EKONOMİK ADİL DÜZEN'DE ORTAKLIK EKONOMİSİ
Tarih boyuncaekonomik güçlükleri aşmak ve büyük işler başarmak için genelde iki yöntemkullanılmıştır:
a -Bunlardan birisi Peygamberlerin getirdiği ve İslamın geliştirdiği “ortaklık” sistemi,
b -İkincisi de Firavunların uyguladığı ve bu günkü batının kurumlaştırdığı kölelikve işçilik sistemidir.
DavutAS.ın dilinden: “Zaten (mal ve emeğini ortaklık için) karıştıranların bir çoğu diğerinehaksızlık ederler“[1]
“… Bundan fazla ise mirastan üçtebirine ortaktırlar “[2] gibi ayetlerden,
“Allah'ın(nusret ve inayet) eli arkadaşlarına hıyanet etmeyen (şirket ve ticaret)ortaklarının üzerindedir“[3] gibihadislerden, zülüm ve sömürü esasına dayanan kölelik ve işçilik sistemine karşıİslamın adil ortaklık (şirket) yöntemini benimsediğini ve biçimlendirdiğinianlıyor ve İslâm hukukunda çeşitli şirketlere (ortaklıklara) önemli bir yerverildiğini görüyoruz.
a-Şirketi mülk (Bağ, bahçe, arazi, arsa vb. mal ortaklığı)
b-Şirketi ihale (Halkın ortak malı sayılan sular, meralar, ormanlar)
c-Şirketi amal (Belirli işleri, o işten anlayan sanatkar ve işçilerin birlikteyapma ortaklığı)
e-Şirketi inan (Sermaye ve hizmet eşit, kabiliyet ve marifete göre farklı kar vekazanç ortaklığı)
f-Şirketi muzarebe (Bir taraf sermayesini, diğer taraf sanat ve emeğini koyarakkurdukları kar ortaklığı)
g-Şirketi Vücuh (Şöhret sahibi olan tanınmış ve ürünlerinin reklamı yapılmışbirisinin, tanınmayan ve meşhur olmayan bir kimseye ait malları satıpkarşılığında kardan hisse alması)
h-Şirketi Muzaraa (Arazi sahipleriyle tarımdan anlayan kimselerin (çiftçilerin)yaptığı ziraat ortaklığı) gibi çeşitli şirket (ortaklık)larla ilgili yüzlercekural ve kavramın İslam bilginlerince çok ciddi ve ilmi araştırmalar vetartışmalar sonucu ortaya konulduğunu biliyoruz. [4]
Çağdaşkölelik rejimi olan bugünkü işçilik sisteminde ve vahşî kapitalizm düzenindeise, servet ve sermaye belirli ellerde birikir. Uluslararası büyük şirketler,dev tröstler, karteller, her şeye hakimdir ve mal sahibidir. Nüfusun çok büyük çoğunluğunuoluşturan memurlar ve işçiler ise bu sistem de patronların demokrat ve çağdaşköleleridir. Sözde işçi ve memurların haklarını savunan ve koruyan sendika vedernekler ise, emeği sömürülen ve ezilen kesimin havasını almak ve oyalamakiçin bir emniyet supabı gibidir ve perde arkasında yine patronların emrinde vedüzenin güdümündedir.
AdilDüzenin ön gördüğü ortaklık sisteminde ise herkes mal sahibidir, kimse kimseninsırtından geçinememekte ve emeğini sömürmemektedir. Zira herkes fabrika veişletmelerin ortağıdır. Ve üretime katkısı nispetinde kazancı olacaktır.
Bu”ortaklık ekonomisi“nin dört temel girdisi vardır. Bu dört unsurbirleşerek işletmeyi oluştur:
1-Tesis (Bina, makine, arazi ve arsa)
2- Emek(Çalışan – memur, sanatkar)
3-Hammadde (Fabrika da işlenecek madenler, pamuk, yün, şekerpancarı vb gibişeyler)
4-Genel hizmet (Kanalizasyon, elektrik, su gibi alt yapı hizmetleri, ulaştırma vehaberleşme hizmetleri, imar, plan ve proje hizmetleri, hukuk ve noterlikhizmetleri, güvenlik ve koruma hizmetleri, bilgi, belge ve mal depolamahizmetleri, denetleme, dayanışma ve hakemlik hizmetleri)
Buçeşit ortaklık işletmelerinde tesis sahiplerinin üretimden belirli bir yüzdeoranında aldığı pay “Kira“dır ve zarara katılmayacaktır.
Emeğiylebu işletmeye ortak olan işçi, memur ve sanatkarların yine belirli bir yüzdeolarak alacakları “Ücret“payı da zarara katılmaz.
Ne varki üretimin artması için daha fazla gayret ve hizmet gösterilirse, haliyleücret payı da artacaktır. Yani Adil ekonomik düzenin ortaklık sisteminde işçiile işverenin çıkarları ortaktır. Adil Düzende işçi ile işverenin menfaatleride hedefleri de barışmakta ve uyuşmaktadır. Halbuki şimdiki kapitalistsistemlerde menfaatler çatışmakta, birisi karını, ötekinin zararındaaramaktadır.
Buortaklık işletmesine hammadde sağlayanlar ise yine o nispette üretimden yüzdepayı alırlar.
Devletise yukarıda sayılan “genel hizmetleriyle” bu ortaklığakatıldığı ve üretimi kolaylaştırdığı için belirli bir yüzde payı alır. Bu”Katılım payı” bir nevi “vergi“sayılır, ama bu vergi devletin verdiği hizmetin karşılığıdır.
Evetbaşka çaresi yok, ya kapitalist kölelik düzeni yıkılarak, ortaklık sistemikurulacak veya insanlığın başı beladan kurtulamayacaktır.
[1]Sad: 24
[2]Nisa: 12
[3]Ebu Davut – Dare Kutni.
[4]Ö. Nasuhi Bilmen. Hukuku İslamiye Kamusu C: 7 Sh. 63 – 136. Bilmen Yayınevi. 1970
KAYNAK: ADİL DÜZEN VE YENİ BİR DÜNYA kitabından alıntı yapılmıştır..(yazarı AHMET AKGÜL- TOGAN YAYINLARI)