Anasayfa » DEVLET BAKANLIĞI (Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu)

DEVLET BAKANLIĞI (Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu)

Yazar: yonetici
0 Yorum 6 Görüntüleyen

DEVLET BAKANLIĞI (Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu)

 

DEVLET BAKANLIĞI

SOSYAL HİZMETLER VE ÇOCUK ESİRGEME KURUMU SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
FONU

ÖZET

SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA TEŞVİK FONU İLE YAPILAN ÇALIŞMALAR

• Daha önce bütçeye aktarılan fon kaynakları, kendi amaçları yönünde
kullanılmaya başlanmıştır. Bu amaçla 1 yılda 24 trilyon civarında kaynak
kullanılmıştır.

• Bu kaynaklar, ihtiyaç sahibi vataşlara, eğitim gören dar gelirli aile
çocuklarına, özürlü vataşlarımıza, muhtaç hastaların tedavi giderlerine, göçe
maruz kalmış ve fakirliğin belirgin olduğu yerlerde açılan aşevlerine,
üniversitede okuyan öğrencilere verilen burslara, çocuk yurt ve yuvalarına
aktarılmıştır.

• Bu fon ile mesleki eğitim ve istihdam projesi desteklenmiştir.

ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK FAALİYETLER

• Türkiye`de ilk defa “Dünya Özürlüler Günü” tertip edilmiş ve
SYDTF`ndan özürlü vataşlarımız için 1 trilyon TL`lık kaynak aktarılmıştır.

• Özürlülerin sorunlarını giderme maksadıyla Başbakanlığa bağlı “Özürlüler
İdaresi Başkanlığı” kurulmuştur. Bu kuruluşla, artık özürlülerimizin her
türlü teklif, talep, hatta tepkilerini dile getirebilecekleri, tüm sorunlarını
bütün boyutlarıyla tartışıp, çözümler üretebilecek, kamu idaresinde bir somut
muhatap ortaya çıkmıştır.

• Ayrıca, yine aynı meya özürlülerle ilgili 3 kanuni düzenleme sağlanmış,
kanunlardaki 59 maddede değişiklik yapılmıştır.

SHÇEK`NDA YAPILAN HİZMETLER

• Politize olmuş bu kurumlarımız kurumlaştırılmıştır. Sosyal Yardımlaşma
Fonu`ndan 1.7 trilyon TL para ayrılarak, 15 bin çocuğun yararlanmasını
sağlayacak “Aileye Dönüş Projesi” başlatılmıştır.

 

SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMAYI TEŞVİK FONU

Devletimizin en önemli sosyal yardım ve sosyal himaye kuruluşu olanSosyal
Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu, sosyal güvenlikten yoksun, muhtaç
ve düşkün kesimlere ilişkin devletin tüm sosyal sorumluluklarını deruhte
etmektedir.

Bu bakımdan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu ve Fon`a
paralel olarak yurt çapında teşkil edilmiş bulunan ve bugün itibariyle sayıları
925`e ulaşmış olan, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları, halkımızın milli
ve kültür geleneğinde kuvvetli bir şuur olarak varolan yoksulu, kimsesizi
gözetme hissinin, kardeşlik ve dayanışma ruhunun günümüzdeki en tabii
tezahürleri olmak yanında, Anayasa`mızda ifadesini bulan “Sosyal
Devlet” tanımının da en temel karşılığı olmuştur.

Bu gerçekten hareketle iktidar olduğumuzun ilk gününden başlayarak, tüm
Türkiye`yi ve tüm halkımızı kucaklayan bir “GÖNÜL SEFERBERLİĞİ” başlatılmış,
devletle millet arasında bir “şefkat köprüsü” kurularak,
hizmetler başlatılmıştır.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu kaynaklarına yeni bir
kaynak katmadık. Daha önceki hükümetler döneminde fon kaynaklarına konulan
rezerv, hükümetimizin ilk günlerinde Sayın Başbakanımızın talimatı ile
kaldırılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin “Sosyal Devlet” olma
özelliğini önemseyen bir anlayışla, devletin başka harcama disiplinleri için
sarf edilen Fon kaynağını, ekonomik ve sosyal yoksunluk içinde bulunan kişi ve ailelerin
temel zaruretleri ve ihtiyaçlarının karşılanmasına tahsis ettik.

