Anasayfa » Aziz Erbakan Hocamızdan İNCİ MERCAN’LAR VE MANEVİ İKAZLAR! Ve Ahmet Akgül Hocamızın Yorumları

Aziz Erbakan Hocamızdan İNCİ MERCAN’LAR VE MANEVİ İKAZLAR! Ve Ahmet Akgül Hocamızın Yorumları

Yazar: yonetici
0 Yorum 403 Görüntüleyen

Aziz Erbakan Hocamızdan

İNCİ MERCAN’LAR VE MANEVİ İKAZLAR!

Ve

Ahmet Akgül Hocamızın Yorumları [1]

    

İlimsiz ve şuursuz yapacağın ibadette, sana anlayış kazandırmayacak ilimde, ve seni tefekküre sürüklemeyecek Kur’an tilavetinde hayır yoktur.

Aleyhisselâtü Vesselam Efendimiz buyurmuşlardır ki: “Bela bir insanın diline bağlıdır; insan bir şey için ‘yapmam’ dediği zaman, Şeytan tüm işini bırakır ve o insanla o işi yaptırıncaya kadar uğraşır.”

İnsanların üslubuna bakın. Bu size onları ne kadar dikkate almanız gerektiğini söyler. Çünkü “Üslûbu beyan, ayniyle insandır!” Akıllı kimsenin lisanı kalbindedir, çünkü o düşünerek ölçüp biçerek konuşmaktadır.

Yaşadığınız sıkıntı ve dertleri yaratılanlara şikâyet etmeyi bırakın. Şikâyet etmeye devam ettiğiniz takdirde; en merhametli olanı, merhametsizlere şikâyet etmiş olursunuz! Bakıyorum, hepinizin ya dilinde, ya zihninde sürekli şikâyet, şikâyet, şikâyet!.. Anlam veremiyorum. Neyin şikâyeti bu? Neyi şikâyet ediyorsunuz? Kimi şikâyet ediyorsunuz? Kime şikâyet ediyorsunuz? Hz. Âdem gibi iki yüz yıl başın secdede, gözyaşı içinde tevbe mi ettin? Hz. İbrahim gibi uzaydan bile görünür büyüklükteki ateşe mi atıldın? Hz. Ali gibi sırtından mı bıçaklandın? Hz. Hüseyin gibi başını gövdenden mi ayırdılar? Aleyhisselâtü Vesselam Efendimiz gibi taşlandın mı? Sen, Hak davada olmanın diyeti olarak ne verdin, nelerini harcadın? Kendinden şikâyet etmeden önce, Bizimle oluşuna, Hak davada nefer oluşuna şükret! Şükürsüzlük, elinizdeki nimetlerin alınmasına sebeptir! Eğer fedakârlık gibi gördüğün hareketlerin hesabını tutarsan, bu davayı yürütemezsin!

Bâtıl için çalışanlar, yanlış ve sonuçsuz davaları için çalışmaktan usanmıyorlarsa; siz, Hak olan ve mutlak galip olacak olan davanız için çalışmaktan niçin usanasınız?

Yani; hem Hak ve hayır üzerindesiniz, hem mutlaka zafere ve kutlu devrime erişeceksiniz!..

Şükür nedir? Şükür minnettarlıktır! Şükrün mikyası nedir? Kanaattir, iktisattır, rızadır, memnuniyettir!.. Peki, şükürsüzlük nedir? Şükürsüzlük nankörlüktür. Şükürsüzlüğün sonucu ise; hırs, israf, hürmetsizlik, helal ve haram ayırt etmemektir.

Allah; “İhtiyaç sahibini doyurun, ihtiyacını giderin” buyuruyor, biz “Ya Rabbi fakiri fukarayı doyur” diye dua ediyoruz!.. Allah; “Yetime bakın kol kanat gerin” buyuruyor, biz “Ya Rabbi yetimi koru, gözet, onlara kol-kanat ger!” diye dua ediyoruz!.. Allah; “Acize merhamet edin” buyuruyor, biz “Ya Rabbi acize merhamet et aczini gider” diye dua ediyoruz!.. Allah bu görevleri bize yüklüyor ve “Devletinizi idarenizi kurun emirlerini uygulayın” buyuruyor. Biz tüm emirleri olduğu gibi bu emirleri de Allah’a yüklüyoruz!?..

Yani; Allah size bazı görevler veriyor… Ama siz onları uygulamak yerine, tutup aynı görevleri -hâşâ- Allah’a yüklüyorsunuz!..

Bir insanın hayatındaki problemlerin asıl sebebi; ya düşünmeden hareket etmesi, ya da hiç hareket etmeden sadece düşünmesidir.

Ya Rabbi, kim Senin rızanla bir sevinç yaşıyorsa, onun sevincini daim kıl! Ve kim de Senden uzakta bir hüzne dalmışsa, o kuluna da sahip çık Ya Rabbi! (Âmin.)

İnsanın en muhtaç, en çaresiz ve en garip günü hangi günüdür, biliyor musunuz? Kabre konulduğu gündür!

Bakın, size net bir şekilde ifade edebilirim ki; bir şeyi gerçekten başarıp gerçekleştirmek istediğiniz zaman, onun gerçekleşmesini sağlamak için Allah bütün evreni sizin emrinize verir!

Ne büyük bir garanti müjdesidir ki; samimiyetle ve tam bir teslimiyetle ve Cenab-ı Allah’a sağlam ve sarsılmaz bir güvenle, hayırlı bir işe girişenlerin, tüm evren ve güçleri onun emrine verilir. ABD-Rusya, AB, ÇİN bu evrensel güçler (melekler, cinniler, ruhaniler) yanında hiç mesabesindedir! Siz Hz. Nuh gibi dağın başında gemi yapmaya devam ediniz. Allah, denizi ayağınıza getirecektir!..

O şikâyet edip durduğunuz sıkıntılar var ya, bazıları sizleri kötü işlerden alıkoymak içindir. Yaşadığınız acı sizi meşgul etmek, günaha ve zulme giden yolu tıkamak içindir.

Bir insana verilebilecek en hayırlı şey, kuvvetli ve nasıl kullanacağını bilebileceği bir “akıl”dır! Eğer akıl verilmemişse o insana verilebilecek ikinci hayırlı şey, güzel bir “edep ve hayâ”dır!.. Ona da yeteri kadar sahip değilse, o insana verilebilecek üçüncü hayırlı şey; danışabileceği “Salih bir dost ve arkadaş”tır!.. Ona da sahip değilse, o insana verilebilecek dördüncü hayırlı şey “uzun bir suskunluk”tur! Ona da sahip değilse, o insana verilebilecek beşinci hayırlı şey “acil bir ölüm”dür!

Girdiğin her yeri pâk, yediğin her lokmayı hak et!

Yani, ey mücahit ve Milli Çözüm Ehli! Öyle ol ki; uğradığın her yer şenlensin, güzelleşsin, bereketlensin!.. Aldığın her ücreti, gösterilen hürmeti, her türlü itibar ve ilgiyi, gerçekten hak etmelisin!..

Cömert bir insanın yemeği yiyene şifa olur, cimri bir insanın yemeği ise yiyene hastalık olur!

Adalet var, tartı var, ama her şeyin bir vakti var. Buna inanan herkes şimdi arkasına yaslansın!

(Dost sandığın gizli düşmanı, halis mücahit sandığın münafığı) Fark etmek acıydı, ama gerekliydi!.. Şimdi anladın… Yaşadığım sürece farkına vardım ki; canınızı dişinize takıp, gecenizi gündüzünüze katıp kimi iyileştirirseniz, işte o sizi hasta edip bunaltmaktadır!..

Eğer dünyaya kendi camından bakarsan diğer hakikatlere kör olursun!

İnsanlar kendi kusurlarının dışında her şeyi biliyorlar!

İçinden çıkamayıp da Allah’a bıraktığınız hiçbir şeyden zarar etmezsiniz!

Siz her anınızda, her işinizde samimi olun. Samimiyet öyle bir dildir ki; kör olan bile görecek, sağır olan bile duyacaktır!..

Demek ki; samimiyet, hüsnüniyet, her türlü riyakârlıktan ve sahte tavırdan uzaklaşıvermek, sana hürmet ve rağbet kazandırır, her ortamda itibar ve itimat edilirsin…

Ömür içindeki dertler nasıl geçirilir? Bazen dertlerini Allah’a anlatırsın! Bazen Allah’ı dertlerine anlatırsın! Bir bakarsın, derdin, sıkıntın akmış ve uzaklaşmıştır!..

Aleyhisselatü Vesselam Efendimiz buyurmuşlardır ki: “Kızgınlığını uygulama gücü varken öfkesini kontrol edenin kalbini Allah, huzur, güven ve imanla dolduracaktır!”

“Ya Rabbi, bizi ahlâkı güzel, kendisi güzel, özü sözü bir olan, tam iman etmiş insanlarla beraber et” diye dua edin. Duanızın kabul olduğunu, yanlış insanlar hayatınızdan çıkınca anlayacaksınız!

Bakıyorum bazılarınız, insanların gözlerinin değdiği yerlerini düzeltiyorlar da, Allah’ın baktığı yer olan kalplerinizi düzeltmiyorsunuz!..

Tüm insanlığın kurtuluşu, yeni ve yaşanabilir bir dünyanın kuruluşu için çalışmadan cennete girebileceğini düşünen kimse, boş ümide kapılmıştır! Yine tüm insanlığın kurtuluşu, yeni ve yaşanabilir bir dünyanın kuruluşu için sarf ettiği gayretiyle cennete gireceğini düşünen de, kendisini ve amelini yeterli görüp, Allah’ın rahmetini unutarak aldanmıştır!

Allah’a gerçekten inanan hiçbir kalpte umutsuzluk barınmayacaktır!

Ayarsız terazide yürek tartmak ne demektir? Vicdanı bozulmuş insanların, senin Allah yolundaki yorgunluklarını ve duygularını anlamalarını beklemek boşunadır!..

Evet, maalesef; karamsarlık, umutların kararması; Allah -hâşâ- acizlikle ve va’dinden dönmekle suçlamaktır.

Allah’a yaklaşmanızı engelleyen dört şey vardır. Bunlar sizi Allah’a yaklaştırmadığı gibi, gittikçe uzaklığı artırarak bir uçuruma yaklaştırır. Bunlar; şehvet, çok yemek, mal ve makam hırsı, gurur ve kibir duygularıdır!

Siz son nefesinize kadar harama, hileye ve Şeytani şehvete sırtınızı dönün; bırakın, gömleğiniz arkadan yırtılsın!

Milli Çözüm her birinizin yüzünüzden okunmalı, dilinizden dinlenmeli, kalplerinizden yayılmalıdır!

Yani; her biriniz, canlı Milli Çözüm olmalıdır. Her dava kardeşim, haliyle, diliyle, hareketleriyle Erbakan Hocamızı hatırlatmalıdır!

Dünyadaki hiçbir şey, cenneti kaybetmeye değmez!

Etrafındaki insanlar için gözünü feda etsen; “zaten kördü” derler! Aklını feda etsen, “zaten deliydi” derler!

Sırtımı Allah’a yasladım, artık kimseden bir beklentim yok!

Bir insan savaşı ne zaman kaybeder? Savaş ölünce değil, düşmana benzeyince kaybedilir!

Öyle anlaşılıyor ki; BOP’a eşbaşkan olanlar… Haçlı AB’ye girmek için çırpınanlar… Eşcinselliğe kanuni kılıf hazırlayanlar… Faize, fuhşa, kumara, ismini değiştirip fetva uyduranlar, zaten fikren ve fiilen gâvurlaşmıştır; bunlar artık iç ve dış düşmanlarla maalesef uyum sağlamıştır ve zafer kazanma kapıları kapanmıştır!..

Hayatın boyunca hiç kimseyi incitme. Hatta yüreğin yeterse seni incitenlere ıslah olmaları için dua et… Hatta sen kendin kendine öylesine yet ve Rabbine yönel ki, hiç kimseden incinme!..

Ya Rabbi; dinim, davam, imanım, dünyam, çoluk çocuğum, malım mülküm içinde sağlık, afiyet ve huzurla yaşamamı nasip et. Kusurlarımı ört, beni korktuklarımdan emin et!

Gafletle, öfkeyle veya herhangi kötü bir düşünceyle hazırlanan yemekte hayır ve bereket olmaz. Çünkü ona nefis ve şeytan karışır!

Size iki tane cümle söyleyeceğim. Hayatınıza yön verip sizi silkeleyecek aklınızı başınıza getirecek, bir iyi, bir kötü cümle! İyi haber; Hiçbir şey (hiçbir sıkıntı ve acı) sonsuza kadar sürmez!.. Kötü haber; Hiçbir şey (hiçbir imkân ve fırsat da) sonsuza kadar sürmez!..

Allah’a sadece verdiği şeyler için değil, esirgediği şeyler için de şükretmek gerekir! Dikkatle düşün, bizleri hangi tehdit ve tehlikelerden, hem de mucizevi şekilde muhafaza etmiştir!?

Yani; ey Milli Çözümcüler! Siz herkesten daha ziyade ve daha cesaretle, Siyonist ve emperyalist merkezleri ve yerli işbirlikçilerini, yıllarca ve açıkça deşifre ve tenkit ettiğiniz halde; çok cüzi ve geçici sıkıntılar dışında, hâlâ ayakta, hayatta ve hizmetleriniz başında iseniz; biliniz ki bu, Allah’ın çok özel inayeti ve koruyup esirgemesi sayesindeki bir mucizedir!..

Kalıcı olanı mı tercih edersiniz, geçici olanı mı? Aklınız başınızda ise kalıcı olanı geçici olana tercih ediniz. Kuşku yok ki dünya hayatı yakında son bulacak ve dönüş Allah’a olacaktır!

Ya Rabbi içimi, Senden gelen bir sevinç ve heyecanla doldur! Dünyada zaferine, ukbada rü’yetine ulaşma azmi ve gayretiyle coştur!

Ölümsüz bir davayı sırtlandığınız zaman bedenleriniz ölür, evet, fakat ruhlarınız ölümsüz davanızla cennetinize kadar çalışmaya devam edip durur!..

Size gününüze değil ömrünüze yön verecek spot bir sözüm olacak; Herkes sizi görürken ve hiç kimse sizi görmezken hep aynı kişi olun!.. Kişilere göre şekil değiştiren basitlik ve fasitlikten kurtulun!..

Bu vecize, Aziz Erbakan Hocamızın ibretli ve eğitici bir benzetisidir; “Ya göründüğün gibi ol; ya olduğun gibi görün!” hikmetinden on kere üstün bir iman ve ahlâk seviyesidir. Evet, insanlar arasında da, yalnız başına kaldığında da hep aynı insan olmak, aynı ciddiyet, gayret ve ibadet üzerinde bulunmak… Sadece ve yalnız Allah’a güvenip dayanmak, O’ndan utanmak, O’na umut bağlamak, hem imanın hem insanlığın zirvesidir. İşte bu manevi arıtma ve olgunlaştırma metodu; tarikat ve tasavvuftaki, onlarca yılda ulaşılan riyazet ve sürekli hizmet yolunun; akıl ve vicdan temelinde ve kısa süreçte elde edilmesidir.

Kavuşma ümidini diri tutmak, asla karamsarlığa kapılmamak, Hz. Yakup’un (AS) sünnetidir.

Nasıl dua edilmeli? Olmayacak bir işin umutsuzluğuyla ellerini açarak değil, ellerini açmazsa hiçbir şeyin olmayacağını bilen bir insanın umudu ile dua etmelisin!..

İnsanlara açığa vurdukları halleriyle muamele edin. Kalplerinde kalanların muhatabı Allah’tır!

Sağ elini alnına koy, gözlerini kapat ve; ESTAĞFİRULLAH EL AZİM, YA HAYYU YA KAYYUM, LA İLAHE İLLALLAH de!.. Ne kadar ve ne zamana kadar? Okuduklarını içine sindirene kadar. Sonra sağ elini tam tepene, yani başının üzerine koy. YA MUİD, YA BAİS, LA İLAHE İLLALLAH de. Ne kadar ve ne zamana kadar? Okuduklarını içine sindirene kadar. Sonra sağ elini ensene koy; 1 KÂFİRÛN SURESİ, 1 NÂS SURESİ, 1 FELAK SURESİ oku. Zihninin ve nefsinin sustuğunu, zihninin boşaldığını, artık zihninde, vicdanının ve Rahman’ın konuştuğunu göreceksin!

Ya Rabbi kalbim takatsiz. Senden af dilemeye bildiğim kelimeler yetmiyor. Dilime yenilerini ver. Ya Rabbi çok yorgunum, bana hiç ummadığım yerlerden, hayalimin yetmeyeceği büyüklükte sevinç ve müjdeler nasip et!

Allah için sevmek mi? Allah için sevmemek mi? Hangisi daha önemlidir? Allah için sevmek mi zordur, Allah için sevmemek mi? Allah için sevmek midir önemli olan, Allah için buğz etmek mi? İnanın Allah için sevmemek, Allah için vazgeçmek ve Allah için “hayır” demek, çok daha önemlidir!

Açıkça vurgulanıyor ve anlaşılıyor ki; Allah rızası için zalimlere ve hainlere buğzetmek, en yüksek ve en tehlikeli makamlardaki kişilerin bile yanlışlık ve haksızlıklarını korkusuzca ve ihlasla dile getirmek, Allah için sevmekten daha üstün ve önemlidir; çünkü ondan çok daha riskli ve tehlikelidir… Allah için buğzetmek ve zalimleri-hainleri yermek çok sağlam bir iman gerektirmektedir.

Anlatıyorum anlatıyorum, dinleyenler Beni anlamıyor! Anlayacak olanlar ise beni dinlemiyor!

Ya Rabbi, beni öyle bir bağışla ki, iki cihanda da durumum düzelsin! Beni öyle bir bağışla ki, iki cihanda da aziz olayım!

Hani boomboş vakit öldürüyorsun ya. Sonra da yalnızım, o yüzden hiçbir şey yapmıyorum. Çalışmak, çabalamak, yönetim toplantısına, sohbete katılmak için evden çıkasım bile yok diyorsun ya… Aslında yalnız değilsin, boş duranın arkadaşı Şeytandır! Çoğu insanın imanının içini boşaltan şey boş vakittir!

Birbirinize buğz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, ey Allah’ın kulları, kardeş olun! Mü’min cana yakındır. İnsanlarla yakınlık kuramayan ve kendisiyle yakınlık kurulamayan kimsede hayır yoktur!

Allah emrettiği gibi gayret sarf edip sabredene, vadettiğini müjdeler.

Kardeşlerim, eğer sizin Siyonizm üzerinde ve bu zulüm düzenini yıkmak istikametinde planınız olmazsa, bu sefer dava kardeşlerinizin üzerinde planlar yapar durursunuz.

En tehlikeli düşman, sizin içinizde olup size benzeyen, fakat sizden olmayandır.

Ancak gönlü her an Allah’la olanın, bütün davranışları ölçülü olur!

Demek ki; herhangi bir kişinin her an Allah’la olmanın ve manevi huzura ve şuura kavuşmanın alâmeti; her hareketinde ve herkese karşı muamelesinde, İslami ve insani ölçülere riayet etmesidir!

Ya Rabbi; ruhumu daraltan her şeyden kalbimi temizle!

Erkeğin mutluluğu kadından, kadının mutluluğu çocuktan, çocuğun mutluluğu ise annesini seven bir babanın varlığından geçer.

Allah’ı

Şartsız

Kabul etmektir AŞK!..

Her buyruğuna, her çağrısına şartsız, koşulsuz, amasız, niyesiz koşmaktır… Aşk vardır, doğrudur ve hep var olacaktır. Sana cennetin kapılarını sonuna kadar açacak olan da Allah ve dava aşkıdır! O halde dünyada da ahirette de cennet istiyorsan, Allah’a Şartsız Koşacaksın… “Yap” dediğini yapacak, “bırak” dediğinden uzaklaşacaksın! Şunu unutmayın ki; insanın acıları, kederleri, sıkıntıları, huzursuzlukları Rabbinden uzaklığı kadardır!

Aleyhisselâtü Vesselam Efendimiz; “Sahip olunan şeylerin en kıymetlisi; zikreden bir dil, şükreden bir kalp ve eşinin imanına yardımcı olan bir eştir” buyurmuşlardır.

“İnceldiği yerden kopsun” diyen bir insan, bu sözü söylemesine sebep olan olayı, anıyı, davayı zaten yolda bulmuştur. Bu insanın vefası bu kadardır. İnceldiğini düşündüğü yere düğüm atmak ise, sadece sadıkların işidir!..

Yani; hangi gerekçe ve uğradığı kötü muamele için olursa olsun, bir insan, hemen; haklı davasından ve en hayırlı dostlarından ayrılmaktan söz ediyorsa… “Artık bıktım, usandım, aradığımı bulamadım, bu işleri bırakacağım…” gibi tehditler savuruyor ve güya kendini ağıra satmaya kalkışıyorsa; o kişi aslında bu kutlu davaya gerçekten inanmamıştır, ciddi ve gerekli fedakârlıklarda bulunmamıştır… Erbakan Hocamızın buyurdukları gibi “Bu büyük mirası yolda bulmuşlardır…” ve bazı dünyevi şanslar şartlar sonucu katılmışlardır!.. Yoksa samimiyetle ve Allah rızası için ahiret yatırımı niyetiyle bu kutlu davaya emek harcayanlar, hangi bahane ile olursa olsun, hemen bırakıp ayrılmak teklif ve tehdidinde bulunamayacaklardır!..

Sürekli engellerden, olumsuzluklardan, hastalıklardan, rahatsızlıklardan şikâyet edip durma. Ne istediğine karar ver, istediğinden emin ol! Ne istediğinden emin olan insanın önünden tüm âlem çekilir!

Allah’a imanınız ve güveniniz tam anlamıyla eksiksiz olsun. O’na tüm kalbinizle inanın ve güvenin. Çünkü Allah, koruyacağını bir örümceğin ağıyla koruyan, yok edeceğini ise bir sinekle yok ediverendir!..

 

 

https://www.millicozum.com/mc/duyurular/aziz-erbakan-hocamizdan-inci-mercanlar-ve-manevi-ikazlar

 


[1] Fatma Betül Erişkin

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi