Yazar: yonetici
0 Yorum 518 Görüntüleyen

“KEMALİZM”İN DE “TAYYİBİZM”İN DE
MUCİDİ SİYONİST ODAKLARDIR!

Atatürk Türkiyesi’nden Erdoğan Türkiyesi’ne

Atatürk’ün anısını yaşatmak ve mirasını korumak için harcanan bunca çaba, Türkiye’nin Onun tahayyül ettiği gibi bir ülke haline gelmesini sağlıyor mu? Hayır, sağlamıyor. Tam tersine, Atatürk’ün mirasının ve laik düzenin tehdit altında olduğunu düşünenler, tüm çabalarına karşın söz konusu tehdidin azalmadığını, tersine arttığını ifade ediyorlar. Başka çare kalmaması halinde, Atatürk’ün mirasını korumak için bir kez daha rejime müdahale ederek durumu kurtaracağına güvenilen askerin, yani Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gelinen noktada bu tür bir müdahaleye kalkışmasının artık olanaksız görünmesi, bu kesimdeki karamsarlığı daha da derinleştiriyor. Atatürk’ün mirasını koruma çabasındakiler, trajikomik bir kısırdöngünün içinde bocalayıp duruyorlar.

Bu kısırdöngüyü kırmak için farklı şeyler yapmak gerektiği artık çok açık ama birileri çıkıp da bu ihtiyacı dile getirince derhal tepki görüyor ve “Atatürk düşmanı” ilan ediliyor, böylece kısırdöngüden çıkma olanağı kalmıyor.

Hiçbir yeni fikir üretmeden, bugünün Türkiyesi’nde yaşayan insanları motive edecek bir hikâye ortaya koymadan, halkın öncelikli sorunlarına eğilmeden, sadece Atatürk simgesine sarılarak Onun mirasını koruyabileceklerini sananlar, kimseye umut aşılayamadığı için iktidar adayı da olamıyor ve AKP rakipsiz kalıyor. Atatürk’ün mirasını koruma iddiasında olanlar, Onun koyduğu “çağdaş uygarlık düzeyine erişmiş Türkiye” hedefinden yola çıkarak bir “21. yüzyıl Türkiyesi” tahayyülü ortaya koyamadığı için Başbakan Erdoğan, Türkiye’yi kendi tahayyüllüne uygun bir ülke haline getirme yolunda emin adımlarla ilerliyor.”[1] diyen Osman Ulagay; Atatürk gerçeğini “Kemalizm’e” çevirenlerle, Erbakan ve Milli Görüş çizgisini “Tayyibizm’e” ve AKP’ye döndürenlerin aynı Siyonist merkezler olduğunu, ya bilmiyordu veya bile bile gizliyordu. Kemalizm safsatası ve dayatmasıyla toplumun bir kesimini Atatürk’e ve Onun Milli Restorasyon (aslına sadık kalarak çağdaş ihtiyaçlara uygun yeni değişim) hareketine düşman etmeyi başaran küresel Siyonist merkezler ve yerli masonik çevreler, Tayyibizm’in ve AKP’nin Din istismarı ve Devlet tahribatıyla da, toplumun diğer kesimini İslam’dan iyice soğutmayı başarıyordu.

AKP’nin, Siyonizm’in Tezgâhı olduğunu; Time anketi göstermişti!?

ABD’de yayımlanan ünlü Time dergisinin, “yılın en popüler kişisi” ile “yılın en az popüler olan kişisi”ni belirlemek üzere internet üzerinden gerçekleştirdiği anketin 2011 sonuçları da Türkiye’deki kutuplaşmayı yansıtan ve dergi yetkililerini de şaşırtan çarpıcı bir tablo ortaya çıkarmıştı.

“Yılın en popüler kişisi” sıralamasında Başbakan Erdoğan 122.939 oyla açık ara birinci olurken ikinci sıradaki futbol yıldızı Lionel Messi ancak 74.415 oy almıştı. Anketi düzenleyen Time dergisini şaşırtan sonuç ise; Başbakan Erdoğan’ın “yılın en az popüler olan kişisi” sıralamasında da çok açık farkla birinci sırada yer almasıydı. Erdoğan “yılın en az popüler olan kişisi” olarak 180.571 oy toplamış ve ikinci sırada yer alan “en zengin %1″in aldığı oyu beşe katlamıştı.

