Yazar: yonetici
0 Yorum 22 Görüntüleyen

İSRAİL’İN İSLAM’LA SAVAŞI
ve
AKP’NİN AYARSIZ YANDAŞLARI

İsrail, İran’a Hava Saldırıları Başlatmıştı

Kuduz İsrail ordusu, İran’ın nükleer programını vurmak için “önleyici, hassas ve kombine bir saldırı” başlattıklarını açıklamıştı. İran medyası, aralarında Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri’nin de olduğu bazı üst düzey isimlerin hayatını kaybettiğini duyurmuşlardı.

Bombalanan yerler ve tahribatları

İsrail’in 13 Haziran 2025 gecesi başlattığı “Yükselen Aslan” adlı hava harekâtında, 200’den fazla savaş uçağıyla İran genelinde birçok stratejik ve askeri hedef bombalanmıştı. Saldırılar; başkent Tahran, Kirmanşah, Doğu Azerbaycan (Tebriz), Kum, Loristan, Hemedan ve İsfahan eyaletlerini kapsamıştı. Tahran’da İran Ordusu ve Devrim Muhafızları’na bağlı bazı üst düzey komutanların ikametgâhları ile sivil yapılar hedef alınmıştı. Hemedan’daki Subaşı Radar Merkezi, Kirmanşah’ta askeri kışlalar, radar sistemleri ve Hüsrevi Sınır Kapısı vurulanlar arasındaydı. Loristan’da bir askeri tesis, Tebriz’de ise beş ayrı nokta bombalanmıştı. İsfahan kentinde yer alan ve İran’ın nükleer programı açısından kritik önemdeki Natanz Uranyum Zenginleştirme Tesisi’ne de saldırılmıştı.

Kimler hayatını kaybetmiş durumdaydı?

Saldırılarda İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ile Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami’nin yaşamını yitirdiği anlaşılmıştı. İranlı 30 kadar üst düzey komutanın öldürüldüğü konuşulmaktaydı. Tahran’a düzenlenen hava saldırılarında ayrıca nükleer bilim insanları Muhammed Mehdi Tehrançi ve Feridun Abbasi de hayatını kaybedenler arasındaydı. İsrail basınına göre toplamda dokuz nükleer bilim insanı da hayatını kaybetmiş durumdaydı.

Başkent Tahran’da sivil yerleşim alanlarının da vurulması sonucu onlarca İranlı yaşamını yitirmiş veya yaralanmıştı. Saldırının ardından İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, hayatını kaybeden iki üst düzey askeri liderin yerine yeni atamalar yapmıştı. Buna göre, Genelkurmay Başkanlığına Tuğgeneral Habibullah Sayari, Devrim Muhafızları Komutanlığına ise Tuğgeneral Ahmed Vahidi atanmıştı.

İsrail ordusu, İran’a ‘kombine bir saldırı’ başlatmıştı

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, İran’a düzenlenen saldırılara onlarca jetin katıldığı vurgulanmıştı. Açıklamada, “İran’ın farklı bölgelerindeki nükleer hedefler de dahil olmak üzere düzinelerce askeri hedefe yönelik saldırıları içeren ilk aşama tamamlandı.” ifadesi kullanılmıştı. İran’ın nükleer silaha sahip olmaya “her zamankinden daha yakın” olduğu iddia edilen açıklamada, İran’ın silahlarının İsrail ve tüm dünya için tehdit oluşturduğu savunulmaktaydı. İsrail’in vatandaşlarını savunması gerekçesiyle “gerekli olan her yere” saldıracağı tehdidinde bulunmuşlardı.[1]

Kuduz İsrail’in öldürdüğü üst düzey isimler şunlardı:

İsrail, 13 Haziran 2025’te gece saatlerinde İran’a kapsamlı hava saldırıları başlatmıştı. Reuters Haber Ajansına konuşan iki kaynak, İsrail’in İran’a saldırısında, aralarında Devrim Muhafızları Hava-Uzay Kuvvetleri Başkanı Hacızade’nin de bulunduğu en az 20 üst düzey İranlı komutanın öldüğünü açıklamıştı. İran’ın yarı resmi haber ajansı Tesnim’e göre, İsrail’in sabaha karşı İran’ın farklı kentlerine düzenlediği saldırılarda Abdulhamid Menuçehr, Ahmed Rıza Zülfikari, Emir Hüseyin Fıkhi, Motlabizade, Muhammed Mehdi Tehrançi ve Feridun Abbasi adlı nükleer bilim insanları yaşamını yitirmiş durumdaydı. Saldırıda hayatını kaybedenlerden Feridun Abbasi, İran’ın Atom Enerjisi Kurumu Başkanı olarak bir dönem görev yapmıştı. Abbasi, 2010’da İsrail’in suçlandığı suikast girişiminden yaralı kurtulmuştu. Yaşamını yitiren diğer bilim insanı Muhammed Mehdi Tehrançi ise İslami Azad Üniversitesi Rektörlüğü görevini yürütüyordu. İsrail, sabaha karşı İran’ın başkenti Tahran, Tebriz, İsfahan’daki Natanz Nükleer Tesisi ile Loristan ve Kirmanşah kentlerine saldırılara başlamış ve günler boyu bunu tekrarlamıştı.

Netanyahu’nun İran saldırısı ile ilgili ilk açıklaması!

İsrail’in Kuduz Başbakanı Binyamin Netanyahu İran’a başlattıkları saldırı ile ilgili “Tehlike ortadan kalkana kadar saldırılar devam edecek.” açıklamasını yapmıştı. Netanyahu, İran’ın atom bombası üretebilecek kadar uranyum zenginleştirdiğini ve silah üretmek için son aşamaya geldiğini ileri sürerek bu saldırıları haklı çıkarmaya çalışmıştı. Siyonist Katil Netanyahu’nun, İran halkını yönetime karşı isyan etmeye çağırması da ayrı bir şeytanlıktı.

Evet Yahudi-İsrail Siyonizm’inin ve Batı (ABD-AB) emperyalizminin bir amacı da, İran’ı parçalamak ve Kürt Koridorunu oluşturmaktı. Böylece, Şii eksenini (Tahran-Bağdat, Şam-Beyrut hattını) parçalamak bahanesiyle; İran’ın kuzeybatısındaki PEJAK yapılanması, Suriye’deki KÜRT kantonları ve Türkiye’deki Açılım safsataları ve Terörsüz Türkiye masalları ile BÜYÜK KÜRDİSTAN hazırlanacak, Barzani Devletçiği ile birleştirilip BÜYÜK İSRAİL kurdurulacaktı!?

Daha önce Trump: “İran misilleme yaparsa İsrail’i savunacağız!” uyarısında bulunmuşlardı.

İsrail’in 13 Haziran 2025 Cuma gece yarısı İran’ı vurmasının ardından ABD Başkanı Trump’tan açıklama yapılmıştı. Trump, “İsrail’in saldırısını önceden biliyordum. İran nükleer bombaya sahip olamaz. Müzakere masasına geri dönmeyi umuyoruz. Göreceğiz. İran misilleme yaparsa İsrail’i savunacağız” diyerek küstahlaşmıştı. Saldırılara ilişkin yayımlanan görüntülerde, Tahran’ın kuzeydoğusundaki Mahallati semtinde sivil yerleşim yerindeki binaların hedef alındığı anlaşılmıştı.

ABD’nin: “Saldırıya dahil değiliz, İran bizi hedef almamalı!” uyarıları

ABD’li yetkililerin açıklamasında: “ABD, saldırılara doğrudan ya da destekleyici olarak dahil değil” ifadeleri yer almıştı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da “İsrail, İran’a karşı tek taraflı bir eylemde bulundu. İran’a yönelik saldırılara dahil değiliz. Açıkça söylüyorum İran bizi hedef almamalı. Bizim önceliğimiz bölgedeki Amerikan güçlerini korumak” açıklamasını yapmıştı. Beyaz Saray; saldırının ardından yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump’ın ulusal güvenlik konseyi toplantısına katılacağını duyurmuşlardı.

BM Raportöründen Türkiye’ye, İsrail’e Çelik Taşıyan VELA’yı Engelleyin Çağrısı

İsrail’in ‘Madleen’e baskınına kurusıkı tepki gösteren Erdoğan iktidarı, soykırıma çelik taşıyan ve Mersin’e gelen ‘VELA’ gemisini durdurma çağrılarına ise sessiz kalmıştı. Çağrı yapanlar arasında BM raportörü Albanese de vardı. Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese de Türk yetkilileri, “VELA’nın kargosunun İsrail’e ulaşmasını engellemeye” çağırmıştı. VELA gemisi halen Mersin Limanı’nda bulunmaktaydı.

Albanese, sosyal medya platformu X hesabından pazartesi gecesi yaptığı paylaşımda, İsrail’in pazar gecesi Madleen gemisini ve Filistinlilere bebek maması götüren sivilleri kaçırdığını hatırlatmış ve şu çağrıyı yapmıştı:

“Bugün, The Ditch tarafından sağlanan bilgiler, şu anda Türkiye’ye yanaşan VELA gemisinin soykırımın ortasındaki İsrail Askeri Endüstrileri (IMI) için çelik taşıdığı anlaşılmıştır. Kuşatma ve yardımın suç sayılması da dahil olmak üzere İsrail’in suçlarını durdurmak ve bunlara karşı koymak için, devletlerin ticari, diplomatik, akademik vb. yasal yükümlülüklerine uymaları lazımdır. Türk yetkilileri soruşturmaya ve doğrulanması halinde bu geminin ve yasa dışı kargosunun İsrail’e ulaşmasını engellemeye çağırıyorum.”

İstanbul’da Filistin eylemi: “Madleen’e özgürlük, VELA’ya ambargo” çağrısı

İstanbul’da bir araya gelen yüzlerce kişi, İsrail’in baskın düzenlediği Madleen gemisiyle dayanışmak ve Mersin Limanı’ndaki İsrail’e çelik taşıyan VELA gemisine tepki göstermek için yürüyüş hazırlamışlardı. Filistin Eylem Komitesi’nin çağrısıyla bir araya gelen yüzlerce kişi, İsrail tarafından alıkonulan Madleen gemisiyle dayanışmak ve İsrail’e askeri hammadde taşıyan VELA gemisinin Mersin Limanı’na yanaşmasına tepki göstermek amacıyla Tünel Meydanı’nda eylem yapılmıştı. Kitle, yapılan açıklamanın ardından Şişhane’ye doğru yürüyüş başlatmış, Taksim Tünel’den İstiklal Caddesi’ne çıkan yol ise polis tarafından kapatılmıştı.

Cumhur İttifakı, Lafı Bırakıp İsrail’e Karşı Caydırıcı İcraatlar Başlatmalıydı!

13 Haziran Cuma günü akşama doğru İran’da o ana kadar 200’den fazla insanın öldüğü yolunda haberler aktarılmıştı. İran’ın İsrail’e yönelik füze saldırılarında ise 5 kişinin öldüğü, 200 kişinin de yaralandığı konuşulmaktaydı. Kuduz Netanyahu’nun:“İran rejiminden kurtulmak için iyi bir fırsattır. İran halkı ayaklanıp bu rejimi yıkmalıdır!”çağrıları ise İran’da bir iç savaş çıkarmak üzere halkı kışkırtmak amaçlıydı.

İran yönetimi de, maalesef tam bir şaşkınlık yaşamaktaydı. Çünkü, eğer İsrail’e daha yıkıcı ve caydırıcı bir saldırı yapsa, tüm ABD’yi ve AB ülkelerini karşısında bulacaktı. Yok, böyle halkın havasını almaya dönük propaganda merkezli füze saldırılarıyla yetinse; bu sefer İran vatandaşları yönetimi sıkıştıracak ve isyana kalkışacaktı. Bu durumda İran Devleti’nin meşruiyeti, egemenlik ve milli savunma yeteneği tartışılmaya başlanacaktı!?..

13 Haziran 2025 Cuma günü CNN Türk’te, Sn. Erdoğan’ın “Seni bulsaydım Milletvekili yapardım!..” iltifatına uğrayan Fulya Öztürk’ün “Akıl Çemberi” programına katılan Dr. Hazal Vural Jane, o sırada haber merkezlerine düşen: “İsrail yetkililerinin; İran sivillerimizi vuruyor, dünya buna engel olmalı…” çağrısını duyunca, hırs ve heyecanla: “Doğru söylüyorlar… İsrailli sivillerin korunması lazım!..” diyerek, gerçek ayarını ve amacını ortaya koymuşlardı. Bunlar, herhalde Kuduz İsrail’in İran’da haksız yere katlettikleri masum halkı insan saymamaktaydı!.. Ama hem Siyonist İsrail zorbaları, hem de onların Gazze’de ve İran’daki Müslüman katliamından sinsi ve şeytani bir haz duyan işbirlikçi takımı için bir atasözümüzden uyarlama şu dizeleri hatırlatalım:

“Eceli gelen domuz

Olur saldırgan kuduz!..”

 

 

 

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..

 

 

Yorum Yap

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi