Türkiyenin Suriye Operasyonuna Pentagonun İtirazı!
30 Kasım 2022 gecesi Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD’li mevkidaşı Lloyd Austin ile bir görüşme yapmıştı. Görüşmede; Pentagon’un bir numaralı isminin haddini aşıp Akar’a, bir süredir gündemde olan Suriye’ye yönelik askeri operasyon ile ilgili uyarıda bulunduğu basına sızmıştı. 13 Kasımda İstanbulun kalbi Taksime düzenlenen kanlı terör saldırısı sonrasında TSK Suriyeye askeri hava operasyonu gerçekleştirirken, gözler bir süredir gündemde olan kara harekâtına çevrilmiş durumdaydı. Terör örgütünün İstiklal Caddesinde sivilleri hedef aldığı terör saldırısı sonrasında hem Ankaradan hem de Suriyeden gelen açıklamalar olası bir kara harekâtına hazırlıkların başladığı şeklinde yorumlanırken, bu sırada Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Pentagonun (ABD Savunma Bakanlığı) tepe ismi Lloyd Austinin bir telefon görüşmesi yaptıkları anlaşılmıştı.
Pentagon tarafından yapılan açıklamada, Austinin Akara; Türkiyenin Suriyeye yönelik yeni bir askeri operasyon yapmaması konusunda çok güçlü bir tepki gösterdiği vurgulanmıştı. Görüşmede, Austinin 13 Kasımda gerçekleşen saldırıdan dolayı taziye dileklerini ilettiği de hatırlatılmıştı. Pentagon tarafından yapılan açıklamada, Bakan Austin, son dönemde gerçekleşen ve bazıları doğrudan bölgedeki partnerlerimizle, IŞİDi yenmek için çalışan ABD personelinin güvenliğini riske atan hava operasyonu da dahil olmak üzere, Suriyenin kuzeyi ile Türkiye arasında yaşanan gerilimin yükselmesinden dolayı endişelerini dile getirdi ifadeleri yer almıştı. Açıklamada ayrıca, Bakan Austin, gerilimin azaltılması çağrısını yaparken, Bakanlığın, Türkiyenin Suriyede yeni bir askeri operasyon yapmasına güçlü bir şekilde karşı olduğuna yönelik açıklamalarını paylaştı sözleri tam bir küstahlıktı, çünkü bu Stratejik Ortaklık değil, açıkça bir düşmanlık tavrıydı. Bütün bu girişim ve gelişmelerden sonra Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile doğrudan görüşmek artık hayati önem taşımaktaydı.
ABD ve Rusya’dan art arda ‘Pençe-Kılıç Hava Harekâtı’ çıkışları!
Pentagon, Türkiyenin Suriye ve Irakın kuzeyinde gerçekleştirdiği Pençe-Kılıç Hava Harekâtına karşı olduğunu açıklarken, Rusyadan da arka arkaya Türkiyenin Suriye harekâtıyla ilgili karşı tavırlar gelmeye başlamıştı.
ABDnin açıklamasından kısa bir süre sonra uluslararası haber ajanslarında bir son dakika haberi daha yayımlanmıştı. Haberde, Rusyanın Suriye Büyükelçisi Alexandr Lavrentyevin ifadeleri yer almıştı. Rus haber ajanslarının aktardığı haberde Lavrentyev, Türkiye, Suriyede aşırı askeri güç kullanmaktan sakınmalı ve Kürt sorunu için barışçıl bir çözüm aramalı çağrısında bulunmuşlardı. Yani, güya stratejik ortağımız Amerika da, fiili ortağımız Rusya da, Suriyedeki haklı operasyonlarımıza karşıydı.
Beşşar Esadla İrtibat ve Kurumsal Akıl
Sadece iç politikada değil, dış politikada da Erdoğanın plansız, programsız ve tutarsız tavırları yüzünden iktidar sağa sola yalpalayıp durmaktaydı. Düne kadar hakaret yağdırdıklarına bugün yaklaşmak ve yaranmak zorunda kalmakta, daha önce hürmet ve rağbet ettiklerine bir anda ters davranmaya başlamaktaydı. Bu dengesiz ve ilkesiz yaklaşımlar ciddi zafiyetlere yol açmakta, hükümeti itimat ve itibar edilmez konuma taşımaktaydı.
Suriye ile görüşme konusunda yapılan açıklamalar iyice sıklaşmaya başladı. Hatta İngiltere merkezli Reuters Haber Ajansının iddiasına göre, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esadın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın görüşme talebini reddettiğine dair bir haber bile yayımlandı. Bu haberin içinde, Esadın Türkiye seçimleri sonrasını işaret ettiğine dair ifadeler de kullanıldı. Bundan 5-6 yıl önce böyle bir görüşme atmosferi ortaya çıkmış olsaydı, sorunun aşılması için bugüne göre daha ümitli konuşulacaktı. Tam da bu noktada sonda söyleyeceğimi başta ifade edeyim; Suriye ile kesinlikle görüşülmeli ve problemlerin ortadan kalkması için müzakerelere bir an önce başlanmalıdır. Ancak bugün için Suriye ile görüşmek, sadece Suriye ile görüşmek anlamını çoktan aşmıştır. Rusya ve İranın kendi beklentilerine uygun şekilde aynı anda razı olacağı, Amerika Birleşik Devletlerinin ise başta Türkiye, sonra da Rusya ve İran ile çatışan bölgesel hedeflerinin maksimum derecede buluşacağı şartlar lazımdır. Bu ne kadar mümkün, onu sizlerin takdirine bırakıyorum.
ABDnin, Suriyede istikrarın sağlanması diye bir derdi bulunmuyor. Aksine ABD, ülkedeki kaosun devam etmesi yönünde bir yol haritasına göre hareket ediyor. Bölgesel aktörlerin enerjisinin Suriyede harcanmasına dönük planlar yapıyor. Ülkenin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) için önemli bir laboratuvar olan vasfını korumasını hedefliyor. İranda devam eden çalkantılar, Rusyanın Ukrayna savaşında yaşadığı kafa karışıklıkları, ABDnin Suriyeye bakışında bazı değişiklikler meydana getirdi. Geçen süre zarfında herkesin yerel unsurlarla olan ilişkisi daha da kalıcı hale geldi. Rusya, Suriye yönetimi ile ittifakını devam ettirirken, ABDnin yerel partner olarak tanımladığı SDG (PYD/YPG) ile de görüşmelerini sürdürüyor. Hatta ABDden uzaklaşmaları yönünde onlara telkinde bulunuyor. Çünkü SDGnin Suriyedeki en organize yapı olduğunu düşünüyor. Rusya, diğer yapılanmalar ve terör örgütlerinin konjonktürel sürecin bir parçası olduğunu düşünüyor. Türkiye ise bir taraftan sınır güvenliğini temin etmeye çalışırken, olası Esad ile müzakerelerin başlaması sonucu, bu görüşmelere muhalif olan Suriye içindeki unsurların nasıl tepki verecekleri konusuna odaklanıyor. Ayrıca sığınmacılar meselesinin çözümü için en başta Suriye ile görüşmenin şart olduğu net olarak anlaşılmış bulunuyor. Avrupa Birliği (AB) ile imzalanan Geri Kabul Anlaşmasının dertlere derman olamayacağına dair kesin bir kanaat giderek oluşuyor.
…
MAKALENİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ..