BU HAYAT BİR HASRETMİŞ
MEĞER
Hiçbir
yerde karar, tutmuyor ruhum
Aradığı
Cennet, rüyetmiş meğer
Milli
Çözüm benim, kutlu güruhum1
Sadık
dost ne büyük, nimetmiş meğer
Sıklıkla
bulandım, sonra duruldum
Hidayet
erişti, Dosta vuruldum
Hırs ve
heyecanla, boşa yoruldum
Oysa her
şey nasip, kısmetmiş meğer
Hidayet
Allahtan, ruha girendi
Kalbim
razı oldu, nefsim direndi
Kim bizi
kıskandı, kimi imrendi
Aslolan
Mevlâya, hizmetmiş meğer
Güneş
ışık saçar, nur var Kamerde
Marifet
sendedir, sanma semerde
Rabbin
kapı açar, gitme namerde
Yaptığı
iylikler, minnetmiş meğer
Gerçeği görmüyor,
gafilin gözü
Allaha
dokunur, cahilin sözü
Erbakan
öğretti, İslamın özü;
Halka şefkat; Hakka,
hürmetmiş meğer
Mümin
gayretinde, hareket vardır
Helâlin
azında, bereket vardır
Haramda
hıyanet, hakaret vardır
Haksız
kazanç boş bir, mihnetmiş2 meğer
Faizle
rüşvetle, cüzdanı toksa
Ne yazar
izanı, vicdanı yoksa
Hem
yevmül mizanda, vebali çoksa
Cehennem
azabı, zahmetmiş meğer
Makam
çıkar için, Şeytan safına
Sığınır
gâvurun, kof insafına
Tövbe
edip dönmez, Rahman affına
Fazilet
sandığı, lanetmiş meğer
Hâşâ ki
hiçbir şey, Ona küfüvdür3
Kulluğun
gereği, teslim şükürdür
Hakkı
tutmak İman, Bâtıl küfürdür
Hak
davadan caymak, cinnetmiş meğer
Âlemlerin
sırrı, aşk ve muhabbet
Muhabbetten
hâsıl, oldu Muhammet
Nefrete
boğulmuş, be hey muhannet4
Mahlûkat
mayası, rahmetmiş meğer
Rüya gibi
geçer, hayat bir nefes
Fani
beden; baki, ruhlara kafes
Hak
rızası hedef, cennetler heves
Ölüm
sonsuzluğa, rıhletmiş5 meğer
Bu hayat
sadece, hasretmiş meğer
Li-misli hâzâ,
fel-yamelil âmilûn.6
Hep hakkı
söyledim, halka dokundu
Kalbim
zayıfladı, beynim yorgundu
Mezarım
başında, telkin okundu
Anladım
ki ölen, Ahmetmiş meğer
1-
Güruh: Horlanan ve dışlanan küçük topluluk.
2-
Mihnet: Meşakkat, zor ve çetin meşgale.
3-
Küfüv: Denk, eşit, benzer.
4-
Muhannet: Kaypak, korkak, yarı yolda bırakan, ahmak ve alçak kişi.
5-
Rıhlet: Yolculuk, yurt değiştirip göçmek.
6- Artık çalışanlar (emek
harcayıp yatırım yapanlar) asıl bunun (gibi ebedi bir saadet) için çalışsınlar
(ki bu en kutlu ve kalıcı kazançtır.) (Saffat Suresi: 61. Ayet)