Bu amaçla;

– Her ay tüm yurt sathında teşkil edilmiş bulunan 925 adet Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına, ekonomik ve sosyal yoksunluk içinde
bulunan kişi ve ailelerin güncel sıkıntılarını karşılamak üzere 500 milyar TL.
gönderilmiştir. Bu miktarı Kurban Bayramı dolayısıyla ekonomik yoksunluk
içinde bulunan aileleri desteklemek, nisbi de olsa onların çocukları ile
birlikte mutlu bir bayram yaşamalarını temin etmek üzere 1 trilyon TL`na
yükselttik.

– Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu`nun kuruluşundan bugüne;
ekonomik yoksunluk içinde bulunan kişilerin mesleki eğitim ve istihdamına yönelik
iş kurma projeleri için toplam 2 trilyon TL`lık bir harcama
gerçekleştirilmiştir. Bu konudaki program genişletilmiştir. Çeşitli sebeplerle
üretim dışı kalan kişi ve ailelerin üretim süreçlerine katılabilmelerini
teminen; sadece 97 yılı için 2,5 trilyonu eğitimsiz işgücü, 2,5 trilyonu da
eğitilmiş işgücü (işsiz ziraat mühendisi, veteriner hekim gibi) için olmak
üzere 5 trilyonluk bir kaynak ayırdık. Bu kaynağı bu insanlarımızın
gerçekleştirecekleri üretime dönük projelere, faizsiz kredi tahsis ettik.

Fiziksel veya zihinsel kapasitesi bakımından ya da başka faktörler
dolayısıyla üretim süreçlerine katılma imkânı hiç bulunmayan kişi ve ailelere
yardım yapılması, insani ve vicdani bir sorumluluk olması yanında, toplumsal ve
kamusal sorumluluğu da gerektirmektedir. Bu kapsamda yer alan kişi ve ailelere
yeterli desteklerin verlimesi, önemle ve özellikle gözetilmiştir. Ancak
potansiyel olarak üretim süreçlerinde yer alabileceği halde ekonomik
yetersizlik veya başka faktörler dolayısıyla üretim süreçlerine katılamayan
kişi ve ailelerin ayni ve nakdi yardımla desteklenmesi yerine, bunların mesleki
becerileri veya başka kabiliyetleri dolayısıyla bir üretim aracına sahip
kılınmasını veya bu kişilerin istihdamına imkân verecek projelerin
desteklenmesi, çok daha önem taşımaktadır. Esasen toplumumuzun temel bir vasfı
ol inak üzere insanlarımız üretim ve alınterini önemsemek te, bu nedenle de
ayni veya nakdi yardımın talebinden ziyade üretim süreçlerine katılmalarına
imkân verecek destek talebini öne almaktadırlar.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu bu gerçekten hareketle,
sosyal yardım uygulamalarında mesleki eğitimin ve istihdama yönelik üretim
projelerine, destek programlarına daha çok önem vermiştir.

Bu amaçla Nisan 97`ye kadarki son 10 aylık dönemde. çeşitli
sebeplerle üretim dışı kalan kişi ve ailelerin ürelim süreçlerine
katılabilmelerini teminen 2.5 trilyon TL`lık destek sağlamıştır. Bir yıl
ödemesiz, 5 yıl vadeli ve faizsiz kredi desteği şeklinde uygulanan programdan
80 bin dolayında aile yararlırılmış ve 300 bin kişilik bir istihdam potansiyeli
oluşturulmuştur.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu`ııun bu alaki destekleri
yurt ölçeğinde artarak sürdürülmüştür. Halıcılık, kilimcilik, arıcılık,
seracılık, süt kuyun nılıığıı ve büyük baş hayvancılığın desteklenmesi, civciv
ve hindi palazı dağıtımı, meyvecilik vs. ortaya konmuş desteklerdendir.
Binlerce örneklen bir örnek olmak üzere halen Hakkari`de SYDTF’nin kurduğu
kilim tezgahlarında 1200 genç kızımız, Diyarbakır`da tesis edilen 4.500 halı
tezgahında 10 bin kişi, üretim yapmış ve ailelerine katkı sağlamışlardır.

Benzeri yüzlerce hatta binlerce örnek, Anadolunun her il ve ilçesinde
uygulamaya konulmuştur.

– Güncel zaruretler için gönderilen bu kaynak dışında, Hükümet
olduğumuzdan itibaren çok kapsamlı destek programları yürürlüğe
konmuştur.

* Okulların açılışına tekaddüm eden Eylül 1996 ayında, eğitim maliyetini
karşılamakta zorluk yaşayan ailelerimizin orta öğrenim çağındaki çocuklarının
kitap, kırtasiye, forma, önlük, ayakkabı vb. ihtiyaçlarını karşılamak üzere 1
trilyon TL`lık “Eğitim Yardım Programı” uygulanmıştır. Bu
kaynakla ilk, orta ve lise çağındaki çocuklarımızın temel ihtiyaçları
karşılanmıştır

* Kış şartları dikkate alınarak, yakacak gibi temel ihtiyaçlarını
karşılamakta sıkıntılara maruz bulunan ailelerimize bir katkı olmak üzere,
Kasım 1996 ayının ilk haftasında 1.5 trilyonluk bir “Yakacak Yardım
Programı” yürürlüğe konulmuştur.

* Dar gelirli üniversite gençliğini kapsayan karşılıksız ve kapsamlı
burs programı geliştirilmiş, bursiyer sayısı 150 bine, burs miktarı da
aylık 1 milyon TL`dan 1. yarıyıl için 4 milyon, Mart 1997`den geçerli olmak
üzere 2. yarıyıl için 4 milyon TL’na yükseltilmiştir. Gençliğimize dönük
Cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı sevgi ve destek eylemi olmuştur. Bu amaçla
da 6 trilyon TL`sı kaynak ayrılmıştır.

* Yine ilk defa olmak üzere tarihi ve tabii hasletlerimize de denk düşen
yepyeni bir uygulama başlatılmış; Kafkas Cumhuriyetlerinden, Balkanlardan,
Afrika`dan, ülkemize yüksek öğrenim görmek üzere gelen dost ve kardeş ülkelerin
gençleri, misafir öğrenciler “Sosyal Destek” kapsamına
alınmıştır.

* Türkiye`nin gönül elçileri olan dost ve kardeş ülkelerin gençleri,
kendi öğrencilerimizle birlikte her ay bursla desteklenmiştir. Fon`dan bursla
desteklenen yabancı uyruklu öğrenci sayısı 12 bine ulaşmıştır.

* Her ay ihtiyaç sahibi vataşlarımızın günlük ihtiyaçlarını
karşalamak amacıyla 550 milyar TL il ve ilçelerin nüfus ve DPT`nin tesbit
ettiği gelişmişlik indekslerine göre gönderilmiştir.

* Kasım 1996`da 1.5 trilyon TL yakacak yardımı olarak
dağıtılmıştır.

* 3 Aralık Dünya Özürlüler Günü dolayısıyla toplumumuzun en
hassas kesimini oluşturan özürlü vataşlarımızın her türlü alet, teknik
cihazlarını karşılamak amacıyla 1 trilyonluk kaynak tahsis edilmiş ve çok
önemli bir kısmı kullanılmıştır.

* Ramazan ayında yoksul ailelerin mutlu ve huzurlu bir Ramazan
geçirmeleri için 1 trilyon TL`lık Kurban Bayramı`ndan önce de 1 trilyon TL`lık
olmak üzere, toplam 2 trilyonluk bir “Gıda ve Giyim Yardımı
Programı” icra edilmiştir.

* Muhtaç hastaların tedavi giderleri için her ay 400 milyon TL’lik
harcama gerçekleştirilmiştir.

* Özellikle göçe maruz kalmış ve yoksulluğun belirgin olduğu il ve
ilçelerde aşevleri açılmıştır. Örneğin: Diyarbakırda hergün 10 bin
aile, Hakkari`de 4 bin aile, açılan aşevlerinde devletin dost eliyle
karşılanmıştır. Bu şekilde hükümetimizin başlangıç dönemlerinde medyaya
yansıyan trajedik görüntülere son verilmiştir.

* Fakirlik dolayısıyla Çocuk Esirgeme Kurumu, yurt ve yuvalarında
barınan, yuvalara girmek için sırada bekleyen veya diğer korunmaya muhtaç
çocukların (Mesela Sokak Çocukları) yeniden aile sıcaklığı ve şefkatine
kavuşturulmaları maksadıyla “Aileye dönüş projesi”uygulanmaya
konulmuştur. Bu maksatla fondan 1.7 trilyon TL`lık bir kaynak ayrılmıştır. Bu
çerçevede koruma kuran alınmış çocukların ailelerine, yakınlarına veya himaye
edecek ailelere her ay 5 ile 10 milyon TL. arasında destek uygulanmaya
başlanmıştır.

 

SOSYAL HİZMETLER ÇOCUK ESİRGEME

KURUMUNDA YAPILAN HİZMETLER

* İleri derecede politize olmuş kurumda çalışmalara ciddiyet kazırılmış,
hizmetlerin kalitesi artırılmıştır. Kurum kurumlaştırılmıştır.

* Korunmaya muhtaç yaşlı, çocuk ve özürlülere yapılan maddi ve manevi
manada kötü muameleye son verilmiştir.

* Sosyal Hizmetler İl Müdürleri, hizmet içi eğitimden geçirilmiştir.

* Kurumlarımızda bakıma alınan, sırada bekleyen ve ya diğer korunmaya
muhtaç çocuklardan ekonomik yetersizlik dolayısıyla korumaya muhtaç hale gelmiş
çocukların ailelerine kazırılınası için”Aileye dönüş projesi” başlatılmıştır.
Her çocuk için her ay 5-10 mil yon TL ödenerek, sağlık ve eğitim giderini
karşılanmak suretiyle ailelerine kazırılmasına başlanmıştır. İlk adım olarak
Ankara`da 70 çocuk ailelerine kazırılmıştır. Bu proje için Sosyal Yardımlaşma
Fonundan 1.7 trilyon TL. para ayrılmıştır. 15 bin çocuğun bu projeden
yararlanması planlanmıştır.

* Çocuk Esirgeme Kurumu`nun sokak çocuklarına yönelik hiçbir merkezi
yoktu, ilk defa bu dönemde 1 tane Ankara`da, 2 tane İstanbul`da olmak üzere
toplam 3 tane sokak çocuğu merkeziaçılmıştır. İzmir, Antalya, Mersin,
Diyarbakır`da da sokak çocukları merkezi açılma çalışmaları başlatılmıştır.

* Maddi imkânlar iyi kullanılarak 77 tane kurum açılışa hazır hale
getirilmiş ve bunlardan 14 tanesi açılmıştır.

 

ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK FAALİYETLER

54. Hükümet olarak toplumumuzun gerçeğini oluşturan özürlü vataşlarımızın
ve ailelerinin sorunlarını gündemimizin başına ve sorumluluklarımızın en önüne
aldık.

• Türkiye`de ilk defa 3 Aralık 1996 Dünya Özürlüler Günü dolayısıyla
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu`ndan özürlü vataşlarımızın
hayatlarını kolaylaştırmak, onlara dönük malzemelerin temini için 1 trilyon
TL`lık kaynak ayrılmış ve büyük ora kullanılmıştır. Özürlünün özürlülük
durumunu gösteren bir raporla, bulunduğu il veya ilçedeki sosyal yardımlaşma
vakıflarına müracaat etmesi yeterli olmuştur.

• Özürlülerin devlet içinde temsilini sağlayacak ve özürlülerin her türlü
sorunlarına çözüm bulmak amacıyla Başbakanlığa bağlı”Özürlüler idaresi
Başkanlığı” kurulmuştur.

• Kanunlarımızın 59. maddesinde özürlülerin lehine (eğitim,
rehabilitasyon ve diğer konularda) olacak şekilde değişiklik yapılmıştır.

Özürlü vataşlarımıza yönelik olarak, ayrıca şu çalışmalar yapılmıştır:

• İş hayatında özürlülerin istihdam oranının yüzde 2`den yüzde 3`e
yükseltilmesi,

• Yeni doğan bebeklerde özürlülüğe neden olan sebeplerin erken teşhis
edilmesi ve özürlülüğün önlenmesi için testlerin yapılmasının zorunlu hale
getirilmesi,

• Özürlü Kimliği ile özürlülerin toplumsal yaşamda formalite güçlüklerinden
kurtarılması,

• Özürlülerin hayatlarını kolaylaştıracak tüm araç ve gereçlerin
istisnasız karşılanması,

• Çevrenin düzenlenmesinde özürlülerin ihtiyaçlarının ücret alınmaması
veya indirim uygulanması,

• Belediyelerce işletilen veya kiraya verilen işyerlerinin özürlüler
tarafından işletilmesinde öncelik ve kolaylık sağlanması,

• Fiziksel çevrenin özürlüler için ulaşılabilir ve yaşanabilir kılınması
amacıyla imar planları ile kentsel, sosyal, teknik altyapı alanlarında ve
yapılarda Türk Startları Enstitüsü’nün ilgili startizasyonuna uyulması,

• Özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ve öğretimleri için özel
okullar açılması,

• Eğitim ve öğretim kurumlarındaki rehberlik ve psikolojik danışma
hizmetleri ile özel eğitim hizmetlerini düzenlemek, koordine etmek, izlemek ve
değerlendirmek üzere her ilde özel eğitim rehberlik ve psikolojik danışma
birimi kurulması,

• Resmi okul ve kurumlarda eğitim ve öğretimlerini sürdürdükleri sürece,
özel eğitim gerektiren bireylerin, bu hizmetlerden etkin bir şekilde
yararlanmalarını sağlayacak her türlü araç ve gerecin karşılanması,

• Özel eğitim gerektiren bireylerin ilgi, istek, yetenek ve yeterlilikleri
doğrultusunda ve ölçüsünde yüksek öğretim imkânlarından faydalanabilmeleri için
gerekli özel tedbirlerin alınması.

 

ÖZÜRLÜLER İDARESİ BAŞKANLIĞI’NIN FAALİYETLERİ

Çalışmaları sürdürülen Başbakanlık Özürlüler idaresi Başkanhğı`nm
kuruluşu, yoğun gayretler neticesinde sonuçlırılmıştır.

Böylelikle özürlülerimizin her türlü teklif, talep hatta tepkilerini dile
getirebilecekleri, tüm sorunlarını bütün boyutlarıyla tartışıp çözümler
üretebilecekleri kamu idaresinde bir somut muhatap kuruluş oluşmuştur.

Bu kurumsal düzenleme, Cumhuriyet tarihimiz boyunca özürlülerin
sorunlarına ilişkin olarak atılmış, çok temel ve somut bir adım olmuştur.

Başbakanlık Özürlüler idaresi Başkanlığı, özürlülere ilişkin temel sorun
alanlarını belirleyip ve bu sorun alanlarına ilişkin somut tedbirlerin
geliştirilmesini sağlayacak şartları hazırlamıştır.

Özürlüler idaresi Başkanlığı ile Türkiye`nin özürlüler perspektifi
doğmuştur.

Bu kurumsal düzenleme ve diğer kanuni düzenlemelerle birlikte özürlü
bireyi bulunan aile ve bu ailenin içerisindeki özürlü bireyin yalnızlığının
aşılması sağlanmıştır. Hükümetimiz, “sosyal devlet”anlayışı
içerisinde şefkat elini, yıllarca ihmal edilmiş bulunan bu kesime uzatmış,
onların yalnızlığını paylaşmayı bir görev olarak üstlenmiştir.

Ülkemizde toplam nüfusun yaklaşık olarak yüzde 10`una tekabül ettiği
tahmin edilen özürlü vataşlarımızın sorunlarının çözümüne yönelik çalışmalar
yapmak amacıyla Özürlüler idaresi Başkanlığı`nın kurulması yoğun ve çok yönlü
çabaların bir ürünü olmuştur.

Hükümetimiz özürlülerimizle ilgili olarak 3 temel kanuni düzenleme
gerçekleştirmiş ve çeşitli yasalardaki 59 maddede, özürlüler lehine
düzenlemeler yapılmıştır.

Özürlüler İdaresi Başkanlığı Kanun Hükmünde Kararnamesi şunları
getirmiştir :

* Türkiye`de bu kararname ile ilk defa doğrudan özürlü vataşlara yönelik
hizmetler vermek amacıyla ve Başbakanlığa bağlı bir başkanlık oluşturulmuştur.
Kamu idaresinde çeşitli kurumlarda dağınık olarak bulunan özürlüye yönelik
hizmetler arasında koordinasyon ve işbirliği sağlayarak, başta özürlülüğe engel
olmak ve özürlülerin sorunlarına daha etkin, kısa sürede ve köklü tedbirlerle
çözüm bulmak amaçlanmıştır.

* Özürlüler İdaresi Başkanlığı`nın kuruluşu ile Hükümetimiz, özürlü
vataşlarımıza çağdaş bir anlayışla hizmet vermek konusundaki kararlılığını
göstermiş oldu. Başkanlık, bu ala hem ulusal, hem de uluslararası kuruluşlar
arasında işbirliği ve koordinasyon sağlamış hatta öncülük etmiştir.

* Yeni düzenleme ile toplumda özürlülüğe karşı duyarlılığı arttırıcı
önlemler alınmıştır. Özürlü insanların sosyal hayata uyumu, sosyal, ekonomik,
kültürel ve sanatsal imkanlardan yararlanması konusunda eşitsizliği giderici
uygulamalar hedeflenmiştir.

* Özürlüler için düzenlenecek kimlik kartı ile özürlülere götürülecek
hizmetlerde kolaylık sağlanmıştır.

* Başkanlık, özürlülere götürülecek hizmetlerin etkinlik ve verimliliğini
sağlamayı hedeflemiştir. Bu amaçla araştırmalar yaptıracak, projeler
hazırlanacak ve hazırlatılabilecektir. Başkanlığın bu çalışmalarında
kullanılmak üzere Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonu, kaynaklarının
yüzde 5’ini özürlüler idaresi Başkanlığı emrine tahsis etmiştir.

* Özürlü vataşlara daha verimli hizmet götürülmesini sağlamak üzere
ilgili kanunlarda değişiklikler yapılmış ve özel eğitim hakkında yeni bir KHK
çıkarılmıştır.

* Bu yasal düzenlemelerle, özürlülere yönelik olarak Türk Startları
Enstitüsü`nün startlarına uyulmasını zorunlu kılan hükümlere yer verilmiştir.

* Bu arada Milli Eğitim Bakanlığı uhdesinde yürütülmekte olan özel
eğitimle ilgili önemli düzenlemelere gidilmiştir. 12.10.1983 tarihli ve 2916
sayılı Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Kanunu yürürlükten kaldırılarak onun yerine
573 sayılı Özel Eğitim Hakkında KHKçıkarılmıştır. Bu KHK`de özel
eğitim alanında daha kapsamlı ve yenilikler getiren düzenlemelere gidilmiştir. 573
sayılı KHK ile getirilen önemli yeniliklerden sadece birisi, özel eğitim
okulları ve kurumlarının açılmasının öngörülmesi, bir diğeri de her ilde il
Milli Eğitim Müdür-lüğü`ne bağlı olarak “Özel Eğitim, Rehberlik ve Psikolojik
Danışma Hizmetleri” biriminin kurulmasının öngörülmesidir.

* Gerçekleştirdiğimiz yeni düzenlemelerin önemli bir özelliği de,
özürlülere yönelik sorunların çözümünde doğrudan ilgili olan özürlü
vataşlarımızın da katkı ve katılımının sağlanmasının hedeflenmiş olmasıdır.

* Bir diğer temel düzenleme de özürlü istihdam oranının yüzde 2`den,
yüzde 3`e çıkarılmış olmasıdır.

Yeni kurulan Özürlüler idaresi Başkanlığı ve yaptığımız son kanuni
düzenlemeler ile herkesten fazla “sosyal devlerin hizmet alanına
giren özürlü insanlarımızın topluma kazırılması sağlanarak, bir bakıma onlara
yeniden doğuş imkânı verilmesi sağlanmıştır.

Hizmet politikalarımız, özürlülerin problemlerini benimseyip çözüme
kavuşturmak, üretici ve başkasına muhtaç olmadan yaşayabilen insanlar haline
getirmek yönünde olmuştur.

Bugün sağlıklı olmamız, yarın için teminat sayılmaz. Çünkü her birimizin
yarın başımıza ne geleceğini bilemiyoruz. Bu bakımdan özürlülere yapılan
hizmetin, kendimize ve kendi geleceğimize yapılan hizmet olduğu şuuruyla
hareket ettik.

Toplumumuzda özürlü bireyi barındıran aile yalnız, aile içinde özürlü
birey yalnızdı. Artık bu yalnızlık aşılmıştır.


BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi