KAVRULDUM DOSTLAR
İmtihan
unutup, iddaya daldım
Gaflet
koltuğuna, kuruldum dostlar
Nefsin
yularını, gevşetip saldım
Şaşıp
sağa sola, savruldum dostlar
Hayır
laflar edip, şerre giderek
Din ve
dava ile, şöhret güderek
Dünyayı
ukbaya, tercih ederek
Pişiyorum
sandım, kavruldum dostlar
Er kişi
Allaha, sözünde durur
Taatsız
takvasız, fidanlar kurur
Şirk ve
şekavettir, riya ve gurur
Boşuna
çırpındım, yoruldum dostlar
Samimiyet
yoksa, istikamet yok
Şuur
huzur yoksa, ezan kamet yok
Elin
alkışında, hiç keramet yok
Derdin
Hak mı, halk mı? Soruldum dostlar
Anladım
gafletin, sonu helaket
Facir
fasık sevmek, ortak felaket
Hidayet
yetişti, bulduk selamet
Dolandım
bulandım, duruldum dostlar
Ne fark
eder Muştan, Uşak Mersinden
Ayet
Hadis deyip, gitse tersinden
Erbakan
Hocamın, sohbet dersinden
Hikmet
sofrasından, doyruldum dostlar
Hakikat
arama, sağ ve solunda
Tam
Kurana sarıl, Sünnet kolunda
Şeriat
tarikat, cihat yolunda
Lütfeyledi
biraz, yoğruldum dostlar
Seni ele
verir, bir tavır mimik
Suni
dürüstlükle, düşersin komik
Kolay
düzelmiyor, eğrilen kemik
Mengeneyle
zorla, doğruldum dostlar
Milli
Çözüm tuttum, adap erkân var
Fedakâr
yoldaşlar, gayret ter-kan var
Dilde hep
Zikrullah, elde Furkan var
Hakkın
sevdasına, vuruldum dostlar
İman
irfan vicdan, bize azıktır
Hak nizam
yok ise, halka yazıktır
Kâr yarar
sanırlar, hepsi kazıktır
Mazlum
feryadıyla, kahroldum dostlar
Uyanık
gönüller, Rahmana bakar
Zikirle
fikirle, Mevlâya akar
Belâ
musibetler, günahı yakar
Kirden
arındıkça, nur oldum dostlar
Yirmisinde
gibi, yetmiş beşimde
Nefis
şeytan heves, hâlâ peşimde
İnşallah
nasiptir, şehadetim de
Derim; Dost
yolunda, vuruldum dostlar!..