Anasayfa » ANLADINIZ MI DÜNYA GERÇEĞİNİ???

ANLADINIZ MI DÜNYA GERÇEĞİNİ???

Yazar: yonetici
0 Yorum 80 Görüntüleyen

           ANLADINIZ MI DÜNYA
GERÇEĞİNİ?!!!…

 

DUVARA TOSLADINIZ!…

“Dünya gerçeği”ni şimdi anladınız mı! Faizden çık havuza gel…

12 yıllık iktidarınızda “faizi dünya gerçeği”
sandınız… Rantiyeyi üzmemek için istikrarla ve kararlılıkla “faizci- tefeci
düzen”i beslediniz… Derviş-Fischer modelini ekonomiye rota yaptınız… Gün geldi
faizden değilse de lobisinden şikayet ettiniz… Gözünüz kulağınız hep küresel
efendilerde oldu… Oysa denenmiş, hem de başarısı 11 ayda tescillenmiş yüzde yüz
milli olan “Havuz sistemi” yanı başınızda duruyor… Sadece lobisine değil; hem
faize hem de lobisine gerçekten savaş açabilecekseniz işte buyrun HAVUZ
SİSTEMİ…

Faizi “dünya gerçeği” sayan iktidarın ısrarla
uyguladığı borca ve faize dayalı ekonomik sistem, resmen “duvara tosladı”.
Milletin kaynaklarını faize ve rantiyeye aktarıp gelen parayla oluşturulan
“pembe tablolar” iflas ederken, 54. Erbakan Hükümeti’nin 11 ay gibi kısa bir
sürede başarıyla uyguladığı havuz sisteminin önemi bugün bir kez daha
anlaşıldı.

Havuz sistemi nedir?

Kamu kurumları bankada parası bulunmasına rağmen,
nakit ihtiyaçlarını yüksek faizle bankalardan borçlanarak karşılıyordu.
Rantiyeyi ihya eden bu durum, 54. Hükümet’in uygulamaya koyduğu Havuz Sistemi
ile engellendi. Bir kamu bankasında açılan “Kamu Ortak Hesabı”nda toplanan
paralar, kamu kurumlarının yüksek faizle bankalardan borçlanmasının önünü
kesti. Kamu kurumlarının, nakit ihtiyaçlarını bu Havuz’dan karşılamaya
başlamaları, devletin imkanlarının faizciye kaynak olarak aktarılmasına mani
oldu. Havuz Sistemi ile sekiz ayda 6.5 milyar dolar rantiyenin cebine girmemiş
olurken, bu para memur, işçi, emekli, esnaf ve çiftçiye aktarıldı.

“Çare havuz sistemi, fakat hükümet göze
alamıyor”

MERKEZ Bankası’nın piyasaları şok eden faiz artırımını
değerlendiren Prof. Dr. Osman Altuğ, “Türkiye’de bir üçkağıt ekonomisi sistemi
işliyor. Ters bir şeyler olduğunda hemen faiz artırımına gidilerek dövizin ateşi
alınmaya çalışılıyor. Bu elbette ki halkın cebine zam olarak yansıyacak.
Vergilere ve kamu mallarına zamlar gelecek. Olan yine halka olacak. Merkez
Bankası faiz oranlarını arttırdığını açıklarken aynı saatlerde bu akaryakıta
zam olarak yansıdı. Bunlar kalıcı çözümler değil, günü kurtarmaya yönelik
çözümlerdir. Kısa bir süre sonra dolar fiyatları tekrar artacaktır. Arz talep
ekonominin temel taşıdır. Dolara ihtiyaç artıyor. Bu da doların fiyatını tekrar
yükseltecek. Ekonominin düzelmesi için daha çok üretip, daha az tüketmemiz
gerekiyor. Maalesef bu üçkağıt ekonomisinde mümkün olmuyor. Merkez Bankası bu
hamlesiyle sadece makyaj yapmıştır. Çare havuz sistemidir. Fakat Hükümet bunu
göze alamıyor.”

Başbakan Yarım Ağızla Konuştu

Merkez Bankası’nın herkesi şaşkınlığa uğratan “keskin”
faiz artışı, doların bir miktar düşmesine neden olsa da, düşüş kısa sürdü. 2.18
liraya gerileyen dolar, yeniden 2.31 seviyesine çıkarken, faizlerin rekor
seviyelere geldiği bir atmosferde dövizin yeniden yükselmesi, ekonomiyi “türbülansa”
sokacak. Bu arada, Başbakan Erdoğan’ın faiz artışı kararından önce yarım ağızla
yaptığı “Ben faiz artırımına her zaman karşıyım. Bu karar Merkez Bankası’nın
sorumluluğunda” açıklaması ise hükümetin klasikleşen iyi polis-kötü polis
tavrının da sürdüğünü gösterdi.  /04

Mevduat faizlerinin artması paradan para kazananlara,
yani rantiyeye yarayacak.

Şimdi ne olacak?

Merkez Bankası, önceliğinin fiyat istikrarı, yani
enflasyonla mücadele olduğunu açıklarken, böylelikle ekonomideki yavaşlamayı
ikinci planda tuttuğunu da açık etti. Dolarla mücadele uğruna yapılan fahiş
faiz artırımı neticesinde kredi faizleri artarken, yatırımlar da iyiden iyiye
yavaşlayacak. Mevduat faizlerinin artması paradan para kazananlara, yani
rantiyeye yarayacak. Durgunluğa sürüklenen ekonomide işsizlik tırmanışa
geçecek.

İktidar Çareyi Görmezden Geliyor

Merkez Bankası’nın piyasaları şok eden  faiz
artırımını değerlendiren 54. RefahYol Hükümeti’nde Başbakan Erbakan’ın
danışmanlığını yapan Prof. Dr. Osman Altuğ, “Türkiye’de bir üçkağıt ekonomisi
sistemi işliyor. Ters bir şeyler olduğunda hemen faiz artırımına gidilerek
dövizin ateşi alınmaya çalışılıyor. Bu elbette ki halkın cebine zam olarak
yansıyacak. Vergilere ve kamu mallarına zamlar gelecek. Olan yine halka olacak.
Çare havuz sistemidir. Fakat Hükümet bunu göze alamıyor” dedi.

Bugüne Kadar Dış Borç İle Büyüdük

Merkez Bankası’nın dün gece yarısı aldığı faiz artırma
kararını İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, “Alınan kararların bedelini sanayi
ödeyecek” dedi. AKP iktidarına karşı 10 yıldır sesleri çıkmayan sanayiciler de
isyan etmeye başladı. Merkez Bankası’nın faiz artırma kararı ardından sert bir
çıkış yapan İSO Başkanı Bahçıvan “Bugüne kadar dış borç ile büyüdük” diyerek
iktidara yüklendi.

MERKEZ Bankası’nın gece yarısı aldığı faiz artırma
kararını değerlendiren İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal
Bahçıvan, doğru zamanda doğru ve cesur kararlar alınamadığını belirterek,
“Merkez Bankası’nın bugün aldığı kararlarla bir güven ve itibar kaybına
uğradığı görülüyor” dedi. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, “Alınan kararların
bedelini sanayi ödeyecek” dedi. AKP iktidarına karşı 10 yıldır sesleri çıkmayan
sanayicilerde isyan etmeye başladı. Merkez Bankası faiz artırma kararı ardından
sert bir çıkış yapan İSO Başkanı Bahçıvan “Bu güne kadar dış borç ile büyüdük”
diyerek iktidara yüklendi.

İşler İyiye  Gitmiyor

KOBİDER Başkanı Nurettin Özgeç “Merkez Bankası’nın bu
kararı piyasaya kesin olumsuz yansıyacak. Doların ateşi bu şekilde alınmaz..
KOBİ’ler bu durumdan olumsuz etkilenecek. Reel sektörü son derece olumsuz
günler bekliyor. Şirketlerin borçları vardı. Dışarıya iş yapanların dolarla
borçları var. İnsanlar dolarla kira ödüyorlar. İşler zaten durgundu”
ifadelerini kullandı.

Siyasi İstikrarsızlık Derinleşebilir

Ekonomist Uğur Civelek: “Merkez Bankası’nın yaptığına
biz ‘Şok Faiz Uygulaması’ diyoruz. Belli ki ekonomi ağır hasta ve kötüye gidiş
durdurulamadığı için böyle bir önlem almaya kalktılar. Sonuç alınmazsa bunun
neticesinde özellikle inşaat ve bankacılık sektöründe ciddi sıkıntılar
yaşanacaktır. Dış ticaretteki açık büyüyecek. Ekonomi daha da kötüye gitmeye
devam edecek. Döviz artışı arttıkça faiz artırımı da olacaktır. Kötüye gidişi
önleyemezlerse iş iyice kontrolden çıkabilir. Merkez Bankası’nın aldığı faiz
artırımı kararı sadece bir ağrı kesici etkisindedir. Yaraya tesiri geçicidir.
Sosyal ve siyasi iktidarsızlık derinleşebilir. Bu dönemde Merkez Bankası ciddi
bir prestij kaybına uğradı. Başbakan topu Merkez Bankası’na atarak işin içinden
çıkabileceğini düşünüyor. Bu yanlış bir politikadır. Bu tür önlemleri Merkez
Bankası alır ama sorunların kalıcı çözümünün adresi Hükümet’tir.”

TÜRKİYE Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para
Politikası Kurulu (PPK), gece apar topar bir araya geldi. Dövizde yaşanan ani
ve hızlı yükselişin kırmızı alarm vermesi üzerine toplantı kararı alan TCMB,
piyasaları bile şaşırtan bir karar alarak bir hafta vadeli repo ihale faiz
oranını yüzde 4.50’den yüzde 10’a yükseltti. Merkez Bankası’nın bu “şok” faiz
artırımı kararı paradan para kazanan rantiyeyi mutlu ederken, ekonominin
durgunluğa girme ihtimalini de arttırdı.

Merkez Bankası ayrıca, borçlanma faiz oranını yüzde
3.50’den yüzde 8’e, marjinal fonlama oranını yüzde 7.75’ten yüzde 12’ye ve açık
piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla
tanınan borçlanma imkanı faiz oranını ise yüzde 6.75’ten yüzde 11.5’e çıkardı.

Geç likidite penceresi faiz oranları; geç likidite
penceresi uygulaması çerçevesinde, bankalararası para piyasasında saat
16.00-17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı
yüzde 0 düzeyinde sabit tutulurken, borç verme faiz oranı yüzde 10.25’ten yüzde
15’e yükseltildi.

Duyuruda, son dönemlerde iç ve dış piyasalarda risk
algılamasını olumsuz etkileyen gelişmeler yaşandığı belirtilerek, bu süreçte
Türk lirasında belirgin bir değer kaybının ve risk priminde kayda değer bir
artışın gözlendiği kaydedildi.

Tutmazsa yine mi faiz artacak!

Merkez Bankası, faizleri şok bir şekilde artırdıktan
sonra 2.18’e gerileyen dolar kuru, sabah saatlerinde 2.26 seviyelerine
yükseldi. Merkez Bankası’nın fiyat istikrarı, yani enflasyonu düşük tutma
amaçlı yaptığı ve dolara müdahaleyi amaçlayan bu faiz artırımı dövizi teskin
edemezse olacaklar ise tam bir felaket senaryosu olarak görünüyor. Doların
yeniden ateşinin çıkmasının, halihazırda yükselmiş olan faiz oranlarıyla
birleşmesi ekonomiyi çok ciddi bir sıkıntının içine atacak. Mevcut faiz
artırımının ekonomiye etkisinin durgunluğun kenarına gitmekte olan ekonomi ve
artan işsizlik olması kuvvetle muhtemelken, bunlara bir de dövizin yeniden
tırmanmasının eklenmesi adeta bir “kusursuz fırtına” oluşturacak.

Yabancılar Memnun Oldu

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK) faiz
kararı Londra merkezli yabancı ekonomistler tarafından olumlu karşılandı. Faiz
kararına ilişkin konuşan Standardbank Gelişen Piyasalar Başekonomisti Timothy
Ash, “iyi ve uzun zamandır gecikmiş bir karar” olarak nitelediği artırım
hamlesiyle ilgili “Merkez Bankası doğru olanı yaptı. Başçı’yı tebrik ediyorum”
dedi. TD Securities’in Londra merkezinden Kıdemli Gelişen Piyasalar Stratejisti
Christian Maggio ise Merkez Bankası’nın geleneksel para politikasına döndüğünü
vurgulayarak, “Piyasalar şu ana kadar Merkez Bankası’nın kararını memnuniyetle
karşıladı. Fakat hiçbir şey bedelsiz değil. Merkez Bankası’nın faiz artırım
kararı uzun vadede düşük ekonomik büyümeye neden olabilir” dedi.

Ek Parasal Sıkılaştırma Bitti

Merkez Bankası, faiz artırımı kararlarının yanı sıra
dünden itibaren ek parasal sıkılaştırma (EPS) uygulamasına da son verildiğini
açıkladı. TCMB tarafından yapılan yazılı açıklamada, “28 Ocak 2014 tarihli Para
Politikası Kurulu’nda alınan sadeleştirme kararı doğrultusunda, 11 Haziran 2013
tarihli ve 2013-40 sayılı basın duyurusu ile ilan edilen ek parasal sıkılaştırma
uygulaması bugünden itibaren sona erdirilmiştir” denildi.

ERBAKAN HAVUZ SİSTEMİNİ ANLATIYOR 

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi