İDARİ YAPILANMADAKİ DENGESİZLİK VE TIKANMA:
Türkiye’deki idari yapılanma, ne ülke şartlarına ne de çağdaş dünya standartlarına uyumlu değildir. Yirmi bin nüfuslu Hakkâri ile on milyon nüfuslu İstanbul aynı statüye sahiptir. Yönetim oldukça hantal vaziyettedir. Yöneticiler yönetime hakim görülmemektedir. Vali, kaymakam gibi önemli yöneticilerin seçimle değil, tayinle gelmesi bazı sıkıntı ve sorunları beraberinde getirmektedir. Belediye, köy, özel idare ve ceza kanunlarının parçalanmış olması yetki dağınıklığını neticesini vermektedir. Merkeziyetçi yönetim anlayışı, hizmetleri geciktirmekte, güçleştirmekte ve sonunda hezimete dönüşmektedir.
Çözüm için tasarı ve tekliflerimiz:
1- Ülkemiz coğrafi, ekonomik ve sosyal yönden tabii benzerlik ve beraberlik gösteren il ve ilçelerden oluşan on bölgeye ayrılmalıdır.
2- Bunların başında bölge valileri bulunmalı ve başkentte yığılan ve tıkanan hizmet yollarını açmak ve rahatlatmak üzere “bölge merkez illeri” oluşturulmalıdır.
3- Her bölge ona yakın “il”e bölünmeli, illerin valileri ise halkın seçimiyle gelmiş olmalıdır. Belediye hizmetleri de seçilmiş valilerin uhdesinde bulunmalı, böylece il yönetiminde çift başlılık ortadan kaldırılmalıdır.
4- Her il ona yakın ilçeye bölünmeli, kaymakamlar vali tarafından atanmalı ve vilayete bağlı merkezi yönetim oluşturularak il sınırı içinde bütünlük sağlanmalıdır.
5- Her ilçe ona yakın Bucağ’a bölünmeli ve kendisine bağlı köylerle birlikte bir “belediyelik” oluşturulmalıdır. Böylece köy-kent ayrımı ortadan kaldırılmalıdır.
6- Şehirler kendi içinde a) Merkez ilçelere, b) Merkez ilçeler merkez bucaklara, c) Merkez bucaklar merkez mahallelere, d) Merkez mahalleler ise merkez sitelere (apartman topluluklarına) ayrılmalıdır.
7- a – Devlet başkanları seçimle gelmeli, bölge valilerini ise devlet başkanları atamalıdır.
b – İl valileri seçimle gelmeli, kaymakamları valiler atamalıdır.
c – Bucak başkanları seçimle gelmeli, köy ve mahalle muhtarlarını bucak başkanları atamalıdır.
d – Site başkanları ise yine bitişik apartmanlarda oturanlar tarafından seçimle işbaşına gelmelidir.
8- Her bölgede bir ordu konuşlandırılmalı ve o bölgeden olmayan askerlerden oluşmalıdır. Ordular sadece yurt savunmasında ve genel kalkınma programlarında görev almalıdır.
Her ilçede ayrı ve özel eğitilmiş ve güçlendirilmiş bir “Jandarma teşkilatı” kurulmalı ve ilçe sınırları içerisinde güvenliği sağlamak ve korumakla görevli olmalıdır. Her asker hizmet süresinin son altı ayını jandarma olarak kendi iline bağlı ilçelerde tamamlamalıdır. Köy ve mahallelerde ise korucu başları bulunmalı, hatta sivil savunma statüsünde özel gönüllü muhafız bölüklerinin oluşmasına öncülük etmelidir.
9- Site, bucak ve il başkanlarının kendi sorumluluk sahalarındaki problemlere ilk müdahale eme ve mümkünse bizzat çözme yetkisi verilmelidir.
10- Mahkemelerin de “adil ve acil” kararlar verecek yeni bir statüye kavuşturulması gerekir.
Bunun için de:
a – Hakemlik sistemi getirilmeli ve hakemleri taraflar seçmelidir.
b – Soruşturmalar polis ve bilirkişiler tarafından yürütülmeli ve yeminli soruşturmacıları davacılar seçebilmelidir.
c – Her dava en geç üç oturumda sonuçlandırılmalı ve karar verilmelidir.