Anılarla Erbakan
1969 yılında Konyadan başlayıp tüm dünyaya sesini duyuran Milli Görüş Hareketinin Lideri, eski Başbakanlardan Prof. Dr. Necmettin Erbakanın vefatının yıl dönümündeyiz. Erbakan Hocanın bu kutlu davasında yanında olanlar, Milli Görüş davasının neferi olan isimler, Erbakan Hocanın rahmeti rahmana kavuşmasının sene-i devriyesinde Erbakan Hocayı anlatıyor. Kendisiyle 1969 yılından bu yana omuz omuza çalışan Konyalı Milli Görüş neferleri, Erbakan Hocayla ilgili anılarını anlatırken, zaman zaman duygu dolu anlar yaşıyor.
Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakanın dava arkadaşlarından Halil İbrahim Dağ, Erbakan Hocayla ilgili hatıralarını anlattı. Onu anlatırken büyük keyif alan, bir konu biterken diğerini hatırlayan Halil İbrahim Dağ, Erbakan Hocanın vefatıyla yaşadıkları üzüntüyü ise kelimelere sığdırmanın mümkün olmadığını söylüyor.
Yılmayan, Yorulmayan Adam
Halil İbrahim Dağ: Erbakan Hoca'nın manevi yönü ağır basan, bunun yanında bıkmak, yılmak, yorulmak bilmeyen, gece gündüz davası uğruna koşturan bir adam olması, beni Erbakan Hocaya büsbütün bağlamıştı
Erbakan Hocamın hal ve hareketleri beni çok etkilerdi. Bir gün Lütfi Yalman arkadaşımızla beni çağırdı. Bir saat konuştu bize. Partinin merkez binasında bulunan bir arkadaş yaşadığı şu olayı anlattı: Ben Milli Nizam ilçe başkanıydım. Hocamla köyleri gezdik, gece dönüyoruz, yolda bir ışık gördü. Bu ışığı sordu, Hocam, bu çoban evi dedim. Adam var mı? diye sordu. Var dedim. Vardık, çobanın kapısını çaldık. Çobana 45 dakika Milli Nizamı anlattı. Saat gece yarısı 3ü geçti, eve geldik, hanım sobayı yakmış, yemek hazırlamış. Daha eve girmeden Erbakan Hocam, Sabah kahvaltısında Konyada konuşacağım. Ardından başka yerlerde de konuşmalar yapacağım dedi ve hiç durmadı, hemen yola koyuldu.
Bir gün İcra Kurulu olarak Erbakan Hocamın yanına gittik, mevzuatlarla ilgili bir görüşmemiz var ve 6-7 kişiyiz. Orada Konyanın bir belde belediye başkanı da tevafuk geldi. Hocam başkanla birlikte bizi de aldı. Evvela başkandan başlayalım dedi. Kalemi eline aldı, Başkana bir otobüs söz vermiştim dedi. Başkan da, Hocam ben otobüs almaya geldim diye konuştu. Hay hay, ancak burada sorun var diye konuştu. Başkana, Kaç oyun var diye sordu, o da 1200 diye cevap verince, bu defa Kaçını aldın dedi. Başkanda, 980ini diye cevap verince Erbakan Hocam elindeki kalemi bıraktı ve şöyle dedi: Olmaz, yüzde 100ünü alacaktın o zaman otobüsünü verecektim. Başkan bu defa, Hocam, seçimden önce deseydin, ben yüzde 100ünü de alırdım deyince Hocam, Ha o zaman kişi gıyaben, itikafen inancı görmeyerek hareket etmektir. Kişi cenneti-cehennemi görse, teslim olur. Görmeden itikafen hareket etmek lazım dedi. Sonradan otobüs verildi ama Hocam her işi maneviyata önem verir.
Bir gün bir toplantıdayız. İl başkanı, Konyanın mevcut üye kayıtlarını söylüyor. Merama bağlı Sarıkız köyü var. Bu köyün yüzde 100ünün üye kaydedildiğini söyledi. Biz, Hocamdan iltifat bekliyoruz. Başkan sözünü bitirdikten sonra, Hocam, Neden Konyanın yüzde 100ünü kaydetmiyorsunuz da, 120 hanelik köyü kaydettik diyorsunuz? Konyanın yüzde 100ünü kaydedeceksiniz. Hocamın ufku bu kadar genişti.
Refah Partisi'nde ev toplantılarında aktif görevdeydim. Allah makamını cennet eylesin, çok sevdiğimiz bir dostumuzdu. Biz hocamızı seviyoruz. Allah da bizleri inşallah onunla birlikte eyler.
Konya Erbakan Hocam için önemli bir üstü. Manevi olarak bir bağı vardı, Konya'yı çok seviyordu. Milli Görüş çadırının orta direğinin Konya olduğunu söylerdi. Hocamın bir önemli özelliği de çok çalışkan olmasıydı. Sürekli olarak dahasını isterdi. Elde edilen başarı yeterli olmayıp hep ileri hep hep ileri derdi.
Erbakan Hocamız Başbakan olduğunda da Konya'ya olan bağlarını koparmadı. Çok büyük bir vefa örneğiydi kendisi. Her yıl Ramazan ayında buraya gelir bizimle birlikte iftar açardı. 69'daki harekette yakınlık gösteren kişilerden bazılarının hocamızın tasvip etmediği hallerle karşılaştık. Hocam özellikle onları çağırır, onlarla aynı sofrada oturup yemek isterdi.
ERBAKAN HOCAMIN VEFATI BENİ AĞLATTI
Erbakan Hocam'ın vefatını duyduğum an çok garip bir hal aldım. Allah riyadan saklasın, göz yaşlarımı tutamıyordum. Ağladım ağladım… Sonra hemen gidip bir uçak bileti aldım. Cenazeden iki gün önce İstanbul'a gittim. Cenaze törenine katıldığımda Erbakan Hocamızın ne kadar değerli bir insan olduğunu gösteriyordu. Yer gök insan doluydu. Hocamı çok özlüyorum, kabri cennet olsun. Hocama her gün dualar gönderiyorum, onunla çok fazla anılarımız var. Ben şimdi size hangi birini anlatıyım. Hocamın hayatı hep mücadele doluydu, bambaşka bir insandı. Davası olan, derdi olan bir insandı. Bunun yanında manevi olarak da büyük bir insandı. Hocamın sohbetlerini çok özlüyorum şimdi. Bir de onun projelerinin gerçekleşmesini çok istiyorum. Bu dava bakidir. Erbakan Hocamız vefat etti ama onun bize bıraktığı bu dava devam edecek.