HASRET ŞARKISI
Şol cenneti Alaya, girseydi yetim ruhum
Tecelli ikliminde, cemalini arardım!..
Mutluluğum lütfundur, Seninledir huzurum
Rüyalarıma gelsen, nur hayalin sarardım!
Ayrılığın acısı, kollarımı bağladı
Seni özleyen gözler, gizli gizli ağladı
Hasretin harareti, yüreğimi dağladı
Dizlerime uzansan, saçlarını tarardım!
Muhammedi gerçeğin, Necmüs-sakibi Sensin
Şeytanın, şer odağın; asıl rakibi Sensin
Rakıb[1] olan Rabbimin, temsil takibi Sensin
Kıtmirin olmak için, sultanlıktan cayardım!
Meramım Mevlanamsın, Sultanımsın Hocamsın
Garip gönül bahçemde, hiç solmayan goncamsın
Güvencem himayendir, sığınağım recamsın
İnayetin çekersen, bilmem neye yarardım?
Sayende hakikate, erdi aklım vicdanım
Hidayet rehberimsin, Efendimsin ey canım
Sensiz bütün ömrümü, sanki boşa harcadım
Sen sahip çıkmasaydın, baştan sona zarardım!
Nur tecellisi yüzün, hakikatin aynası
Hikmet tefsiri sözün, dört Kitabın manası
Mehdiyet mührü özün, nice sırrın aynası
Böyle aşkın derdiyle, gece gündüz yanardım!
Davasız bir insanla, ne farkı var mezarın
Lafla kalbi doyar mı, düşünen bir yazarın
Terk etme hiç nefsime, eksiltme hak nazarın
Lütfedip sor halimi, çünkü soldum sarardım!
Fiilden önce fikre, hoş sözden önce öze
Önem vermek öğrendik, riyakârdık biz bize
Hayat; iman, cihatmış, alışmıştık hep düze
Taleben olmasaydım, hidayetten kayardım!
Davetine muhatap, olmak ne büyük devlet
Hakikati kavramak, âlemden üstün servet
Elinle sundu Rabbim, hikmet yüklü bir demet
Günahla kararmıştım, nazarınla ağardım!
Ebedi lanet olsun, davanı saptırana
Dosttan çekip gönlünü, dünyaya kaptırana
Hakikat hatırına, bağlıyız hatırana
Duan sevdan olmazsa, kendim kütük sayardım!
Kalbim dilim tutulur, huzuruna varınca
Şah kartalın yanında, kaça gider karınca
Şeref İslama hizmet, karınca kararınca
Kuran vicdan bıraksam, insanlıktan çıkardım!