Aynı kişinin her iki listede de açık farkla birinci sırayı alması hiç de alışılagelmiş bir durum sayılmamıştı. Time dergisiTürk internet sitelerinde yürütülen Erdoğan’a destek ve köstek kampanyalarının sonucu etkilediğini ileri sürse de bu bir aldatmacaydı. Çünkü Erdoğan’dan daha çok yararlanmak ve Siyonizm (İsrail) adına azami fayda sağlamak için, onun Türkiye’de ve İslam âleminde parlatılıp popüler hale sokulması lazımdı. Wall Street Journal gazetesinin de bazı Türk internet sitelerinde sürdürülen “Erdoğan’a hayır” kampanyalarının oylamada etkili olduğunu ileri sürerek, “Bu sonuçlar da Erdoğan’ın Türkiye’de Cumhuriyet tarihinin en popüler ama aynı zamanda en kutuplaştırıcı siyasetçilerinden biri olduğunu gösteriyor” yorumu kasıtlıydı ve bu maksatlıydı.

Sonuçta Time dergisi, büyük olasılıkla Türkiye’den gelen oylarla her iki listede de birinci olan Erdoğan’ı değil, 2011 yılına damgasını vuran protesto hareketlerine yön verenleri “yılın kişisi” seçmiş durumdaydı, ama Time anketinde ortaya çıkan tablo, Türkiye’deki bölünmüşlüğü ve cepheleşmeyi gösteren ilginç bir örnek oluşturmaktaydı.

Atatürk’ü Bitirme Planları, İsmet İnönü’yle Başlatılan Bir Süreçti!

“Atatürk’ü bitirme planı” deyimini romancı Tuna Kiremitçi, bu tartışmaların alevlendiği ortamda yazdığı bir yazının başlığında kullanmıştı. Yazıda bunun nasıl bir plan olduğu ya da kimin planı olduğu açıklanmıyordu, ama böyle bir planın hangi ortamda gündeme getirilebildiği irdeleniyordu. Değişen kuşaklarla birlikte heyecanların da değiştiğini vurgulayan Kiremitçi, farklı siyasi eğilimdeki gençlerle yaptığı sohbetlerde edindiği izlenimleri aktarıyor, “O zaman yaşasalar belki de Mustafa Kemal’in yanında saf tutacak çocuklar bugün başka heyecanlarda” diyordu.[2]

“Bu aslında ilginç bir saptamaydı. Atatürk’ün mirasını koruma iddiasındakiler, Onun Türkiye tahayyülünden yola çıkarak bugünün gençlerini heyecanlandıracak hedefler ortaya koyabilseydi Atatürk’ü bitirme planları yapmak herhalde bu kadar kolay olmazdı!” tahlilleri haklıydı ve çarpıcıydı.

Atatürkçülerin Aymazlığı ve İstismar Geleneği…

“Her şeye rağmen Atatürk’ü bitirmek pek kolay değil, çünkü Nazlı Ilıcak’ın sözünü ettiği MetroPOLL anketinin sonuçlarının da gösterdiği gibi, Atatürk’ün geniş kesimin gözünde hâlâ süregelen bir dokunulmazlığı var, ama Türkiye’nin ve dünyanın bugün geldiği noktada, Onun yaşadığı dönemden çok farklı koşulların geçerli olduğu bir dönemde, Atatürk’ü yaşatmak da kolay değil. Onu yaşatmak iddiasında olanların yaratıcı fikirler ortaya koyamaması, “Atatürk’ü bitirme planı” yapanların işini kolaylaştırıyor. “Atatürk’ü bitirme planı” yapanlar ile Atatürk’ü yaşatma çabasında olanların birbirinden çok farklı yapıda olması sonuçta her iki grubun da aynı sonuca hizmet etmesine yarıyor.

Bir tarafta Türkiye’yi Atatürk’ün tahayyül ettiğinden farklı bir ülke haline getirme hedefine kilitlenmiş, ne istediğini çok iyi bilen, çok iyi örgütlenmiş, hedefine doğru kararlı adımlarla yürüyen bir hareket var. Onlar için Atatürk’ü bitirmek, kapsamlı bir stratejinin çok önemli bir aşaması. Gayet iyi planlanmış, hükümete destek veren medya ve sivil toplum unsurlarının güçlü desteğine sahip bir hareket bu.

 

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..

 

 

Yorum Yap

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi