Anasayfa » Muhittin Yıldırım’dan Erbakan Hoca’mızın Prensip ve Projelerine Tamamen Aykırı Yorum ve Yaklaşımlar

Muhittin Yıldırım’dan Erbakan Hoca’mızın Prensip ve Projelerine Tamamen Aykırı Yorum ve Yaklaşımlar

Yazar: yonetici
0 Yorum 79 Görüntüleyen


Muhittin Yıldırım’dan
Erbakan Hoca’mızın Prensip ve Projelerine Tamamen Aykırı Yorum ve Yaklaşımlar

Elazığ Milli Çözüm Dergisi Temsilcimiz ve Yazarımız Necati Akgül aktarmıştı:

24 Şubat 2018 tarihinde, Din Görevlileri Birliği Derneği Elazığ Şubesi tarafından düzenlenen, Elazığ Kültür Park Mamurat’ül Aziz salonunda; Saadet Partisi Genel Merkez Eğitim Koordinatörü ve Genel İdare Kurulu Üyesi Muhittin Hamdi Yıldırım, konuşmacı olarak katıldığı “Erbakan’ı Anlamak ve İslam’da İttifak Ahlakı” konulu konferansta: “Bu anlattıklarımızın hepsi Erbakan Hoca’dan öğrendiklerimizdir.” diyerek başladığı konuşmasında, Erbakan Hoca’mızın prensip ve projelerine, Onun ifade ve ideallerine tamamen aykırı yorum ve yaklaşımlarda bulunmuşlardı.

“İslam’da parti var, ama particilik yoktur”… “Partime gelmeyene ‘Batıl yoldasın’ denilemez”… “Bizim dinimizde particilik yoktur ve bu konular (partiyle ilgili çalışmalar) cihat değildir”… Kur’an-ı Kerim: “Hep birlikte Allah’ın ipine (İslam’a) sımsıkı sarılın, parçalanmayın” buyurmaktadır. Bu ayetteki “camian” kapsamına her parti mensubu girer mi, girer.” (Yani Saadetli olmak şart değildir)… Allah bize: “Müslümanlık dışında bir kimlikle ölme, yani parti için sakın ölme” buyurmaktadır. (O halde Saadet Partisi için çalışıp bu yolda ölmek, İslam’a aykırı ve tehlikeli midir?)… “Başka parti mensuplarına diyeceğiz ki, (bizim partimize gelmene gerek yok) sen de kendi partinde İslam’ı (yaşa ve) anlat” gibi sürekli “İslam’da particilik yasaktır… Diğer parti mensupları da Hak yoldadır… Cenabı Hak Müslümanların ittifakını emir buyurmaktadır, öyleyse bütün Müslümanları haklı bulup saygı duymamız, Müslüman kimliğinde ittifak yapmamız lazımdır” anlamında laflar edince,konuşmanın bütünlüğü içinde: “Saadet Partisi’nin başka parti veya siyasi oluşumlarla dava adına değil, dünyalık hesaplarla ittifak çalışması içine girdiğini ve bunu Milli Görüşçülere kabul ettirmek için bu konferansların tertip edildiğini” düşündüğümden konferans esnasında salondan kendisine:

“Bu anlattıklarına göre şimdi Saadet Partililer din ve dava gayreti değil de particilik mi yürütmektedir? Erbakan Hocamız: “Saadet Partisi Milli Görüş’ün tek adresidir… Milli Görüş Hak’kı, diğerleri Batılı temsil etmektedir” buyururken yanlış söylemiş ve İslam kardeşliğine zarar mı vermiştir?… “Diğer partilerin küresel emperyalizme hizmet etmek için ve Siyonist merkezlerce yönlendirildiğini” defalarca hatırlatan Erbakan Hoca’mızın bu tespitleri yersiz ve gereksiz midir?… “İttifak yapılacaksa Saadet Partisi çatısı altında ve Onun amaçları doğrultusunda olması gerekmez mi?” anlamında itiraz edince şaşırıp, şapşallayıp kalmış, olumlu veya olumsuz hiçbir cevap vermeden konuşmasını sürdürmeye çalışmıştı. Bir süre sonra salonu terk ettim ve zaten duyarlı ve tutarlı bazı Milli Görüşçü kardeşlerimizde de mırıldanmalar ve itirazlı tavırlar başlamıştı. Salondan çıktığımda konuştuğum bir kişi bana: “Sen o itirazı yapınca ben yanımdakine: Bunlar başka partilerle ve davanın değerleri ve hedefleri gözetilmeden ittifak yapacaklar ve bize de; “İslam bunu emretmiştir. Bunları da bize Erbakan Hocamız tavsiye etmiştir” diyecekler” dediğini anlatmıştı.

Oysa; inancımıza, ahlakımıza, aklımıza ve vicdanımıza uygun Adil bir Düzen kurulmadan ve en azından bu amaçla yola çıkan bir oluşuma katılmadan, İslam’ı bütün kurum ve kurallarıyla yaşama şansı asla bulunmayacaktır. Tam aksine, Batıl sistem ve partiler içerisinde, insanlar giderek yamuklaşıp yozlaşacak, o toplum hayatında İslam sadece bir aksesuara dönüşmüş olacaktır.

Bir toplumun çoğunluğunu oluşturan halkın DİNİ ile DÜZENİ çatışırsa, orada huzur kalmayacaktır. Örneğin:

DİN faizi haram sayıyor, DÜZEN serbest bırakıyor, hatta resmi ihale ve kredilerde faizli Banka aracılığını mecbur tutuyorsa…

DİN zinayı büyük günah sayıyor, DÜZEN ise mubah görüyor ve önünü açıyorsa…

DİN kumarı şeytan işi sayıp yasaklıyor, ama DÜZEN loto, toto, piyango, kazı kazan, yan yat kazan… Yüz çeşit kumarı şans kapısı diye teşvik ediyorsa…

1- Bu durumda insanlar, ya dinine bağlı kalacak, ama düzenle zıtlaşacak ve devlet imkânlarından mahrum bırakılacaktır.

2- Veya düzenin, inancına aykırı fırsatlarına kapılacak ve böylece vicdanı-imanı yozlaşacaktır.

3- Ya da; insanlar hem Dinini hem Düzeni idare etmeye kalkışacak ve münafıklık artacaktır.

Evet, Din ile Düzenin zıtlaşması, toplumu yozlaştıracaktır!

Çünkü bir toplumun: Diniyle Düzeni, ahlaki prensipleriyle siyasi projeleri, Camide dinledikleriyle mektepte öğrendikleri eğer birbirini tutmuyor, zıtlaşıp farklılaşıyorsa; bu durumda ya Düzene uyup dinlerini yozlaştıracaklar veya Dinlerine uyup Düzenle çatışacaklar, her iki halde de huzursuz olacaklardır. Tekrar vurgulayalım ki; bu durumda insanlar, a) Ya dinlerinin bir takım emir ve hükümlerini bırakacaklar, b) Ya düzene başkaldırıp isyancı konumunda olacaklar, c) Veya genellikle hem Dinlerini hem de Düzenlerini idare edip yani “hem Dindar, hem Düzenbaz” geçinip münafıklaşacak; sonundafikren Müslüman fiilen Hıristiyan gibi yaşamaya mecbur kalacaklardır. 

Allah aşkına; dinsiz, Darwinist, Leninist ve anarşist PKK’nın sivil ayağı olan HDP içinde ve hizmetinde nasıl Müslüman kalınacaktı? Din ve devlet tahribatçısı ve maneviyat istismarcısı bir AKP zihniyetiyle İslam nasıl bağdaşacaktı? Oğuzhan’ın tertip ve talimatıyla, Muhittin Yıldırım’ın; Ayet ve Hadisleri keyfince yorumlayarak, Erbakan Hocamızın sözlerini ve tavsiyelerini çarpıtarak; “Herkes kendi partisinde İslam’ı yaşasın ve anlatsın. Ve bütün partilerdeki Müslümanlar ittifak yapsın…” şeklindeki fikren yanlış, fiilen imkânsız olan yaklaşımlarıyla, aslında Saadet Partisi’ni Milli Görüş esaslarından ve amaçlarından saptırmaya çalıştıkları açıktır. Öyle ise SP’ye ne ihtiyaç vardır, başka partilerden ne farkı kalmıştır? Bunlar SP’yi bir tarikata veya cemaate çevirme çabasıdır, elbette kerametli şeyhleri de Oğuzhan Asiltürk olacaktır… Bütün bu kasıtlı yorum ve yamukluklar, Siyonist merkezlerin: “Erbakan artık öldü ve toprağa gömüldü… Ama bu yetmez, Onun üzerine beton dökmemiz lazımdır!..” planlarını, adım adım ve içimizdeki adamlarıyla uygulama hazırlıkları olmasındı!?

Elbette, partisi, kökeni, tarikatı, cemaati ne olursa olsun, bütün Müslümanları kardeş bilmek lazımdır. Ancak, onları batıl ve bozuk saplantılardan, yanlış ve zararlı taraf ve tavırlardan kurtarıp, Hakka ve hayra çağırmak da farzdır.

Başka partilerle seçim ittifakları ve koalisyon ortaklıkları ise, ancak Milli Görüş çatısı, esasları ve amaçları doğrultusunda olursa yapılmalıdır. Erbakan Hocamızın uygulamaları tamamen bu kapsamdadır. Yoksa, “%3 oy oranına ulaşmış sayılalım, böylece Hazine yardımını alıp kırışalım…” veya; “Dış güçler hesabına, Devletin planlarını bozalım…” gibi girişimler batıldır, fırsatçılıktır, şahsi çıkar amaçlıdır ve inşaallah tutmayacaktır.


Kaynak
Makalenin Tamamı için:
http://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/saadet-partisini-tarikatlestirme-ve-erbakanin-uzerine-beton-dokme-cabalari
























BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi