MESCİD-İ AKSA NİÇİN VE NE ZAMAN YIKILACAKTIR?
Kabbalist Yahudilerin ve onların dejenere ettikleri Protestan ve evangelist Hrıstiyan kesimlerin bekledikleri ve tüm Dünyaya hakim olacaklarını söyledikleri İsa Mesih; bizim Kur’anı Kerime göre inandığımız Hz. İsa ile asla ilgisi bulunmayan, ama hadislerde Mesihi Deccal olarak haber buyrulan şeytani şahsiyetin ta kendisidir. Bu nedenle Siyonizm; şeytanın dini, emperyalizm ise Deccalin düzenidir. Kabbalist kahinlerin Dünyaya hakim olduğunu söyledikleri kral Süleyman ile, Kur’an’da anlatılan Hz.Süleyman Aleyhisselam da aynı kişilik değildir.
Siyonist inanışa göre,İsa Mesih’in yeryüzüne inmesi için Kudüs’teki Haremi Şerifte bulunan Mescid-i Aksa ve Hz.Ömer Camii gibi İslam mabetlerinin yıkılması ve yerine kendi kutsal tapınaklarının yapılması gerekmektedir.
Bu Maksatla İsrail’de Kabbalist Hahamlar Tarikatı olan “Gush Emunim”e bağlı “Machteret Yehudit” diye bir gizli örgüt kurulmuş ve 27 nisan 1984’te Mescidi Aksa’yı havaya uçurmak üzere 30 yere dinamit yerleştirirken yakalanıvermişlerdir. Bu suikastçiler İsrail yönetimince göstermelik olarak cezalandırılmış, vaktinden önce bu eyleme giriştikleri için suçlu görülmüşlerdir. O zamanki İsrail Başbakanı Yitzak Şamir bu teröristler için “hepsi harika insanlar, ama hata yaptılar” demiştir.
Oysa Mescid-i Aksayı yıkmak siyonist İsrail yönetiminin nihai hedeflerinden birisidir ve şu anda, hafif bir sarsıntı ile kendiliğinden yıkılacak şekilde ve arkeolojik kazı bahanesiyle Haremi Şerifin altına tüneller açılması işlemi sürdürülmektedir.
13-19 Mayıs-1995 tarihli, haftalık Aksiyon dergisi, bu haberi “İsrail Mescid-i Aksayı yıkıyor” başlığıyla vermiştir. Ama şimdi aynı çevrelerin Dinler Arası Diyalog safsatasıyla, siyonist emellere hizmet etme gafletine düşmeleri, insanı düşündürmektedir.
Amerika’da Başban Bush’un da içinde bulunduğu Evangelik Hrıstiyan Siyonistler, Mescid-i Aksa’nın yıkılarak yerine yapılacak Kutsal Mabet için “Kudüs Tapınağı Yardım Vakfı” bile kurmuş ve Terry Reisenhoover adlı bir petrol zengini Evangelik siyonist liderliğinde, her yıl yüz milyonlarca dolar toplayıp İsrail’e göndermektedir.
Sapkın Yahudi hedeflerine hizmet için kurulan masonların da, aynı şeytani amaçlar için İsrail’e her türlü desteği verdiği bilinmektedir.
Acı gerçek şu ki: “Artık İslam dünyasını rahatlıkla karşımıza alabilir ve hepsini saf dışı bırakabiliriz” kanaati oluştuğu gün, Mescid-i Aksa yıkılacak ve buna “Filan deprem, filan deneme sonucu kendiliğinden oldu” gibi, dünya kamu oyunu aldatmaya yönelik kılıflar geçirilecektir.
Ve bu da 3. Dünya Savaşı demektir. İsrail tüm İslam dünyasının tepkisini çekecektir. Ve İslam ordularını yenip dünya hakimiyetini ilan etmek için, bunu zaten istemektedir.
Uzun yıllar İsrail’de çalışan Arkeolog Gordon Franz; Şunları söylemiştir:
“Ne zaman ve nasıl olacağını kestiremem. Ama kesin olarak bildiğim şey, yerine kendi Kutsal Tapınaklarını kurmak üzere İsrail, Müslümanlara ait iki camiyi eninde sonunda, ama mutlaka yıkmak düşüncesindedir.”
Peki siyonist İsrail bütün dünyaya kafa tutacak bu neticeye ve bu güce hangi süreçlerden geçerek gelmiştir?
Bu süreç; ana hatlarıyla ve maddeler halinde şöyle özetlenebilir:
1- Kabbalist hahamların kehanetleri doğrultusunda ve yine kendilerinin provake ettiği fesatlıklar sonucunda, İspanya’daki yahudilerin bütün dünyaya dağıtılması ve özellikle Anadolu’ya doluşmaları (14 ve 15. yüzyıl)
2- Kabbalacı Krıstof Kolomp gibilerin girişimleriyle, Müslüman alimlerin eserlerinden yerlerini öğrendikleri Amerika gibi yeni yerleşim alanlarına ulaşıp buralarda gizli güç ve iktidar kazanmaları
3- “Merkezi muhitten kuşatmak-Arzı mev’ud hayaline tüm ülkelerinin desteği ile ulaşmak” hedefinin ilk adımı olan bu “dünyaya dağılma” projesi 1650’de tamamlanınca bu sefer; yahudi düşmanı ve siyonizm karşıtı katolik kilisenin otoritesini yıkma çalışmalarına başlamaları
4- Bu amaçla, daha önce saptırdıkları Tapınak Şovalyeleri gibi Hrıstiyan çevreleri kendi yanlarına alarak Papaya karşı kışkırtmaları
5- Ardından Hümanizm ve Rönansans gibi parlak propagandalar sonucu Dinde Reform girişimleriyle protestanlığı kurmaları ve papaya karşı kullanmaları
6- Bunların sonucu gerçekleştirdikleri Fransız Devrimi ve İtalya’da Ulusal Devlet girişimi sonucu Papalığın siyasi gücünü ve Kilise Otoritesini tamamen yıkmaları
7- Tüm Avrupa ve Amerika’da dini dışlayan ve ahlaki değerleri laçkalaştıran “Yeni Seküler Düzen”leri kurmaları
8- Dünyaya dağıtılan Yahudilerin Filistin’e toplanması ve İsrail’in kurulması önünde en büyük engel gördükleri Osmanlı’yı, Jön Türkler ve İttihat Terakki masonları marifetiyle, önce yönetimini ele geçirip sonra 1. Dünya savaşına itip parçalamaları
9- İngilizlerin Filistin’i işgal edip,gerekli zemini hazırladıktan sonra, burayı Yahudilere bırakıp boşaltmaları
10- Rahata alışmış Yahudilerin Avrupa’yı bırakıp Filistin’e göç etmelerini sağlamak üzere, zaten ırkçı ve inkarcı bir düşünceye sahip Hittler’le anlaşıp, sakat, hasta ve ihtiyar Yahudileri de gözden çıkarıp, “soykırım senaryolarını” hazırlamaları
11- 2. Dünya savaşını körükleyip siyonizme karşı çıkacak bütün ülkeleri vuruşturup ekonomik ve siyasi yönden zayıflatmaları
12- Sultan Abdulhamit, hayatta olduğu müddetçe kurdurmadığı halde… Daha önce dünyanın her tarafına yolladıkları Yahudilerden bir dönmeyi, o ülkelerin temsilcisi gibi gösterip, sözde dünya barışını korumak üzere Birleşmiş Milletler Teşkilatını oluşturup kullanmaya başlamaları
13- BM’nin ilk kararı olarak İsrail’i resmen tanımaları
14- 1967 savaşıyla Filistin topraklarını ve Kudüs’ü tamamen işgal edip bütün Müslümanları sindirmeleri veya sürgüne mecbur bırakmaları
15- Siyonizm ve ABD emperyalizminin önünde kalan en son engel olarak gördükleri İslam’ı yozlaştırmak ve Müslümanları ruhen kısırlaştırmak üzere; Layt-Ilımlı İslam safsatalarını ve Dinler Arası Diyalog çalışmalarını yaygınlaştırmaları
Dinlerarası Diyalog Tuzağı
Artık siyonizmin güdümüne girmiş bulunan Vatikan’ın misyonerlik ve diyalog kurumunun bazı esasları ve amaçları:
a- Yegane Hak din ve kurtuluş çaresi Hrıstiyanlıktır. Müslümanlık dahil diğer bütün dinler sapıklıktır.
b- Orta Asya’nın hidayete kavuşması (yani Hritiyanlaşması) için Türkiye hedef ülke konumundadır
c- Bu maksatla, Diyalog çalışmaları için her ülkenin kendi içinden ve toplumun rağbet ettiği kişilerden elemanlar bulunmalı ve işbirliği yapılmalıdır
Peki 5-6 sene önce yazdığı kitapta “diyalog Hrıstiyanlığı yayma aracıdır” diyen ve ama şimdi Fetullah Gülen’le Diyalog çalışmalarını yürüten Prof. Suat yıldırım gibilere sormak lazım: Siz mi değiştiniz, Vatikan mı değişti ?
16- Amerikan Yahudileri Samuel Huntington ve Bernard Levis gibi siyonistlerin ortaya attığı “Medeniyetler çatışması”nın bir uzantısı olarak 11 Eylül saldırıları bahane edilerek ; Müslümanlar Radikal-Anarşist gösterilerek Afganistan’ı, sonra Irak’ı işgal etmeleri ve Müslüman halka acımasız bir soykırıma başlamaları ve bütün yer altı ve yerüstü zenginliklerimizi yağmalamaları
17-“Teröre yardımcılık, nükleer hazırlık” gibi bahanelerle şimdi Süriye ve İran’a ardından son ve asıl hedef olarak -AB bataklığında boğamazlarsa -Türkiye’ye saldırı planları
18-Ve bütün İslam ülkelerini kızdırıp kışkırtmak ve hepsine birden saldırıp ortadan kaldırmak üzere Mescid-i Aksa’yı ve Kubbetüs Sahray’ı yıkmaları
19-Arkasından içlerinden bir siyonisti Mesih ilan edip, onun önderliğinde dünya hakimiyetine ulaşmaları…
Bütün bunlara “komplo teorileri” diyenler, ya akıl fukarası bir zavallıdır, veya bu siyonist senaryoları bilerek gizlemeye çalışan bir ajandır. Ve zaten şeytani planların son iki maddesi hariç diğerleri fiilen yaşanmış ve malesef başarılmıştır.
Ve unutmayalım ki bu gelişmelerin hepsi, elbette Allah’ın takdiri ve iradesi çerçevesinde yapılmıştır.
Hz. Peygamber Efendimiz de bu gelişmelerin yaşanacağını hadisleriyle haber vermiş ve bunlar aynen çıkmıştır.
Ancak, bütün bu hadiselerin ardından yaşanacak; Rahmani güçlerle Şeytani Güçlerin kapışacağı Armegedon savaşını, Hz. Mehdi komutasındaki mü’minlerin ve Milli Güçlerin kazanacağını ve siyonist sömürü ve zulüm saltanatı Deccalizmin yıkılıp, yeni bir Saadet Medeniyetinin kurulacağını da müjdeleyip açıklamıştır.
Bu mutlu ve kutlu gelişmelerin; Hicri 1400. yılların ilk çeyreğinin ardından vuku bulacağı yönünde de çok sağlam haberler vardır.
Çağımızın en büyük alimlerinden Hicri 13. asrın müceddidi Bediüzzaman Hz.’leri de kendisinden sonra Hz.Mehdinin göreve başlayacağını, arada başkasının bulunmayacağını, Hz. Mehdinin Hicri 14. asrın müceddidi olacağını ve sıra ile “Siyaset,Diyanet ve Hilafet” dairelerinde hizmet yapıp hakimiyet kuracağını ifade ve işaret buyurmuşlardır.
Atatürk’ün Milli değerlerimizi ve manevi dinamiklerimizi ebediyen diri tutmak ve resmen bu inanç ve ideallerimize tercüman olmak üzere; Mehmet Akif’in şuurlu ve coşkulu şiirini İstiklal Marşı olarak seçtirmesi de oldukça önemli ve anlamlıdır.
“Doğacaktır sana, vaad ettiği günler, Hakkın
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın”
Evet zafer inananlarındır ve zafer yakındır
Türkiye merkezli yeni bir kuvayı Milliye devrimi ile başlayan ve şeytani güçlerin Irak’ta boğulması ve siyonist Deccalizmin Filistin’den kovulmasıyla kesin başarıya ulaşacak olan Mehdiyet Medeniyeti, mutlaka kurulacak ve bütün insanlık bu zulüm ve zilletten, bu sömürü ve sefaletten kurtulacaktır.