AKGÜL ÜSTADIM
Hakikat
âşığı, tam mücahitti
Sermayesi
emek, terdi Üstadım
Gündüz
mücadele, gece zahitti1
Halis
müminlerin, merdi Üstadım
Takva
tevekküldü, Onun silahı
Tebliğ
etti, kurtuluşu felahı
Hedefiydi,
insanlığın salahı
Ümmetin
haliydi, derdi Üstadım
İlm-ü
ledün ile, hikmeti buldu
Lütfu
İlahidir, irfanla doldu
Onun
övündüğü, sade bir kuldu
Çağımızda
Eba, Zerdi Üstadım
Allah
rızasına, rahattan geçti
O dünyayı
değil, ukbayı2 seçti
İstismarcı
kesim, hücuma geçti
Tek
başına göğüs, gerdi Üstadım
Münafık
marazlı, boş tam takırdı
Altın
suya batmış, paslı bakırdı
Allaha
sığındı, Kuran haykırdı
Şeytanları
yere, serdi Üstadım
Canı
kurban idi, Dosta adaklı
Elde
Kuran kılıç, omuz sadaklı3
Siyonizmi
devir-meye odaklı
Mesih
müjdesini, verdi Üstadım
Dava çin
dünya-sını yıkardı
Ne
yorulup kaçar, ne de bıkardı
Daim
mazlumlara, sahip çıkardı
Zalimi
haini, yerdi4 Üstadım
Onu
anlamadı, dinsiz duygusuz
Allahtan
korkardı, gayrı korkusuz
Cihat
yollarında, yorgun uykusuz
Kırklar
ve kutuplar, ferdi Üstadım
Halka
şefkat; küfre, şiddet vururdu
Hak
yolunda zahmet, Ona sürurdu5
Vuslat
hasretiyle, yanıp dururdu
İnşallah
murada, erdi Üstadım
1-
Zahit: İbadet,
istikamet ve kanaat ehli.
2-
Ukba: Ebedi
olan ahiret yurdu.
3-
Sadak: Yay
ile cihat edenlerin ok çantası.
4-
Yermek: İkaz etmek, uyarıvermek.
5-
Sürur: Sevinç
ve huzur hali.