Anasayfa » TOPLUMUN YOZLAŞMASI..

TOPLUMUN YOZLAŞMASI..

Yazar: yonetici
0 Yorum 478 Görüntüleyen

Manipülasyon; toplumu istenilen hedefe yönlendirmek, genelgeçer ahlâkı değiştirip dejenere etmek, beyinleri etkileyip kontrol etmek anlamlarını taşıyan ve yaygın olarak kullanılan çağdaş bir kavramdır. Aslı “hileli yönlendirme ve ustalıkla aldatıp güdümleme” manasına gelen Fransızca bir kelime olmaktadır. Özellikle reklamcılık ve politika sahasında sıklıkla başvurulmaktadır. Sermaye piyasalarında; yapay olarak fiyatları ayarlama, arttırma, azaltma, suni olarak arz ve talep dengesini uyarlama ve aktif bir borsa ve piyasa izlenimi uyandırma amacıyla manipülasyona sıkça rastlanmaktadır.

Medya (basın ve yayın) sektöründe, yoruma açık haberlerle; başlık, spot, flaş gibi dikkat çekici ve etkileyici yöntemlerle ve görsel malzemelerle gerçekleştirilen manipülasyon girişimleri daha kalıcı ve kafa karıştırıcıdır. Bir nevi göz boyama ve beyin yıkama metodu olan manipülasyon, Firavunlar dönemindeki sihirbazlığın çağımızdaki farklı bir uygulaması konumundadır. Özellikle kötü niyetli kişiler ve hain kesimlerce kurgulanan manipülasyon tuzaklarından sakınmak lazımdır, ama oldukça yaygınlaşmıştır. Bu tür manipülasyon teknikleri ve taktikleri zihinlerimizi karıştırıp ayartarak şeytani odakların çıkarları ve amaçları doğrultusunda davranmamız için oluşturulmakta ve en önemli ve etkili araç olarak da görsel ve yazılı medya kullanılmaktadır. Bu kandırma ve Hak’tan caydırma yöntemleri, çok sinsi ve incelikli olanlardan, kaba ve klasik yaklaşımlara kadar geniş bir yelpazede karşımıza çıkmaktadır. Size oyun oynandığını ve aldatılmaya çalışıldığınızı dikkate alarak ve şuurlu davranarak; yani aklınızı, vicdanınızı ve inancınızı devreye sokarak bu manipülasyon bombardımanından kurtulmaya çalışmalıdır. Ve hele dini duygu ve duyarlılıklarımızı istismara, nefsi çıkarlarımızı ve arzularımızı okşamaya yönelik politik manipülasyonlardan mutlaka sakınmalıdır. Çünkü İblis Şeytanın “Vesvese, desise, mekir (hile), insanlardan pay alma (kendi hesabına çalıştırıp yararlanma) (Nisa: 118), boş hayal ve kuruntularla saptırma, mağrur edip kandırma (Nisa: 120) ve özellikle Allah ile aldatma (Lokman: 33)” gibi yöntemlerini bugünkü insi ve sinsi şarlatanlar rahatlıkla ve yaygınlıkla kullanmaktadır. Ve tabi Şeytanlara ve Şeytanlaşmış insanlara aldanmak, kesinlikle bir mazeret sayılmayacaktır.

• Allah ve Peygamberle savaşmak (Bakara: 279), adil devlet ve hükümet nizamını bozmak suretiyle üretici ve dengeli ekonominin temeline dinamit koymak olan FAİZ sistemini yürüten ve bunu “dünyanın (şeytani saltanatın) realitesi” kabul eden hidayeti kararmışları…

• Yahudilerin Siyonist takımına ve Hristiyanların emperyalist oluşumlarına ve onların AB ve NATO gibi haksızlık ve ahlâksızlık kurumlarına tâbi olup münafıklaşanları (Maide: 51-52)…

• Ülkede içki ve uyuşturucunun yaygınlaşmasına zemin hazırlayan, Loto, Toto, Piyango, at yarışı, it yarışı gibi kumarları umut kapısı yaparak fikren ve fiilen şeytanlaşan (Maide: 90-91) ve zinanın her türlüsünü meşrulaştıranları…

• Irak’ta, Libya’da ve Suriye’de milyonlarca mazlum Müslümanın gâvurlarca katledilmesine destek çıkacak kadar vicdanları katılaşıp İslam’dan ve insanlıktan uzaklaşanları…

• Ve böylece “Masum bir insanın haksız yere katledilmesine doğrudan veya dolaylı sebep olarak, bütün insanları öldürmüş gibi büyük bir günah sırtlanıp” (Maide: 32) Allah’ın ve tüm mahlûkatın lanetine uğrayanları…

• Kendisi, ailesi ve yakın çevresinin imkân ve iktidar hırsı için tüm milli ve manevi değerlerini istismar ve suiistimal edip çiğnemekten ve toplumu dejenere etmekten sakınmayan sorumsuzları “Dindar kahraman, cesur adam!” diye alkışlayan ve arkasından koşan kimselerin ne Allah katında ne de hukuk ve ahlâk nazarında elbette hiçbir haklı gerekçeleri bulunmayacak ve uydurdukları mazeretler, ortak oldukları tahribat ve günahlara kefaret olmayacaktır.

Bugün maalesef kendi aklı, vicdanı ve inancı ile değil, marazlı ve maksatlı medya manipülasyonlarıyla düşünüp değerlendiren, böylece uzaktan kumandalı robotlara çevrilen halk yığınlarının, nasıl artık gerçeklere hatta bizzat gözüyle gördüklerine değil; beyinlerine şırınga edilen sahte görüntülere, nefsi-şeytani dürtülerine ve kendi kuruntu ve hayallerine inanmaya başladıkları bir süreç yaşanmaktadır. Bu nedenle: “Ey iman edenler (yöneticilerinize) ‘Raina = Bizi (koyun sürüsü gibi) güt!’ demeyiniz. (Bu zillete rıza göstermeyiniz. Bunun yerine yöneticilerinize) ‘Ünzurna = Bizi gözet (organize ve nezaret et)’ deyin, (Böylece hem Dinin hem Adil devletin hukuki ve ahlâki emirlerini) dinleyin.” (Bakara: 104) ayetinin uyarıları, şuurlu ve onurlu mü’minlerin; güdülen sürüler olmaktan kurtulup özgür ve cesur bireyler halini almaları gerektiğini vurgulamaktadır.

 

 

MAKALEYİ OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ..

 

 

 

 

 

 

 

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi