Anasayfa » Güce ve görüntüye tapanların şaşkınlığı!

Güce ve görüntüye tapanların şaşkınlığı!

Yazar: yonetici
0 Yorum 174 Görüntüleyen

Güce ve
görüntüye tapanların şaşkınlığı!

Daha
düne kadar: 
“Erbakan’ın
kurduğu Milli Derin devlet şimdi AKP içinde etkili olup, kutlu hedefler için
Erdoğan iktidarını kullanmaktadır. Rahmetli Hoca’nın, İsrail ve ABD’nin zulüm
düzeninin yıkma ve Adil Düzen’i kurma projelerini bu sadık AKP’li talebeleri
gerçekleştirmiş olacaktır!?”
 şeklinde hezeyanlar savuran, Hakka değil güce taparlık damarıyla
asla sarsılmaz ve yıkılmaz sandıkları AKP ve Erdoğan’a bir nevi kutsallık izafe
etmeye kalkışan ve tüm hıyanet ve tahribatlarına mazeret ve kerametler uyduran 
El-aziz takımı, şimdi bu görüşünden
çark edip, daha güçlü oldukları zannına kapıldıkları Cemaat-Yargı ittifakını
alkışlamaya başlamışlardı!

“Başbakan Erdoğan’ın yargıyı hedef alan açıklamaları “AKP
iktidarının meşruiyet çizgisini aşıp keyfi yönetime kaydığı” tartışmalarına
geçerlilik kazandıracak bir mecraya doğru ilerliyor. Çok tehlikeli gelişmelere
kapı aralayabilecek olan hukuksuzluk temayüllerinin nedeninin yolsuzluk ve
rüşvet olması ise ülke menfaatleri söylemi ile gerekçelendirme çabalarını
geçersiz kılmaktadır. Yargı sistemindeki aksaklıkların ya da suiistimallerin
yargıya havale edilmek yerine; Hükümetin, bütün gücü ile (üzerini örtmeye)
yüklendiği bir sorun haline getirilmesi yargı bağımsızlığı ve hukuk üstünlüğü
ilkelerini fena halde ihlal görüntüsü vermektedir….

Sürmekte olan Hükümet ile Cemaat arasındaki kavganın bir anda
iktidar ile yargı arasındaki bir kavgaya dönüşmesinin ardından AKP’de başlayan
istifaların nereye varacağının kestirilemeyişi seçime kadar olabileceklerin
tahmin edilmesini zorlaştırmaktadır. Baştan beri bazen yargı, bazen Cemaat
faktörünün öne çıktığı kavgada Başbakan Erdoğan ve AKP iktidarı iki cepheden
ateş altına alınmaktadır. Tek adam izlenimini uyandıran, kuvvetler ayrılığı
ilkesinin hiçe sayıldığı algısını oluşturan uygulamaları, açıklamaları ile
meşruiyet tartışmalarına farklı boyutlar kazandırması; öte yandan Cemaat’in
medyası ve bütün imkânlarıyla muhalefetle birlikte hareket edip yüklenerek iç
koalisyonunu dağıtma çabası; bir siyasi kimlik oluşturamayan AKP’ye büyük
tehditler oluşturmaktadır. Bu durum ne pahasına olursa olsun Başbakan Erdoğan
ve AKP iktidarından kurtulmak isteyen iç ve dış çevrelere umut verse de,
uygulanmakta olan siyasi mühendislik projesinin kendilerinin eseri olmaması,
aynı zamanda endişe duymalarına da neden olmaktadır….

Yargının, daha önce Cemaat desteğinde kadim Ergenekon
yapılanmasını tasfiye edip koskoca generalleri yargılayarak -yüz yıl sürer
denilen davaları 4-5 yılda sonuçlandırıp- mahkûm etmesi realitesi karşısında
heterojen yapısıyla AKP iktidarının fazla dayanabileceğini düşünmek doğru bir
değerlendirme olmayacaktır…
.

AKP’nin tek başına 11 yıllık iktidarında Türkiye bölge lideri
küresel bir güç olmayı başarmış ise de mevcut siyasal düzeni ve statüko
partileri yüzünden süreci sürdüremeyip tıkanma noktasına gelmiş bulunmaktadır.
Nitekim bunun için gerekli olan yeni anayasa yapılamamıştır. Türkiye geldiği
bugünkü noktada ya yeniden büyük olma, ya da parçalanıp bölünme durumuyla karşı
karşıyadır; bunun ortası yoktur. Türkiye’nin bir iç koalisyon olan AKP iktidarı
ve muhalefet partileri ile büyümeye devam etmesi imkânsızdır. Bu yüzden mevcut
partilerden bir şekilde kurtulup yeni bir siyasi partiler yelpazesini
oluşturmaktan başka çaresi kalmamıştır….

Bu yüzden derin devlet unsurlarının süreklilik arz eden,
bağımsız yüksek yargı organları içinde ve Cemaat yapılanmasında yer edinip
rahat faaliyet yapmaları çok tabiidir.
 Yargı bağımsızlığı,
hukukun üstünlüğü derin devlet unsurları için delinmez dokunulmazlık zırhı
sağlar. Siyasi iktidarın yüksek yargıya karşı yapabileceği hiçbir şey yoktur.
Yargının ise iktidara karşı kullanabileceği etkin silahları vardır.
Yargı
Cemaat’le ittifak ettiğinde muhalefet partilerinin de desteği ile iktidarı
yıpratmaya ve sıkıntıya sokmaya yönelik harekete geçirebileceği,
kullanabileceği güçlü ve etkili mekanizmaları vardır….

(AKP’deki) Dağılma görüntüsü paniğe yol açıp gelişmeleri
hızlandırması halinde, Cemaat destekli parti ile Saadet Partisi’ne geçecek
olanlar her iki oluşumu da kısa sürede büyütüp tamamlayabilir. Bu durum
karşısında Cumhurbaşkanı seçilme umudu kalmayan Başbakan Erdoğan görevi bırakıp
AKP’nin tamamen dağılmasına yol açabilir. Son tahlilde Başbakan Erdoğan’ın
milli derin devlet karşısında boynu kıldan incedir diye düşünüyoruz.

Cemaat destekli kurulacak partiye CHP, MHP ve BDP’den de
katılmalar olması çok tabiidir. Bu süreç AKP’yi kısa sürede tükenişe
götürebileceği gibi muhalefet partilerini de erozyona uğratır. İkisi de İslami
nitelikteki Cemaat destekli parti ile Saadet Partisi’ni yeniden yapılandıracak
olan Millî Görüş kökenli AKP milletvekillerinden oluşacak siyasi kadrolardan
yeni bir siyasi tablonun meydana gelişi çok fazla zaman almayacaktır.[2]

Sözleriyle, 12 sene öncesine kadar küfür ve hakaretler
yağdırdıkları, ama Amerikan derin odaklarınca iktidara taşınınca bu sefer
yağcılık yapıp yüksek meziyet ve marifetlerini anlatmaya başladıkları AKP
iktidarını ve Erdoğan’ı, şimdi tekrar gözden çıkarıp CIA-MOSSAD maşası olan
Cemaati ve yargıdaki bağlantılarını
 “Milli
Derin Devletin elemanları ve Erbakan’ın tarihi atılımlarının hizmetkârları”
 konumuna çıkarıp Fetullahçılara
yaranmaya ve ilgilerini çekip, iltifatlarına uğrama yarışına katılmışlardı! Bu
tutarsız tavır, çok şey bildiği ve önemli misyonlar yüklendiği halde, Azazil’in
hangi dürtü ve demagojilerle azıp sapıttığını ve İblis-müflis olup çıktığını
daha iyi anlamamızı kolaylaştırmaktaydı!

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi