Anasayfa » Bay Adnan Oktar; AKP ACİZ MİYDİ, YOKSA İLGİSİZ MİYDİ?

Bay Adnan Oktar; AKP ACİZ MİYDİ, YOKSA İLGİSİZ MİYDİ?

Yazar: yonetici
0 Yorum 42 Görüntüleyen



Bay Adnan Oktar; AKP ACİZ MİYDİ, YOKSA İLGİSİZ MİYDİ?


Darwinizm, Allah’ın varlığını ve her şeyi yoktan yarattığını inkâr ederek, böylece İslam ahlakını ve Kur’an ahkâmını ortadan kaldırmaya, namus ve aile kavramını yozlaştırıp her türlü ahlâksızlığı yaygınlaştırmaya çalışan sapık ve Siyonist kaynaklı bir bozuk düşünce akımıdır. Yani Darwinizm; canlı ve cansız bütün varlıkların, bu mükemmel tabiatın ve muhteşem Kâinatın kendiliğinden ve tesadüfen oluştuğunu iddiaya kalkışıp bu safsatayı ispat için bugün hepsi çürütülen uydurma deliller üretip bilimi yozlaştıracak kadar şeytanlaşan Siyonist takımının bir şarlatanlığıdır. Asrımızı karartan, insanlığı kıvrandıranKominizm ve Kapitalizm gibi batıl ve barbar ideolojilerin kaynağı da Darwinizm olmaktadır. Maalesef 14 yıldır iktidarda bulunan ve sıkça Dindar Kahramanlıkriyakârlığına soyunan bu AKP döneminde; ilk, orta, lise ve üniversite ders kitaplarında, Milli Eğitim programlarında, TRT ve diğer kanallarda, sözde bilimsel tartışmalarda ve belgesel yayınlarında hala Darwinizm sapkınlıkları ilmi bir gerçekmiş gibi sunulmakta, hatta Lise ve Üniversite imtihanlarında Darwinizmi doğru sayan sorular sorulmaktadır. Aklın, irfanın, bilimsel kuralların, ve Kur’an’ın gereği olarak, her şeyden önce bu safsataları ayıklamak ve ders kitaplarından çıkarmakla işe başlaması gereken AKP iktidarının, bu konuda hiçbir adım atmaması, bunların gerçek ayarını ve amacını da açığa vurmaktadır.

Darwinizmin densizliğini ve dinsizliğini ortaya koyan bilimsel ve imani gerçekleri ve belgeselleri yayınlayarak oldukça önemli ve tarihi bir misyonu yerine getirmesi gereken Adnan Oktar ve takımı, hala AKP iktidarını ve kof kurmaylarını her fırsatta İslam Kahramanları diye övüp göklere çıkarmaktadır. Oysa Darwinizm temelli bütün haksızlık ve ahlâksızlıkların bu dönemde hızla yaygınlaştığını, hatta meşruiyet kazandığını görmeyecek ve bilmeyecek kadar saf sayılmaları imkânsızdır.

Darwinizm Belasının Farkında Olmak

Mademki: Darwinizm, diğer adıyla evrim teorisi, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan ve günümüz bilimiyle bütün yönleriyle çökertilmiş insanlık tarihinin en büyük safsatasıdır. Darwin’in kendisi de, ardından evrimi savunan tüm bilim adamları da, aslında evrim teorisinin çökmüş bir teori olduğunu açıkça bilip durmaktadır. Fakat evrim teorisi, dünya üzerinde yaygınlaştırılmaya çalışılan ateist ve materyalist anlayışın yaygınlaşmasına, dini değerlerin arka plana atılmasına ve insanların maddiyatta boğulmasına daha fazla zemin hazırladığından, bu konuda faaliyet yürüten bir kısım derin güçler tarafından daima destek çıkılmaktadır. Öyle ise AKP hangi konumdadır?

Bu nedenledir ki evrim teorisi, tarih boyunca başta İngiliz ve ABD derin devleti (yani Siyonist Yahudi Mahfilleri) olmak üzere tüm kirli ve gizli odaklar, dünya çapında etkili bir takım yeraltı yapılanmaları ve çeşitli ateist oluşumlar tarafından daima korunmuş ve canlı tutulmaya çalışılmıştır. Dünyadaki istisnasız bütün ülkelerin müfredatlarında evrim teorisinin kayıtsız şartsız bir gerçekmiş gibi anlatılmasının ve buna karşı itirazların daima sert önlemlerle susturulmasının temelindeki asıl neden, bu safsatanın söz konusu yapılanmalar tarafından desteklenmiş olmasıdır. Dünyada Darwinizm’i koruma altına almış olan adeta bir “Darwinist Diktatörlük” vardır. Bu diktatörlük, dünyadaki tüm gençlerin, bu safsatayı gerçek sanarak yetişmelerini hedeflenmiş bulunmaktadır.

“Söz konusu durum bizim ülkemizde de aynıdır. Türkiye’de dini değerlere saygı gösteren bir hükümetin varlığı sevindiricidir ve özellikle 28 Şubat gibi zorlu dönemlerin ardından özlem duyduğumuz bir durumdur. Fakat buna rağmen, dünyaya hakim Darwinist Diktatörlüğün çeşitli baskılarından dolayı öğrencilerimize okullarda hala evrim teorisi bir gerçekmiş gibi okutulmaktadır, Milli Eğitim Bakanlığı kitapları evrimi anlatmakta, dahası devletin kanalı TRT, evrimi savunan kişilerin program ve izahlarını yayınlayarak bu safsataya altyapı hazırlamakta, özensizce verilen belgesellerde doğrudan evrim propagandası yapılmaktadır. Müfredatı ve TV yayınlarını hazırlayan kişilerin bilimsel verilerden ve gerçeklerden uzak bir görünüm sunması, durumu daha da endişe verici bir hale sokmaktadır” ifadeleri AKP iktidarının acizliğinin ve İslam’ın esasına ilgisizliğinin bir itirafı mıdır?

Bu vahim durumun anlamı ve getirdiği sonuçlar kapsamlı olarak düşünülmüyor ise bundan şu sonuçlar çıkmaktadır:

* Okul kitaplarında geçen “atanız mikroptu ve maymundu” izahlarıyla açıkça Allah’a meydan okunmakta, “Allah yok” fikri aşılanmaktadır. (Allah’ı tenzih ederiz)

* Okul müfredatında pek çok derste konular evrimle bağdaştırılmaktadır. Öğrenciler, derslerde bu safsatayı adeta bilimsel bir gerçekmiş gibi okumaktadırlar. Çocuklarımıza,yaratılmadıkları, tesadüflerle aşama aşama var oldukları gibi bir yalan sürekli olarak her derste telkin edilip tekrarlanmaktadır.

* Sadece din derslerinde Allah’ın adı anılmakta, bu derslerde de Kur’an’a dayalı bilgilerin yanı sıra yoğun hurafeci, taklitçi ve şekilci telkinlerle çocuklara garip, çoğunlukla Kur’an ile bağdaşmayan, yozlaşmış bir din anlayışı sunulmakta ve “isterseniz buna inanın ama asıl olan bilimsel sonuçlardır” gibi telkinler yapılmaktadır. Öğrenciler, diğer derslerde aldıkları ateist telkinin etkisiyle, din derslerini adeta bir hikâye gibi algılamaktadır. (Dini ifadeleri tenzih ederiz) Bilim olarak da her fırsatta Darwinizm öğretildiğinden, öğrencilere bunun dışında bir eğitim verilmediğinden çocuklarımız şu anda Allah’ı kesin olarak inkâr eden bu sisteme mahkum bırakılmaktadır.

* Açıkça Allah diyen, konuşmalarında ayetler hatırlatan, her fırsatta Allah’a şükreden ve Kur’an kıraati mükemmel olan bir cumhurbaşkanımızın ve başbakanımızın olması takdire şayandır. Fakat devlete ait ve bizim vergilerimizle ayakta duran bir kurum olan TRT’de hala evrim yanlısı izahların yapılması ve Milli Eğitime bağlı okullarda Darwinizmin okutulması ve insanların yanlış yönlere kaydırılması şaşılacak bir durumdur ve bu münafıklıktan (çifte tavır ve taraflıktan) bir an evvel kurtulmalıdır.

* Toplum içinde yaygınlaşan cinayetler, tecavüzler, öfke, kadına şiddet gibi eylemler günümüzde içinden çıkılamaz boyutlara gelmiş durumdadır. Unutulmamalıdır ki, vahşetin ve şiddetin en yaygınlaştığı toplumlar, maneviyatını tamamen yitiren, karşıdakini insan olarak göremeyen ve doğal seleksiyonun bir gereksinim olduğunu zanneden Darwinist kafa yapısıdır. Türkiye, Darwinist eğitimle, gitgide bu vahşet toplumlarının arasında yerini almaktadır ve gün geçtikçe durum daha da kötüleşme istidadındadır. Çünkü vahşeti makul hale getiren altyapı, yani Darwinist eğitim, 14 yıllık AKP iktidarına rağmen hala uygulanmaktadır.

