SOMA FACİASI VE İSTİSMARCILARI!
Somada yaşanan ve 400 cana mal olan kömür madeni faciasında hayatını kaybedenlere rahmet, ailelerine sabır ve sekinet dilemekten başka maalesef elimizden bir şey gelmemektedir. Bu elim olay iki kesim tarafından istismar edilmektedir: Bazı muhalifler; hükümet aleyhinde kullanmak ve halkı kışkırtmak için bu hadiseyi bir fırsat ve bahane olarak değerlendirmektedir; AKP Hükümeti ve işveren firma yetkilileri ise ilahi kader deyip geçiştirmektedir. Oysa Kurani Kerim: İnsanların kendi elleriyle (yaptıkları tahrip ve ihmallerin sonucu) kesb ettikleri (meydana getirdikleri) nedeniyle, yeryüzünde ve denizlerde fesat (bozulma ve felaketler) yaşandığını (Rum:41) haber vermekte, ilgili ve yetkilileri tedbirli ve dikkatli olmaya davet etmektedir. Bu konuda kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın!. (Bakara:195) Size dokunan her musibet, kendi ellerinizle (işlediğiniz yanlışlık ve haksızlıklar neticesi) kesb edilen şeyler yüzündendir (Şuara:30) ayetleri üzerinde durmak ve sorumluluklarımızı kuşanmak gerekir.
İslam herkesten önce mağdurların ve mazlumların hakkını savunan, ezilen ve sömürülen topluluklara sahip çıkan bir dindir. Yoksa, Kader kavramını istismar ederek zavallı halkı uyuşturup avutmak, susturup pusturmak için bu din gelmemiştir. Bu felaketleri Kader deyip geçiştirmek, hükümetin ve işverenin, kendi suçlarını ve sorumlulukların, -haşa- Allaha yükleme gayretidir. Özel eğitimli, deneyimli ve kadrolu işçilerin yapması gereken, derin maden mağaralarında kömür çıkarma işini, siz tutar da taşeron olarak bilinen ve sadece yardımcı hizmetlerde çalıştırılması gereken ucuz emekçilere yaptırırsanız Sahici ve etkili sendikacılığı körletip göstermelik delegeler atarsanız Herhangi bir patlama, yıkılma ve yangın çıkma ihtimaline karşı sığınanları bir ay barındıracak ve hayatta tutacak 40-50 kişilik özel donanımlı Yaşam odaları kurmayı kanunen zorunlu bile tutmazsanız Ve bunların sonucu, Avrupa ve Amerikadaki benzer durumların tam 20 katı fazla ölümlere sebep olursanız; yasalardan yakanızı sıyırırsanız bile, bir ömür boyu sizi kıvrandıracak vicdan azabından, Allahın gazabından ve mazlumların bedduasından kurtulmanız mümkün değildir.
Başbakanın kalkıp 152 sene önce (1862de) İngilteredeki bir maden kazasını örnek verip, kendi aklınca ve ayarınca mazeret üretmeye yeltenmesi, şımarık AKPli Şamil Tayyarın;Muhalefet Partisi Somadaki madenlerde iş güvenliği riskine karşı Meclis Araştırma Komisyonu kurulması için önerge verdi ama, bu teklifi Meclisten geçirmek için olağanüstü bir gayret göstermedi, AKP gurubu da red etti şeklindeki mazeretleri bunların tıynet ve zihniyetini göstermektedir.
Bu arada trafo patlaması iddiaları da şüphelidir. Uzmanlara göre, Türkiyede maden ocaklarında kullanılacak özel trafolar hala üretilmemekte, dışarıdan ithal edilmektedir ki, bunların çok sağlam yapıldığı bilinmektedir. Ya işveren, ucuz malzemeden uyduruk trafolarla idare etmiştir veya trafo patlaması hikayedir; tedbirsizlik ve ihmal yüzünden yangın çıkıp her tarafı sarıvermiştir.
Özetle: Bu tür musibetler, bundan sonraki felaketleri önlemek için bir fırsat vesilesidir. Hükümetlerden firma yetkililerine, herkesin sorumlulukların bilincine varma sürecidir. Yanlış birkadercilik anlayışıyla halkı narkozlamak büyük vebaldir; çünkü İslam mazlumları ve mağdurları uyuşturup uyutmak için değil, onların haklarını korumak için gönderilmiştir. Yaşlanıp yıprandırdığı için daha genç ve güzel bir kadın almak hevesiyle kendisini boşamaya ve cahiliye adeti olarak zıhar yapmaya, eşini annesi yerine koymaya yeltenen zalim kocaya karşı mazlum kadının haklarını korumak üzere Ahzab Suresi 4.ayeti indirilmiştir. Peygamberimizin Mısırlı ve Kıpti asıllı cariyesi Mariye anamızla münasebetlerini kesmesini isteyen Hz. Ömerin kızı Hafsa anamızın bu teklifi üzerine Tahrim suresi 1.ayeti gelmiş ve mazlumların hakkı gözetilmiştir. Kör, ama sadık bir mümin olan Ummü Mektumla sohbet etmeyi ve sorularına yanıt vermeyi erteleyen ve ziyaretine gelen Mekkeli Müşrik kodamanlarla ilgilenip bütün kabilelerin imana gelmesini arzu eden Efendimizin, bu ilahi kader senaryosundaki mükemmel rolüyle, bu tür yaklaşımların gereksiz ve geçersiz olduğunu fiilen göstermek ve öğretmek üzere Abese Suresinin ilk on ayeti vahyedilmiştir.
Somadaki elim kazadan 4 gün sonra basın karşısına çıkan Maden Ocağı sahibi ve TÜSİAD üyesi (ve dahi CHPli) Alp Gürkanın (Aydın Güven Gürkanın kuzeni, Beyaz Türklerden) toplantısında gazetecilere sataşan Sema Demiral adlı kadının, AKPnin resmi PR Ajansının patroniçesi olduğunu ve bu Accord PR Ajansının web sitesinde, çalıştığı firmalar arasında Soma Holdingin ön sıralarda yer aldığı gerçeğini hatırlarsak halkımızı ezmek üzere, hükümet, muhalefet ve iş çevrelerinin nasıl bir menfaat ilişkisi içinde olduğu daha iyi idrak edilecektir.
İnşallah hepsi hükmen şehit mertebesine erişen bütün işçilerimize tekrar cennet ve rahmet diliyor, kederli ailelerine ve aziz Milletimize taziyelerimizi sunuyoruz.
MİLLİ ÇÖZÜM DERGİSİ