Modern Türkiye yi
kuranlar masondu
Fransız Cumhurbaşkanı Jaques Chirac`ın Baş Danışmanı
ve Büyük Doğu Mason Locası Başkanı Alain Bauerın İstanbuldaki Tarihi
Açıklaması.
Modern Türkiye`yi kuranlar masondu
Fransız Cumhurbaşkanı Jaques Chirac`ın güvenlik danışmanı Sorbone
Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Alain Bauer, Modern Türkiye`nin kurucularının
birçoğunun mason olduğunu söyledi.
İstanbul`da düzenlenen `İstanbul Demokrasi ve Küresel Güvenlik
Konferansı`na katılan ve aynı zamanda Büyük Doğu Mason Locası Başkanı olan
Bauer, bu konuda da görüş bildirdi. Dr. Alain Bauer, mistik bir mesele olarak
bilinen masonluk konusuna ilişkin de Büyük Doğu Mason Locası lideri olarak, `Bu
sadece kitabı açıp okumayan insanlar için gizemli bir konudur. Bu konuda
yaklaşık 20 binden fazla yazılmış kitap var. Modern Türkiye`yi kuran birçok
insan mason locasındandı` diye ekledi.
Böylece, Ahmet Akgül Hocamızın; Bizim Atatürk kitabında yazdığı Dış
güçlerin ve sabataistlerin Anadolu siyon devleti kurma heves ve hileleri de
belgelendi.
Kitaplarda yazılı
Öne sürdüğü konu ile ilgili isim vermesi istenilen Dr. Bauer, `Bu konunun
Türkiye`de hassas bir konu olduğunu biliyorum ve isim vermek istemiyorum. Ama
Paris`teki tarihi kitaplarda bunların kim olduğu yazılıdır. Hiç ummayacağınız
bir kişi dahi masondur` iddiasını da dile getirdi. Kastettiği kişinin kim
olduğu konusunda ise Bauer, ısrarlara rağmen yanıt vermedi.
El-Kaide terör örgütünü besleyen asıl kaynağın kültürel çatışma olduğu
görüşünü öne süren Dr. Bauer, `El-Kaide hayali bir yapı değil, onun nasıl olduğunun
değerlendirilmesi lazım` dedi. Asıl problemin medeniyetlerin değil kültürlerin
çatışması olduğunu vurgulayan Bauer, Irak`taki işgalin ardından yeniden 11
Eylül saldırısı gibi bir eylemin yaşanabileceği tehsinin var olduğuna dikkat
çekti.[1]
Böylece, Atatürkün de mason olduğunu iddia eden Chirakın baş danışmanı,
tam bir mason münafıklığı içinde olayları çarpıtmak istemektedir. Hakla Batılı,
doğrularla yanlışları karıştırmak ve gerçekleri çarpıtmak masonların hep
yapabildiği bir hiledir. Evet, Cumhuriyetin kuruluşunda masonların parmağı
olduğu bilinmektedir. Ancak Atatürkü kendilerinden göstermeleri, bir
sahtekârlık örneğidir. Çünkü Mustafa kemal onların localarını kapatan kişidir.
Ama Atatürkten sonra, Türkiyenin tamamen masonların güdümüne girdiği ise
kesindir.
Osmanlı ve Cumhuriyet Masonları
Masonlar, ya da Ortaçağın duvarcı loncaları, ilk kez 1717`de kimlik
değiştirerek İngiltere`de eğitimli kesimin bir araya geldiği fikir kulüpleri
şekline dönüştü. O dönemde krallıkların yerine halkın iradesinin hakim olması
ve `insan hakları` başta olmak üzere öncü fikirleri benimseyen masonlar kıta
Avrupası`nda da kısa sürede yayıldı. 1733`te Fransa`da açılan Büyük Maşrık
(Grand Orient) Locası, daha sonra Fransız Devrimi`nin `Özgürlük, Eşitlik,
Kardeşlik` sloganını ve cumhuriyetçi ideallerini benimseyerek bu fikirlerin
Avrupa çapında yayılmasını sağladı. Masonların yenilikçi fikirleri başka
ülkelerin eğitimli seçkinleri arasında yaymasının yanı sıra gizemci simgelere
önem vermeleri ve Yahudi-Hıristiyan geleneğini ön plana çıkarmaları, `gizli bir
dünya egemenliğinin arkasındaki güç` olarak tanımlanmalarına yol açtı.
Osmanlı İmparatorluğu masonlukla Fransız Büyük Maşrık Locası ile İngiliz
ve İtalyan locaları üzerinden tanıştı. V. Murat dahil, Osmanlı seçkinlerinin
önemli kısmı masonluğu benimsedi. İttihat ve Terakki Cemiyeti de, döneminin pek
çok fikir ve siyaset derneği gibi, bir mason locası olmamakla birlikte
masonluğun savunduğu idealleri benimsemişti. Kurucu kadrosunda ağırlıklı olan
masonlar dolayısıyla, örgütlenmesinde masonluğu örnek almıştı.
1909`da kurulan Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası`nın internet
sitesinde, cumhuriyetin kurucu kadrosunda yer alan Masonlar şöyle sıralanıyor:
Fethi Okyar, Rauf Orbay, Refet Bele Paşa, Ali İhsan Sabis Paşa, Meclis
Başkanı Kazım Özalp Paşa, Meclis Başkanı Abdülhalik Renda, Başbakan Hasan Saka,
İçişleri Bakanları Şükrü Kaya ve Mehmet Cemil Ubaydın, Dışişleri Bakanları
Bekir Sami Kunduh ve Tevfik Rüştü Aras, Sağlık Bakanları Rıza Nur, Adnan
Adıvar, Refik Saydam, Behçet Uz, Milli Eğitim Bakanları Reşit Galip, Hasan Ali
Yücel, Ekonomi Bakanı Sırrı Bellioğlu, Milletvekilleri Cevat Abbas, Atıf Bey,
Edip Servet Tör, Yunus Nadi, Reşit Saffet Atabinen, Memduh Şevket Esendal,
Hilmi Uran, Tevfik Fikret Sılay, Ahmet Ağaoğlu, Ankara Valisi Nevzat Tandoğan
ve Belediye Başkanı Süleyman Asaf İlbay, İstanbul Valileri Muittin Üstündağ,
Lütfü Kırdar, Danıştay Başkanı Mustafa Reşat Mimaroğlu, Jandarma Genel Komutanı
Galip Paşa, İstiklal Mahkemesi Başkanı Necip Ali Küçüka, Amiral Mehmet Ali
Paşa. Bunların birçoğunun sabataist dönme olduğu da saptanmıştır.
Başta Mustafa Kemal, Kuvay-ı Milliye öncüleri, dış güçlerin desteklediği
bu masonik çevrelerin, bütün hile ve hıyanetlerinin elbette farkındadır.
Ancak, bağımsız Türkiye Cumhuriyetini kurup, mevcut tehdit ve tehleri
atlatıncaya kadar, bu çevreler oyalanmış ve onların güçlerinden ve bazı
heveslerinden yararlanılmıştır.
Kısaca Harp Hiledir hadisi ve taktiği çok mükemmel uygulanmıştır.
[1] Akşam
11 Haziran 2005