* Bugünlerde kendini Müslüman olarak tanıtan bir kısım hocaların evrimi savunur hale gelmeleri ve daha da ileri giderek evrimin Kur’an ile çelişmediğini iddia etmeleri bir tesadüf sanılmamalıdır. Bir süre önce dünya çapında evrim taraftarları kan kaybettikleri için ve yalanlarının ortaya çıktığını fark ettiklerinden yeni bir politika başlatmışlardır. Geçmişte, evrimi savunan bir insanın mutlaka ateist olması gerektiğini iddia ederken, artık “din ile bilimin çelişmediği” telkinini kullanarak evrimin dinle uyuştuğu izlenimini vermeye başlamışlardır. Sırf bu amaç için oluşturulmuş bir lobinin varlığı, ünlü evrimci Richard Dawkins tarafından açıkça vurgulanmıştır.

“Özellikle oluşturulmuş bir çeşit evrimi koruma lobisi vardır. Bunların büyük bir çoğunluğunu ateistler oluşturmaktadır. Ama bu kişiler, gözü dönmüş şekilde, dindar insanlarla dost olmak istiyorlar. Ve bunu yapabilmenin tek yolu, evrim ile din arasında hiçbir uyuşmazlık olmadığını kanıtlamak üzere bazı kiralık din adamlarını (İlahiyat Hocalarını) kullanmaktadır.” (Ben Stein, Expelled “No Intelligence Allowed”, 2008)

Gerçekten de söz konusu lobinin faaliyetleri zaman içinde sonuç vermeye başlamış, ve Kilise, Darwin’den özür dileyecek kadar sapıtmış, Papa, kendi evinde evrim toplantıları düzenlemekten sakınmamıştır. İslam camiasına da sızmak isteyen bu topluluk, zaman içinde bunu da başarmış, Darwinizm ile ilmi olarak başa çıkamayan, bilimsel anlamda altyapısı olmayan ve bu nedenle de Darwinistlere karşı aciz kalan bir kısım “din adamlarına ve ilahiyatçılarına” çeşitli sahte yollar ve imkânlar tanımışlardır. O tarihten itibaren söz konusu kişiler İbn-i Miskeveyh, İbn-i Haldun gibi bazı alimlerin sözlerini çarpıtarak kendilerince delil üretmeye çalışmış, Mesnevi’den örnekler vererek evrimin İslam diniyle çelişmediği safsatasını yaygınlaştırmaya başlamışlardır. Üstü kapalı ifadelerle Hz. Adem (as)’dan gelmediğimiz telkinini vermeye çalışmakta ve İslam alemini bu yalana alıştırmak için uğraşmaktadırlar. Şu bilinmelidir ki, bu sapık iddialar ülkemizde kapanması zor yaralar açacak, Allah Katı’nda bunun sorumluluğu çok büyük olacaktır.

* Darwinizm’in beraberinde getirdiği ırkçılık da; özellikle vatandaşlarımızı ilgilendiren vahim bir sorun ve sıkıntı kaynağıdır. Darwin’in ortaya attığı gelişmiş ırklarsafsatasının bir sonucu olarak evrimi savunan kişiler; Avrupalıların ve kendi soylarının gelişmiş ve asıl ırk, zenciler, Avustralyalı yerliler ve Türkleri ise gelişimini tamamlamamışyarım ırklar olarak kabul savunmaktadır. (Şanlı ve nezih Türk milletini tenzih ederiz) Bunu Darwin mektuplarında açıkça şöyle yazmıştır:

“Doğal seleksiyona (yani güçlü ve üstün olanların, zayıf ve aşağı ırkları etkisiz kılmasına) dayalı kavganın, medeniyetin ilerleyişine sizin zannettiğinizden daha fazla yarar sağladığını ve sağlamakta olduğunu ispatlayabilirim. Düşünün ki, birkaç yüzyıl önce Avrupa, TÜRKLER TARAFINDAN İŞGAL EDİLDİĞİNDE, Avrupa milletleri ne kadar büyük risk altında kalmıştı; oysa bugün Avrupa'nın TÜRKLER TARAFINDAN TEKRAR İŞGALİ bize ne kadar imkansız görülmektedir. Çünkü Avrupa ırkları olarak bilinen medeni ırklar, yaşam mücadelesinde Türklere karşı kesin bir galibiyet elde etmişlerdir. Dünyanın çok da uzak olmayan bir geleceğine baktığımda, BU TÜR AŞAĞI IRKLARIN çoğunun medenileşmiş yüksek ırklar tarafından ELİMİNE EDİLECEĞİNİ (YOK EDİLECEĞİNİ) görmekteyim.” (Fransis Darwin, Darwin’in Hayatı ve Mektupları, Sayı I, 1888, s. 285-286)

Darwinizm’in sayesinde bu sapkın anlayış da bütün dünyaya yayılmıştır. Bu nedenledir ki dünyada pek çok insan, Ortadoğu toplumlarına, Müslümanlara ve Türk halkına karşı oldukça kasıtlı ve hakaret tavırlı bir bakış açısı ortaya koymaktadır. Siyaset, bu korkunç anlayış üzerine ilerlemekte, başta İngiliz ve ABD derin devleti (Yahudi Lobileri) ve İsrail olmak üzere Avrupalı ve Amerikalı derin odaklar, Türkiye üzerinde diledikleri planı diledikleri şekilde gerçekleştireceklerini sanmakta, bunun da kolay olacağına inanmaktadırlar. Özellikle Darwinizm’in geliştiği son 150 yıla baktığımızda, Osmanlı ve Türkiye üzerinde oynanan oyunların hiçbir zaman hız kesmemesinin nedeni kolayca anlaşılmaktadır. Şu anda 14 yıllık AKP iktidarında, hala Darwinizm’in öğretilmesiyle farkında olmadan kendi çocuklarımız da bu anlayışı doğru sanıp kapılan ve zaman içinde kendilerini aşağı ırk kompleksine kaptıran; veya Türk milletinin değerini ve üstünlüğünü layıkıyla anlamayan bu nedenle de milli birliğin öneminden haberi olmayan nesiller çoğalmaktadır. Bunun sadece dünyada değil, ülkemiz içinde de verdiği hasar çok büyüktür, AKP bu tahribatın altında kalacaktır.

* Deccal, bilgisizliği, gaflet ve cehaleti kullanarak dinsizliği yaygınlaştırmaktadır. Şu an çağımızın deccaliyeti olan Siyonizm’in fikri dayanağı Darwinizm olmaktadır. İnsanların bilgisizliği ve çaresizliği kullanılarak Fas, Tunus, Türkiye, Cezayir, Mısır, Suriye, Irak gibi Müslüman ülkelerin tümünde Darwinizm yaygınlaştırılmış durumdadır. Müslüman ülkelerin okul ve üniversitelerinde, maalesef evrim kürsüleri vardır, evrim konferansları yapılmaktadır. İlahiyat hocaları dahi evrimi savunur konuma taşınmışlardır. Kendilerine “tek bir ara fosil yok, buna karşılık canlıların bir anda yaratıldıkları ve zaman içinde değişmedikleri gerçeğini ispat eden 500 milyondan fazla fosil var” dendiğinde şaşırmaktadırlar, bu bilgiyi ilk defa duymaktadırlar. Çünkü o vakte kadar hep Darwinist eğitim almışlardır, bunun doğruluğunu araştırmamış, sorgulamamışlardır. İşte bu bilgisizlik ortamı, İslam ülkelerinde Darwinizm’in kısa süre içinde yaygınlaşması ve “bilim” kisvesinde “tartışılamaz” hale sokulmasına zemin hazırlamıştır. Bu durum, ne vahimdir ki, bizim ülkemiz için de aynıdır ve gün geçtikçe bunun dozajı artmaktadır.

* Dünya tarihi hiçbir dönemde Yüce Allah’ın; bu kadar açıkça, küstahça ve hayasızca ve bu kadar büyük bir topluluk tarafından inkâr edilmesine şahit olmamıştır. Tarihte ilk defa, Allah’a karşı böylesine açık ve organize şekilde meydan okunmakta (Allah’ı tenzih ederiz), bu kadar pervasızca “atamız mikroptu ve maymundu!” yalanı savunulmakta, bu kadar aleni olarak “yaratılmadık, tesadüfen ortaya çıktık” ifadeleri konuşulmaktadır. Evrim telkini, sadece eğitim sisteminde değil, filmlerde, müzik kliplerinde, belgesellerde, komedi gösterilerinde, kısacası hayatın her yerinde gizli veya açık şekilde yerleştirilmiş durumdadır. Toplu halde “Allah yok” diyen bu sisteme maalesef devletler ve hükümetler resmen karşı çıkmamakta, sistemin baskıcılığına karşı aciz kalmakta, hemen herkes teslimiyetçi bir tavır ortaya koymaktadır.

* Darwinist propagandanın 1800’lü yıllarda İngiltere hükümetini kuşatan Siyonist Yahudi kaynaklı bir akım olduğu, kendisi de bir İngiliz Yahudisi olan Charles Darwin ile başladığı ve gizli mekanizmalar ve dönemin ateist yeraltı yapılanmalarının kullanılmasıyla tüm dünyaya yaygınlaştırıldığı unutulmamalıdır. İngiliz ve ABD derin devleti (Yahudi Lobileri), hala bu konuda devrede bulunmaktadır. Dünyada evrim safsatasının bu kadar yerleşik hale getirilmesi ve asla reddedilememesi de bu şedit yapılanmanın itiraz edilemez bir görünüm vermesinden kaynaklanmaktadır. Dünyada hükümetler dâhil hiçbir legal oluşum, bu illegal yeraltı yapılanmasını karşısına alamamakta, onun yaptırımlarına itiraza kalkışamamaktadır. Dolayısıyla tüm dünyayı saran bu belanın ülkemize de İngiliz ve ABD derin devleti (Siyonist Yahudi Lobileri) tarafından empoze edildiğini unutmamamız lazımdır.

* “İşte bu yüzden hükümetimizin elini güçlendirmemiz kaçınılmazdır. Darwinist eğitime karşı duruş, halk tarafından sergilenmeli ve bu güçlü şekilde yapılmalıdır. Bunun için halkımızın Milli Eğitim Bakanlığı’na, Darwinist eğitime karşı dilekçeler hazırlayarak göndermeleri ve bu tehlikenin durmasını istemeleri şarttır. Halkımızın toplu halde karşı çıkışı, hükümetimizi İngiliz derin devletinin baskılarına karşı güçlü kılacak ve halkın talebi reddedilemez noktaya taşınacaktır” diyerek konuyu saptıran ve AKP iktidarını meşrulaştırmaya çalışan Adnan Oktar’a sormak lazımdı:

1- Halkımız zaten bu tür haksızlık ve yanlışlıkları düzeltsin, inancımıza aykırılıkları gidersin diye AKP’yi iktidara taşımıştı. Üstelik bu acı gerçekleri yıllardır konuşup durmaktasınız. Dindar Kahraman diye alkışladığınız bu iktidar hala dinsizlik düşüncesinin ve Darwinizmin resmen okutulmasına ve reklamının yapılmasına 14 yıldır karşı çıkmıyor ve tedbir almıyorsa, hükümeti suçlayıp uyarmanız gerekirken, kalkıp zavallı halkı imdada çağırmanız, ahmaklık mıdır yoksa yandaş cazgırlık mıdır?

2- Makalenin tamamında, bizim düzeltip gerçeği gösterdiğimiz gibi, sadece “İngiliz Derin Devleti”ni dikkatlere sunup, Darwinizmin asıl mucidi ve destekçisi Siyonist Yahudi Lobilerini unutturmaya çalışmanız, hangi marazlı ve maksatlı bir tavrı yansıtmaktadır?

3- Tam 14 yıl boyunca bu millet AKP’ye tek başına iktidar imkânı ve fırsatı verdiği halde, hala Darwinist Dinsizlik düşüncesini resmen kaldırmayan bir iktidar, acaba halkımıza ve onun inanç kaynaklarına mı, yoksa dünyadaki derin odaklara ve Siyonist Yahudi Kuruluşlarına mı daha çok güvenip dayanmaktadır?

* “Yine Milli Eğitim Bakanlığı’mızdan, bilimsel delilleri içeren bir yardımcı ders kitabının okul müfredatlarına alınması için de ricacı olunmalıdır. Bu kitaplarda sadece bilimsel bilgiler bulunacak, örneğin proteinin kendi kendine, tesadüfi süreçlerle meydana gelemeyeceğinin delilleri anlatılacak, bir proteinin oluşması için 100’den fazla proteinin varlığına ihtiyaç olduğunu ispatlanacak, şimdiye kadar bulunmuş 500 milyondan fazla fosil örneklerinden bazıları sunulacaktır. Evrim dersleri yasaklanmayacak, sadece söz konusu derste karşıt bilimsel bilgiler de aktarılarak karar öğrenciye bırakılacaktır. Böyle bir dersin okullarda bulunması için yine, hükümetimize sunulacak dilekçelere ihtiyaç vardır”diyenlere hatırlatalım. AKP’ye verilen şu kadar milyon oy, işte bu dediklerimizi yapın dilekçeleri makamındadır. Yok bu iktidar bu denli ürkek ve gevşekse, Dini ve Milli duyarlılıkları ve vazife-mesuliyet şuurları bu kadar gevşekse, Ya hu birkaç bin dilekçe ile neyin değişeceği sanılmaktadır?

“Dünyada, şu anda Allah’ı inkâr anlamında tarihte görülmemiş bir çirkin cesaret yaşanmaktadır. Allah’ın açıkça inkâr edilmesi ise kıyametin alameti sayılmıştır. Allah kıyamet öncesi, insanlığa bir fırsat daha tanımış ve bu deccali sistemi ortadan kaldırmak için çaba içinde olmalarını emir buyurmuşlardır. Allah’ı gücendirecek bir tavır içinde bulunmaktan tüm gücüyle sakınan bir iktidara ve dindar bir halka sahip olmamız büyük bir lütuftur. Bu konuda gerekli atılımları yapmamız ve sadece Türkiye’yi değil tüm dünyayı İngiliz derin devletinin uyguladığı bu esaret sisteminden kurtarmamız şarttır. Bunun için ilk hedef, Allah’ı tümüyle inkar sistemi olan Darwinizm’i ortadan kaldıracak bir atılım yapmaktır. İlk planda gerekli olan halkımızın bu konuda hükümetimize tam anlamıyla destek vermesi olacaktır” şeklindeki tespit ve tavsiyeler; Her türlü haksızlık ve ahlaksızlığın kaynağı Haçlı AB kapısında kurtuluş arayan, zulüm ve sefaletin esası olan faiz, fuhuş gibi haramları azdırıp yaygınlaştıran bir iktidarı aklama ve ayakta tutma çabasıdır ki, bu Bakara: 279. Ayetinde belirtildiği gibi Allah ve Resulü ile savaşmak vebaline ortak olmaktır. Acaba yüksek dereceli bir mensubu olduğunuzu gururla ve sıklıkla vurguladığınız Mason Locaları’nın talimatları doğrultusunda mı, “Siyonizm’i, Yahudi Lobilerini, ABD ve İsrail’i” hiç gündeme getirmeyip, Ülkemize ve Milletimize yönelik her türlü hıyanet ve hakareti sadece “İngiliz Derin Devletinin” tertiplediğini konuşup yazmaktasınız? ABD ve İsrail’i ve asıl bunların arkasındaki kirli ve gizli Siyonist Yahudi Lobilerini aklama ve saklama çabanız hangi kutsal hikmet ve hedeflere dayanmaktadır? Bir zamanlar Siyonizm’in ve Deccalizmin karakolları olduklarını belgeleriyle yazdığınız MASON LOCALARI, şimdi Zatı Aliniz sayesinde nasıl Müslüman Ocağı olup çıkmıştı?

Bay Adnan Oktar’ın bütün bu sinsi ve “Dini hizmet” maskeli gayret ve girişimleriyle:

1-Sürekli ve sadece “Kur’an Ahlâkı”ndan bahsedip İslam’ın Hukuk ve Adalet Nizamını gereksiz ve geçersiz göstermeye çalıştığının,

2- Bir yandan Hadisi Şeriflerin çoğunun uydurma olduğu kanaatini tekrarlarken ve Müçtehit Alimlerin içtihatlarının Kur’an’a aykırılığını vurgularken; diğer tarafta kendisiniMehdiyetle ilgili görevli göstermek için en zayıf rivayetleri bile “hadisi şerif” diye aktarıp “Manevi yetkili bir ZAT” havası yaymaya çalıştığının,

3- Müjdelenen Mehdiyet hakikatini ise çarpıtıp; Siyonist Merkezlerin, Tapınak şövalyelerinin ve Masonik çevrelerin beklediği cinsten bir MESİH inancını yerleştirmek için çırpındığının, artık iz’an ve vicdan sahiplerince farkına varılmıştır.

Bunların,Milli Görüş Davasına ve Erbakan’ın tarihi ve İslami programlarına hıyanet etme karşılığı iktidara taşınan AKP’ye arka çıkmaları ise, zaten her iki tarafın ayarını ve amacını ortaya koymaktadır.























BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi