PERDE ÖNÜNDE KİNDAŞLIK,
PERDE GERİSİNDE SIRDAŞLIK
Türkiyeden gidip
Gazzede bebekleri katleden Siyonist Yahudi katillerin, topraklarımızda elini
kolunu sallayarak gezmesi vicdanları sızlatıyordu!
Yıllardır Filistindeki Müslüman kardeşlerimizi
katleden insanlığın baş belası Siyonist İsrail, son olarak Gazzeye yaptığı
kara harekâtında Kassam mücahitleri karşısında çaresiz kalınca asker sıkıntısı
başlamış ve dünyadaki Siyonistleri silahaltına çağırmıştı. Bu çağrı üzerine
Türkiyeden de birçok Siyonist İsrail ordusuna katılmıştı. Sosyal medyada
örgütlenen ve kendilerini Türkiyeli vicdan sahipleri olarak tanımlayan bir grup
aktivist İsrail askeri
istemiyoruz hashtagi ile
Gazzede bebekleri öldüren katil Siyonistlerin Türkiyeye tekrar girmelerinin
yasaklanmasını, eğer gelenler olursa bunların da savaş suçlusu sayılması için
Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmek üzere dilekçe hazırlamıştı. Birçok
akademisyen, sanatçı ve gazetecinin video kaydı ile destek verdiği kampanyaya
sosyal medyadan da büyük destek sağlanmış, toplanan binlerce dilekçe ise Fatih
Postanesinden TBMMye postalanmıştı. Sosyal medya üzerinden birçok kişinin
destek verdiği kampanya hızla yayılırken, kampanyayla ilgili kurulan siteden
yapılan açıklamada amaçları şöyle sıralanmıştı: Filistinde işgalin son
bulmasını, Gazzedeki hukuksuz ambargonun kalkmasını ve katliamların bir an
önce durdurulmasını isteyen Türkiyeli vicdan sahipleriyiz. Hiçbir
şey yapamamaktan yakınan herkes işgali anlatan sadece bir cümle kursaydı, bütün
dünya Filistindeki işgale, katliamlara ve zulme karşı bir barikat
oluşturacaktı.
İsrailde yapılan askerlik hizmetleri
Türkiye Cumhuriyetinde yapılmış sayılıyor ve AKP tarafından bunu düzeltmek ve
önlemek için hiçbir adım atılmıyordu!
Açıklamanın devamında ise, Birden fazla tabiiyetli
yükümlülerden hangilerinin hangi ülkelerde yaptıkları askerlik hizmetinin
sayılacağı Bakanlar Kurulunun 05 Temmuz 1993 gün ve 93/4613 sayılı kararı
gereğince Milli Savunma Bakanlığı tarafından belirlenmekte olup, İsrailde
yapılan askerlik hizmetleri Türkiye Cumhuriyetinde yapılmış sayılmaktadır.
Buna dayanarak hem İsrail hem de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olanlar,
İsrailde askerlik yapmakta, savaşa çağrıldıkları zaman İsraile gidip Filistin
katliamına katılmakta ve Türkiyeye döndüklerinde ise sanki Filistinli
çocuklara vahşice kıymamış, Gazzede pazar yerlerini vurmamış ve Nablusta
işgali reddeden gençleri gerçek mermilerle hedef almamış gibi saygın Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşları gibi kirli hayatlarını yaşamaktadır. Vicdanları
olanlar bu katillerle aynı mahallede oturmaktan, aynı sokakları paylaşmaktan,
aynı okullarda okumaktan ve aynı işyerlerinde çalışmaktan utanmalıdır. Çünkü
Filistinli çocukları İsrail Ordusu üniforması giyerek ve ABD silahı
kullanarak öldüren katillerle taammüden adam öldüren katiller arasında bir fark
bulunmamaktadır.