YIPRATILAN CUMHURİYET MİRASI
VE
FİLİSTİN’DE İNSANLIĞIN İFLASI
Sn. Erdoğan’ın şahsi iktidar hırsları ve emperyalist-Siyonist odakların manipülasyonları sonucu, maalesef Cumhuriyet; tek kişilik bir keyfi idareye çevrilmiş durumdadır. Yasama, Yürütme ve Yargı erkleri karıştırılmış ve devlet çarkı tıkanmıştır. Bakınız, en yüksek iki mahkeme, Yargıtay’la Anayasa Mahkemesi, resmen birbiri hakkında suç duyurusunda bulunmuşlardır.
Atatürk’ü, Batı hayranı ve AB meraklısı gösterenler de yanılmaktadır. Atatürk çağdaş medeniyeti aşma amacındadır. ABD Temsilciler Meclis Başkanı Mike Johnson, “İsrail’e destek çıkmak, Tanrı’yı kutsamaktır!” diye zırvalıyor. Fransa Senato Meclisi; İsrail’i kınayanlara 2 yıl hapis, 75 bin avro para cezası öngören yasa hazırlıyor. Atatürk’ü bunlarla özdeşleştiren ahmaktır!
Bu arada Atatürk’ü, Milli Mücadele kahramanlarını ve Cumhuriyet’i kuranları da rahmetle ve minnetle anmalıyız!
Evet, bir kısım devrimleri ve girişimleri, onun ardından kasıtlı olarak değişikliğe ve dejenerasyona uğratılmıştı… Bazıları Atatürk’ü kendi İslam düşmanlıklarına ve Batı uşaklıklarına alet etmeye kalkışmışlardı. Atatürkçülük kılıfı altında bu millete olmaz hakaretler ve hıyanetler yapmışlardı… Hatta; ilericilik ve yenilik adına atılan birçok adımın yıkıcı sonuçlarını ve istismarını önleyici tedbirler yeterince alınmamıştı… Ve zaten Atatürk’ün zamanı, imkânları, kadroları ve sağlığı da buna fırsat tanımamıştı… “Ancak, her şeye rağmen; Atatürk’ün gerekli değişimlerini, gerçekçi dönüşümlerini ve Cumhuriyet değerlerini çıkarın… Türkiye’den geriye sadece bir Suriye, bir Irak, bir Afganistan ve bir Yemen kalacaktır!..” tespitleri de elbette haklıdır…
Mustafa Kemal, içten içe çürümüş, zahiren var görünse de fiilen çökmüş bazı koflaşmış kurum ve kuralları feshetmiş, ancak sarih ayetler ve sahih hadisler ölçüsünde, akıl ve bilim çizgisinde ve özellikle aklı ve mantığı önemseyen ve önceleyen MATURİDİ düşüncesiyle, çağın şartlarına ve ihtiyaçlarına uygun ve uygar çözümler üretecek saf ve sade bir İSLAM anlayışına zemin hazırlama gayretine girişmiştir. Ne kadar acıdır ve oldukça açıktır ki, bu konuda kendisine destek verecek ilmi yetenek ve cesarette bir âlim de bulabilmiş değildir. Atatürk, başta İmam-ı Azam olmak üzere hemen bütün müçtehitlerin ve yüksek ilim ehlinin üzerinde ittifak ettikleri:
“Kur’an’ın bazı kapalı hüküm ve haberleriyle, AKLIN çeliştiği yerde, aklın icabı o zahiri manaya tercih edilir!..” prensibine uygun olarak; beyni ve bilimi esas alan bazı Batılı kurum ve kuralları alıvermiştir. Çünkü o, maalesef; Kur’an’a, akla ve çağdaş ihtiyaçlara uygun bir anayasa ve ona bağlı kurum ve kurallar oluşturabilen ilim adamları bulamamış, buldukları da onu anlamamış ve destek verememişlerdir.
Filistin Halkı Kurtuluş Savaşı Yapmaktadır!
Filistin’de Hamas’ın başlattığı “Aksa Tufanı” harekâtı İsrail’i sarsmış ve tüm dünyayı şaşkınlığa uğratmıştı. Zalim ve işgalci İsrail güçleri yıllardır Filistin’e ait topraklar üzerinde her türlü vahşeti ve dehşeti mağdur Müslümanlara yaşatmıştır. Binlerce Filistinli kardeşimiz; bebek, çocuk, kadın, ihtiyar, sakat demeden katliama, hatta sistemli bir soykırıma uğratılmışlardır. Mescid-i Aksa başta olmak üzere bütün kutsal mekânlarımızda Müslüman kanı akıtılmıştır. Hiçbir gerekçe olmaksızın yüzlerce genç, esir edilip zindanlara atılmıştır. Şimdi, Aksa Tufanı harekâtıyla Filistinli yiğitler kendilerine ait olan topraklarda meşru müdafaa hakkını kullanmaktadır, yani bizim şanlı Kurtuluş Savaşı’mızda yaptığımızı yapmaktadır.
Kardeşlerimizin muvaffakiyeti için duacıyız!
Elbette büyük bir huzur ve heyecan yaşamaktayız. Belki de ilk defa İsrail’in Filistin topraklarını bombalaması haberiyle değil de Filistinli kardeşlerimizin fetih harekâtı haberiyle uyandık. Filistinli kardeşlerimizin büyük bir stratejiyle ortaya koymuş oldukları cihat mücadelesini bir terör eylemi gibi gösterme çabasında olanlar hain ve gafil takımıdır. Şanlı Milli Mücadelemizi bir isyan hareketi, Mustafa Kemal’i de bir “ASİ” gibi sunanlarla bunlar aynı kafalardır.
Atatürk imana, İslam’a, Kur’an’a, Ezana ve Namaza karşı olsaydı, yüzlerce şiir içinden İstiklal Marşımızı seçmiş olmazdı. “Bu ezanlar ki, şehadetleri Dinin temeli – Ebedi yurdumun üstünde, benim inlemeli.”
Yerli İsrail Yandaşlarının Yamuklukları!
Emin Çölaşan ayarsızı, 14 Ekim 2023 tarihli “Arap Âlemi” yazısında; “Efendim ne İslam dünyası! Hepsi perperişan, hepsi birbirine düşman…”mış… “Bunlar Türkleri hep arkadan vurmuşlar”mış…
Falih Rıfkı Atay şöyle aktarmışlarmış; “Suriye, Lübnan(gibi Arap ülkelerinde)” birilerine benzetip “Sen Türk müsün?” diye sorulunca, “Estağfirullah” diyorlarmış.
14 Ekim 2023 tarihli, yine Sözcü gazetesinde Uğur Dündar; “Atatürk’ün Ortadoğu’ya bakışı” yazısında: Falih Rıfkı Atay’ın naklettiğine göre güya Atatürk; “Floransa ne kadar bizden değilse, Kudüs de o kadar bizden değildir!” buyurmuşlarmış…
Yahu, bu zavallı zırtoların, çok gizli ve kirli bir Atatürk düşmanlıkları da sırıtmaktaydı… Evet zerre miktar aklı olan anlar ki; Atatürk’ün, “Bizim için Kudüs’le Floransa’nın farkı yoktur! İkisi de bize yabancıdır…” sözlerini duyan ve bu yalana inanan bir insanımızın Mustafa Kemal’e muhabbeti değil, nefreti artardı?! Bunu, beyinleri basmadığı ve akılları kısıtlı ve kısır olduğu için yapmıyorlarsa, mutlaka fesatlık amaçlıydı ve kasıtlıydı…
Bu arada, Din ve Milliyetçilik istismarında AKP’den geri kalmayan Ümit Özdağ gibi, farklı partilerdeki Türkçü ırkçıların, tam bir dinsizlik damarıyla HAMAS’a sataşmaları ve Arap karşıtlığı kılıfıyla İslam gıcıklıklarını kusmaları da, aslında Siyonizm’e ve İsrail’e dolaylı uşaklıklarının bir yansımasıydı…
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..
İlginizi Çekebilir
- Yakındır, İsrail Yıkılacak; DÜRÜST YAHUDİLER DE KURTULACAKTI!
- Siyonistlerin Gazze Katliamı Boyunca ERDOĞAN İKTİDARININ İSRAİL’E SİLAH VE GIDA YOLLAMASI
- İktidarla Gizli Bir Pazarlığı mı Vardı? MERAL AKŞENER NİYE İYİ PARTİ’NİN ALTINI OYMAKTAYDI? ve HAMAS’ı Neden Terörist Saymıştı?
- ERDOĞAN’IN SİVİL ANAYASA ÇABALARI VE STRATEJİK ACABALARI!