İsrail’in İstediği Kürdistan Kurulsun Diye;
AKP, TERÖRİSTBAŞI ÖCALAN’LA
UZLAŞMAK ŞARTIYLA MI İKTİDARA TAŞINMIŞTI?
-3-
MHP’nin Tutarsızlığı!
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Nisan 2025’in ilk haftasında Belçika’nın başkenti Brüksel’deki NATO Karargâhında gerçekleştirilen NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’na katılmış ve gazetecilerin soruları üzerine şunları açıklamıştı:
“Suriye’de İsrail ile karşı karşıya gelmek istemiyoruz. Suriye yönetimi İsrail ile belirli bir mutabakata varmak istiyorsa bu onların bileceği bir iştir.” ifadelerini kullanmıştı. ABD-İran gerilimine de değinen Bakan Fidan “ABD-İran geriliminde diplomasiye ihtiyaç var. İran’a saldırıldığını görmek istemiyoruz” düşüncelerini aktarmıştı.
Hakan Fidan, “Türkiye’nin Suriye’de İsrail ile doğrudan bir çatışma içinde olmayı istemediğini” vurgulamıştı. Fidan, “İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırılarının bölgedeki istikrarı tehdit ettiğini” de hatırlatmıştı.
Belçika’nın başkenti Brüksel’de düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı nedeniyle sıcak temaslarda bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy ve İzlanda Dışişleri Bakanı Thorgerdur Katrin Gunnarsdottir ile görüşmeler yapmıştı. Lammy ile bir araya geldikten sonra Reuters’a konuşan Bakan Fidan, İsrail ile ilgili önemli açıklamalar yapmıştı. Bakan Fidan: “Türkiye’nin Suriye’de İsrail ile karşı karşıya gelmek istemediğini” hatırlatmış, “İsrail’in Suriye’ye saldırılarının, bölgesel istikrarsızlığın önünü açtığını” aktarmıştı.
Dış Bakanı Hakan Fidan’ın bu itirafları:
“İsrail’in Suriye’ye yönelik işgal ve hücumlarına asla engel olmayacağız, hiçbir şekilde İsrail’in karşısına çıkmayacağız ve ABD ile birlikte Suriye’nin kuzeyinde Özerk Kürdistan (SDG) oluşumuna karışmayacağız!” mesajları mıydı?
MHP Bu İddiaları Niye Yanıtlamazdı?
“Ferit Atay: Peki Memduh abi, sen bu Devlet Bahçeli ve MHP ile ilgili de hep şunu söylüyordun: Devlet bürokrasisi aslında bazı şeylerin farkındadır (ve fırsat kollamaktadır), eski MİT müsteşarı Şenkal Atasagun da bunlar arasındadır!?
Memduh Bayraktaroğlu: Tabii devlet (sayılır). Yani MİT Müsteşarları, eski MİT Müsteşarları, devletin ta kendisi (konumundadır).
Ferit Atay: Erdoğan’ın bir şekilde farklı bir politikaya doğru evrileceğini hisseden bu ekip, Bahçeli’yi oraya doğru yönlendirip aslında bir kontrol mekanizması kurmaya çalıştığına dair yorumlar yapmıştın. Şimdi o mekanizma acaba devreye mi giriyor?
Memduh Bayraktaroğlu:(Şimdi, işte) O mekanizma devrededir. Trump’ın seçimlerinden önce de (hatırlarsan yine beraber yaptığımız bir programda) ne demiştim; Devlet Bahçeli çok büyük ihtimalle Şenkal Atasagun’un eskiden kalan CIA iletişimi sayesinde Amerika Birleşik Devletleri’nde Trump’ın iktidara taşınacağını ve Trump’ın döneminde bizim bölgemizde çok büyük değişiklikler olacağını öğrendi. Oradaki (Suriye’nin kuzeyindeki) Kürt Otonom Bölgesinin bize rağmen, biz istemesek de, ne kadar reddedersek reddedelim, o otonom bölgenin kurulacağını bilmekteydi. Bunun için o bölgedeki Kürtleri ve Türkiye’deki Kürtleri yanına çekecek, Devlet Bahçeli’ye böyle bir tavsiyede bulunulmuş olabilir: “Senin, son siyaset hayatının son demlerinde ülkene ve devletine, halkına çok büyük bir iyilik borcun var” (Biz zaten PKK’yı tasfiyeye karar verdik. Sen de Türkiye’de terörü bitiren kahraman rolünü üstlenirsin. Çünkü Irak Barzanistanı’ndan sonra Suriye Kürdistanı da oluşturulursa Türkiye kuşatılacağından artık PKK’ya ihtiyaç kalmamış demektir.) dediler. (Bakın bunlar hep benim hayali konuşmalarım, ben senaryo kuruyorum. Böyle bir konuşmayı ne duydum ne söylediler) ve Devlet Bahçeli rüyamızda görsek uyanacağımız, kâbus mu görüyorum ya da ne bu, böyle bir rüya mı olur diyeceğimiz şekilde Öcalan’ın umut hakkından faydalanmasını, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelip DEM grubunda konuşmasını teklif etti. Bu ne demek ya! Türkiye’de MHP gibi bir siyasi partinin ve onun Genel Başkanının bütün siyasi geleceğini çöpe atması demektir! Erdoğan “hayır” diyebilirdi. Hayır dediği anda da Recep Tayyip Erdoğan, daha Bahçeli’ye böyle bir şeyi kabul edemeyiz deyip hamaset yaptığı anda da Devlet Bahçeli diğer partilerle yan yana gelecekti, DEM Parti ile CHP ile İYİ Parti ve diğerleriyle, erken seçime gidiyoruz kardeşim diyecekti. Merak etmesin kimse, Bahçeli’nin yanında Erdoğan’a haber taşıyan bir sürü köstebek vardır. Erdoğan’ın yanında da Bahçeli’ye haber taşıyan pek çok sayıda köstebek vardır. İster inansın ister inanmasın bizi dinleyenler, sade bizim için geçerli değil bu; bütün dünya devletlerinde bu sistem böyle çalışır.”[1](Milli Çözüm Dergisi. Sayı: 260 Mayıs 2025 “İşbirlikçi İktidar ve Muhalefetin Horoz Kavgaları!”)
Netanyahu’nun Golan Küstahlığı!
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye’de Baas rejiminin devrilmesinin ardından kara işgalini genişletmeye çalıştığı Golan Tepeleri’nin “sonsuza kadar İsrail’in ayrılmaz parçası” olacağını açıklamıştı.
Netanyahu, yeniden ABD Başkanı seçilen “Donald Trump yönetiminin 2019 yılında Golan Tepeleri üzerindeki İsrail egemenliğini tanıdığını” hatırlatarak, Trump’a şükranlarını aktarmıştı. Suriye’de 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesine ilişkin açıklamalarda bulunan Başbakan Netanyahu, “Dün Ortadoğu tarihinde yeni ve dramatik bir sayfa açıldı; Esad rejimi yıkıldı, bu İsrail için yeni bir aşamadır.” ifadesini kullanmıştı.
Esad rejiminin devrilmesinin İsrail’in “Hamas’a, Hizbullah’a ve İran’a yönelik saldırılarının doğrudan sonucu” olduğunu savunan ve İran’ın Esad rejimini iktidarda tutmak için milyarlarca doları harcadığını hatırlatan Netanyahu, Esad rejimini, “İran’dan Hizbullah’a giden bir silah hattı” olarak tanımlamıştı. Netanyahu’nun, basın toplantısında son 48 saatte Suriye’deki rejimin askeri üslerine düzenlenen ve İsrail’e atfedilen hava saldırılarına hiç değinmemesi ise hayretle karşılanmıştı.[2]
ABD, Deyrizor’u ele geçirmek isteyen HTŞ güçlerini engellemek üzere, 19 Aralık 2024’te güya oradaki IŞİD militanlarına bir hava saldırısı başlatmış ve IŞİD lideri Ebu Yusuf’un ve 12 IŞİD militanının öldürüldüğünü ve bölgedeki PKK-PYD’ye ABD desteğinin sürdüğünü açıklamıştı. Deyrizor Bölgesi daha önce Rusya ve Esad’ın adamlarının ve İranlı militanların kontrolü altındaydı. Ama onlar çekilirken burayı PKK-PYD’ye bırakmışlardı.
Bu arada The Guardian gazetesine göre; ABD’li üst düzey bir heyetin Şam’da HTŞ yetkilileriyle ve diğer azınlık temsilcileriyle görüşmeler yapacakları açıklanmış, HTŞ liderleri de bunu doğrulamıştı. (Milli Çözüm Dergisi. Sayı: 258 Mart 2025 “Türkiye Yol Ayrımındaydı: Ya Milli Mutabakat; veya İsrail’e Muvafakat!”)
Suriye’nin Parçalanma Planları!
61 yıllık Barbar Baas Rejiminin ve Gaddar Esad Sülalesinin yıkılması Suriye için tarihi bir aşamaydı… Ama bu sonucu kimlerin hazırlayıp hızlandırdığı anlaşılmazsa, önümüzde daha tehlikeli tuzaklar vardı!..
Evet Şam düşmüş, Esad ve takımı Suriye’den firar edip kaçmışlardı. Eski Başbakan, şimdi muhalif liderlerle uzlaşma görüşmelerine başlamıştı. 61 yıllık zalim ve İslam düşmanı Baas rejimi şükür yıkılmıştı. Muhalifler Esad’ın Sarayına ulaşmıştı. Tarihte görülmemiş, duyulmamış ve yaşanmamış bir süratle, 1 hafta (9 gün) içerisinde; birbirine tamamen karşı ve aykırı Suriye Muhalefetini hemen uyuşturan, kaynaştıran ve ortak stratejilerde buluşturup barıştıran karanlık odakların, asıl gizli ve kirli hesaplarını anlamadan ve dikkate almadan atılan bu zafer çığlıkları korkarım kursaklarda kalacaktı… Çünkü bu sonuç, BOP’un Suriye amacına ulaşmasıydı… Lübnan’dan Hizbullah’ı, İran’dan Haşdi Şabi Militanlarını, Afganistan ve Doğu Türkistan’dan El-Kaide artıklarını ülkesine taşıyıp onlara imkân sunan ve Suriye halkına kan kusturan Esad, şimdi ülkesini bırakıp kaçmıştı, halk Şii militanların baskısından zaten bıkmıştı… Onların, zulümden kurtuldukları için sevinmek haklarıydı, ama maalesef fiilen parçalanmış Suriye’nin, şimdi resmen parçalanmasına zemin hazırlandığının farkına varamazlardı.
Suriye Dört Parçaya Ayrılacaktı!
İşte Siyonist Merkezlerin ve ABD’nin 4 Parçalı Suriye Planı:
1- Kuzey Tarafta: PKK/PYD terör örgütü kontrolünde ROJAVA oluşturulacaktı.
2- Orta Kısımda: Halep’ten Humus kentinin güneyine, Şam’ın kuzeyine kadar yayılacak bir Suriye Sünni Devleti kurulacaktı.
3- Akdeniz Kıyısı: Lübnan kuzeyi, Lazkiye ve Tartus dahil, Şam’ın kuzeybatısı olacak şekilde daralacak bir Suriye Nusayri Alevi devleti kalacaktı.
4- İsrail Nüfuz Alanı: Şam’ın güneyinden Ürdün sınırındaki stratejik alanı da kapsayacak şekilde İsrail’in kontrolünde olacak bir tampon bölge ayarlanacaktı. Evet; işte İsrail, ABD, İngiltere ve Fransa bunun için muhaliflerin önünü açmışlardı.
Büyük dava ve devlet adamı ve tüm insanlığın kurtuluş sevdalısı Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız şöyle buyurmuşlardı: “Bu AKP’yi kurduran ve iş başında tutan Siyonizm’dir!..” Bu durum bilinmeden hiçbir soruna akılcı ve kalıcı çözüm bulunamazdı.
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..