Atatürk!
Kendisi vatanının ve milletinin selameti için sayısız fedakârlıklar yapmış, 57 yıla sığdırdığı hayatının hiçbir anını boşa geçirmeden toplumuna ve topraklarına hizmet etmiştir. 57 yılda 3997 adet kitap okumuş, 11 adet kitap yazmış, içinden çıkılması imkânsız görünen 11 savaşa komutanlık yapmış, maddi zorluklara rağmen hepsini Allah’ın dilemesiyle kazanmış, üstün başarılarından dolayı 24 madalya, 7 nişan almıştır. Bu başarılı ömürde ana dili gibi konuşup anlatacak şekilde de Fransızca, Almanca ve Arapça gibi birkaç dil öğrenmiştir. Kendi tasarrufundan verdiği altınlarla Elmalılı Hamdi Yazır’a: “Milletimizin okuduğunu anlamasını sağlayacak, ibadetlerini anlayarak ve bilinçle yapacak şekilde Kuran-ı Kerim’in mealini çıkarmak için hazırlık yapınız. Görüyoruz ki; hem dünyada hem ahirette insanın başına gelebilecek en kötü sonlar, Allah’ın dinini ve emirlerini anlayarak yaşamamaktan geçiyor. O halde milletimizin her birinin evine, hayatına yön verecek birer Meal-i Kerim girsin. Kimse Allaha kulaktan dolma bilgilerle, yalan-yanlış yönelmesin!” demiş insandır. Hatta mübarek Ramazan ayının ilk iftarı için buluştuğu imam ve müezzinlere: “Beyler, sizlere Ramazan ayı boyunca teravihlerde okuyacağınız ayetleri halkımıza anlatma görevi veriyorum. Zira sizler namaz kıldırmakla yükümlü olduğunuzdan daha çok, arkanızda namaz kılanlara namazlarında ne okuduklarını anlatmakla yükümlüsünüz. Göreviniz ağır, fakat kutsaldır. Aman ha vebale girmeyiniz!” diye uyarmıştır.
…
Atatürk: “Dindar bir milleti ancak din adına, İslamı yaşıyor görüntüsüyle istismarcılık yapan din adamları kandırabilirdi; öyle de oldu!” demiştir. Sizce şu anda da aynısı olmuyor mu? Bu söz, Milletimizin içinde bulunduğu durumu özetlemiyor mu? Dinsizlikle, tekke-zaviye kapatmakla suçlanan Atatürk, Aleyhisselatü Vesselam Efendimizin Kabr-i Şeriflerini yıkıp yerini değiştirmek isteyen Suud Kralına çektiği telgrafta: “Suud Kralının dikkatine! Duydum ki Peygamber Efendimiz Hz. Muhammedin (SAV) mezarını yıkıp yerini değiştirmek istiyormuşsun. Eğer o kutsal mezardan bir tane taşı oynatırsan Kurtuluş Savaşını bırakır, ordumla aşağıya inerim ve sizi tepelerim!..” diye yazmıştır. (26.06.1919)
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..