Anasayfa » Sn. Süleyman Arif Emre Bey’in Oğuzhan Asiltürk İtirafları

Sn. Süleyman Arif Emre Bey’in Oğuzhan Asiltürk İtirafları

Yazar: yonetici
0 Yorum 72 Görüntüleyen


Sn. Süleyman Arif Emre Bey’in Oğuzhan Asiltürk İtirafları


Ekrem Şama Sn. Süleyman Arif Emre’ye sormaktaydı: “Sizin “Siyasette 35 yıl” kitabı var ya, bu konuyu orada anlatmışsınız. Bir akım çıkmış Milli Görüş hareketinde. Güya Musa Saffet Bayramaşık Hocayla bir görüşme yapmışlardı. Bunların; “bizden iki kişiyi almadan partinizi kapatırız bir daha da siyaset yapamazsınız. Bu iki kişiden biri Şevket Kazan, diğeri Oğuzhan Asiltürk’müş… İkisi de Milli Görüşçü gibi gözükecekler ama bize çalışacaklar” dediğini iddia ediyorlardı ve sizin kitabınızı referans gösteriyorlardı?..

S. A. Emre: Öyle bir rivayet yok. Şevket beyi 73 seçimlerinden sonra Abdurrahim Bezci getirdi. Yoksa Şevket Kazan’ın esamesi yoktu. Oğuzhan (İstanbul)İl başkanıydı gereken performansı gösteremediği için onu görevden aldım. Oğuzhan o zaman çok pasifti ve başarılı olamadı. Ben de Oğuzhan’ı değiştirdim, hatta neredeyse dışarı atacaktık yani. Ama belki çalışır deyip alıştırdık onu. Ben Oğuzhan beyi ilk defa şöyle tanıdım. Ankara'da mühendis genç bir adam abisiyle beraber Kars Ardahan'da ilkokul ihalesine girmiş o şekilde çalışıyormuş… Ben yoktum Hoca dedi ki; “genç bir mühendis geldi o kadar samimi konuştu ki gözlerim yaşardı. Bana “Hocam ben artık sizin emrinizdeyim. İster odacı, ister bahçıvan ne olursa görev olarak yaparım, ben size biat ettim tabi oldum” deyince Hocamın gözleri yaşarmış.[3] (Bu yılışık sözlerdeki sinsi niyet aynen sonradan aldığı Oğuzhan Asiltürk ismi gibi sırıtıp durmaktaydı ve Milli Nizam’ın kapatılmasından sonra bu başvurunun yapılması da enteresandı. Hem Oğuzhan Asiltürk, hem Şevket Kazan, ne hikmetse daha önce Milli Görüş’e hiç ilgi duymamışlardı. O süreçte Rahmetli Necip Fazıl’ın “Bir insanın hem “Oğuz”, hem “Han”, hem “Asil”, hem de “Türk” olması suni ve zoraki bir yakıştırmaydı ve “acaba?”larla insanın kafasını karıştırmaktaydı.”[4] Tespitleri ve endişeleri de haklıydı.

Şimdi Ekrem Şama gibi şamatacılara ve Oğuzhan şakşakçılarına hatırlatalım:

1- Önce, biz o hakikatleri, S. Arif Emre Bey’in kitabına dayandırmadık. Bu kitabın yazılışından 10 yıl öncesinden anlatmaya ve camiamızı uyarmaya başladık.

2- Biz bunları 1978’den sonra, özellikle Şevket Kazan’ın Van Senatör adaylığı sırasında seçim çalışmalarına bizzat katıldığımız ve bizi şaşkınlığa çeviren davranışlarına şahitlik yaptığımız süreçten sonra araştırıp aktarmaya çalıştık. O tarihlerdeki Büyük Gazetede ve Milli Gazete'deki Düşünce köşesindeki yazılarımız bunun ispatıdır.

3- S. A. Emre Bey’in kitabı yıllar sonra piyasaya çıkmıştı ve bizim partinin özel seminerlerinde duyup aktardıklarımızın yarısı (Siyasette 35. Yıl. 1. Cilt. Sh. 201-202) aynen yazılmıştı.

4- Şimdi Sn. Emre’nin bizden 10 yıl sonra, bu konunun bir kısmını canlı şahit olarak aynen aktarması, yıllar öncesinden yazıp konuştuklarımızın doğruluğunun kanıtı sayılmaz mıydı? Bizim o kitabın çıkışından çok önceleri bu gerçeği bilip yazmamız için: a)Ya Hocamız kaynaklı sağlam rivayetlere dayanmalıydı. b)Veya “kafadan uydurduklarımızın, yarısının ve en önemli kısmının tutması” olarak yorumlanmalıydı!?

5- Ey Şama gibi şamatacılar! Eğer mert ve dürüst iseniz, Süleyman Arif Beyi kasıtlı ve saptırıcı sorularla konuşturup Oğuzhan ve avanesini aklayıcı videolar yayınlayacağınıza, Bay Asiltürk’ün Konya’daki “Erbakan beytülmale ait paraları mala çevirip kendi üzerine tapuladı, bunlar çocuklarına miras kaldı. Yani Erbakan değil çocukları bunların üzerine yattı!?”anlamındaki iftiralarını içeren ve derhal kestirilen video kayıtlarını yayınlayıp herkesin ayarını ve amaçlarını ortaya dökmeniz daha vicdani olmaz mıydı?



SÜLEYMAN ARİF EMRE: OĞUZHAN COK PASİFTİ, HİÇ BAŞARILI OLAMADI 

TAMAMI İÇİN: http://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/asilturkun-erdoganla-mgv-pazarligi-ve-hocanin-bosna-yardimi-basin-toplantisi







BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi