DÜNYAYA KAPILANLAR!
Dünya bir noktadır, âlem içinde
Bu nokta içinde, neye sahipsin?
Hak tecelli eyler, bin bir biçimde
Sen hikmete körsen, aynı rahipsin!..
.
Bu dünya fanidir, fenalık yurdu
Şeytan nicesine, tuzaklar kurdu
Acaba kaç mümin, vadinde durdu
Sözünden dönersen, sen de kâzipsin!
.
Şek ile şeytani, şüpheye kaydın
Şirke şekavete, şehvete yandın
Şarab-ı şerbete, şöhrete kandın
Gaflet dalalette, bak ki gaipsin!
.
Kim nefsine esir, basit acizdir
Kendini yenenler, kutlu azizdir
Bu hayat imtihan, soru barizdir:
Rahman mı Şeytan mı; kime naipsin?
.
Haçlı ABciler, piyon hacıdır
Cesaret madalyan, Siyon tacıdır
Mana mı, makam mı? son kıskacıdır
Sen taib olmazsan, nasıl tayyipsin?
.
İslam birliğinden, Haçlı birliğe
Kaytaranlar nasıl, varır dirliğe
Bak vicdanı dönmüş, tam kabirliğe
Sen haddini aştın, Hakka rakipsin!
.
Melanete rahmet, yoran hatipler
Hıyanete hikmet, yazan kâtipler
Çevrende riyakâr, yalaka tipler
Sahtekârlar için, elbet cazipsin!
.
Vücudu rahat ya, vicdan hastadır
Kalıbı konforlu, kalbi yastadır
Derdi ganimetten, büyük pastadır
Ey nasipsiz adam, şerre nasipsin!
.
Bağıra bağıra, bağrım delindi
Ne ile başlandı, nerye gelindi
Bir zamanlar hepsi, taze gelindi
Şimdi fahişeler, hayat garipsin!
.
Bir devran yaşanır, biter fırsatın
Hep geçersiz olur, makam ruhsatın
O zaman anlarsın, İbn-i Behzatın
Sözlerini; şimdi, çok muzdaripsin!
Rahip: Sapkın Hıristiyan papazları.
Fani: Geçici. Kazip: Yalancı. Gaip: Kaybolan. Bariz: Açık, net. Naip: Vekil,
nöbetçi temsilci. Taib: Batıldan ve günahından tövbe eden. Kabirlik: Mezarlık,
eski dava dostlarını gömdüğü yer. Cazip: Çekici. Garip: Hayret verici, acayip.
İbn-i Behzat: Behzatın oğlu. Muzdarip: Istırap ve acı çeken