ACABA ATATÜRK NE YAPTI Kİ, BÖYLESİNE HEDEF HALİNE
GETİRİLDİ?
Çünkü O,
mandacılığın değil bağımsızlığın, din simsarlığının ve istismarcılığın değil
gerçek İslamın, karanlığın değil aydınlığın, bağnazlığın değil çağdaşlığın
simgesi ve garantisidir..
Son günlerde
AKPnin perde arkasını organize ettiği ve başını Cüneyt Zapsu ve ekibinin
çektiği ifade edilen Atatürk Düşmanlığı internet ortamında ivme kazanıyor.
Atatürkün adını anmaktan utanılacak günlerin yakın olduğu, Atatürkün
İngiltereye dayanarak bir şeyler yapmaya çalıştığı ve başarının İngiltereye
ait olduğu ifade edilmeye çalışılıyor, bunun propagandası yapılıyor.
TSK içinde de
28 Şubat süreci ile başlayan, başını o dönemde Org. Çevik Birin çektiği
Atatürkü gözden düşürme operasyonu aralıksız devam ediyor. Bugün Org. Özkökün
desteğiyle süren Atatürkü ordudan ve devletten silme kampanyasının perde
arkası Siyonist ve emperyalist odaklar sırıtıyor.
Atatürk Mason
localarını kapattı, biz de Atatürk ve Atatürkçülüğü sileceğiz diyen İshak
Alatonun da içinde bulunduğu çevrelerin, Atatürkçülüğün gündemden kalkması
için ne tür çalışmalar yaptığı da biliniyor.
Atatürk
gerçeğini, Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletini imha etmek için; din
tüccarlarının ılımlı veya radikal İslamcıların, bazı etnik grupların ve
Masonların faaliyetini hep birlikte izliyoruz.
Türk Silahlı
Kuvvetleri içinde de, 28 Şubat süreci ile ortaya çıkan o dönemde Org. Çevik
BİRin yürüttüğü, Atatürkü gözden düşürme operasyonun Şeriat tehsi
çığırtkanlığı adı altında başlatıldığını, Sayın Genelkurmay Başkanımız Hilmi
ÖZKÖK paşamızın omuz verişi ile de son sürat devam ettiğini görüyoruz.
Bütün bunların
yanında, Atatürk mason localarını kapattı, biz de Atatürkü ve Atatürkçülüğü
sileceğiz diyen İshak ALATONun da içinde bulunduğu çevrelerin, Onun koyduğu
öğretileri gündemden düşürmek ve dejenere etmek için ne tür çalışmalar
yaptıklarını da biliyoruz.
Atatürk:
§ Türk İstiklal Savaşının
başarıya ulaşmasını sağlayacak plan ve projeleri üretti.
§ Osmanlı İmparatorluğunu asli
unsuru olan Türklerin ve diğer etnik kökenlerin imhasını ve soykırımını
engelledi.
§ İslam-ı sadece Mekke ve Medine
ye hapsedecek makro operasyonu çökertti.
§ Siyonist Yahudilerin
güdümündeki İngiliz, onlara uşaklık yapan Yunan, Fransız ve İtalyanların
Osmanlıyı yani Türkleri ve İslam-ı yok etme ve Anadoluya yerleşme planlarını
iptal etti.
§ Batıyı kendi silahları ile
kendi yöntemleri ile vurabileceklerini öğretti.
§ Bir milletin Yok olmaktan
nasıl kurtulunulacağını herkese örnek olacak şekilde bizzat gerçekleştirdi.
§ Gerçek İslamın (İngiliz ve
Siyon eli değmemiş İslamın) nasıl bir güç olduğunu somut olarak gösterdi.
§ Kısacası, emperyalizmi
yenilgiye uğratarak dünyaya örnek teşkil etti
§ Türkün ve diğer etnik
unsurlar: Arabın, Kürdün, Çerkezin, Hıristiyan, Musevi ve Ermeninin
Anadoluda var olabilmelerine sebebiyet verdi.
§ Şarkta, bir zihniyet devrimi
planladı ve kısmen de başarıya iletti.
§ Şarkta medeniyeti
tasavvurunu ve bilincini yeniden yeşertti.
Liste
uzatılabilir. Atatürke yönelik hakaretin sebebi işte yukarıdaki listedir.
Atatürkün en
büyük darbesi, Müslüman Türkün ve İslamın düşmanı olan İngilizlere,
Fransızlara, İtalyanlara, Yunanlılara, ABDlilere vurulmuştur. Yerli ve
işbirlikçi masonları kovmuş ve susturmuştur.
İşte bu yüzden
de Atatürkle ve Atatürkçülükle en çok İngilizler ve emperyalistler meşgul
olmuştur. Çanakkalede ve Anadoluda aldıkları darbeyi hala anlamaya çalışmakta
ve bu yarayı telafi etmek isterken, o yarayı açanları imha planları yapmakla
meşguldür.
Sadece onlar
mı? Tabii ki hayır. Elbet diğer ülkeleri ve onların içerdeki işbirlikçilerini
unutmuyoruz.
İhanetin
perdesi açılıyor;
İşte
Atatürkün ve Türk Milletinin Çanakkalede, İstiklal Savaşında emperyalizme
indirdiği bu ölümcül darbeyi yiyenlerin Türkiyeye dayattıkları yozlaştırılmış
ve çarpıtılmış Atatürk profili ve Atatürkçülük şöyledir;
Öğretilen
ATATÜRK;
§ İçki sofrasından kalkmayan bir
ayyaş.
§ Milletin namusuna sarkan bir
zampara.
§ Din düşmanı bir adam.
§ Modernliği dayatan ve çıplaklığı
özendiren bir insan.
§ Türk dilini ve kültürünü
unutturmaya çalışan bir başkan.
§ Ve maalesef, ülkesine ve
milletine ihanet eden bir komutan.
Öğretilen
ATATÜRKÇÜLÜK ise:
§ Din düşmanlığı
§ Halk düşmanlığı
§ Gelenek düşmanlığı
§ Faşist ideolojiyi hedefleyen
ırkçılık
§ Körü körüne taklitçi bir Batı
hayranlığı
Her iki konuda
da listeyi isteyen uzatabilir. Biz kısa kestik.
Yukarıdaki
Atatürk profili ve Atatürkçülük anlayışını Türkiyeye ve Türk Milletine
dayatanların, şeytani hesap ve hedeflerini aslında hepimiz biliyoruz. Ama
maalesef, Atatürkün gizlenen ve görmemiz istenmeyen yönüne bizler de nerede
ise gönüllü olarak yabancı kaldık.
Dayatılan
Laikliğin Atatürkçülükle ve Atatürkle ne kadar uyuştuğunu hiç araştırmadık.
Dayatılan Laikliğin Atatürk tarafından ne şekilde algılandığı, nasıl
uygulandığını anlamaya çalışmadık. Resepsiyonlarda içki içerek, devlet malını
iç ederek, dış güçlerle işbirliğine girişerek İslama ve insanımıza hıyanet
eden masonlar, Allahın buyruğu, güzel dinimizin soyluluğu olan, başörtüsü
pazarlığına odaklanmasının sebebi gösterilen hangi Laikliğin neden Devlete
hâkim kılınmaya çalışıldığını anlamadık, anlatamadık.
Dolayısıyla
Atatürk zihnimizde iki üç resimle çakılı kaldı.
§ Sürekli içki içen, kafa çeken
§ Modern kıyafetli ve kadınlara
sarkıntılık eden
§ Karatahtanın başında Latin
harflerini öğreten
§ Halka zorla şapka giydiren bir
adam..
Evet, maalesef,
ismi ve resmi görülünce, karı ve rakıdan başka bir şey hatırlanmayan bir
kahraman..
Hep kolay
olanı seçtik. Kahramanları karalamayı tercih ettik. Peki, neden bu güne kadar
hiç kimse sormadı;
– Peki, bu adam bu kadar
içerken, (bize sarhoş görüntüsüyle tanıtılan bu zevk düşkünü insan) övündüğümüz
İstiklal Savaşını nasıl organize etti. Büyük Millet Meclisinin verdiği
Başkomutanlık görevini nasıl yaptı. Sürekli içerken, nasıl savaştı, savaş
sonrası diplomasiyi nasıl idare etti. Anadoluyu nasıl turladı?
– Atatürk, rakı ve çerezden
ibaret bir hayat sürdü ise, Türkiye Cumhuriyeti gibi bir Devleti nasıl kurdu,
kurguladı?
– Atatürk ve arkadaşları
gerçekten içki masasından kalkmamış ise Türkiye nasıl ortaya çıktı?
– Güya sürekli içki içen,
zevk sefa peşinde koşan bu adam, bir kütüphane dolusu kitabı nasıl okudu
araştırdı?
– Atatürk gerçekten din
düşmanı olsa idi, acaba Türkiyede bu gün İslamın İ..si kalır mıydı?
– Bu içkici adam, Misak-ı
Millinin yeniden hayata geçirilmesi için nasıl çalıştı? Hatayı nasıl
topraklarımıza kattı. Batı Trakyayla, Gagavuzlarla, Afganistanla bu kadar
yakinen nasıl alakadardı?
– Bu adam madem bu kadar
içkici idi, Trablusgarpta, Şamda, Galiçyada, Çanakkalede Sakaryada son olarak
Ankarada bunca işi nasıl yaptı? Nasıl başardı?
– Dağlara taşlara Ne Mutlu
Türküm diye yazanlar kimlerdi ve neyi amaçlıyorlardı?
– Atatürk bir ırkçı olsaydı,
acaba bu gün Türkiyede Kürt, Arap, Ermeni, Çerkez ve diğerleri kalır mıydı?
– Yoksa bizlere,
emperyalistler, sabataistler ve masonik kesimler tarafından: kolayca istismar
ve suistimal edecekleri farklı bir Atatürk mü anlatıldı?
– Yoksa bizler de
Atatürkün kahramanlığını ve dehasını karalayarak İngilizlerin, masonların ve
topluca İslam düşmanlarının, daha açık ifade ile dünyada tek bir Müslümana
tahammül edemeyenlerin oyununa aldandık mı?
– ACABA ATATÜRK MİSAK-I
MİLLİ GİBİ MUAZZAM BİR AKSER-İ SİYASİ VE KÜLTÜREL OPERASYONLA İLGİLİ KARARI
HAYATA GEÇİRMEK İÇİN GELİŞTİRMESEYDİ, BU GÜN ONA DÜŞMANLIK BESLEYENLER VAR
OLACAK MIYDI?
– Çanakkalede,
Balkanlarda, Kafkaslarda, Ortadoğuda, Afrikada savaşılmasaydı, acaba
haritadan hangi etnik unsurlar silinirdi, hiç baktık mı?
– ŞU UNUTULMAMALIDIR Kİ;
ATATÜRKE ATATÜRKÇÜLÜĞE, TÜRKLÜĞE, İSLAMİYETE VE TÜRK DEVLETİNE DÜŞMANLIK
BESLEYENLER BİZİ YOK ETMEYE ÇALIŞANLAR ÖNCELİKLE KENDİLERİNİ UNUTMAMALIDIRLAR.
Bağımsızlık ve
aydınlık simgesi olan Atatürkün yüzden düşmeye başladığı gün, Türkün ve her
zaman kol kanat gerdiği Kürdün, Çerkezin, Arapın ve diğer Müslümanların
kellerinin düşmeye başlayacağı talihsiz bir sürecinde başlangıcı olacaktır.
Atatürkün
devre dışı bırakılmaya başlandığı gün; köleliğin, küreselleşmenin, gâvura
köpekliğin, yeniden bizi kuşatacağı ortam oluşacaktır.
Atatürkün
duvarlardan düşmeye başladığı gün, Allahın vazettiği İslamın değil,
İngilizin, Siyonistin yozlaşmış ve ılımlaşmış İslamını önümüze koyacaklar ve
bizi uyutacaklar.
Atatürkün
gözlerden ve gönüllerden indirilmeye başlandığı gün, Barzani ve Talabani gibileri
artık Batı Başkentlerinde çalacak kapı bulamayacaklardır.
Atatürkün
fotoğrafı ve Türk Bayrağı emperyalizmin kabusları, bu topraklarda yaşayanların
mutluluklarıdır.
Eğer Atatürk
ve Türk düşmanı iseniz ve amacınız, onların varlığını ortadan kaldırmaksa,
bilesiniz ki, önce kendi canınız ve rahatınız tehye atılmaktadır.
Çünkü NE
MUTLU TÜRKÜM DİYENE, sözü emperyalizme, Siyonizme, adaletsizliğe, köleliğe ve
şerefsizliğe karşı bir haykırıştır. Adaletin ve insanlığın uyanışıdır…
NE MUTLU
TÜRKÜM DİYENE söyleyebilmek: birliğin gücünü, emperyalizmin yüzüne şamar
gibi vurmaktır
NE MUTLU
TÜRKÜM DİYENE diyebilmek; ALLAH var ŞERİKİ yoktur, kula kulluk
alçaklıktır
Ben Müslümanım, özgür ve onurlu insanım
Anlamını
çağrıştırmaktadır.
Sebep sonuç ilişkisine bağlı kalarak açıklamaya
çalıştığımız Atatürke ve Türke (yani Müslümanlara) düşmanlığın sebebi, bu toprakları
emperyalizme açmamalarıdır.
Hülasa, bu
topraklarda kim ki, Atatürke ve Türke düşmandır, o kendisine de düşmandır.
İslama düşmandır, insanlığa düşmandır
Bu yüzden tam
90 yıldır İngilizler, Atatürkü, Türkü, İslamı, Anadoluyu, Ortadoğuyu, okumakta,
yazmaktadır. Çünkü Güneş Batmayan İmparatorluk Çanakkalede ağır hasar almış,
Sakaryada ayaklarından budanmıştır. Bohça dikiş tutmamaktadır. Bu ağır hasara
Dışişleri Bakanımız Sayın Gül, Başbakan Recep Tayyip Bey veya zihniyet
ortaklarının verdikleri yama destekleri işe yaramayacaktır.
Bu ağır
hasara, Kürt Teali Cemiyetinin bugünkü temsilcisi olan danışmanlar, Barzaniler,
Talabaniler, merhem olamazlar, yama olamazlar, olamayacaklardır..
Atatürkçülüğü
rakı ve çerez olarak algılayanların karşısına, maalesef İslamı aksesuar ve
istismar aracı olarak algılayan bir zihniyet çıkmıştır.
Önümüzdeki
günler, kiralık Atatürkçülüğün ve Laikçiliğin, münafık İslamcılığın ve
istismarcı dinciliğin bittiği günler olacaktır.
Yani ABDnin,
İngilizin ve diğer Siyonist ve emperyalist güçlerin yıkılması yakındır.
Bu günler de
tıpkı 1914le 1923 arasında olduğu gibi: vatanlarını, bayraklarını, ordularını
ve dinlerini satılığa çıkaran korkak ve pısırık tiplere, ABD ve AB kapısında
kurtuluş arayan kahbelere rastlayacaksınız.
Bunların,
Bir kısmı
Türkleri,
Bir kısmı
Kürtleri,
Bir kısmı
İslamiyeti,
İsraile,
İngilizlere, Amerikalılara, Almanlara, Fransızlara ve daha başkalarına satmaya
çalışan işbirlikçi, hain, korkak ve pısırık tüccarlar olarak piyasaya
çıkacaklardır.
BU HAİN,
PISIRIK VE KORKAK TÜCCARLAR DÜN BAŞARAMADILAR, BUNDAN SONRA DA İNŞALLAH
BAŞARAMAYACAKLARDIR..
Tüm eski
oyuncuların ve figüranların perdeleri inmiştir, foyaları ortaya çıkmıştır.
Zaman hükmünü
icra etmekte, hak yerini bulmaktadır.
İngilterenin,
ABDnin, Fransanın ve diğer emperyalist güruhun hakim olduğu dünyanın taşları
yerinden oynamıştır.
Batının
kapısında hüsnü kabul görenlerin, yüzlerini ve yüreklerini korku sarmaktadır.
Amerikanın
kendi ayaklarının altına mı yoksa petrolün altına mı kırmızı halı serdiğini
anlamayan andavalların da varlığı geçicidir.
Bu bağlamda
Türke ve Atatürke düşmanlık da geçicidir.
Tarihi iyi
okuyamayanlar, kendilerini devlet zannedenler, kendilerini Tanrı zannedenler,
korkarlar, pısırıklar ve onursuzlar için makus talih ve dönem başlamıştır.
Kime ve neye
düşman olduklarını bilmeyenlere öğretmenlik yapacak olaylar dizisi başlamıştır.
Firavunun
sarayında panik başlamıştır.
Meryem
hamiledir.
Çağdaş
Kureyş`in paniklemesi Hz. Muhammed ruhunun diriliş müjdesidir..
Fakat panik
faydasızdır.
Türkü ve
Atatürkü imha ettim derken ihya ettiğinin farkında olmayanlar, Allahın, sizin
tuzaklarınızı kendi ayağınıza dolayacağını tabii ki bilmiyordunuz, değil mi?
Ey masonlar,
münafıklar
Siz, Kur-anı
okumamış, anlamamış, inanmamış ve yaşamamıştınız; ama Atatürk okumuş, inanmış
ve üstelik yaşamıştı. Tıpkı Türkler ve kardeşleri gibi.
İşte bu yüzden
Sesara katılıyoruz ve kutluyoruz
İşte bu gerçeklerin imgesi ve yüksek
değerlerin simgesi olan:
Atatürk
düşerse, hepimiz düşeriz uyarısını haklı buluyoruz.
Nasıl ki Türk
kavramı: Aziz ve asil milletimizi oluşturan Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Arap,
Arnavut.. Gibi, bütün Müslümanların yanında; ülkemizi vatanı bilen, devletimizi
de huzur ve hayat sigortası görüp sahiplenen Yahudi, Ermeni ve Rum bütün
vatandaşlarımızın ortak adı ise
Atatürk
de: Bütün Türklerin; inancını, amacını, ahlakını ve kahramanlığını hatırlatan
Dindarlıkla birlikte uygarlığın, cengâverlikle beraber barışçılığın yolunu
açan
Geri kalmışlıktan kalkınmışlığa, uydu olmaktan Lider konumuna taşıyan
sembol bir şahsiyettir.
İslam ahlak ve
adaletinin, Türklük anlayış ve asaletinin en güzel ve mükemmel örneğini
gösteren
Barbar Batıya insaniyeti ve medeniyeti öğreten
Şanlı ceddimiz
Selçuklu ve Osmanlı Türkleri sayesinde, artık Avrupada, Müslüman=Türk yerine,
Türk ise Müslüman anlamına kullanılagelmiştir. Yani Türkle Müslüman
özdeşleşmiştir.
Bu nedenle
tarih boyunca, Türke düşmanlık aynı zamanda İslama düşmanlık şeklinde
sergilenmiştir.
İslamiyetin,
müspet ilmin ve aklıselimin asla kabul etmediği hurafelerden uzak, saf, sade ve
samimi bir inanca sahip bulunan Atatürk, maalesef hem din istismarcısı yobazlar
hem de devrim simsarcısı madrabazlar tarafından dinsiz ve hatta ahlaken
seviyesiz biri olarak tanıtıla gelmiştir. Böylece bazıları kendi riyakarlığına
ve sahte kahramanlığına bazıları da kendi inkarına ve ahlaksızlığına Atatürkü
bahane ve delil gösterme sahtekarlığını seçmiştir.
Bugün
Türkiyemizden, aziz milletimizden ve tarihimizden intikam almak isteyen
Ve
bizi kırk yıldır AB kapısında ayakta bekleten hain Haçlı zihniyetinin ve
ardındaki sinsi Siyonist Yahudi Şövenistlerin:
1- Milli
Görüşçülükten.
2- Atatürkçülükten.
Mutlaka
vazgeçin ki, aramıza alalım şartını dayatmaları, herhalde boşuna değildir.
Milli Görüşçü
iken hakaret edip hapishanelere tıktıklarını, Milli Görüşe hıyanet edince niye
ve nasıl iktidara taşıdıkları üzerinde iyi düşünmelidir.
İşbirlikçi
yerli masoncukları ve NATO kafalı tosuncukları eliyle, Mustafa Kemal Türk
milletini batıya bağlamaya, milli ve manevi değerlerinden koparıp küresel
çeteye köle yapmaya çalışan bir komutan şeklinde gösterilirken sakın ha,
Atatürkçülükten ayrılmayın diye öğüt verirken şimdi Atatürk yeniden gerçek
kimliği ile algılanmaya başlayınca bu sefer Artık Kemalizm çağdışı kalmıştır,
bu köhne kalıplardan sıyrılın demelerinin nedenlerini çok iyi tahlil
etmelidir.
Türkiye için,
bütün Müslüman ülkelere örnek olacak ılımlı İslam, hatta hilafet ve saltanatı
bize telkin ve tavsiye eden ABD ve AB, niye Milli Görüşten şiddetle
ürkmektedir.
Abdullah
Öcalanın posterlerine, Barthelemeosnun ekümenliğine selam duranlar, niye
Atatürk resimlerine tahammül edememektedir?
Akıl; muhakeme
ve mukayese (karşılaştırma ve doğru karar verme) yeteneğidir. Düşünmeyen,
değerlendirmeyen ve dert edinmeyen, onurlu insan ve olgun Müslüman olabilmiş
değildir
Son Söz ve
Ayar Sorusu:
Atatürk
İslamın cihat olarak beş yüz kadar ayetle önemle emrettiği saldırgan
düşmanlara karşı ülkeyi dini devleti korumak için çalışmak ve çarpışmak
Milletimizin
can, mal ve namus emniyetini, din ve düşünme hürriyetini sağlamak…
Bölgemizde,
ülkemizde ve yeryüzünde barış ve bereket ortamını oluşturmak
Münafıkların
din baronlarının mason zındıkların istismarından İslamı ve insanımızı uzak
tutmak için bütün hayatını ve rahatını feda etmiş,
Ancak namaz ve
orucunu ihmal etmek ve içki içmek gibi şahsi günahlar işlenmiş ise
Buna karşılık
birileri namaz, oruç, hac gibi şahsi ibadetlerini devamlı ve dikkatle, hatta
dillere destan olacak şekilde yerine getirmiş ama dinimizi yozlaştırmak,
devletimizi yıkmak, yurdumuzu parçalamak emperyalistler ve Yahudi Siyonistlerle
işbirliğine girişmiş, kardeş ve komşu Müslüman ülkeleri haksız yere ve
dayanaksız bahanelerle işgal edip, mazlumların canlarını, mallarını,
namuslarını talan ve telef eden zalimlere destek vermiş ve dua etmişse
Şimdi söyleyin
bakalım:
· Kuranın
ayetlerine göre,
· Hz.
Resulullahın hadislerine göre,
· İslam
ulemasının görüşlerine göre,
· İnsani
ve vicdani prensiplere göre,
· Ahlaki
ve hukuki gerçeklere göre,
Bunların
hangisi daha zalim ve daha haindir? Hangisi Allahın gazabına ve cehennem
azabına daha layık ve müstahak birisidir?.. Evet, putperestliği çağrıştıran bir
mantıkla ve sanki özellikle Atatürkten nefret ettirmek maksadıyla, çoğu
estetik olarak bile itici heykellerini, resimlerini ve büstlerini,
Üstelik
Beni tanımak, beni görmek değil; fikir ve ideallerimi anlamak ve sahip
çıkmaktır dediği halde, nerdeyse yemek tabaklarına ve çeşme duvarlarına bile
asmayı bir hizmet ve marifet zannedenler ne kadar şekilci ve zarar verici ise,
Bunun tam
aksine Atatürkün fotoğraflarını duvarlardan indirin ki ABye girebilesiniz
diyen Avrupa Gâvuru da, onun davulunu çalanlar da o denli tehli ve art
niyetlidir.