Denize Düşüp Deccal’e (Netanyahu’ya) Sarılmak…
Veya
ŞEYTANDAN ŞEFAAT UMMAK!
Trump’ın 7 Nisan 2025’te 2. sefer Netanyahu’yu ağırlarken “Erdoğan çok güçlü ve zeki bir lider!” ifadesini kullanması, Siyonist İsrail medyasında şok etkisi yapmıştı. Onlar, Trump’ın bu çıkışlarını “Netanyahu’yu Erdoğan’la korkutuyor, İsrail’e Türkiye sopası gösteriyor!” şeklinde yorumlamışlardı. Oysa Trump belki de: “Suriye’yi adım adım işgal ediyorsunuz. Ama bu ülkede Türkiye’nin de hassasiyetleri olduğunu hesaba katmıyorsunuz… Türkiye’nin şu anda Erdoğan’ın vitrinde olduğu, çok stratejik beyinli ve özellikle savunma sanayiinde teknolojik birikimli bir ‘Devlet’ olduğunu unutuyorsunuz!” demeye çalışmıştı. Dahası, Trump kendi kafasına göre dünyada yeni dengeler kurmaya çalışırken, herhalde Türkiye’yi de yanına çekme çabasındaydı. Belki de Trump’ın bu şarlatanlığı, Netanyahu’yu ve İsrail’i kışkırtıp, bir şekilde Türkiye’ye saldırmaya yönelik bir kışkırtmaydı. Anlaşılan asıl şeytani amaç ise, SDG’ye (Kuzey Suriye Kürdistanı’na) özel resmiyet statüsü kazandırmak, Türkiye’yi de Suriye’nin hamisi rolüyle onurlandırmak ve bu Siyonist manevralarla halkımızı avutup oyalarken Büyük İsrail’e zemin hazırlamaktı!.. Yani; ABD ve İsrail, nasıl bir Suriye görmek istiyorlarsa, bunu Sn. Erdoğan üzerinden oluşturma hesabındaydı. Ve elbette bu hizmetlerine karşılık ona övgüler dizmekten de sakınmayacaklardı. Ve tabi Sn. Devlet Bahçeli de, Sn. Erdoğan’ın, görünüşte “hizmet”, gerçekte ise “hezimet” ortağıydı!?.
Reuters: “İsrail, Türkiye’nin keşif yaptığı Suriye üslerini vurdu!” açıklamasını yapmıştı
İsrail, Türkiye’nin Suriye’de üs kurmayı değerlendirdiği üç noktayı vurmuştu. Reuters’a göre Ankara’nın Washington’a verdiği güvenceye rağmen yapılan saldırı bölgesel hesaplaşma olarak yorumlanmıştı. İsrail, 2025 Nisan’ının ilk haftasında Suriye’de Türkiye’nin ortak savunma paktı planları kapsamında güç konuşlandırmak üzere keşif yaptığı en az üç hava üssüne hava saldırısı yapmıştı. Konuya aşina dört kaynak, saldırıların Türkiye ve İsrail arasındaki gerilimi artırabileceğini vurgulamıştı. Kahraman iktidarın ve Hakan Fidan’ın ABD’ye verdiği “İsrail’i tehdit etme niyetimiz yok” teminatına rağmen İsrail Suriye’de saldırılarını yoğunlaştırmıştı.
Reuters’ın haberine göre Esad sonrası yönetimi Şara’nın devralması, güya sınırında İslamcı bir varlık istemeyen İsrail’i tedirgin ederken, Tel Aviv yönetimi Türkiye’nin Suriye’deki etkisini sınırlamak için Washington nezdinde girişimler başlatmıştı. Suriye’deki yeni yönetimin destekçisi olan Ankara ise Suriye’de yeni Türk üsleri ve hava sahası kullanımını içeren olası bir ortak savunma paktıyla daha güçlü bir rol oynamayı amaçlamıştı. Bu kapsamda, son haftalarda Türk askeri ekiplerinin Humus’taki T4 ve Palmira hava üsleri ile Hama’daki ana havalimanını ziyaret ettiği anlaşılmıştı. Bilgiyi paylaşan bir bölgesel istihbarat yetkilisi, iki Suriyeli askeri kaynak ve konuya yakın başka bir Suriyeli kaynak, ziyaretlerin daha önce açıklanmadığını ve kimliklerinin gizli kalmasını arzuladıklarını aktarmıştı.
‘Sert bir mesajdı’
“Türk ekiplerinin pistleri, hangarları ve üs altyapısını incelediğini” belirten istihbarat yetkilisi, 25 Mart’ta T4 ve Palmira üslerine yapılması planlanan bir başka ziyaretin, İsrail’in her iki üssü de birkaç saat öncesinde vurması nedeniyle iptal edildiğini anlatmıştı. Yetkili “T4’te pist, kule, hangarlar ve yerdeki uçaklar imha edildi. Bu, İsrail’in Türkiye’nin artan varlığını kabul etmeyeceği yönünde sert bir mesajdı” yorumunu yapmıştı. Türkiye’ye yakın bir dördüncü Suriyeli kaynak ise “T4 artık tamamen kullanılamaz durumdadır” itirafında bulunmuşlardı. Yani İsrail açıkça ve küstahça Türkiye’yi hedef almıştı.
Bakanlık, iddiaları yalanlamıştı!
Savunma Bakanlığı’ndan bir yetkili, konuya ilişkin soruya verdiği yanıtta “Suriye’deki gelişmelerle ilgili resmi kaynaklardan gelmeyen haber ve paylaşımlar -gerçek ya da iddia- dikkate alınmamalı; bu içerikler güvenilir değildir ve yanıltıcı olabilir” diye uyarmıştı. Suriye Savunma Bakanlığı ise yorum yapmaktan kaçınmıştı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı 3 Nisan 2025 Perşembe günü yaptığı açıklamada, “İsrail, bölgesel güvenliğe yönelik en büyük tehdittir” demiş, ama NATO Toplantısında Reuters’a konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise “Türkiye’nin Suriye’de İsrail’le karşı karşıya gelmek istemediğini” açıklamıştı.
Evet, işte İsrail Türkiye’nin kullanmaya hazırlandığı bu eski üssü vurmaktan ve artık işe yaramaz hale sokmaktan sakınmamıştı. Çünkü Türkiye burayı hazırlayıp üs olarak yararlanacaktı. Ve bu konuda Ahmet Şara Hükümeti ile anlaşmaya varılmıştı. Yani Kuduz İsrail, Humus civarındaki ve tarihi Palmira kenti yakınlarındaki T4 askeri tesislerini vurarak, açıkça Türkiye’ye meydan okumuşlardı.
İsrail’den Türkiye’ye Gözdağı!
Daha önce basında: “Türkiye’nin, Suriye’nin stratejik T4 hava üssünün kontrolünü ele almaya hazırlandığı” yazılmış, hatta 1 Nisan 2025’te açık kaynaklı istihbarat ağı OSINT Defender: “TSK, T4 Hava Üssü ve Palmira Askeri Havaalanı’na bugün ulaştı” bilgisini paylaşmıştı.
Middle East Eye:“Kaynaklar, Ankara’nın üssü DAEŞ’e karşı kullanmayı ve İsrail’in Suriye’deki hava saldırılarını caydırmayı amaçladığını belirtiyor. Konuyla ilgili kaynaklar Türkiye’nin, Suriye’nin Tiyas Hava Üssü olarak da bilinen T4 Hava Üssü’nün kontrolünü ele almak için çalışmalara başladığını ve buraya hava savunma sistemleri konuşlandırmaya hazırlandığını söylüyor. Ankara ve Şam, Beşşar Esad’ın görevden alınmasının ardından aralık ayından bu yana bir savunma paktı üzerinde müzakereler yürütüyor. Anlaşma, Türkiye’nin şu anda işler durumda bir ordusu olmayan Suriye’nin yeni hükümetine hava koruması ve askeri koruma sağlamasını öngörüyor. İsrail, Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığını potansiyel bir tehdit olarak görürken, Ankara, askeri yeteneklerini kullanarak ve Rusya ile İran’ın geri çekilmesiyle ortaya çıkan güç boşluğunu doldurup ülkeyi istikrara kavuşturmayı amaçlıyor. Türkiye ayrıca, ABD’nin bölgeden çekilmeyi değerlendirmesi için önemli bir koşul olan DAEŞ’e karşı mücadelesini yoğunlaştırmayı hedefliyor. ‘Üsse hava koruması sağlamak için T4’e Hisar tipi bir hava savunma sistemi konuşlandırılacağı’ söyleniyor. Ankara, nihayetinde üssün içinde ve çevresinde, jetlerden insansız hava araçlarına ve füzelere kadar çeşitli tehditlere karşı kısa, orta ve uzun menzilli hava savunma yeteneklerine sahip katmanlı bir hava savunma sistemi kurmayı amaçlıyor.” Bunun üzerine; İsrail hava kuvvetleri, T4 ve Palmira Hava Üssü’nü vurarak pistleri ve stratejik varlıkları hedef aldı. İsrailli bir güvenlik kaynağı medyaya, “Suriye’deki herhangi bir Türk hava üssünün İsrail’in operasyon özgürlüğünü baltalayacağını” açıkladı. İsrailli güvenlik kaynağı Jerusalem Post’a, “Operasyonel özgürlüğümüz için herhangi bir tehdide izin vermeyeceğimiz mesajını vermek için yakın zamanda T4 askeri üssünü hedef aldık” ifadelerini kullanmıştı.
İsrail, Türkiye Gündemiyle Toplanmıştı
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, İsrailli güvenlik yetkilileriyle toplantı düzenleyerek “Türkiye’nin Suriye’deki varlığını” ele alacağı vurgulanmıştı. İsrail Başbakanlık Ofisi, Netanyahu’nun “Türkiye’nin Suriye’deki varlığına” ilişkin yeni bir güvenlik toplantısı yapacağını açıklamıştı.
İsrail basını tarafından Başbakan Netanyahu’nun “Suriye’deki yeni yönetim ile Türkiye arasındaki yakınlaşmayı endişeyle takip ettiğini” aktarmıştı. Suriye yönetiminin ekonomik, askeri ve siyasi yardım alma karşılığında Humus iline bağlı Tedmur (Palmira) ilçesindeki bir askeri üssü Türk ordusuna devretmek için Ankara ile ileri düzeyde görüşmeler yaptığı anlaşılmış, Humus’un doğusunda görülebilecek bir “Türk askeri varlığının” İsrail’i ciddi ölçüde endişelendirdiği hatırlatılmıştı.
Suriye’de 27 Kasım 2024’te şiddetlenen çatışmaların ardından 8 Aralık 2024’te 61 yıllık Baas rejiminin çökmesiyle eş zamanlı, İsrail ordusunun Suriye’ye saldırıları artmıştı. Rejim ordusundan kalan askeri altyapı ve imkânları imha etmeye devam eden İsrail ordusu, Suriye toprağı olan Golan Tepeleri dahil Suriye’deki işgalini de genişletmeye başlamıştı.
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..