Milli Görüş, “Kirli Dönüşümün” Avucundaydı!
Ey SP Genel Başkanı ve onun şakşakçı takımı!
Hani, Milli Çözüm’ün; “DEVA ve Gelecek Partileriyle üçlü çatı oluşumu hazırlıkları” iddiaları yalandı, asılsızdı?
Hani, “Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığına zemin oluşturma” çabalarına figüranlık yapma uyarıları kuru itham ve iftiraydı?
Hani, Milli Çözüm’ün; “Bu şüpheli ve şu şaibeli gidişat; SP’yi, Milli Görüş çizgisinden ayırıp, Erbakan’ın prensip ve projelerinden koparıp, DAVOS’çu SOROS’çu ve AB tutkulu, sözde İslamcı özde Masonik istismarcı takımın kuyruğu yapma operasyonlarıdır!” kuşkuları uydurma kurgulardı?
Hani böyle bir sinsi oluşuma ve ÇATI Grubuna, asla yanaşılmayacaktı? Hani Milli Görüş ve Saadet Partisi, doğrudan ve dolaylı hiçbir grubun veya oluşumun güdümüne bırakılmayacaktı?..
İşte; Milli Çözüm’ün aylar ve yıllar önce uyardığı, ama hep “fitne çıkarmakla ve iftira atmakla” suçlandığı ÇATI OLUŞUM’una resmen katılmışlardı ve YENİ YOL(!?) GRUBUNUN, katılımcı alt kademesi olmuşlardı… DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi’nin oluşturduğu YENİ YOL(!?) Grubunun Genel Başkanlığına ise DEVA Partili Celal Mümtaz Akıncı atanmışlardı. Ama tabii ki direksiyon Ali Babacan’ın elinde olacaktı… Ali Babacan ise, AKP’nin kurucularından, Ekonomi Bakanlarından, dış politika elemanlarından ve asıl Siyonist sömürü sermayesinin dünya ekonomisini dizayn etme üst kurumu olan DAVOS’un en hararetli ve en sürekli katılımcılarındandı…
Ve alıklara, balıklara ve kendilerini dava adamı sanan kof kalabalıklara tekrar hatırlatıyoruz ki; işte bu Ali Babacan, aynı zamanda Abdullah Gül’ün: “Babasından kız ister gibi rica edip siyasete kattığımız şahıstır!” dediği insandı. (Bak: Ali Babacan’ın biyografileri) Yani Milli Çözüm’ün; “Bu üçlü Çatı oluşum girişimleri, aslında SP’yi, Milli Görüş’ten ve Erbakan çizgisinden koparma ve Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığına zemin hazırlama çabalarıdır!..” iddialarımız, öyle kuru itham ve iftira olmayıp, acı gerçeklere tercümanlık yapmaktı ve yine aynen gerçekleşmiş durumdaydı.
Oluşturulan Çatı hareketinin YENİ YOL olarak belirlenen Grubunun başına DEVA Partili Eski Anayasa Mahkemesi Üyesi Celal Mümtaz Akıncı’nın (67 yaşında) getirilmiş olması da enteresandı. 1993’te Sivas Katliamı sanıklarının avukatlığını yapmıştı. Anayasa Mahkemesi üyeliğine E. CB. Abdullah Gül tarafından atanmıştı.
Ne diyelim, Hak Davasında ve halkın yararına dik durup kendi başına buyruk olamayanların, böyle oluşumlara kuyruk olmaları kaçınılmazdı!
Yalancıların Mumu Yatsıya Kadardı!
Evet; önce inkâr ve itiraz ettikleri halde Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, ortak grup kurma konusunda anlaştıklarını kamuoyuna duyurmuşlardı. Üç partiyi Meclis’te ortak grup çatısında buluşturan partinin ismi Yeni Yol olacaktı. Her halde bunun açılımı “Yeni Doğru Yol”şeklinde okunmalıydı.
Güya, Meclis’te ortak grup kurmalarına karşın, kendi isimleri altında faaliyet yapacak ve mevcut Genel Başkanlar da görevlerinde kalacaktı! Tabi bu, işin yutturmacasıydı.
Celal Mümtaz Akıncı Kim Olmaktaydı?
Afyonkarahisar doğumlu Celal Mümtaz Akıncı, 10 yıla yakın bir süre Baro Başkanlığı yapmıştı. 2010 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine seçilip Abdullah Gül tarafından onaylanmıştı. 12 yıla yakın bir süre de AYM üyeliği yapan Akıncı, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına taşınmıştı. Akıncı, 2022 yılında görevinden emekli olup ayrılınca, hemen DEVA Partisi’ne katılmıştı. Akıncı, 12 Ekim 2024 tarihinde yapılan Olağan Büyük Kongre’de DEVA Partisi GMYK üyeliğine seçilip, Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine atanmıştı.
Çatı’ya Tepki Nedeniyle İstifalar Başlamıştı!
Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nde Çatı Partiye tepki gösterenler arka arkaya istifa etmeye başlamıştı. Ankara Milletvekili Nedim Yamalı‘nın istifasıyla Saadet Partisi çatısı altında Gelecek Partisi’nin katılımıyla oluşturulan Meclis grubu düşmüş, DEVA Partili Mehmet Emin Ekmen ve Ertuğrul Kaya‘nın bu partiye katılımıyla, grubun yeniden oluşması sağlanmıştı.
Çatı Parti oluşumu, DEVA Partisi’nden de istifalara yol açmıştı. İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, “atalet içinde olmakla” eleştirdiği partisinden 26 Aralık’ta ayrılmıştı. Balıkesir Milletvekili Burak Dalgınise “DEVA Partisi bir çatı bünyesinde farklı bir yola giriyor” açıklamasıyla, partisinden ayrılmıştı. Dalgın’ı, ise eski Devlet Bakanı da olan Selma Aliye Kavafizlemiş, “Çatı Parti kararını doğru bulmadığını” belirterek, istifasını açıklamıştı. Son istifalarla, DEVA Partisi’nin Milletvekili sayısı resmi olarak 10’a düşmüş durumdaydı.
SP, dava erbabının değil, hesap adamlarının insafına kalmıştı!
Hatırlayınız; Saadet Partisi’nin mevcut politikasını tasvip etmeyen bir grup partili, ‘Haymana Mutabakatı Heyeti’ni kurarak Temel Karamollaoğlu yönetimini topa tutmuşlardı. Heyetin Yürütme Kurulu Başkanı Hasan Yaşar, son gelişmeleri gazetecilerle paylaşmıştı.
Saadet Partisi Genel Başkanlığı koltuğunda 7’nci yılını dolduran Temel Karamollaoğlu’nun izlediği siyaset, parti içi muhalefete yol açmıştı. Partinin 2018 genel seçimlerinde CHP’den yana tavır takınmasını ve son olarak Altılı Masa paydaşlarından biri halini almış olmasını Milli Görüş çizgisine yakıştıramayan Haymanacıların, sonunda tıpış tıpış gidip T. Karamollaoğlu güdümlü Mahmut Arıkan listesine katılmaları, biz hariç herkesi şaşırtmıştı. Ve hele bu zevatın Çatı oluşumu YENİ YOL’a sıcak bakmaları, asıl amaçlarını ve ayarlarını ortaya çıkarmıştı.
Partinin 30 Kasım 2022 tarihinde düzenlediği Olağan Kongresi öncesinde ‘Haymana Mutabakatı Heyeti’ni oluşturan 46 politikacı, bu kez ufuktaki genel seçimlere yönelik bir bildiri yayımlamıştı. ‘2023 Seçimleri Kamuoyu Açıklaması’ başlıklı metinde, Saadet Partisi’nin Altılı Masa’daki konumunun Milli Görüş ideasına uymadığı belirtilerek, toplu istifa sinyali yakılmıştı. Heyeti oluşturan isimler arasında İl Başkanları ve Genel İdare Kurulu Üyeleri de vardı.
Ama işte görüyorsunuz; sonunda hepsi kof ve fos çıkmıştı. Ve hele Çatı Parti “YENİ YOL’A” hiçbir itirazda bulunmamaları; bunların öyle dava duyarlılığı, Erbakan bağlılığı falan taşımadıkları, gündelik basit ve fasit hesaplar ve fırsatlar peşinde koştukları bir kez daha kanıtlanmış ve Milli Çözüm yine haklı çıkmıştı!.. Zaten Oğuzhan çömezlerinin Temel’in tahribatlarını düzeltmelerini beklemek saflıktı…
“Akşener’i Unutmadık” Diyenler Babacan’ı Nasıl Hatırlamamışlardı?
Saadet Partisi 21. Dönem Ankara Milletvekili Mehmet Zeki Çelik, Haymana Mutabakatı Heyeti’nin hazırladığı metni “makul” (akılcı ve yararlı) bularak parti tabanındaki rahatsızlığa vurgu yapmıştı. Çelik, açıklamasının devamında Saadet Partisi’nin Altılı Masa ortaklarından İYİ Parti Genel Başkanı “Meral Akşener’in 28 Şubat’taki tutumunu unutmadığını” aktarmıştı.
“Bence çok güzel bir metin hazırlamışlar. Her şeyi çok doğru ifade etmişler. Türkiye’nin içerisinde bulunduğu noktayı iyi bir şekilde dile getirmişler. Saadet Partisi’nin de yanlış yaptığını ifade ediyorlar. Bu, parti içerisinde ciddi bir muhalefet var demektir. Hatta benim bildiğim, genel kongrede bu ekip bir liste çıkaracaktı, fakat parti içerisinde ikilik olmasın diye vazgeçtiler. Şu anda benim edindiğim intiba da Saadet Partisi’nde teşkilat mensuplarının, Altılı Masa’dan ötürü rahatsızlık duydukları yönündedir. Haymana Mutabakatı Heyeti de bunun bir ifadesidir. İsminin Haymana Mutabakatı olmasını da izah edeyim… Neden Haymana demişler? Orada bir otel var… Kongre öncesi, bu otelde yapılan bir toplantı neticesinde alınan kararlara Haymana Mutabakatı demişler. Oradan geliyor. Milli Görüş’ün biliyorsunuz birtakım yan kuruluşları var… Cansuyu bunlardan bir tanesidir. Cansuyu’nun Ab-ı Hayat diye bir kolu vardı Avrupa’da… Bugünkü Saadet Partisi yönetimi bunun kapanmasına sebebiyet verdi. Bundan ötürü de bazı rahatsızlıklar var… Bu sebeple parti yönetimine karşı ciddi bir muhalefet oluşmuş durumda. Biz CHP’nin, HDP’nin ve İYİ Parti’nin Milli Görüş’e karşı olduğunu biliyoruz. Meral Akşener’in 28 Şubat’taki tutumunu unutmadık. Bunu görmemek mümkün değildir. Bu sebeple Saadet Partisi tabanında böyle bir muhalefet oluşmuş ve bunu kabul etmek gerekir!”
İyi de bu duyarlı(!) ve tutarlı(!) ekip, şimdi Ali Babacan gibi DAVOS’çu ve Haçlı AB tutkulu şahsiyet ve zihniyetlerin kuyruğuna takıldıklarını nasıl yorumlayacaklardı? Hangi bahane ve hikmetlere(!) sığınacaklardı? Kaldı ki bir matematik gerçeğidir; oran olarak “eksi”ye düşen rakamların toplanması veya çarpılması onların sadece değerini azaltırdı. Samimiyetsiz ve beceriksiz yöneticiler elinde, artık eksilerle ifade edilen Saadet, DEVA ve Gelecek Partilerinin birleşmesiyle büyük parti olacaklarını ve oy oranlarını artıracaklarını düşünenler de yanılmaktaydı.
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..