………………….
Ey Millet, Uyanın!..
Irak işgali öncesinde aldıkları görev doğrultusunda Türkiyeyi Amerikanın yanında savaşa sokmaya çalışan, ancak muvaffak olamayan Türkiyedeki sivil Amerikan generalleri(!), İran saldırısı öncesinde yeni bir psikolojik harekât için düğmeye basmıştı. Planları aylar önce, İstinye sırtlarındaki meşhur şatoda hazırlanan harekâtın, iki hedefi var:
1- Türkiyedeki Amerikan karşıtlığını kırmak!..
2- Türkiye ile İranı karşı karşıya getirip kapıştırmak!..
Harekâtın medya bölümünden sorumlu olan Hür General Ertuğrul Özkök, Amerikan birliklerinin Türk limanlarına demir atmaları ile tırmanan ve Süleymaniyede Türk askerinin başına çuval geçirilmesinin ardından doruk noktasına ulaşan Amerikan karşıtlığını kırmak amacıyla hazırlanan senaryoları, başında bulunduğu gazetenin manşetlerine taşıyarak ilk adımı atmıştı!..
İrana Saldırı Hazırlığının Türkiye Ayağı
ABD ve İsrailin şimdiki hedefi İrandı; ama bir sonraki hedefleri Türkiye olacaktı!
Hatırlayacaksınız; Siyonist İsrail, Temmuz 2018de Putin ile Trump görüşmesinde İranın Suriyeden çıkışı konusunda anlaşmaya varmıştı. İran lideri Ali Hamaneyin Uluslararası İlişkiler Danışmanı Ali Ekber Velayeti de, Suriye ve Irak yönetimlerinin istemesi halinde bu ülkelerdeki İran askeri güçlerinin çekileceğini açıklamıştı.
İsrailin ABD Büyükelçisi Ron Dermer, İsrail yönetiminin 16 Temmuzda Rusya devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Donald Trumpın yapacağı görüşmede İranın Suriyeden çıkışı konusunda mutabakat sağladığını vurgulamıştı. Bir toplantıda konuşan Dermer, “Şu anda üzerinde durulan en güncel konunun Suriye'deki durum olduğu aşikâr. Eğer Rusya ve ABD Suriye'deki siyasi süreç hakkında anlaşabilirse, İsrail'in bakış açısına göre, İran'ın Suriye'den çıkışı garanti edilmeli. Bu, bölge için çok iyi ve olumlu bir gelişme olur” diyen Dermer, Putin ve Trump'ın yapacağı görüşmenin başlı başına olumlu bir gelişme olduğunu, zira Rusya-ABD işbirliğinin bölgedeki birçok sorunun çözülmesini sağlayabileceğini hatırlatmıştı.
Netanyahu'nun: Esad ile sorunumuz yok! mesajı İranı yalnızlaştırma amaçlıydı!
Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriyedeki rejim lideri Beşar Esadla sorunlarının olmadığını açıklamıştı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, resmi ziyaret gerçekleştirdiği Rusyadan ayrılırken gazetecilere Suriyedeki son gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulunurken, ülkesinin Suriyenin iç işlerine müdahil olmak istemediğini, geçmişte de bu yönde herhangi bir girişimlerinin olmadığını dile getirmiş, sadece İran Hizbullah ve DEAŞın Suriyedeki varlığından rahatsız olduklarını vurgulamıştı.
Putin de mi İsraile yardımcıydı?
Putin ile ortak basın toplantısında iki ülkenin işbirliğinin güya yüzbinlerce insanın hayatını kurtarma potansiyeli bulunduğunu öne süren Trump, Başkan Putin de İsraile yardım ediyor açıklamasını yapmıştı. ABD Başkanı Donald Trump, Suriye krizinin karmaşık olduğunu belirterek, ülkesi ve Rusya arasındaki işbirliğinin ve iki ülke arasındaki ilişkilerin hiç olmadığı kadar kötü durumda olduğunu dile getiren ve Bunun birkaç saattir değiştiğini düşünüyorum diyen Trump; Rusya hükümeti ile kendi seçim kampanyası arasında gizli bir anlaşma olmadığını hatırlatmıştı. Trump, İsrail ile ilgili olarak da Başkan Putin de İsraile yardım ediyor. Her ikimiz de Binyamin Netanyahu ile konuştuk ve onlar da Suriye konusunda İsrailin güvenliğini ilgilendiren belli şeyler yapmak istiyor açıklamasını yapmıştı. Trump, Ordularımız, uzun zamandır siyasi liderlerden daha iyi anlaşmaktadır. Suriyede de Rusya ve ABD askerleri çok iyi geçinmeye başlamıştır değerlendirmesinde bulunmuşlardı. Zaten Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimovun ABDli meslektaşı Joseph Dunforda Suriyede işbirliğini öngören bir mektup gönderdiği ortaya çıkmıştı. Bu mektubun varlığını ilk olarak İngiliz Reuters haber ajansı açıklamıştı. Ardından Rus Pravda gazetesi başta olmak üzere bir dizi yayın organı da bu mektuptan söz etmeye başlamıştı.
Türkiye ve İrana karşı ikinci İncirlik hazırlanmıştı!
ABDliler, Kaos üssü olan İncirlik Hava Üssünün bir benzerini Suriyenin kuzeyine kurmuşlardı. YPG terör örgütünün işgal ettiği alanda kurulan üsse, askeri yüklü uçaklar inmeye başlamıştı. Medyaya ulaşan görüntülerde askeri mühimmatların yanı sıra terör örgütünün elinde tuttuğu alanlara hava savunma sistemi kurmak için uydu ekipmanlarının getirildiği de anlaşılmıştı. Suriyenin kuzeyinde YPG terör örgütünün işgal ettiği alanlarda kurulan hava üslerinden ilk faaliyete geçeni ise Haseke kentinde bulunan Tel-Baydar hava üssü olmuştu. ABD Hava Kuvvetleri 816 Seferi Havayolu Filosuna tahsis edilen üsse ilk inen uçaklar ise ABDnin kullandığı C-17 askeri kargo uçaklarıydı. Yani artık havadan da silah yardımı yapılacaktı. Bu hava üssü sayesinde ABD, artık ABDnin terör örgütüne karadan yaptığı silah sevkiyatını havayolu ile de yapacaktı. C-17 askeri kargo uçakları ile taşınan silahları başta İncirlik olmak üzere Ortadoğudaki diğer üslerine bırakan ABD, daha sonra bu silahları TIRlara yükleyerek YPGye ulaştırmaktaydı. Suriyede bu tip uçakların inebileceği üslerin olmaması nedeni ile TIR konvoylarını tercih eden ABD, artık örgüte silah yardımlarını direkt kargo uçakları ile sağlayacaktı.
Makalenin
Tamamı İçin:
MİLLİ ÇÖZÜM DERGİSİ İRAN GEZİSİ
*
*