenmiş;
sadece Allahın rızası, ahiret hazırlığı ve insanlığın huzur ve hatırı için bu
hizmet ve hedefe gönül vermiş dünya ve ahiret kardeşlerim
Sizleri şefkatle
saygıyla selamlıyor, hasret ve hayranlıkla kucaklıyorum!
Kaynak : http://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/dostluk-ahlaki-ve-arkadaslik-adabi