AB BATILILAŞMA HEVESİ MİYDİ,
TÜRKİYEYİ BATIRMA SİYASETİ MİYDİ?
Türkiyenin ABye girmesini perde arkasında en çok isteyen ve destekleyen İsraildi. Çünkü bu yolla Türkiyeyi İslam âleminden koparıp kendi güdümündeki Avrupaya bağlamak ve rahatlıkla kullanmak hevesindeydi. Avrupa Birliği Komisyonundaki İsrail Temsilcisi Giancarlo Chevallard, şunları söylemişti:
Türkiyenin üyeliğiyle birlikte AB; Suriye, Irak ve İranla ortak sınıra sahip olacak. AB, coğrafi anlamda Orta Doğunun bir parçası olacak. Türkiye, şu anda da İsrailin önemli bir stratejik ve ekonomik ortağı. Avrupa Birliği de kendi içinde Türkiyeyi de bağlayacak olan tam anlamıyla ortak güvenlik ve dış politika oluşturma sürecinden geçiyor. Bütün bu sebepler yüzünden Türkiyenin ABye katılımı bölgenin politik yapısında büyük bir etki yaratacak ve (İsraili rahatlatacak) ve bölgedeki siyasi oyuncular arasında şu anda mevcut olan ilişkileri de etkileyecektir. Bu on yılın sonunda Avrupa Birliği 500 milyon nüfusuyla İsrailin yanı başında bütünleşmiş bir bölge olacak. Bu durumun İsraili, AB ile daha sıkı iş birliği içinde bir ilişki geliştirmeye sevk etmesi tabiidir. (İsrailin içindeki Avrupa dergisinden.)
Evet, Siyonistler bütün Avrupa ile birlikte Anadoluyu da, Arz-ı Mevud'un bir parçası yapmaya çalışmaktadır. Ancak maddi ve manevi yönden tamamen yozlaştırıp yumuşatmadan Türkiyeyi ABye almak tehlikeli bulunmaktadır. Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu AFETin, Hollandalı Hristiyan Demokrat parlamenter Arie Qostlander tarafından hazırlanan (2003) Türkiye raporunda ve karar tasarısında özetle şunlar yazılmıştı:
Milliyetçi ve hürriyetçi unsurlar taşıyan Atatürkçü düşünce ve Milli Görüş felsefesi Türkiyenin AB üyeliğine engel oluşturmaktadır.
Türkiyedeki devlet yapısında çok kökten değişiklikler yapılmalıdır. Üniter sistem yıpratılmalıdır.
MGK ve RTÜK gibi kurumlar kaldırılmalıdır.
Türkiyenin ulusçu ve laik yapısı AB ile uyumlu hale sokulmalıdır. Batılı değerlerle dengelenmiş Ilımlı İslama geçiş hazırlanmalıdır.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Türk halkı tarafından en güvenilir bir kurum olarak görülmesi tartışılmalıdır. Ordunun etkinliği zayıflatılmalıdır.
Türkiyenin bu engelleri ortadan kaldıracak yeni bir anayasaya ihtiyacı vardır.
Kısaca; Türkiyenin ABye üyeliği için üç önemli engel görülmekte ve bunların çözülmesi ve çürütülmesi tavsiye olunmaktaydı:
1- Erbakanın Milli Görüş şuuru. 2- Atatürkün Kuvay-ı Milliye ruhu. 3- Güçlü ve güvenilir Türk ordusu.
Bunlara göre;
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