ZENGEZUR SKANDALI
Atatürk’ün Umutlarının Satılması
ve Türkiye’nin Ufuklarının Karartılması!
Sözde Azerbaycan ve Ermenistan’ı Barıştıran Trump, Zengezur Koridoru’nu Kapmıştı!
Azerbaycan ve Ermenistan liderleri, Beyaz Saray’da Trump’ın ev sahipliğinde barış deklarasyonuna imza atmıştı. Anlaşma ile kurulacak Zengezur Koridoru’nun işletmesi 99 yıllığına ABD’ye bırakılmıştı. Donald Trump, Beyaz Saray’da düzenlenen “Barış Zirvesinde” Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ı ağırlamıştı. Zirvede, Aliyev ve Paşinyan, Azerbaycan ile Ermenistan arasında tesis edilecek barışa yönelik yol haritasına dair ortak deklarasyonu imzalamışlardı. Maalesef “istiklal ve istikrar istismarcısı” Cumhur İttifakı ortaklarından tıs bile çıkmamıştı. Hatta bu gaflet ve hıyanete bir sürü keramet uydurmuşlardı.
ABD Başkanı Trump, atılan imzalarla ilgili olarak “Azerbaycan ve Ermenistan; çatışmalarını sonsuza dek durdurma, ticaret, seyahat ve diplomatik ilişkileri başlatma ve birbirlerinin egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı duyma taahhüdünde bulunuyor” açıklamasını yapmıştı. Aliyev“30 yılı aşkın süredir savaşta olduğunu” belirttiği iki ülke arasında atılan bu imzayı “tarihi” olarak tanımlamıştı. Paşinyan ise“Barış anlaşmasının paraflanması, ülkelerimiz arasındaki onlarca yıllık çatışmayı sonlandırma ve yeni bir dönem başlatma imkânı verecek” diye hava atmıştı.
Aliyev ve Paşinyan, Trump’ı Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterme konusunda da anlaşmıştı!
Azerbaycan Cumhurbaşkanı, “Nobel Barış Ödülü’nü Başkan Trump değilse kim hak ediyor?” diye yağlamıştı. Aliyev ayrıca Trump’a ABD ile Azerbaycan arasındaki askeri iş birliğine yönelik kısıtlamaları kaldırdığı için teşekkürlerini sunmuşlardı. Paşinyan da “arabulucu” diye tanımladığı Trump için; “Trump olmasaydı böyle bir anlaşmanın mümkün olamayacağını” vurgulamıştı.
Zengezur 99 yıllığına artık ABD’nin malıydı!
İki ülke arasında imzalanan anlaşma, Azerbaycan’ı Ermenistan üzerinden Nahçıvan’a bağlayacak olan Zengezur Koridoru’nun kurulmasını da sağlamaktaydı. Oysa bu koridorun hayata geçirilmesi, Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği bir adımdı. Trump, “Azerbaycan’ın kendi toprağı olan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne bu koridor sayesinde erişebileceğini, ancak Ermenistan’ın egemenlik haklarına da saygı göstereceğini” hatırlatmıştı. Doğal kaynak açısından zengin ve stratejik bir bölgedeki bu koridorun geliştirilmesine ilişkin bütün haklar artık ABD’ye ait olacaktı. İmzalanan anlaşmada bu koridordan “Trump Uluslararası Barış ve Refah Yolu bağlantı projesi” diye söz ediyorlardı.
Zengezur Koridoru’nun ABD’ye bırakılması, hatta ABD’nin o bölgeye asker yığma hazırlığı… Dahası Azerbaycan’da gizli İsrail Üssü yanında yeni bir NATO Üssü kurulması; sadece Azerbaycan’la değil, Rusya’nın Türkiye ile de bozuşması anlamını taşırdı.
Cumhur İttifakı, ABD’nin Zengezur Gaspından Memnun, İran ise Rahatsızdı!
Erdoğan iktidarı; Azerbaycan’ı Ermenistan üzerinden Nahçıvan’a bağlayacak olan Zengezur Koridoru’yla ilgili anlaşmayı olumlu karşılamıştı. Oysa bu proje tamamen Türkiye’nin kontrolünde olmalıydı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, “Zengezur Koridoru, vizyonumuzdaki şekliyle hayata geçerse Avrupa’dan başlayıp Asya’nın derinliklerine kadar kesintisiz gidecek bir ulaştırma koridorunun önemli bir ayağı olacak” açıklaması tam bir müstemleke mantığıydı.
“Bu, Türkiye’yi Kafkaslar üzerinden, Hazar üzerinden sadece Orta Asya değil, direkt olarak Türk dünyasına bağlayacak, Türk dünyasını Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlayacak, Avrupa’yı da Türkiye üzerinden Asya’nın daha derinliklerine bağlayacak, çok maksatlı bir yol olacak” ifadelerini kullanan Hakan Fidan sanki ABD’nin temsilcisi gibi konuşmuşlardı.
İran projeden rahatsızdı!
Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye’nin sınır komşusu İran ise ABD’nin rolüne karşı çıkmıştı. İran Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, “ulaşım yollarının açılmasının ancak karşılıklı çıkarlar, egemenlik hakları ve toprak bütünlüğü çerçevesinde gerçekleşmesi durumunda bölge halklarına fayda sağlayacağı” kaydedilmiş, “dış müdahalelerin bölgenin güvenliğine zarar verebileceği” uyarısı yapılmıştı. İran’ın ruhani lideri Ali Hamaney’in danışmanlarından Ali Ekber Velayeti de “Trump destekli koridora izin vermeyeceklerini” hatırlatıp, bu planın hayata geçirilmesiyle “Güney Kafkasya’nın güvenliğinin tehlikeye gireceğini” vurgulamıştı.
Atatürk’ün Umutları Satılmış, Türkiye’nin Ufukları Karartılmıştır!
Artık Kafkasya bölgesinin önemi daha da artmıştır ve ABD odak noktasını Arap ülkelerinden Azerbaycan’a kaydırmıştır. Bakü, barış anlaşmasının Orta Asya da dahil olmak üzere dünyanın diğer bölgelerine ve oradan da Batı Asya’ya dayatılacağı bir çekim merkezi haline taşınmıştır ve kontrol ABD’nin eline bırakılmıştır. İsrail âşıkı ve uşağı İlham Aliyev, Zengezur Koridoru’nu sadece ekonomik amaçları olan bir koridor olarak sunmaya çalışmıştır. Oysa bu koridor başta Türkiye’nin ve İran İslam Cumhuriyeti’nin güvenliğini ve toprak bütünlüğünü hedef almıştır. Maalesef Aliyev diktası ve Cumhur İttifakı, Atatürk’ün umutlarını ve Türkiye’nin çıkarlarını ABD ve İsrail’e bağışlamışlardır!
Türk-İran sınırı Tahran’da yapılan, 1932’de imzalanan bir anlaşmayla son halini almıştı. Antlaşmayla, Ağrı Dağı bölgesi tümüyle (Küçük Ağrı bölgesi de dahil olmak üzere) Türk tarafında kalmıştı ve karşılığında Van’ın Kotur bölgesinden bir arazi İran’a bırakılmıştı. Antlaşmaya göre sınır, Aras Nehri ile Karasu Irmağı’nın birleştiği yerden başlayarak, Boralan Gölü’ne kadar Karasu’nun talvegini (akarsu yatağının en derin noktalarını birleştiren çizgi) takip ettikten sonra, Küçük Ağrı Dağı’nı, Tendürek Dağı’nı, Kâzım Paşa’yı, Başkala’yı, Şemdinan’ı ve Gelişin Dağı’nı Türkiye’de bırakacak şekilde ayarlanmıştı. Atatürk; İran Şahıyla anlaşarak, Türkiye’nin Nahçıvan’la sınır komşusu olmasını sağlamış, Türkiye’yi Azerbaycan’la Orta Asya’ya ve Uzak Doğu’ya bağlayacak tarihi yolun hayallerini kurmuşlardı.
Bu koridor önem olarak Türkiye için 93 yıllık, İsrail-ABD Projesi olarak ise en az 35 yıllık bir proje konumundaydı. Aslında Milli Devlet aklı Siyonizm’den 60 yıl önce bu adımı atmıştı. Şimdi ise bu proje Arz-ı Mevud’un yani BOP’un şeytani hedefleri doğrultusunda Siyonizm’e ve ABD Emperyalizmine peşkeş çekilmiş olmaktaydı. Zengezur Koridoru’nun; Türkiye’yi yok sayarak, Zengezur üzerinden dünyayla bütünleşme projesi olarak, şu işbirlikçi Cumhur İttifakı da kullanılarak sanki Türkiye’nin Milli hedeflerine uygunmuş gibi 99 yıllığına ABD’li şirketlere bırakılması gafletten çok öte bir hıyaneti yansıtmaktaydı. Kimin eliyle; dindar Erdoğan, gardaşı Aliyev, Türkçü Bahçeli ve dövülerek mecbur bırakılmış Paşinyan’ın…
Gümrük Birliği nedeniyle yıllardır Avrupa tarafından sömürülen Türkiye, şimdi de bu koridor sayesinde Uzak Doğu ülkeleriyle olan ekonomik ve stratejik çıkarlarından mahrum bırakılacaktır. Dolayısıyla bir anlamda Türkiye’yi de kullanarak ve etkisiz kılarak BİP (Büyük İsrail Projesi) ekonomik ve jeopolitik hedefine ulaşacaktır. Yani Büyük İsrail, Ermenistan’ı ve Azerbaycan’ı da kapsayarak merkez devlet sınırları olarak kurulacaktır. Tabi bu proje Hakan Fidan’ın “Bu, Türkiye’yi Kafkaslar üzerinden, Hazar üzerinden sadece Orta Asya değil, direkt olarak Türk dünyasına bağlayacak, Türk dünyasını Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlayacak, Avrupa’yı da Türkiye üzerinden Asya’nın daha derinliklerine bağlayacak, çok maksatlı bir yol olacak” yutturmacasıyla İsrail lehine kullanılacaktır. İşte, bizdeki Kahraman görünümlü işbirlikçilerin ayarlarının röntgeni bu şaşkın açıklamalarla ortaya çıkmıştır. Biz Milli Çözüm olarak daha ilk günden itibaren “Suriye PKK’sı olan YPG silah bırakmayacak ve Suriye ile entegrasyona yanaşmayacaktır!” dediğimiz için bize kızan Dış Bakanlar, şimdi “YPG barışa yanaşmıyor!” diye sızlanmaktadır!..
Bu tarihi projede; Amerika patron, Ermenistan ve Azerbaycan taşeron, Türkiye ise garson olacaktı!
Bu koridor sayesinde elde edilecek ekonomik ve stratejik avantajlar ABD ve İsrail’in kontrolüne alınacaktı. Çin dahil tüm Uzak Doğu ve Orta Asya ticaret yolunda Ermenistan ve Azerbaycan taşeron rolü oynayacaktı. Türkiye’nin kazancı ise, Zengezur Koridoru bağlantılı bazı illerde ve liman şehirlerinde lokantalardaki garsonluk payı olacaktı. Bazı yandaş yazar ve yalaka yorumcu takımının hâlâ Erdoğan iktidarını alkışlamaları tam bir utanmazlıktı. Bize göre, “VATANA İHANET”in yeniden tanımlanması; şahsi iktidarları için ülkenin çıkarlarını ve umutlu çağlarını satanlara daha etkin ve keskin cezaların hazırlanması lazımdı.
“Yaycı”lıktan yancılığa terfi eden aydınlarımız bile; Zengezur Koridoru’nun Amerika’ya bağışlanmasına ve bağımsızlığımıza bir kelepçe daha vurulmasına nice hikmet ve kerametler uydurmuşlardı…
Zengezur Koridoru’nu Neden Amerika’ya Kaptırmışlardı?
Zengezur Koridoru, Azerbaycan’ın ana toprakları ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ni kara yolu ve demir yolu üzerinden bağlamayı amaçlayan stratejik bir transit güzergâhtır. Bu rota, Ermenistan’ın Syunik (Zengezur) Bölgesinden geçecek şekilde planlanmıştır. Bu koridor, Türkiye’nin kontrolünde olsaydı, doğudan Azerbaycan’ı Batı’ya, özellikle Türkiye ve Orta Asya’ya bağlayacak kritik, lojistik ve enerji bağlantılarının temelini oluşturacaktı.
Ayrıca yeni transit koridor, Azerbaycan’ın Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ni ana kara topraklarına bağlayarak enerji, ticaret ve lojistik kanallarını sağlamlaştıracaktı. ABD, bu koridoru hedefleyen altyapı projeleri için 99 yıllığına özel geliştirme haklarını kontrolüne alarak, bir nevi Türkiye’yi fiilen devre dışı bırakmıştır. İran ise sınırlarına yakın bu transit koridora karşıydı. İranlı bir yetkili, koridoru “Trump’ın paralı askerleri için mezarlık” şeklinde tanımlamıştı. Şayet bizim kontrolümüzde olsaydı; Zengezur Koridoru, Türkiye, Azerbaycan, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve hatta Çin’e uzanan modern “İpek Yolu”nun önemli bir halkası olacaktı. Ayrıca bölge ülkeleri arasındaki ticaret hacmini milyarlarca dolar arttıracak ve yakınlaştıracaktı!
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..